- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 09 November 2016, Wednesday 18:50
- 5122 kez okundu
HUKUK KÖŞESİ / Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK / [email protected]
İlk kez 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari uyuşmazlıkların çözümü için uygulanan arabuluculuk, ülkemizde 2012 yılında mevzuatta yerini almıştır. Yalnızca ticari uyuşmazlıklarla sınırlı kalmamakla beraber, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri her türlü uyuşmazlıkların çözümü için öngörülen arabuluculuk, mevzuatımızda yerini yeni almakla beraber adeta dava açmanın bir alternatifi olarak kabul edilmektedir. Bu yazımızda arabuluculuğun ne olduğunu ve arabuluculuk süreci ile dava süreci arasındaki farkları anlatmaya çalışacağız.
Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşme ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çalışan tarafsız üçüncü kişidir. Arabulucu asla hakim gibi karar veren bir merci değildir. Taraflara çözüm sunan, hukuki bilgi veren kişi de değildir. Arabulucu bu süreçte yalnızca tarafların birbirleriyle iletişime geçmelerini sağlayan, süreci kontrol eden, temel kuralları uygulayan, taraflar arasında güven oluşmasını sağlayan ve tarafların çözüm üretmelerini kolaylaştıran kişidir.
Bir çözüm süreci olmasına karşılık, her uyuşmazlık arabuluculuğa konu edilemez. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya başvurabilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin uzlaşma kapsamı dışında kalan ceza davalarında, aile içi şiddete yönelik uyuşmazlıklarda, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ve boşanmaya ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir.
Saymış olduğumuz durumlar dışında kalan her türlü uyuşmazlıkta arabulucuya gitmek mümkündür. Taraflar isterlerse dava açılmadan önce ya da dava açıldıktan sonra da arabulucuya başvurabilirler. Tarafların bu yöntemi seçmelerinde birçok etken vardır. Bunlardan en önemlisi zamandır. Dava açıldığı takdirde sonuçlanması oldukça zaman alacak olan uyuşmazlıkların, arabuluculuk yöntemi seçilmesiyle çok daha kısa bir zaman içerisinde örneğin 10-20 saat arasında çözümlenmesi mümkün olabilmektedir.
Bilindiği gibi mahkemelerde duruşmalar bir tören, merasim şeklinde gerçekleşmektedir. Uyulması gereken kati kurallar ve usuller bulunmaktadır. Arabuluculuk yönteminde ise bu şekilde katı kural ve usuller bulunmamaktadır. Emredici hukuk kurallarına aykırı olmadığı sürece taraflar arabuluculuk usulünü serbestçe belirleyebilirler. Taraflar, dava sürecinde olduğu gibi süre kısıtlamalarına ve delilleri doğrultusunda haklarını ispat etmeye mecbur değildir. Daha açık bir ifade ile arabuluculukta hak değil, “tarafların menfaati” öncelikli ve önemli olan kavramdır.
Kural olarak duruşmalar alenidir ve dileyen herkesin duruşmalara izleyici olarak katılması mümkündür. Ancak arabuluculuk süreci gizlidir. Taraflar ve varsa vekilleri dışında hiç kimse görüşmelere katılamaz. Bu gizlilik nedeniyle de arabuluculuk, daha çok tercih edilen bir yoldur.
Arabuluculuk sürecinde taraflar, davadan farklı olarak herhangi bir harç yatırmak mecburiyetinde değildir. Tebligat masrafları, tanık, bilirkişi ve keşif ücreti ödemezler. Zaten arabulucu da tanık dinleyemez, bilirkişi atayamaz ve keşif yapamaz. Taraflar gerekli görürlerse konusunda uzman bir kişiden görüş alabilirler. Bu bakımdan da arabuluculuk dava açılmasına nazaran daha ekonomik bir yoldur.
Taraflar, anlaşma sağlanana kadar arabuluculuk sürecinden her zaman vazgeçip görüşmeleri sonlandırabilirler. Bu süreç içerisinde taraflar bir anlaşmaya varırlar ise arabulucu tarafından tarafların üzerinde anlaştıkları hususların belirlendiği bir tutanak düzenlenir. Bu tutanak arabulucu ve taraflarca imzalanır. Bu tutanağının mahkeme kararı gibi icra edilebilirliğine ilişkin yetkili ve görevli mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alınır ve böylece taraflar hiç mahkemeye gitmeden var olan uyuşmazlığa kısa sürede son verebilirler. Tutanağa ilişkin mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alındığı takdirde söz konusu tutanak ilam hükmünde sayılır.
Ülkemiz bakımından henüz yeni bir sistem olan arabuluculuk, dava sürecinden çok daha avantajlı olması nedeniyle ilerleyen zamanlarda vatandaşlar tarafından tercih edilen bir çözüm yolu olacaktır.
-
24.06.2024 SERMAYE PİYASASI SUÇLARI ve PİYASA DOLANDIRICILIĞI
-
23.04.2024 VERGİ İDARESİNİN İSTİHKAK HACZİ UYGULAMASI
-
21.01.2021 Mimari Proje ve Mimarlık Eserleri Üzerinde Eser Sahibinin Telif Hakkı-1
-
24.03.2020 Kira Sözleşmelerinde “COVID-19” Vakası
-
08.10.2018 Malulen Emeklilik Şartları
-
11.07.2018 Emlak Komisyonculuğu Ücret Sözleşmesi (Simsarlık Sözleşmeleri)
-
27.06.2018 İmar Barışı / 2
-
13.06.2018 İnşaat Hukukunda “Ön Sözleşme”
-
30.05.2018 Terk nedeniyle Boşanma Davası ve İhtar sorunu
-
09.05.2018 “İmar Barışı”
-
25.04.2018 Marka Hukukunda Sessiz Kalma İlkesi
-
18.04.2018 Hekimin Hukuki Sorumluluğunun sonuçları
-
11.04.2018 Mimarın Telif Hakları
-
28.03.2018 İşe zamanında başlanmaması nedeniyle ‘Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin feshi
-
14.03.2018 İnşaat Ortaklıkları
-
07.03.2018 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca ‘Uzlaşma’
-
07.02.2018 Teslimden sonra ortaya çıkan ayıplardan müteahhidin sorumluluğu
-
17.01.2018 Kambiyo Vasfını Taşımayan Senedin İcra Takibine Konu Edilmesi
-
10.01.2018 Taşkın Yapılar ve Temliken Tescil Davası
-
03.01.2018 Hangi iş uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir?
-
27.12.2017 Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar bakımından ecrimisil ihbarnameleri
-
20.12.2017 Tüzel Kişiliğin Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle Manevi Tazminat
-
13.12.2017 Trafik Sigortası olmayan aracın kazaya karışması
-
06.12.2017 Kiracının, kiralanana verdiği zararın tazmin edilmesi
-
29.11.2017 İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz kavramları
-
22.11.2017 İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
-
15.11.2017 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında Markanın İptali
-
08.11.2017 Depozito bedeli kira borcundan mahsup edilebilir mi?
-
01.11.2017 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca, Markanın Hükümsüzlük Halleri
-
19.10.2017 Adım adım Site/Apartman Yönetimi kurulması
-
11.10.2017 Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintileri
-
04.10.2017 “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması”
-
20.09.2017 Şirket Ortaklarının Şahsi Borçları Nedeniyle Şirketin Sorumluluğu
-
13.09.2017 Site ve apartmanlarda evcil hayvan beslemek
-
23.08.2017 İşverenin, ‘haklı nedenle’ iş akdini fesih halleri
-
16.08.2017 15 Yıl 3600 gün sayısı ile Kıdem Tazminatına hak kazanma
-
09.08.2017 İpotekli Taşınmazın Satışı
-
02.08.2017 İlk kez kurulacak olan Site veya Apartman Yönetimlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar
-
26.07.2017 Zina nedeniyle boşanma davaları
-
19.07.2017 Vesayet kavramı ve Vesayeti gerektiren durumlar Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK
-
12.07.2017 Hekim uygulamalarında ‘Malpraktis’ kavramı ve Hukuki sorumluluk
-
05.07.2017 ‘Marka Tescili’ ve bilinmesi gerekenler
-
21.06.2017 ‘Karşılıksız Çek’te Bankanın Sorumluluğu
-
14.06.2017 AİHM OHAL Kararı
-
07.06.2017 Acele Kamulaştırma Davaları
-
31.05.2017 Nişanlılığın sona ermesi nedeniyle maddi-manevi tazminat
-
24.05.2017 Menfi Tespit (Borçlu Olmadığının Tespiti) Davaları
-
17.05.2017 Boşanmadan sonra Mal Paylaşımı
-
10.05.2017 ‘Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri’nde Teminat
-
03.05.2017 Çekin İptali Davaları
-
26.04.2017 Geçit Hakkı Davaları
-
19.04.2017 Hukuki Güvenlik İlkesi ışığında YSK kararı
-
12.04.2017 Trafik kazası nedeniyle ‘Araç Değer Kaybı’
-
05.04.2017 Anonim Şirketlerde Avukat Bulundurma Zorunluluğu
-
29.03.2017 Mobbing
-
22.03.2017 Bina Enerji Kimlik Belgesi
-
15.03.2017 Kat Malikleri Kurulu kararlarının iptali davaları
-
08.03.2017 Miras Paylaşımı
-
01.03.2017 Tüketici Hukukunda ‘Ayıplı Mal’ kavramı
-
22.02.2017 Ana ve Babanın Ortak Velayet Hakkı
-
15.02.2017 Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil Davası
-
08.02.2017 Yolsuz Tescil ve Düzeltilmesi
-
01.02.2017 ‘Anlaşmalı Boşanma’
-
25.01.2017 Limited Şirketlerde Ortakların Hak ve Yükümlülükleri
-
11.01.2017 Taşınmazın Cins Değişikliği
-
04.01.2017 İmar Mevzuatına Aykırılık nedeniyle Yıkım Kararı
-
28.12.2016 ‘Soybağının Reddi’ davaları
-
22.12.2016 30 Yıl Üstü Emeklilik İkramiyesi
-
14.12.2016 Kat Malikleri Kurulu Toplantı Usul ve Esasları
-
07.12.2016 Kartel Faizi ve Bankalara Tazminat Davası
-
30.11.2016 Kiracı ve Kiraya Verenin Kira Sözleşmesinden Doğan Hak ve Yükümlülükleri
-
23.11.2016 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun Uyarınca İptal Davaları
-
16.11.2016 Tasarrufun İptali Davaları
-
02.11.2016 İş Hukukunda ‘İbraname’ kavramı ve geçerliliği
-
26.10.2016 ‘Mirasın Reddi’
-
19.10.2016 Kira sözleşmelerinde ‘Kefil’in durumu
-
12.10.2016 Velayetin Değiştirilmesi Davaları
-
05.10.2016 Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmeleri
-
28.09.2016 Kiralanan taşınmazın ihtiyaç nedeniyle tahliyesi
-
21.09.2016 Kira Sözleşmesi Devam Ederken Kiralanan Evin Satılması ve Kiracının Hakları
-
08.09.2016 “Yeni” Çek Yasası
-
31.08.2016 670 sayılı KHK Kapsamında Kapatılan Kurumlarda Çalışan İşçilerin İşçilik Alacakları
-
24.08.2016 Faturaya dayalı icra takibi
-
17.08.2016 Kapatılan kurumlarda çalışan işçilerin işçilik alacaklarının tahsili sorunu
-
10.08.2016 2016 Yılı Vergi Affı
-
03.08.2016 Türk Vergi Sisteminde Uzlaşma
-
27.07.2016 Vergi Hukukunda İdari Çözüm Yolları
-
21.07.2016 Defterlerin tasdiksiz olması nedeniyle vergi idaresinin yaptığı uygulamalar ve yargının yaklaşımı
-
13.07.2016 Nafaka davaları
-
29.06.2016 İşverenin, ücret ödeme borcunu zamanında yerine getirmemesi
-
22.06.2016 Türk Hukukunda Marka Tescili ve Eskiye Dayalı Kullanım
-
15.06.2016 Baz İstasyonlarının Yapı Ruhsatına tabi olması
-
08.06.2016 Baz İstasyonunun Kaldırılması (Muarazanın Men’i)
-
01.06.2016 Taşınmaz Mal zilyetliğine yapılan tecavüzler
-
25.05.2016 Sınır ve Yüzölçümü Düzeltilmesi Davaları
-
19.05.2016 Vasiyetnamenin İptali Davaları
-
11.05.2016 Vasiyetname Türleri
-
04.05.2016 Kambiyo Senetlerine özgü haciz yolunda imzaya itiraz
-
27.04.2016 Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu (İcra Takibi)
-
20.04.2016 HUKUK KÖŞESİ / Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK / [email protected]
-
13.04.2016 Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru
-
06.04.2016 İş Hukukunda Haklı fesih – Geçerli fesih ayrımı
-
30.03.2016 Kentsel Dönüşüm
-
23.03.2016 Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi
-
18.03.2016 Kadınlarımız ...
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.