- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 17 November 2016, Thursday 19:04
- 4358 kez okundu
soru/yorum - A. Kemal KAŞKAR
Sevgili ülkemin bir sorunu daha OHAL-KHK yöntemiyle halledildi!?
Bu ‘sorunu’ şöyle anımsatayım:
12 Temmuz’da rektörlük seçimini yapmış olan Boğaziçi Üniversitesi, hemen hemen ittifakla (ya da çok uzak ara ile) Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’nu Rektör adayları listesinin en başına yerleştirmişti.
Seçim sonucunda adayların aldığı oylar şöyleydi:
Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu 348 oy, / Prof. Dr. Vedat Akgiray 40 oy, / Prof. Dr. Esra Battaloğlu 1 oy, / Prof. Dr. Betül Tanbay 1 oy, / Prof. Dr. Cem Say 7 oy ve Prof. Dr. Levent Kurnaz 2 oy almıştı.
Bu sonuca, başta adaylar arasından olmak üzere hiç kimsecikler de itirazda bulunmamıştı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması, ülkemizin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından girdiği “olağanüstü dönem”de -doğal olarak- ‘bir süre gecikir’ diye düşünülüyordu.
Günler geçti. Haftalar, aylar geçti.
Önceleri pek çok kez yaşandığı gibi mi olacaktı yine?
% 86 gibi çok yüksek bir oranda oy alan ve YÖK tarafından tek isim olarak Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen Prof. Barbarosoğlu’nun atanmaması ihtimali konuşulmaya başlanmıştı ki …
Malûm:
29 Ekim 2016 tarihinde, 676 sayılı KHK ile rektörlük seçimleri kaldırılıverdi.
Bunun üzerine, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, seçilmiş rektörün atanmamış olmasının “kabul edilemez” olduğunu vurguladıkları bir açıklama yapıp:
“OHAL’in hukuki çerçevesinin dışında kalan yeni rektör belirleme yöntemi; ülkenin bilimsel, demokratik ve ekonomik gelişmesine zarar verecek niteliktedir.
Özerk üniversitelerin gelişmiş toplumların güvencesi olduğunu hatırlatarak, rektör seçimini düzenleyen KHK’nın iptalini kamu yararı adına talep ediyoruz” dediler.
Veeee seçimlerde aday olmayan Prof. Mehmed Özkan, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atandı.
Böylece, Boğaziçi Üniversitesi’nin iradesi hiçe sayılmıştı.
Baştan sona tam bir skandaldı.
Ama olmuştu.
Son iki Cumhurbaşkanı, seçim sonuçlarına rağmen buna benzer atamaları hep yapmıştı.
Artık, ‘kapı gibi KHK’ fermanı da vardı.
Kimsenin, “ileri-geri / işler-işlemez” gibi işlerle uğraşacak hali kalmamıştı.
Hazır seçimler yapılmışken -önceki örneklerde olduğu gibi- hiç olmazsa seçime girmiş olanlar arasından bir atama yapılabilirdi.
Olabilirdi.
Ama yapılmadı, olmadı.
Peki ya ‘hükümet’in ortaya çıkan tabloya ilişkin savunması nedir?
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, gerekçelerini şöyle dile getirmiş:
“Geçtiğimiz dönemlerde her rektör seçimi sırasında hemen hemen maalesef üniversitede kamplaşmalar olur. Şu tarafın adamı, bu tarafın adamı. Rektörlük seçimi bittikten cumhurbaşkanı tarafından atandıktan sonra bile bu tartışmalar devam ederdi. Bunların ne kadar çok üniversitelere zarar verdiğini biliyoruz. Bu anlamda KHK çerçevesinde seçimler dolayısıyla öğretim üyesi arkadaşlarımızın arasında uçurum diyebileceğimiz farklılıkların, husumetlerin ortaya çıkmamasını temin etmek bakımından böyle bir KHK çıkarıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız da KHK çerçevesinde önüne konulan isimlerden birini seçmiş oldu. Mesele budur.”
İşte bu!
Bu kadar basit.
“Husumetlerin ortaya çıkmaması için”miş!?..
