Cumhuriyet Halk Partisi Muğla İl Başkanı Av. Zekican BALCI: “ZULÜM İLE ABAD OLANIN AKIBETİ BERBAD OLUR!”
CHP Muğla İl Başkanı Av. Zekican Balcı, ülkenin içinde olduğu koşullarla ilgili olarak yazılı bir basın açıklaması yaptı. “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur” diyen Balcı’nın açıklamasının tam metni şöyle:

“AKP iktidarında ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin içerisinden geçmektedir. Ranta ve yandaşa dayalı çarpık ekonomi modeli nedeniyle oluşan bu krizin bedelini, yıllardır emeğiyle ayakta kalmaya çalışan milyonlarca yurttaşımız ödemektedir. Bugün pazarda, markette raflara sadece bakabilen, tenceresini kredi kartıyla kaynatmaya çalışan bir halk gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu bir kader değil, siyasi tercihin sonucudur.
Bugün gelinen noktada bu kriz yalnızca ekonomiyle sınırlı değildir. Türkiye’nin yaşadığı büyük çöküş, aynı zamanda sistemin çöküşüdür. 2017 referandumu sonrası tek adam rejimiyle dayatılan başkanlık sistemi, ülkemizi yönetilemez hale getirmiş; denetim mekanizmaları ortadan kaldırılmış, hukuk askıya alınmış, kurumlar etkisizleştirilmiş, liyakat bitirilmiştir. Saraydan gelen talimatla şekillenen bürokrasi, halktan kopmuş, Meclis’in işlevi neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır.
Oysa güçlü parlamenter sistem, halkın doğrudan temsil edildiği, yasamanın yürütmeyi denetlediği, yargının bağımsız olduğu bir sistemdi. Güçler ayrılığı ilkesi sayesinde yönetim şeffaf, hesap verebilir ve halk odaklıydı. Bugün yaşanan krizin temelinde, bu yapının bilinçli olarak ortadan kaldırılması vardır. Demokrasi ancak Meclis’in yeniden güçlü hale gelmesiyle, bağımsız kurumlarla, halkın yönetime aktif katılımıyla yeniden inşa edilebilir.
AKP iktidarı, halkın yoksulluk feryadına sağır kalmakta, TÜİK eliyle çarpıtılan verilerle gerçeği perdelemeye çalışmaktadır. Ancak halk gerçeği raflarda, etiketlerde, boş cüzdanında, buz gibi mutfağında iliklerine kadar hissetmektedir. Açlık sınırı 23.615 TL’ye, yoksulluk sınırı 76.922 TL’ye ulaşmışken, en düşük emekli maaşının 14.469 TL, net asgari ücretin 22.104 TL olduğu bir ülkede yaşamak mucizeye dönüşmüştür. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 30.617 TL’dir. Bu tablo, sadece ekonomik değil; sosyal adaletin, insan onurunun ve eşit yurttaşlık hakkının da çöküşüdür.
AKP, emekçinin, emeklinin, esnafın, işsizin sırtına binen ağır vergi yüküyle yandaş müteahhitleri beslemeye devam etmektedir. Yolcu ve geçiş garantili köprüler, otoyollar ve havaalanları halkın vergileriyle fonlanmakta; kamu kaynakları bir avuç seçkin şirkete adeta peşkeş çekilmektedir. Bu lüks ve israf düzeni; ne ekonomik krizleri çözer, ne de halkı refaha ulaştırır.
Bu düzen değişmelidir.
Rant ekonomisinin yerine üretim ekonomisini, sarayların çıkarı yerine halkın refahını koyan bir anlayış gereklidir. Günlük hamasetin yerine planlı kalkınmayı, yandaş kayırmacılığının yerine kamucu bir devlet anlayışını hâkim kılmak zorundayız.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yaşıyoruz. Ya bu ülke bir avuç azınlığın değil, 85 milyonun evi olacak ya da bu halk bir kez daha ayağa kalkacak. Bu karanlık sistemin alternatifi vardır. O alternatif, halkın alın terini esas alan, eşitliği, adaleti ve onurlu yaşamı merkeze alan halkçı ve demokratik düzendir.
Zulüm ile abad olanın sonu berbad olur.
Bu topraklar baş eğmedi ve eğmeyecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. “





