- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 January 2019, Thursday 13:31
- 3644 kez okundu
10 Ocak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ … Yıllardır bu adlandırma üzerine konuşur, gülüşür dururuz.
Sizce de garip değil mi?
‘Çalışan Gazeteciler Günü’!?
İlk anda size neyi çağrıştırıyor?
Demek ki -en azından- iki tip gazeteci var:
Çalışanlar ve çalışmayanlar!
Çalışan gazetecilerin bir günü var: 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü!
Ama “Çalışmayan Gazeteciler Günü” diye bir şey yok.
Olsa nasıl olur?
Orta yere, ‘ben çalışmayan gazeteciyim’ diye çıkan olur mu? ‘Çalışmayan Gazeteci’ gazeteci olur mu?
Böylesi bir durum başkaca herhangi bir meslek için söz konusu olabilir mi?
“Çalışan Doktorlar Günü”?
“Çalışan İşçiler Günü”?
“Çalışan Çalışanlar Günü” …
Bütün meslekleri alt alta sıralayıp önüne ‘çalışan’ ekleyebiliriz.
Ekleyebiliriz eklemesine de … Peki ama olur mu? Bence olmaz!
Ama sevgili ülkemde “Çalışan Gazeteciler Günü” diye adlandırılan bir gün var ve o gün vesilesiyle, özellikle son yıllarda basın çalışanları, davet edildikleri kahvaltılı-yemekli etkinlikler arasında koşuşturup duruyorlar.
Yetişebilene aşk olsun!?..
‘Özellikle son yıllarda’ vurgusu önemli, çünkü gerçekten de son üç-beş yıldır bu davetler o kadar çoğaldı ki … Kurum-kuruluşlar, meslek odaları, siyasetçiler, ‘10 Ocak’ta ya da bir iki gün öncesi ya da sonrasında sabah, öğle ya da akşam öğünlerinden biri için adeta birbirleriyle yarışır hallerdeler …
Dolayısıyla, sadece ‘1 gün’ bu durumda ‘yetersiz’ kalıyor.
İki gün yeterli gelir mi derseniz, bence yetmez! Üç, hatta dört gün bile yetmez …
Gelin şunu ‘Çalışan Gazeteciler Haftası’ olarak tanımlayalım da herkes rahat etsin.
7 gün 3’er öğünden 21 öğün yapar, bu da ‘koordineli’ bir şekilde örgütlenirse yeterlidir bence …
Ancak ‘koordinasyon’ şart! Yoksa ortalık yine karışır. Kahvaltılar, yemekler çakışır falan …
Bir de, ‘ilgi eşitliği’ bakımından, kahvaltı-öğle ve akşam yemekleri her yıl kurum, kuruluş, meslek odaları ve siyasi partiler arasında ‘dönüşümlü olarak’ verilmeli … Örneğin A Partisi bu sene kahvaltı vermişse, bir sonraki yıl öğle ya da akşam yemeği vermeli gibi bir uygulamadan söz ediyorum …
Her neyse, bi’ şeyler yapılır bi’ çare bulunur artık …
…
Sevgili mesleğimizin ‘mesafeler’e en çok dikkat edilmesi gereken bir meslek olduğuna özellikle dikkat çeke çeke bi’ hâl olduğumuz memleket koşullarında, arada sırada, aradaki ‘mesafeleri kaldırıp sarmaş dolaş buluşmalar’ yaşanmasında ‘sosyo-psişik’ faydalar olduğu kesin.
Bunun yanı sıra ve ‘sosyo-psişik’ olarak yuvarladığım faydalar ile hiç ilgisi olmayan başka başka ve ille de karşılıklı bazı faydaların, örnekse ‘siyaset’en umulan, istenen, beklenen faydaların da sanıyorum herkes farkındadır.
Gerçi sevgili ülkem, siyasetçilerin sık sık: “Siyasi bir amacım yok!” vurgularıyla siyaset yaptıklarına tanık olunan bir ülke olduğu için, “çalışan gazeteciler” tabelasının yanında “siyasi bir amacı olmayan siyasetçiler” tabelası da giderek dikkat çekmez hale gelmiş durumda.
Anlayacağınız, yerçekimsiz koşullarda yuvarlanıp gidiyoruz böylece …
Bu anlamda, yaygın bir iletişim tarzı olarak “Ne var ne yok, nasılsın?” sorusuna verdiğimiz “Yuvarlanıp gidiyoruz” yanıtının, aslında tam da ‘yerçekimsiz koşullar’da yaşadığımızın-yaşatıldığımızın bir göstergesi olduğunun altını bu vesileyle bir kez daha çizmiş olayım.
Peki bu yazımdan benim yararım nedir?
Sevgili Eşim Ayşegül’le (‘10 Ocak’larla sınırlı kalmamak üzere) yıllardır yapabildiğimiz gibi kahvaltılı-yemekli davetlerle ilgili olarak “yeterince mesafeli” bir tavrı kararlılıkla sürdürebiliyor olmamız da dikkate alınırsa, ‘Çalışan Gazeteciler Haftası’ önerimle, daha çok kahvaltı ve daha çok yemek gibi bir beklentimizin olmadığı herkesin malûmudur …
Yazımın en manalı yararını açıklıyorum:
10 Ocak 2019 tarihli bu soru/yorum ile, ‘çalışmaya devam eden bir gazeteci’ olduğumu belgelemiş oluyor ve tüm okur-yazarlarıma selam ve sevgilerimi sunarken tüm meslektaşlarımın gününü içtenlikle kutluyor, günümüzü kutlayan tüm sevgili yurttaşlarıma da büyük bir hoşnutlukla teşekkür ediyorum …
Bu arada, yazımın giriş bölümünde dile-gündeme getirdiklerimden hareketle 10 Ocak için, ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ yerine ‘Basın Emekçileri Günü’ gibi bir adlandırma önerisi de yapmam gerekir sanıyorum ...
-
31.05.2021 Yaklaşık çeyrek yüzyıl …
-
01.11.2019 Hepimiz!
-
19.10.2019 Muğla’nın çevre sorunları Milas’ın umurunda mı değil?
-
18.09.2019 ‘Kendi basınınız’ mı?
-
02.07.2019 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
18.04.2019 Bu, ‘ezberlerin bozulduğu’nun mu göstergesi acaba?
-
12.03.2019 ‘Son Şiir’ diye bir şey yoktur!
-
06.03.2019 Birikmiş sorularım …
-
12.02.2019 ‘Ağa Belediyeciliği’!
-
05.12.2018 Yaşarkenki gibi!
-
23.11.2018 “Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?
-
07.11.2018 Kömürün gerçek bedeli ne kadar ağır?
-
24.10.2018 Endüstri Meslek ve Kız Meslek Liselerinin yeni binalarında her şey yolunda mı?
-
02.10.2018 'Hedef az sayfalı az okunan gazeteler midir?'
-
25.07.2018 Keşke ‘bayram’ edebilsek!
-
20.06.2018 Oldu mu ya Hulusi Bey? Olmadı, hem de hiç olmadı!
-
11.05.2018 ‘Büyük İnsanlık’ soru/yorum
-
01.05.2018 Tarihte “Üsküdar”ın rolü ve önemi!
-
07.02.2018 Başka bir Ortadoğu mümkün değil mi?
-
10.01.2018 ‘Hatıra Fotoğrafları’
-
30.12.2017 Bir varmış, bir yokmuş …
-
29.11.2017 Adaletin halleri hakkında küçücük bir not
-
25.11.2017 ‘Zeytin Hasat Şenliğimiz’ bugün başlıyor …
-
14.10.2017 Demokrasi tarihimiz ya da ‘Talihsiz Demokrasimiz’ için kritik öneme sahip bir soru: Kadir Topbaş neden istifa etti?
-
02.10.2017 ‘ÜNAL ABİ’ için …
-
30.08.2017 Çok mu zor?
-
11.08.2017 Kimi bağlar?
-
01.08.2017 ‘Yüksek Vicdan Sahibi’ Dr. Mete Ersoy’a Saygıyla …
-
26.07.2017 Ben bunu hep yapıyorum …
-
12.07.2017 Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu’na ne oldu?