Son 15 yıldır, sevgili ülkemi adeta ‘husumetler cehennemi’ne çeviren bir siyaset yapma tarzının ‘üniversite rektörlerinin, seçimi de içeren bir yöntemle belirlenmesi yolundan tümüyle çıkılmasına bulduğu gerekçe, hiç şaşırtıcı değil aslında.
Birincisi, zaten çok büyük bir oranda seçilmişler atanmıyordu.
Yani teamül ‘demokratik’ değil ‘anti-demokratik’ yönde oluşmuştu.
İkincisi, ‘katılımcı, demokratik, özerk yönetim’ modeline tahammül edilemiyordu.
Bunun öyle ya da böyle ortadan kaldırılması için “darbeciye bak” fırsatı değerlendirilmiş oldu.
“Seçimler üniversitelerde kamplaşma ve husumet yaratıyor” denilip seçimli model ortadan kaldırılabilmişse eğer, başkaca pek çok alanda, pek çok başka başka şeyler denilerek seçimli model neden ‘askıya alınamasın’dı. (Örnekse pekalâ: “Seçimler, ‘kaosun’ ortaya çıkmamasını temin etmek bakımından kaldırılmıştır” denilemez mi?)
Sevgili ülkemizin ‘raydan-yoldan çıkmış’ hallerine bakıp bakıp da çaresizliğe düşülmesin sakın.
Yapılacak olan şey: Demokrasimizi güçlendirecek adımları tereddütsüz atmaktır.
Bunun için de, -kendimi yazımın konusuyla sınırlarsam- üniversitelerde özerk-demokratik model için mücadeleye devam diyorum.
Ve şunu anımsatarak tamamlamak istiyorum:
‘Demokratik-Özerk Üniversite’ mücadelesi, (üniversiteli yıllarımın 1750 sayılı üniversiteler kanununa karşı, 1980 sonrasında ise Yüksek Öğretim Kanunu / YÖK’e karşı) dünden bugüne süren bir mücadele olarak bugünden yarına güçlenerek başaracaktır.
-
31.05.2021 Yaklaşık çeyrek yüzyıl …
-
01.11.2019 Hepimiz!
-
19.10.2019 Muğla’nın çevre sorunları Milas’ın umurunda mı değil?
-
18.09.2019 ‘Kendi basınınız’ mı?
-
02.07.2019 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
18.04.2019 Bu, ‘ezberlerin bozulduğu’nun mu göstergesi acaba?
-
12.03.2019 ‘Son Şiir’ diye bir şey yoktur!
-
06.03.2019 Birikmiş sorularım …
-
12.02.2019 ‘Ağa Belediyeciliği’!
-
10.01.2019 ‘Çalışan Gazeteciler Haftası’ mı olsa!!? …
-
05.12.2018 Yaşarkenki gibi!
-
23.11.2018 “Aday olmak ya da olmamak!” Bütün mesele bu mudur?
-
07.11.2018 Kömürün gerçek bedeli ne kadar ağır?
-
24.10.2018 Endüstri Meslek ve Kız Meslek Liselerinin yeni binalarında her şey yolunda mı?
-
02.10.2018 'Hedef az sayfalı az okunan gazeteler midir?'
-
25.07.2018 Keşke ‘bayram’ edebilsek!
-
20.06.2018 Oldu mu ya Hulusi Bey? Olmadı, hem de hiç olmadı!
-
11.05.2018 ‘Büyük İnsanlık’ soru/yorum
-
01.05.2018 Tarihte “Üsküdar”ın rolü ve önemi!
-
07.02.2018 Başka bir Ortadoğu mümkün değil mi?
-
10.01.2018 ‘Hatıra Fotoğrafları’
-
30.12.2017 Bir varmış, bir yokmuş …
-
29.11.2017 Adaletin halleri hakkında küçücük bir not
-
25.11.2017 ‘Zeytin Hasat Şenliğimiz’ bugün başlıyor …
-
14.10.2017 Demokrasi tarihimiz ya da ‘Talihsiz Demokrasimiz’ için kritik öneme sahip bir soru: Kadir Topbaş neden istifa etti?
-
02.10.2017 ‘ÜNAL ABİ’ için …
-
30.08.2017 Çok mu zor?
