- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 14 May 2020, Thursday 8:53
- 4985 kez okundu
1874 yılında Milas'ta doğdu.
İlkokulu Milas'ta, orta ve lise öğretimini İzmir'de tamamladıktan sonra, yüksek öğretimini, İstanbul Hukuk Mektebi'nde sürdürdü. 1894'te İstanbul'daki baskı ortamından kaçarak memleketi Milas'a döndü.
Bir süre sonra, o yıllarda özgürlük severlerin sığınağı kabul edilen Paris'e gitti.
Yarım kalan hukuk öğrenimini, Paris'te tamamladı.
İttihat ve Terakki Partisi'nin Paris şubesine katıldı.
Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa'da sonra İttihat ve Terakki'nin “dördüncü” kişisi olarak isim yaptı. İkinci Meşrutiyetin (1908) ilanı üzerine yurda döndü; Menteşe mebusu seçildi.
Aynı yıl, İttihat ve Terakki Fırkası Genel Başkanı oldu.
Hakkı Paşa kabinesinde Dahiliye Nazırlığı yaptı.
Said Paşa kabinesinin kuruluşunda, Şurayı Devlet Reisi, Talat Paşa kabinesinde Adliye Nazırı'ydı.
Meşrutiyet devrinin son meclisinde “Genel Reis”ti.
Osmanlı'nın; Almanya'nın yanında 1. Dünya Savaşı'na katılmasında etkili olduğu söylenir.
13 Kasım 1918'de, İstanbul'un işgalinden 4 ay sonra, 10 Mart 1919'da tutuklandı.
Gerekçe; “Ermeni tehciri”ni gerçekleştirmek ve dünya savaşında “savaş suçu” işlemek.
Uyduruk gerekçenin altında; Yurtsever aydınların, milleti uyandırma korkusu yatıyordu.
İngilizler, Bekirağa bölüğünün basılmasından ve içerideki esirlerin kaçırılmasından korktuğundan, esirleri, Malta adasına götürmeyi kararlaştırdı.
Halil Menteşe ve diğer esirler, 28 Mayıs 1919'da Malta'ya sürüldü.
O günlerde, Malta esirlerinin idam edileceği haberleri yaygındı.
Mustafa Kemal, Malta'dakilerin idam edilmesi halinde, Anadolu'da tutuklu bulunan yabancı askerlerin idam edileceğini açıklamıştı.
Halil Menteşe, 30 Nisan 1921'de serbest bırakıldı.
Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar İtalya ve Almanya'da kaldı.
Savaştan sonra yurda döndü.
1924 yılında “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”nın kurulmasında görev aldı.
1926'da İzmir Suikast'ı nedeniyle sorgulandı, ancak göz altına alınmadı.
Halk Partisi'nin bağımsız adaylar için ayırdığı kontenjandan yararlandı ve İzmir milletvekili seçildi.
TBMM'de IV – V - VI ve VII. Dönem milletvekili olarak görev yaptı.
1948 yılında vefat etti.
Cenazesi doğduğu Milas'ta toprağa verildi.
***
Halil Menteşe, Malta günlerinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Boğazlayan Kaymakamı şehit-i mağfur Kemal Bey, tecrit edildiği hücresinden çıkarılıp bizim koğuşa getirildi. Gazeteler katil, yağmager gibi her türlü müstehcen sözlerle bu aziz şehidi teşhir ediyorlardı. Hepimiz etrafını aldık...
Zavallı şaşkın bir halde idi. 'Aman Allah, dünyaya çıktım, öldüğüme gam yemem, fakat çocuklarımın boynuna 'hain-i vatan evladı' levhası asılacak diye çıldıracaktım' dedi.
'Hain-i vatan, onlara yazanlardır, sen hakiki mücahidsin' diyerek teselli ettik.
Bir hafta kadar yanımızda kaldı, yağız çehreli, büyük ruhlu bir Türk çocuğu idi.
Zavallıyı bir odaya tıkamışlar, aleyhinde yazan gazeteleri hücresine doldurmuşlar, bir iki defa mahkemeye gidip geldi. Son muhakemesinden evvel:
'Aman bana bir müdaafaname yazıverin' diye yalvarmaya başladı.
Bir müdaafaname yazıp verdim.
Mahkeme okumuş, gelince beni buldu. Boynuma sarıldı:
'Bey'im Allah razı olsun, müdafaamı yaptım, sesimi milletime duyurdum, tarihe naklettim, artık asılsam da gam yemem, Divanıharp Reisini de ağlattım' demişti.
Bu müdafaaname hakikaten halkta büyük heyecan uyandırmıştı.
İki gün sonra vatanın bu necip çocuğu gözümüzün önünde araba ile götürülerek asıldı (10 Nisan 1919).
Hükümet gaflet edip cesedini babasına vermiş, o da Üsküdar'a nakletmiş, tıbbiye talebeleri oradaki zabitlerle cesin bir halk kütlesi muazzam bir cenaze alayı yapmışlar, tabutu kolları üzerinde götürmüşlerdir. Hatta o zaman işitmiştik ki, bu alayı seyreden bir Fransız zabiti: “Bu İttihad ve Terakki ne müthiş bir kuvvettir” diyerek haykırmış.
Ertesi gün bizleri tecrit ettiler, ayrı ayrı odalara koydular, kapılarımıza Türk neferinin yanında birer de Fransız neferi yerleştirdiler. Kapımda uzun boylu beyaz tenli, güzel yüzlü Bartınlı bir nefer vardı. Kendisine bir sigara verdim. 'Nerelisin oğlum' dedim.
'Bartınlıyım' dedi. Karşısındaki Fransız neferine bakarak boynunu büktü:
'Beyim, millet sizi ister, bu gavur dostlarına ısınamıyoruz' diye ilave etti.
Bekirağa Bölüğü her gün yeni yeni mevkuflarla doluyordu. Bunlar vilayetlerin İttihad ve Terakki Heyetleri'nde aza olan ve İttihadçı diye hususi ihbarlarla tevkif edilen aile babalarıydı.
Gönlüme dokundu.
Meşrutiyetin iptidalarında müşterek bir vazife başında tanıştığım Miralay Sadık Bey o sırada Mısır'dan gelmiş, gazeteler “Leader Sadık Bey” ünvanıyla teşhir edip duruyorlardı.
Bir telgraf çekip hapishaneye davet ettim. Geldi.
'Bir harp olmuş, memleket mağlubiyet ıstırabına düşmüş, buna karar verenlerin bazıları hariçte bulunuyor, buradakiler de elinizde. Divanıharp de kurdunuz; icap ederse onları asıp kurtulursunuz. Fakat İttihad ve Terakki hadimlerinden diyerek, harp kararıyla münasebetleri olmayan bir sürü aile babalarını yakalayıp hapishaneleri dolduruyorsunuz. Bu teşhiş işiyle alakadar olmayan Türk, Anadolu'da pek azdır. Bu suretle teşhiş ederek bir sürü halkı dağlara çıkaracaksınız, bu müthiş vaziyette ancak birlik ve beraberlikle memleket korunabilir' dedim.
Cevaben şunları söyledi:
'Halil Bey, ben İttihad ve Terakki'nin içinde yetiştim (bir avucuna diğer elini sürerek). Dipten silmeden ondan kurtulunmaz. 'Leader' dediklerine bakma. Bende bir iktidar yoktur. Olsa ben yapacağımı bilirim. Üç günde ortalığı temizlerim' dedi.
'Sen bilirsin ki memleketin bütün vatanperverleri ve münevverleri bu teşkilata girmiştir, dipten silince sana ne kalacaktır?' dedim.
Sustu.
Sadık Bey'in ifadesinden anladım ki eski İttihadçı olduğundan, Vahideddin ona da itimat edemiyordu...
İzmir'in işgali münasebetiyle İstanbul'da nümayişler genişliyor ve büyüyordu.
Milli Mücadele, muvaffakiyetle inkişaf ettikçe hükümetin maneviyatı kırılıyor, milletin cesaretini arttırıyordu.
Bir gün Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in, Amiral Calthorpe'a ziyarete gittiğini gazetelerde okuyunca hakkımızda mühim bir karar beklemelidir, diye aramızda konuştuk.
Ertesi günü İngilizler sabah karanlığında kapalı kamyonlar içinde bizleri, Bekirağa'da alıp götürdüler. Vapura bindirip Malta'ya sevkettiler (28 Mayıs 1919).
Malta'da 21 ay kaldık. Verdela Kışlasına yerleştirildik. Orada Ali İhsan Paşa, Medine Kumandanı Fahri Paşa, doktorlardan ve zabitlerden mürekkep diğer vatandaşları harp esiri olarak bulduk.
İlk aylarda sıkı bir inzibat altında tutulduk. Ayda bir arabalar gelir, öndeki arabada bir zabit, arkadakinde bir zabit, halk ile temas ettirmeden deniz kenarına kadar götürürler, orada biraz güneş ve haber alırdık, arzu edenlerimiz denize girerlerdi.
Birinci İnönü zaferi bu çemberi yırttı, günde onbeşer kişilik grup halinde sabah şehre gidip, akşam dönmek müsadesi çıktı. İkinci İnönü zaferinden sonra arzu edenlerin geceleri operaya gitmekte serbest oldukları bildirildi. Maltızların (Maltalıların) güzel bir opera binaları vardı. Avrupa'dan arasıra gruplar gelirdi.
Sakarya zeferinden sonra Umumi Vali kampa geldi, odaları ziyaret ederek hal hatır sordu. Zaferlerden evvel, ufak zabitler bile selam alıp vermekte istiğna gösterirlerdi.
Damat Ferid Paşa Hükümeti, iktidar mevkiinde oldukça İstanbul gazeteleri kampımızı doldururdu. Salih ve Ali Rıza Paşalar gibi Milli Mücadeleye dost zevat Sadrazam oldu mu, kampımızda tek bir İstanbul gazetesi girmezdi. Zira bu değişiklik İstanbul matbuatının Milli Mücadele leh ve aleyhinde lisanını değiştirdi.
Namımıza gelen paralar kamp kumandanının kasasında toplanır, haftada bir kere bir zabit gelir, muayyen miktarda para dağıtılır, masanın yan tarafına bir çanak konur, oraya da her birimiz birer ikişer “shilling” atmaya mecbur tutulurduk....
Medine Kumandanı Fahri Paşa'nın nezdinde biri Arap, diğeri Türk iki nefer vardı.
İngilizler ara sıra filan zatın serbest olduğuna dair kamp kumandanına emirler gönderirler, bunların esbabını kimse bilmezdi.
Bir gün Fahri Paşa'nın Arap neferi için emir geldi. Bu nefer pılıpırtıyı toplayıp gitti. Aradan biraz geçtikten sonra Türk neferi için de bırakma emri geldi. Paşasıyla uzun zamandır esir yaşayan ve ne zaman da kurtulacağı malum olmayan bu Anadolu çocuğu, Fahri Paşa'yı yalnız bırakıp gitmek istemedi. Vak'a önümde cereyan etti.
Nefer odaya girmiş, karyolanın altına sokulmuş, Paşa da onu koruma kastıyla kapıda duruyordu. Kamp zabiti geldi, Paşa'yı adete iter şekilde odaya girdi, neferi sürükleyerek önüne katıp götürdü. Neferini bu derece şahsına bağlayan kumandandaki yüksek şefkat, neferde tebarüz eden emsalsiz vefa ve feragat ancak Türk'e mahsus meziyetlerdendir.
Bir gün Hüseyin Kadri'nin serbest bırakılması için emir geldi.
Hüseyin Tosun hastalanmıştı. Hüseyin Kadri, isim benzerliğinden istifade ederek hasta arkadaşını, kendi yerine ileri sürdü. O gitti, Hüseyin Kadri kampta kaldı. Asker esirlerin sulh olur olmaz kurtulmaları tabii idi. Fakat siyasi mevkuf olanların akıbeti meçhuldü. O iki arkadaş da bunlar arasındaydı.
Damat Ferid Hükümeti, “esaret-i fiiliyelerinden dolayı Malta'da mevkuf olanların mesuliyet ve tekaüt maaşları kesilmiştir” suretinde bir kanun çıkardı, bazı arkadaşları aileleri bu maaşları alırlar, bir kısmını kendilerine alır kor, küsürunu da arkadaşlara gönderirlerdi. Bu karar neticesinde çok müsrarip vaziyete düştüler. Sivas valisi Muammer Bey de bunların arsındaydı.
Parası olanlar, gece operaya gidebiliyorlardı. Bir gece Muammer merhuma birlikte gitmekliğimizi teklif ettim. Kabul etmedi. 'Opera ücretini ödünç olarak vereyim, memlekete dönünce gene iade edersin' dedim. Gene kabul etmedi. Bana şu cevapta bulunmuştu: 'Halil Bey, çok teşekkür ederim, ben kimsenin minneti altına giremem.'
.........
Malta esaretinden kurtulduktan sonra Roma'ya gelmiştim.
Oradan Rodos'a giderek Küllük ve Bodrum'a çıkmak istemiş ve İstanbul'daki karıma da Rodos'a gitmesi için telgraf çekmiştim. Fakat harp henüz bitmemişti, yolda Yunanlılar tarafından yakalanmak tehlikesi vardı. Bunun için İtalyan donanmasına mensup vapurlardan birisiyle gitmeyi düşündüm. İtalyan hükümetine müracaat ettim. Teklifim kabul edildi.
Rodos'a hareket edecek olan vapura beni alması için Toronto'daki acenteye telgraf çekildi.
Ertesi günü Toronto'ya gittim. İskelede bir vapur vardı, fakat bir hazırlık emaresi görülmüyordu. İçine girerek, yemek yemekte olan tayfalarla Fransızca konuştum. 'Vapur Rodos'a değil Trablusgarp'a gidecek' dediler. Bu işlerle meşkul büroya gittim. 'Sizin için bir emir almıştık, fakat gece yarısından sonra Rodos'tan vazgeçildi. Trablusgarp'a gitmek emrini verdiler' dedi.
Roma'ya döndüm, otelde refikamdam gelmiş bir mektup buldum, içinde Dr. Akil Muhtar Bey'in bir kartı vardı. Onda 'Nahid Bey'in İsviçre ve İsviçreye civar yerlerde tahsilini ikmal etmesi zarureti vardır' deniyordu.
Biricik oğlum harp esnasında 'Pleuresie' hastalığı geçirmişti. Bu kart hayatının taht-ı tehlikede olduğunu endişesini uyandırdı, hemen Roma'ya hareket etmek üzere emir verdim, geldiler. İtalya'nın meşhur Dahiliyeci Doktoru Margia Fava'nın tavsiyesi üzerine Cenubi Tirol'da Almanların kür yeri olan Meran'a gidip yerleştik. Orada iki sene kaldık. Arkadaşım Nesimi Bey de rahatsız olduğundan karısı ile birlikte Meran'a geldi. Hasan Cemil Bey'i ailesi ile birlikte orada bulduk.”
***
Ben, oğlu Nahit Menteşe'nin hastalığı olmasa, Halil Bey'in, Güllük'e çıktıktan sonra, Anadolu'ya geçeceğine ve Milli Mücadeleye katılacağına inananlardanım. Zira İttihad ve Terakki Partisi'nin önde gelen üyelerinin, Mustafa Kemal Atatürk'e katıldığını biliyoruz.
KAYNAK: “Sürgün Günleri - Milli Mücadele Döneminde Malta Sürgünler” / Mehmet Akif Bal.)
-
04.02.2025 “İNSAN KIYMETİ BİLEN ATATÜRK”
-
15.12.2024 ATATÜRK VE BİLİM VE AKIL
-
11.11.2024 LAİKLİK
-
26.10.2024 ATATÜRK VE TBMM VE ÇIKARDIĞIM DERSLER
-
13.09.2024 MASAL GİBİ AMA MASAL DEĞİL
-
19.05.2024 “19 MAYIS 1919’DA GENEL DURUM VE GÖRÜNÜM”
-
26.04.2024 KÖY ENSTİTÜLÜLER ANLATIYOR (2)
-
19.04.2024 KÖY ENSTİTÜLÜLER ANLATIYOR (1)
-
12.01.2024 EZİYORSUNUZ
-
20.12.2023 YOKTU…
-
05.12.2023 BAŞKAN ADAYLAR
-
27.11.2023 “HAİN”
-
24.10.2023 KEMALİZM
-
17.10.2023 BEŞ BİN LİRA…
-
03.10.2023 GEZİ…
-
26.09.2023 LAİKLİK OLMAZSA OLMAZIMIZ
-
19.09.2023 BAZEN…
-
13.09.2023 HEY OKUMUŞ AYDIN
-
05.09.2023 DKÖ…
-
26.08.2023 EY HALKIM…
-
20.06.2023 DEĞİŞİM…
-
23.05.2023 SEÇMEN…
-
16.05.2023 NEYMİŞ
-
09.05.2023 SEÇMEN KARDEŞİM
-
26.04.2023 İNKÂR EDEN…
-
18.04.2023 “İNCE” NE YAPMALI?
-
11.04.2023 KURŞUN ADRES SORMAZ
-
04.04.2023 “HER KERAMETİ MECLİSTEN BEKLEYENLERDENİM”
-
28.03.2023 ELEMAN ARANIYOR…
-
21.03.2023 ÇANAKKALE ZAFERİ VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
-
14.03.2023 12 MART 1971
-
07.03.2023 OLMADI / YAKIŞMADI
-
28.02.2023 KIZILAY
-
21.02.2023 GELMEDİN…
-
14.02.2023 “SESİMİ DUYAN VAR MI?”
-
10.02.2023 AYNI GEMİDEYİZ…
-
24.01.2023 “YETER! SÖZ MİLLETİNDİR.”
-
17.01.2023 KOLAYLIKLAR DİLEDİM
-
13.01.2023 ÇÜRÜMÜŞLÜK…
-
06.01.2023 BENDEN YAZMASI…
-
29.12.2022 ASGARİ ÜCRET
-
22.12.2022 BİR ZAMANLAR…
-
16.12.2022 ATATÜRK, UYARMIŞTI
-
09.12.2022 NE ZAMAN BARIŞACAKSINIZ?
-
01.12.2022 “U” DÖNÜŞÜ
-
24.11.2022 “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” / BİR İLETİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
-
17.11.2022 ŞENLİK
-
03.11.2022 “SESSİZ TRENLER”
-
27.10.2022 “CUMHURİYET FAZİLETTİR.”
-
20.10.2022 ‘’YANAN BİZDİK, SİZ KÖMÜR SANDINIZ’’
-
13.10.2022 DİNDAR VE “DİNCİ”
-
06.10.2022 AYIP, AYIP…
-
29.09.2022 SESİNİZ ÇIKMIYOR
-
15.09.2022 NANKÖRSÜN
-
08.09.2022 6-7 EYLÜL 1955
-
25.08.2022 TEKÂLİF-İ MİLLİYE KANUNLARI (MİLLİ VERGİ EMİRLERİ)
-
18.08.2022 “YÜREĞİN YETİYORSA”
-
11.08.2022 SINAV SKANDALI
-
04.08.2022 BÖYLE GİTMEZ
-
28.07.2022 İSMET İNÖNÜ LOZAN’A GİDİŞİNİ ANLATIYOR
-
21.07.2022 BEKLEDİM…
-
14.07.2022 LAF SALATASI…
-
07.07.2022 ŞİMDİ BEN NE YAPAYIM?
-
30.06.2022 65 YAŞ VE ÜSTÜ…
-
23.06.2022 YÜREĞİN YETİYORSA…
-
16.06.2022 HACİVAT VE KARAGÖZ
-
09.06.2022 İDDİA VAR KANIT YOK
-
01.06.2022 AYDIN KİRLENMESİ…
-
26.05.2022 KİRLENDİK…
-
19.05.2022 19 MAYIS…
-
12.05.2022 TEBLİĞCİLER…
-
28.04.2022 23 NİSAN...
-
21.04.2022 KÖY ENSTİTÜSÜ
-
14.04.2022 AH CEHAPE VAH CEHAPE
-
07.04.2022 KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR
-
31.03.2022 MUĞLA ATATÜRK ANITI
-
17.03.2022 MEYDAN...
-
10.03.2022 “OLE APRİMA OMNİUM ARBORUM EST”
-
03.03.2022 “KIRK UÇURMA”
-
24.02.2022 GÜMÜŞKESEN MEZAR ANITI
-
10.02.2022 ANIT'A SALDIRANLARA
-
03.02.2022 UTAN, UTAN...
-
27.01.2022 HUKUK DEVLETİ'NDE...
-
20.01.2022 YAPANA DEĞİL, YAPTIRANA BAK
-
13.01.2022 LİSELİ GENÇ'E...
-
23.12.2021 FAİZ
-
16.12.2021 ASGARİ ÜCRET
-
09.12.2021 YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR
-
02.12.2021 FUTBOL VE SİYASET
-
25.11.2021 HALİMİZ
-
18.11.2021 RAKAMLARIN DİLİ
-
11.11.2021 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
-
28.10.2021 CUMHURİYET
-
21.10.2021 ERDOĞAN MI, YAVAŞ MI?
-
14.10.2021 GERÇEK...
-
30.09.2021 BU KAÇINCI DİN TİCARETİ?
-
23.09.2021 TÜRKİYE'NİN İTİBAR KARNESİ
-
16.09.2021 TÜRKİYE LAİK Mİ?
-
09.09.2021 TALİBAN'A SELAM DURANLARA (2)
-
02.09.2021 HÜSEYİN RAHMİ ÖZER
-
26.08.2021 TALİBAN'A SELAM DURANLARA...
-
19.08.2021 SADUN BORO DİYOR Kİ..
-
05.08.2021 AH TÜRKİYEM VAH TÜRKİYEM
-
31.07.2021 LOZAN, HAKKIN VE HUKUK'UN ZAFERİ
-
15.07.2021 TÜCCAR...
-
08.07.2021 NEREDEN NEREYE?
-
24.06.2021 İKİ - ÜÇ MAAŞ...
-
17.06.2021 “ÜMMET Mİ, MİLLET Mİ?
-
10.06.2021 YAPMADIKLARIMIZDAN DA SORUMLUYUZ.
-
03.06.2021 NANKÖRSÜN...
-
27.05.2021 GAZETECİ OLMAK
-
20.05.2021 ATATÜRK, VAHDETTİN GÖRÜŞMESİ.
-
07.05.2021 BAKAN, SÖZ VE FOTOGRAF
-
29.04.2021 BAYRAM İKRAMİYESİ...
-
22.04.2021 HESAP VEREN, GÜVEN VERİR
-
15.04.2021 BİLE, BİLE “LADES”
-
07.04.2021 “BİZ KONUŞURUZ, SİZ KONUŞAMAZSINIZ”
-
01.04.2021 İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
-
18.03.2021 ÇANAKKALE DESTANI
-
11.03.2021 NEREYE?
-
04.03.2021 KAZDIĞI KUYUYA DÜŞECEK
-
25.02.2021 SİYASİ NEZAKET
-
18.02.2021 REHİN OPERASYONU
-
11.02.2021 İSKİLİPLİ ATIF HOCA
-
04.02.2021 İSTİFA
-
28.01.2021 BİR ZAMANLAR...
-
21.01.2021 SİYASİ KÖRLÜK
-
14.01.2021 GÜNDEM
-
07.01.2021 YAĞDIRDI
-
31.12.2020 YENİ YIL DİLEKLERİM.
-
24.12.2020 KİM, KİMİ KANDIRIYOR?
-
17.12.2020 AKLIMA TAKILAN SORULAR
-
10.12.2020 KADIN HAKLARI
-
03.12.2020 TAM KAPANMA ZORUNLUDUR
-
26.11.2020 HAKKIN ÖDENMEZ ÖĞRETMENİM
-
19.11.2020 “ACI REÇETE”
-
12.11.2020 SAHTE ATATÜRKÇÜLER
-
05.11.2020 DEPREM
-
29.10.2020 KUTLU OLSUN
-
22.10.2020 ASKIDA EKMEK
-
15.10.2020 SABIR...
-
08.10.2020 SINIFTA KALDINIZ
-
02.10.2020 DEMOKRASİ...
-
24.09.2020 BU BİR “ÖVÜNME” YAZISI DEĞİLDİR
-
17.09.2020 “MUSTAFA KEMAL” ADI VE “ATATÜRK” SOYADI
-
10.09.2020 “ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER.”
-
03.09.2020 NE VAR, NE YOK?
-
27.08.2020 SAKARYA SAVAŞI'NDAN DÖNÜŞ
-
20.08.2020 OKULLAR AÇILSIN MI?
-
13.08.2020 İNCE
-
05.08.2020 ADAM OLMAK
-
28.05.2020 NE GÜZEL GÜNLERDİ, O GÜNLER
-
21.05.2020 MUSTAFA KEMAL
-
07.05.2020 DENİZ GEZMİŞ
-
30.04.2020 100 YIL ÖNCE
-
23.04.2020 “BUNLARA KENDİMİZİ TANITACAĞIZ”
-
16.04.2020 ATATÜRK VE ATI
-
09.04.2020 BU VİRÜS BAŞKA VİRÜS
-
02.04.2020 AĞAM BİZİMLE EĞLENİYİ
-
26.03.2020 “ÖZÜR” BEKLİYORUM
-
19.03.2020 ÇANAKKALE DESTANI
-
12.03.2020 İKTİDARA
-
05.03.2020 GÖZ ODUR Kİ DAĞIN ARKASINDAKİNİ GÖRE, AKIL ODUR Kİ BAŞA GELECEĞİ BİLE
-
27.02.2020 DEVRİMCİ ATATÜRK (4)
-
20.02.2020 SİYASİ AYAK
-
13.02.2020 DEVRİMCİ ATATÜRK (3)
-
06.02.2020 DEVRİMCİ ATATÜRK(2)
-
30.01.2020 HAYIR, TAKDİR-İ İLAHİ DEĞİL!
-
23.01.2020 LAİK ATATÜRK
-
16.01.2020 İNSAN ATATÜRK (4)
-
14.01.2020 KAYINPEDERİM “BABALIĞIM” M. ALİ ALPARSLAN
-
09.01.2020 DEVRİMCİ ATATÜRK
-
06.01.2020 VAHŞET'İN YAŞANDIĞI YER MENEMEN
-
02.01.2020 İNSAN ATATÜRK (3)
-
26.12.2019 İNSAN ATATÜRK (2)
-
19.12.2019 İNSAN ATATÜRK
-
12.12.2019 GAZETECİ AHMET EMİN YALMAN, ATATÜRK'ÜN SOFRASINDA
-
05.12.2019 BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK ANLATIYOR
-
28.11.2019 ZEHİR SOLUMAYA DEVAM...
-
21.11.2019 O MEKTUP
-
11.11.2019 ATATÜRK
-
07.11.2019 ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİ VE “DENSİZLİK”
-
31.10.2019 ATATÜRK CUMHURİYETİ ANLATIYOR
-
24.10.2019 ATATÜRK KÖYLÜLERLE PAZARLIK EDİYOR
-
17.10.2019 Ayıkla pirincin taşını
-
09.10.2019 ALLAHIM, BİZİ BÖYLE “MÜSLÜMAN”LARDAN KORU
-
02.10.2019 TARIM DÜNYAMIZ
-
25.09.2019 YAKIN TARİHİMİZDEN BİR YAPRAK
-
18.09.2019 SURİYE ÇIKMAZI VE ATATÜRKÇÜ ÇÖZÜM
-
11.09.2019 HANGİ PERİNÇEK?
-
05.09.2019 BU YAZI “YALVARMA” DEĞİL, FERYATTIR
-
28.08.2019 30 AĞUSTOS DESTANI
-
22.08.2019 KARAOĞLAN
-
15.08.2019 BEDELİNİ HEP BİRLİKTE AĞIR ÖDERİZ
-
08.08.2019 İMAMOĞLU İLE KAFTANCIOĞLU
-
01.08.2019 “ÇARŞAFLI KADIN”
-
25.07.2019 LOZAN VE SONRASI
-
18.07.2019 AFFETMİYORUM
-
11.07.2019 ATATÜRK'Ü KIZDIRAN MASKARALIKLAR
-
04.07.2019 ERGENEKON / GİDEN GERİ GELMİYOR
-
27.06.2019 BU DEVİRDE KİMSE ŞAH DEĞİL...
-
26.06.2019 “KALEM, KAĞIT ALSIN GELSİN”
-
13.06.2019 DİCLE'NİN YUTACAĞI ŞEHİR / HASANKEYF
-
30.05.2019 HÜZNÜN VE NEŞE'NİN YAŞANDIĞI YER, HALFETİ
-
23.05.2019 HARRAN'DA İKİ SAAT
-
16.05.2019 ANDIMIZIN TARİHÇESİ
-
09.05.2019 “HAKİM” VAR HAKİM VAR...
-
02.05.2019 “ÖZÜR” DİLEMEYE DAVET
-
24.04.2019 KÖY ENSTİTÜLER ANLATIYOR...
-
17.04.2019 YEREL SEÇİM VE DÜŞÜNDÜKLERİM (2)
-
16.04.2019 “DEMOKRASİ” NEDİR, NE DEĞİLDİR...
-
11.04.2019 ANADOLU AJANSI / NEREDEN NEREYE...
-
03.04.2019 YEREL SEÇİM VE DÜŞÜNDÜKLERİM
-
27.03.2019 GENÇLİĞE HİTABE'NİN ÖYKÜSÜ
-
21.03.2019 ATATÜRK VE BİLİM
-
14.03.2019 TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK...
-
06.03.2019 BABALAR VE ÇOCUKLARI
-
27.02.2019 KORKUDAN KORKMAK
-
21.02.2019 KRİZ ÖNLEM PAKETİ
-
07.02.2019 SİYASETİN DİLİ
-
31.01.2019 CELAL BAYAR’IN ATATÜRK SEVGİSİ
-
24.01.2019 MİLLİ MÜCADELEDEN BİR HATIRA / HEYET-İ NASİHA
-
17.01.2019 CAN KARDEŞİM, AYSEN DURGUN ÖZ
-
20.12.2018 SİYASETÇİ…
-
13.12.2018 KAFANIN İÇİNDEKİ HAZİNE
-
06.12.2018 FESLİ…
-
30.11.2018 BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK
-
22.11.2018 DÜNYA’NIN TANIDIĞI MİLASLI SANATÇI
-
15.11.2018 “VATAN SANA MİNNETTARDIR.”
-
08.11.2018 ATATÜRK’ÜN ÖNGÖRÜSÜ
-
01.11.2018 YAŞASIN CUMHURİYET
-
25.10.2018 CELAL BAYAR VE ‘PARTİ PELVAN’
-
18.10.2018 ATATÜRK’ÜN ARKADAŞI, SIRDAŞI, YOLDAŞI İSMET İNÖNÜ
-
11.10.2018 ATATÜRK, NEDEN ÇOK PARTİLİ DÜZENE GEÇMEDİ?
-
04.10.2018 ATATÜRKÇÜ GENÇLİK
-
27.09.2018 KERBELA, ZALİMİN YENİLDİĞİ YER
-
20.09.2018 “MANDA” MESELESİ
-
13.09.2018 YAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA, YAŞA..
-
06.09.2018 30 AĞUSTOS ZAFERİ ÜÇ KİŞİYİ ÇOK ÜZMÜŞTÜ!
-
30.08.2018 OKURKEN TİR TİR TİTREDİĞİM YAZI
-
16.08.2018 Önce siz …
-
09.08.2018 Savaşın ve Devrimlerin tanığı Velidedeoğlu anlatıyor …
-
02.08.2018 Fatma Öğretmen
-
26.07.2018 Atatürk’ün Son Neşeli Gecesi
-
19.07.2018 68 yıl önce, 68 yıl sonra …
-
12.07.2018 “Danko’nun Kalbi”
-
05.07.2018 Cumhuriyet’in ilanından bir gün sonra
-
28.06.2018 Tek Adam
-
21.06.2018 Atatürk’ün Sofrası / “Zevat-ı Mutade”
-
14.06.2018 DOĞA DOSTU ATATÜRK VE “ÇEVRECİ’NİN DANİSKASI” ERDOĞAN
-
07.06.2018 “Devlet ve Parti”
-
31.05.2018 ‘Aziz Nesinlik’ gerçek bir öykü
-
24.05.2018 Atatürk ve Devrim
-
17.05.2018 Atatürk’ün İki “Fedaisi”
-
10.05.2018 Memleket Sevdalısı “İki Ayyaş” (!)
-
03.05.2018 Ah Bahçeli, vah Bahçeli!
-
26.04.2018 Atatürk’ün Kız Kardeşi Makbule Atadan anlatıyor …
-
21.04.2018 İYİ Parti Milas İlçe Başkanı Mehmet Çayırlı ile Söyleşi
-
12.04.2018 Atatürk kendini anlatıyor
-
05.04.2018 ‘Onur İntiharı’
-
29.03.2018 Din, Siyaset ve Atatürk
-
29.03.2018 Din, Siyaset ve Atatürk
-
22.03.2018 SAVAŞIN KADERİNİ DEĞİŞTİREN KAHRAMAN KOCA SEYİT
-
08.03.2018 Atatürk döneminde ve bugün “Torpil”
-
02.03.2018 Tabii ki “memnunuz”
-
22.02.2018 Mustafa Kemal ve “Milli İrade”
-
15.02.2018 Kemalizm’in Alfabesi “Bağımsızlık”
-
08.02.2018 Atatürk ile ‘Laiklik’ üzerine söyleşi …
-
01.02.2018 “Nalbantlık Okulu”
-
25.01.2018 UĞURLAR olsun …
-
18.01.2018 “MUSTAFA KEMAL’İ AĞLARKEN GÖRDÜM”
-
11.01.2018 Lenin’in, ‘Türk Kurtuluş Savaşı’na bakışı
-
04.01.2018 Yeni Yıl
-
28.12.2017 Menemen Olayı
-
14.12.2017 ‘Cephane Sandığında Kitap’
-
07.12.2017 Ankara Müftüsü Rifat Efendi …
-
30.11.2017 Atatürkçü mü oldunuz?
-
25.11.2017 Rüzgara Karşı Yürüyen Öğretmen: Mehmet UZMAN
-
16.11.2017 Atatürk’ün hasta günleri …
-
10.11.2017 “Beyaz Eldivenli Adam …” / 2
-
09.11.2017 “Beyaz Eldivenli Adam …” / 1
-
02.11.2017 Sandıklar dolusu altınların öyküsü
-
26.10.2017 “Olmaz olmaz” deme …
-
19.10.2017 ‘Kırk Para’!
-
12.10.2017 Dersimiz Laiklik
-
06.10.2017 Atatürkçü Eğitim …
-
28.09.2017 Kadınlarımıza …
-
21.09.2017 Bodrum’u görmek, Milas’ı gezmek lazım …
-
14.09.2017 Ayşe Anıl’ın sergisinde …
-
07.09.2017 ‘Gümüşkesen Anıtı’nın maketi üzerine …
-
31.08.2017 Aziz Atatürk
-
24.08.2017 Meczup …
-
17.08.2017 Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun dikkatine …
-
10.08.2017 HAL VE GİDİŞ…
-
03.08.2017 Zübeyde Hanım / 3
-
28.07.2017 Karyalı Sanatçı Ayşe Anıl ile Söyleşi (2)
-
27.07.2017 Çanakkale / Onbeşliler / Veresiye Defteri
-
21.07.2017 Karyalı Sanatçı Ayşe Anıl ile Söyleşi (2)
-
20.07.2017 Karyalı Sanatçı Ayşe Anıl ile Söyleşi (1)
-
13.07.2017 ‘Hak-Hukuk-Adalet!’
-
07.07.2017 Adalet
-
30.06.2017 Atatürk’ü anlamak için …
-
23.06.2017 “Ufukların Ötesini Gören Adam”
-
15.06.2017 Zübeyde Hanım … / 2
-
09.06.2017 Milletin Efendisi … / 2
-
01.06.2017 Milletin Efendisi …
-
25.05.2017 SÖZCÜ …
-
18.05.2017 Zübeyde Hanım
-
11.05.2017 Bak şu densize …
-
04.05.2017 Gülme zamanı
-
27.04.2017 Aldanma ve Aldatma Meselesi
-
20.04.2017 Referandum / Galip – Mağlup
-
13.04.2017 “Din Adamı”
-
06.04.2017 Yurttaşıma …
-
30.03.2017 Ne Yazayım Abime …
-
23.03.2017 “Ey Avrupa …”
-
16.03.2017 Aristo Mantığı
-
09.03.2017 “Abidik”, “Gubidik” işler …
-
02.03.2017 “İtaat …”
-
23.02.2017 ÖNCE TÜRKİYE…
-
16.02.2017 İnkârcılar, Vefasızlar …
-
09.02.2017 Bu yazı, “Ben varım, sen de var mısın” çağrısı değildir!
-
02.02.2017 ‘Fiili Durum’
-
26.01.2017 Başkanlık ...
-
19.01.2017 “Atatürk Başkanlığa Karşı”
-
12.01.2017 Ulusalcılara …
-
05.01.2017 Dilemekle olmuyor …
-
29.12.2016 ‘Rize Belediye Başkanı’na Açık Mektup
-
22.12.2016 MİLLETE ÜÇ VEKİLE SEKİZ
-
15.12.2016 ...
-
08.12.2016 Bozdurdum
-
01.12.2016 Ne oldu bize?
-
24.11.2016 Öğretmenim …
-
17.11.2016 Yanlış Otobüs …
-
10.11.2016 “Vatan Sana Minnettardır”
-
03.11.2016 Dönek
-
27.10.2016 Şu Çılgın Solcular
-
26.10.2016 Milas doğumlu, Uluslararası Ödüllü, Resim-Gravür-Exlibris Sanatçısı Ayşe ANIL:
-
20.10.2016 Nurcan Karaman “FETÖCÜ” öyle mi?
-
13.10.2016 Medrese
-
06.10.2016 LOZAN
-
29.09.2016 Yetkisizlere ...
-
22.09.2016 Yetkililere ...
-
08.09.2016 Yav, he he …
-
01.09.2016 Bahane ...
-
25.08.2016 “FETÖ” (2)
-
18.08.2016 “FETÖ” (1)
-
11.08.2016 Muhalefetin “Anası”
-
04.08.2016 Dindar ile Dinci
-
28.07.2016 Sıyrılamazsın …
-
21.07.2016 “FETÖ”, AKP ve Ulusalcılar
-
14.07.2016 Bu millet adam olur / 2
-
30.06.2016 Bu millet adam olur
-
23.06.2016 Akbük Akbük
-
16.06.2016 Fethiye
-
09.06.2016 Osmanlı’nın mirası
-
02.06.2016 “Gezi” - Hüzün ve Acı
-
26.05.2016 Böyle biline ...
-
19.05.2016 19 Mayıs – Kağnının Zaferi
-
12.05.2016 HANGİ DEMOKRASİ?
-
05.05.2016 Laiklik üzerine
-
28.04.2016 Gidiniz!…
-
21.04.2016 Köy Enstitüleri
-
15.04.2016 Milas’ı Eskişehir yapmak için
-
07.04.2016 “Şu Çılgın Gençler”
-
31.03.2016 Atatürk ve “Başkanlık”
-
24.03.2016 “Evet” ama …
-
18.03.2016 İstifa et
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.