-
11.07.2017 “Neden Yürüdük?” ve “Maltepe/Adalet Çağrısı”
-
04.07.2017 unutMADIMAKlımda!
-
20.06.2017 ‘Sağlıklı bir Demokrasi’ için ya da ‘Sevgili Demokrasimizin Sağlığı’ için Yürümek iyidir!
-
05.06.2017 Ne yapacakmışız zeytinlikleri?
-
31.05.2017 “MAYBİR Milas Şubesi” için bir anımsatma yazısı!
-
30.05.2017 “Tutuklandık Ey Halkım! …”
-
29.05.2017 Yaşar Yılmaz’a saygıyla …
-
06.05.2017 Tarihi tarih yapan tüm devrimcilere saygıyla … Var mısınız, Yok musunuz!?
-
02.05.2017 Artık rahatlıkla, ‘yazısız köşeler’ de ‘GEÇERLİ’ sayılabilir!..
-
18.04.2017 Referandum sonrasına ilişkin birkaç söz …
-
15.04.2017 ‘16 Nisan Bayram Olsun’ diye …
-
27.03.2017 ‘Kıdemli’ hemşehrilerimiz için daha daha neler neler yapabiliriz?
-
25.03.2017 Dursun Girgin’in sesini ne zaman duyacağız?
-
23.03.2017 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
14.03.2017 ‘Milas Fuar ve Kongre Merkezi’
-
11.03.2017 Ayhan Çıkın’a “veda”!
-
01.03.2017 “Daha başka ne/neler yapabilirim?”
-
22.02.2017 ‘Ortak akıl’ derken?
-
14.02.2017 ‘HAYIR’ deme hakkı!
-
06.02.2017 “Kimse yok mu?!..”
-
30.01.2017 ‘Doğrudan Demokratik Parlamenter Rejim’ için bir fırsat!
-
04.01.2017 Su gibiydi sözleri …
-
30.12.2016 2016’yı uğurlama ve 2017’yi karşılama niyetine ... “Milas’a doğalgaz neden gelmedi?”
-
06.12.2016 Nasıl yorumlayıp nerelere çeksek bilemedik?
-
25.11.2016 Zeytine ve Zeytin Dostlarına saygıyla …
-
17.11.2016 ‘Demokratik-Özerk Üniversite’!..
-
31.10.2016 ‘Bilen’ bilmiyorsa?
-
10.10.2016 Hacıapti’de OHÂL?!..*
-
03.10.2016 Sorular ... Sorular ...
-
05.09.2016 ‘Arıza Kayıt Servisi’ de arızalıysa!?
-
24.08.2016 İnadına düğün, inadına barış!
-
20.08.2016 Ceylanpınar’ı aydınlatmak!
-
09.08.2016 ‘Muhalefet etmek’ üzerine birkaç söz ...
-
05.08.2016 Siz affediyor musunuz?
-
29.07.2016 ‘Yüzleşmek’ şart!
-
21.07.2016 ‘Ortaklaştırıcı’ siyasi hamleler şart!
-
13.07.2016 ‘Yelki’ diye bir yerde ...
-
24.06.2016 “Ben nereye park ettim”!?...
-
20.06.2016 Teşekkürler ...
-
13.06.2016 Yolumuz ve yumruğumuz ...
-
06.05.2016 Geçmiş zaman resimleri ...
-
04.05.2016 “Beçin Kalesi yanındaki arazi”ye mi?
-
28.04.2016 Yazılacak onca konu varken ...
-
23.04.2016 Devrimler bayramlarımdır benim!
-
20.04.2016 Babek Zencani’nin “komisyon verdiği kişiler”in kimler olduğuyla ilgilenen var mı?
-
07.04.2016 ‘Panama Belgeleri’ni merak ediyor musunuz? Yoksa, bu konuyla da ilgilenmiyor musunuz?
-
25.03.2016 Zarrab’ın yaptıkları sizi ilgilendiriyor mu?
-
18.03.2016 Becerebilirseniz, ‘istifa’yı düşünsenize bir de!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.