-
11.08.2017 Kimi bağlar?
-
01.08.2017 ‘Yüksek Vicdan Sahibi’ Dr. Mete Ersoy’a Saygıyla …
-
26.07.2017 Ben bunu hep yapıyorum …
-
12.07.2017 Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu’na ne oldu?
-
11.07.2017 “Neden Yürüdük?” ve “Maltepe/Adalet Çağrısı”
-
04.07.2017 unutMADIMAKlımda!
-
20.06.2017 ‘Sağlıklı bir Demokrasi’ için ya da ‘Sevgili Demokrasimizin Sağlığı’ için Yürümek iyidir!
-
05.06.2017 Ne yapacakmışız zeytinlikleri?
-
31.05.2017 “MAYBİR Milas Şubesi” için bir anımsatma yazısı!
-
30.05.2017 “Tutuklandık Ey Halkım! …”
-
29.05.2017 Yaşar Yılmaz’a saygıyla …
-
06.05.2017 Tarihi tarih yapan tüm devrimcilere saygıyla … Var mısınız, Yok musunuz!?
-
02.05.2017 Artık rahatlıkla, ‘yazısız köşeler’ de ‘GEÇERLİ’ sayılabilir!..
-
18.04.2017 Referandum sonrasına ilişkin birkaç söz …
-
15.04.2017 ‘16 Nisan Bayram Olsun’ diye …
-
27.03.2017 ‘Kıdemli’ hemşehrilerimiz için daha daha neler neler yapabiliriz?
-
25.03.2017 Dursun Girgin’in sesini ne zaman duyacağız?
-
23.03.2017 Bir ‘yer’ bulamayacak mıyız Milas Kan Merkezi için?
-
14.03.2017 ‘Milas Fuar ve Kongre Merkezi’
-
11.03.2017 Ayhan Çıkın’a “veda”!
-
01.03.2017 “Daha başka ne/neler yapabilirim?”
-
22.02.2017 ‘Ortak akıl’ derken?
-
14.02.2017 ‘HAYIR’ deme hakkı!
-
06.02.2017 “Kimse yok mu?!..”
-
30.01.2017 ‘Doğrudan Demokratik Parlamenter Rejim’ için bir fırsat!
-
04.01.2017 Su gibiydi sözleri …
-
30.12.2016 2016’yı uğurlama ve 2017’yi karşılama niyetine ... “Milas’a doğalgaz neden gelmedi?”
-
06.12.2016 Nasıl yorumlayıp nerelere çeksek bilemedik?
-
25.11.2016 Zeytine ve Zeytin Dostlarına saygıyla …
-
31.10.2016 ‘Bilen’ bilmiyorsa?
-
10.10.2016 Hacıapti’de OHÂL?!..*
-
03.10.2016 Sorular ... Sorular ...
-
05.09.2016 ‘Arıza Kayıt Servisi’ de arızalıysa!?
-
24.08.2016 İnadına düğün, inadına barış!
-
20.08.2016 Ceylanpınar’ı aydınlatmak!
-
09.08.2016 ‘Muhalefet etmek’ üzerine birkaç söz ...
-
05.08.2016 Siz affediyor musunuz?
-
29.07.2016 ‘Yüzleşmek’ şart!
-
21.07.2016 ‘Ortaklaştırıcı’ siyasi hamleler şart!
-
13.07.2016 ‘Yelki’ diye bir yerde ...
-
24.06.2016 “Ben nereye park ettim”!?...
-
20.06.2016 Teşekkürler ...
-
13.06.2016 Yolumuz ve yumruğumuz ...
-
06.05.2016 Geçmiş zaman resimleri ...
-
04.05.2016 “Beçin Kalesi yanındaki arazi”ye mi?
-
28.04.2016 Yazılacak onca konu varken ...
-
23.04.2016 Devrimler bayramlarımdır benim!
-
20.04.2016 Babek Zencani’nin “komisyon verdiği kişiler”in kimler olduğuyla ilgilenen var mı?
-
07.04.2016 ‘Panama Belgeleri’ni merak ediyor musunuz? Yoksa, bu konuyla da ilgilenmiyor musunuz?
-
25.03.2016 Zarrab’ın yaptıkları sizi ilgilendiriyor mu?
-
18.03.2016 Becerebilirseniz, ‘istifa’yı düşünsenize bir de!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.