• 22 April 2021, Thursday 10:29
CelalDurgun

Celal Durgun

HESAP VEREN, GÜVEN VERİR

Muhalefet soruyor.

Merkez Bankası'nın kasasından çıkan 128 milyar dolar nerede?

Ne zaman, nerede, kime, hangi kurdan ve niçin sattınız?

İhaleye çıktınız mı, duyurusunu yaptınız mı?

Kamu zararı var mı?

Rakam şöyle böyle değil, dudak uçurtacak kadar büyük.

Tırlarla taşınacak kadar çok büyük.

Bugünki kurla trilyonları aşan koca bir servet.

                                                            ***

İktidarın ileri gelenlerinin, sözcülerinin, açıklamaları birbirini tutmuyor, biri'nin söylediğini diğeri yalanlıyor!

Kimi, “döviz kurunu dengelemek” için; kimi “pandemiyle baş edebilmek” için; kimi “altın almak” için, kimi “ülkenin ve milletin bekası” için bozdurduk; kimi de “kasada duruyor” diyor...

Anlayacağınız her kafadan ayrı bir ses yükseliyor.

Aklımızla dalga geçiliyor...

Nereden baksan tutarsızlık, nereden tutsan çürümüşlük...

128 milyar dolar nerede afişleri indiriliyor!

Hal böyle olunca; iktidarın açıklamalarına güven de duyulmuyor.

“Bir şey olmasa bile, bir şeyler olmuş” şüphesi giderek yaygınlaşıyor.

                                                            ***

Hesap veren, güven verir:

İktidar, olup biteni tüm çıplaklığı ile ortaya sermelidir.

Merkez Bankası'nın hesapları denetlenmelidir..

Denetim, usulüne uygun yürütülmelidir.

Hesapsız, kitapsız, usulsüz işlemler olmuşsa, neden olanlar bulunmalı, sanıklar yargıya gönderilmelidir.

                                                            ***

128 milyar dolar hepimizindir; yani benim, senin; kadınların, erkeklerin, gençlerin, çocukların, emekçilerin, köylülerin, kentlilerin, tüccarın, esnafın, sanayicinin... 

O parada hepimizin alın teri vardır. Hepimizin kefen parasıdır. Bir kuruşu bile “heba” edilemez.

“Ne var bunda” deyip savuşturulamaz.

                                                            ***

Devletimizin kucuları İsmet İnönü ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mali konulardaki titizliğini anlatan yazıyı anımsadım. Daha önce de yazmıştım. Tekrarlıyorun:

İsmet İnönü, yorgun ve sinirli bir halde Çankaya Köşkü'ne gider.
Atatürk sorar:

“Hayrola İsmet?.. Sende bir fevkaladelik var bugün… Ne oldu?.. Neye sinirlendin?”
İnönü; “Türk Hava Kurumu’nun toplantısı vardı da…”
“Eee, ne olmuş varsa?”
“Fuat beyi (THK Başkanı) epey terlettim… İstifaya falan kalktı.”
“Çalışkan çocuktur Fuat… Kurumu da iyi yönetiyor.”
“Bunlara bir diyeceğim yok… Fakat canımı sıkan bir şey oldu.”
“Neymiş o?”
“Hesaplarda bir kuruş oynuyor.”
“Bir kuruş. Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti… Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim. Bulamamışlar… Fuat beyin hassasiyetini anlıyorum… Ama milletimiz ondan daha hassastır… Verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister… İstifa bu gibi hallerde en kolay çıkar yoldur… Ama kimseyi rahatlatmaz… Hatta söylentilere bile sebep olur.”
“Demek mesele bu… Bir kuruşun hesabı seni bu kadar üzdü… Haklısın… Kırk para (bir kuruş) günün birinde 40 lira, 40 lira da 400 lira olur… Bu da giderek büyür halkın ağzında… Cumhuriyet’i kurarken böyle bir kuruşlara çok ihtiyacımız oldu… Peki, ne yaptın sonunda?”
“Memurları seferber ettim… Ve bir kuruşun yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup, çıkarttırdım… Bizim milletimiz cömerttir, elindekini, avucundakini verir… Ama verdiğinin doğru, dürüst yerlere harcandığını görmek ister… Buna inanmak ister. (Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti / Sabiha Gökçen)

                                                            ***

Başlığı tekrar ediyorum:

Hesap veren, güven verir.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık