• 23 July 2024, Tuesday 10:33
DursunGirgin

Dursun Girgin

BERHUDAR OL YAVRUM

Dostları merhaba. El öpene değil de el etek öpenlere dikkat edilmesini tavsiye ederim. Diyelim ki Sayın Bahçeli yaşlı bir siyasetçiye ya.. El öpmek için sıraya geçenlere ne demeli? Elbette bir gün gelecek bu dengeler de değişecek. Peki o zaman ne yapacaksınız, sayın el etek öpenler? Bence bir devlet memurunda aranan özelliklerin hiç birisi de yok, bu el etek öpenlerde. Elbette büyüklerimize saygılıyız. Fakat Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi: “Sadece babanın, ananın bir de sana hayatı öğreten öğretmeninin elini öp. Sakın herkesin elini, eteğini öpme.” sözleri güzel bir hatırlatmadır. 

O halde bu el etek öpenler için Sayın İçişleri Bakanlığı bir işlem yapacak mı? Yoksa olur böyle vakalar diyerek, geçiştirecekler mi? Göreceğiz! Bu millet ne salak ne de aptal. Her olup biten olayları görüyor. Zaten dünya öyle bir küçüldü ki küçücük cep telefonunun içine girip oturdu. Hiçbir şey saklı da gizli de kalmıyor. Bugün bu tür çirkinlikleri ört-bas edenleri, yarın yapılacak bir genel seçimde, asla bu millet af etmeyecektir. Demem o ki artık herkes birbirine şunu soruyor: Bu ne be kardeşim? Sokak ortasında insanlar öldürülüyor, dosyaları ya ortadan kaldırılıyor ya da yargı etkisizleştiriliyor. Eh bu millet de gayet haklı olarak canından, malından, namusundan endişe eder hale geldi. Bugün ekonomiye hiçbir çare bulamayan zavallı siyasetçiler, ne yazık ki insanları ötekileştirmeden medet umar hale geldiler. Yalan, talan, vurgun üstüne inşa edilmiş olan bu günkü Cumhur İttifakı elbette tüm bu olup biten yanlışlarının hesabını vereceklerdir.

Peki gelelim şu yalancı ekonomiye. Neymiş efendim? Türkiye çok yakında dünyanın süper devletleri arasına girecekmiş. Vay be! Hayret doğrusu! Çarşı-pazar sanki ağzından lav fışkırıyor. Tıpkı bir dinozor gibi. İşte el etek öpenlerin neden böyle davrandıklarına gelince, bu insanlar hiç de hak etmedikleri bu makamlara sözde siyasi desteklerle geldikleri için elbette bir minnet borçları vardı. Onu da açık seçik herkesin önünde el etek öperek ödüyorlar.

İşte rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş hoca zamanında, “Bu millet zifiri karanlığa gidiyor. Haberi bile yok.” dediğinde hep bu tarikatları, şeyhleri, şıhları kastetmişti. Yani zenginin daha zengin, fakirin de daha fakir olduğu bir ülkede tek çıkış yolu fakirliğin çok iyi bir şey olduğunu her cuma günü camilerde cemaate tıpkı eroin, tıpkı uyuşturucu gibi enjekte etmeleridir. Oysa bakınız ilimin beşiği olan Hazreti Ali Efendimiz ne buyuruyor; ‘eğer fakirlik bir mahluk olsaydı onun boğazını sıkarak, katlederdim.’ diyor.

Peki acaba bu günkü vaaz ve nasihatler mi doğru? Yoksa Hz. Ali mi doğru?

Evet dostlar, bugün din cambazlarına sakın kanmayın. Ne gelirse yoksulluktan gelir. İşte bugünkü siyasi anlayışın temelinde yatan acı gerçek şudur; insanları fakirleştir ki köle haline gelsinler. Ondan sonra da onurlarını ve de gururlarını yitirecek köle haline gelsinler, isteniyor.

Evet yakında şu fakirliğin sebeplerine de geleceğim.

Şimdilik hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık