Dursun Girgin

Dostlarım merhaba. Bilindiği üzere Kuran-ı Kerim’de bir Gadir-i Hum gerçeği vardır. Yani peygamber efendimizin kendisinden sonra imamet makamını kimin idare edeceği konusu. İşte bunun adı Gadir-i Hum olayıdır. Sevgili peygamberimizin bir kabe dönüşünde 100 binlerce Müslümanın huzurunda adına Gadir-i Hum denen bir tepede tüm insanlığa haykırarak, “Ey ashabım! Sizlere bugün bir Allah emrini açıklamak istiyorum. Ben de bir faniyim benim ölümümden sonra imamet makamı Hazreti Ali’nindir. İşte bu gördüğünüz Hz. Ali, Hz Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, benim ehli beytimdir.” Dediği zaman Hz. Ebubekir

 Hz. Ömer, Hz. Osman hepsi de oradaydı.

Peki sonra ne oldu bakın? İnsanla arasında nifak çıktı. Sonra da Yüce Allah tarafından tayin edilen İmam Ali’nin yerine kendi aralarında anlaşarak, ilk Hz. Ebubekir, sonra Hz. Ömer, sonra da Hz. Osman halife olurlar. Ancak en sonunda Hz. Ali Efendimizi halife yaparlar. Bu duruma çok üzülen Hz. Fatıma anamız hep ağlarmış. Ancak ilimin beşiği ve de kapısı olan Hz. Ali Efendimiz , o kadar sabırlıydı ki tüm halifelerin hatalı kararlar vermelerine hep engel olur sonuçda kendisi halife olunca da halk iyice rayından çıkmış vaziyette… Bir gün birkaç Müslüman bir araya gelip, Hz. Ali’yi ziyaret ederler ve derler ki; “Ya Hz. Ali! Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halifelik dönemlerinde bu kadar çok kötülük ve de ahlaksızlık yoktu. Peki bugün niye böyle” dedikleri anda Hz. Ali cevaben şöyle der; ‘Onların halifelik dönemlerinde arkalarında ben vardım. Onlara hep doğruyu söylerdim. Şimdi de ben halifeyim ama benim ardımda siz varsınız. Eğer sizler hep yanlış yapıyorsanız, hatta siz gerçek bir mümin olamıyorsanız hata sizlerindir’ der.

Evet dostlar, gelelim günümüz dünyasına. Çarşı-Pazar ateş pahası. Bütün bunların tek bir açıklaması var; insanımız artık doyumsuzlaştı, herkes. Başta ülkeyi idare edenler zevkü safa içindeler. Bunu gören halk da aynı baştakiler gibi olmaya çalışıyorlar.  Yani, arabam olsun, katım olsun, denizlerde yatım olsun… Yeter mi? Yetmez. Bir de bankalarda tomarla param olsun diyerek, hakkı hukuku, haramı helalı arayıp sormadan, ver Allahım ver. Sanki beddualı bir milletiz gibi geliyor bana.

Değerli dostlar, yarım yamalak anlatmaya çalıştığım konular hakkında sizler ne düşünürsünüz, neler dersiniz? Bilemem. Ama bildiğim tek şey şu ki bütün bu olup, bitenler sanki kıyamet alameti gibi geliyor bana. Ancak ölüm var dostlarım, ölüm. Herkes ne verirse eliyle, o gider kendiyle. Siz siz olun her kim ne halt yaparsa yapsın, siz asal doğrudan, haktan, adaletten ayrılmayın. Hayır söyleyin hayır bulursunuz, iyilik yapın iyilik bulursunuz. Dünyayı güzelleştiren de çirkinleştiren de insandır. Unutmayın! Geliniz el birliği ile şu güzelim cennet vatanımızı öyle bir hale getirelim ki hiç kimsenin akta gökte gözü kalmasın. Bu vatan hepimize yeter de artar bile. Asla aç gözlü olmayalım. İster siyasetçi olsun, ister üretici olsun, ister esnaf olsun. Lütfen çok dikkatli olalım.

Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın. Dikkat edin kefenin cebi yoktur. Ey Ademoğlu!