A. Kemal KAŞKAR -
Günlük yaşamımızda zaman zaman ‘anlam veremediğimiz’ şeylerle karşılaşıyoruz. Şaşıp şaşırıp kalıyoruz. Kafamız karışıyor. İşin içinden çıkamıyoruz falan filan ...
Tam da böyle bir durum, bir yurttaşımızla bir dönem müşterisi olduğu bankası arasında yaşandı.
Bankadan yurttaşa bir ‘mesaj’ gönderildi. Bu mesaj yurttaşın kafasını karıştırdı. “Benim o bankaya borcum yok ki!.. Kredi kartı da kapalı zaten...” deyip şaşarak itirazla sormuş bu nedir diye...
Böylece anlaşılmış ki, banka yurttaşa ‘alacaklı’ olduğunu bildirmiş!?..
Şimdi ben, bu duruma uygun bir ‘soru’ soruyorum:
‘Sevgili ülkemde bir yurttaşın bir bankadan alacağı nasıl bildirilir?’
Bu, yanıtı çok kolay bir soru olarak görülebilir ama hiç de öyle değil(miş).
Bakın hele o bankanın yazdığı mesaja:
“.... ile biten kartınızın borcu – 495.18 TL, asgari borcu 0.00 TL, son önede tarihi 17 Aralık ...”
Siz ne anladınız?
Okuduğunuz (ve gördüğünüz) gibi banka, vatandaşın kendisinden alacağını “- borç” (“eksi borç”) olarak ifade ediyor.
Yani banka müşterisi olan yurttaş her şart altında ‘borçlu’!
Alacağı da olsa borçlu, borçluysa zaten borçlu!
Alacağı varsa ‘- borçlu’, borçlu ise ‘+ borçlu’!
İşte sorun ya da gülünesi durum da tam bu!
Fazla söze gerek var mı?!..
2 
0 
2 
0 
0 
1 
