• 04 February 2025, Tuesday 11:46
DursunGirgin

Dursun Girgin

PARANIN ZİRVEDE, İNSANLIĞIN YERLERDE OLDUĞU ÜLKE

Dostlarım merhaba. Paranın zirvede, insanlığın ise yerlerde süründüğü bir devirde yaşıyoruz. Her konusu maddiyata havale edilmiş dünyada, belki de tek ülke Türkiye. Facialar oluyor, insanlar hala bir ders alıp da ‘tövbe’ edecekleri yerde aynı tas aynı hamam yola devam diyorlar. Hey be insan azmanları, hiç mi ölüm hatırınıza gelmez sizlerin. Bir geceliği 37-38 bin TL’lik otellerde hem de hiçbir can güvenliğinizin olmadığı bir otelde çoluk çocuk nasıl kalırsınız? Dünya sefası, dünya zevki bu kadar mı gözlerinizi kör etti?

Öyle ya Sayın Kültür Bakanımız güven vermiş ya yeter de artar bile…

Evet sevgili dostlarım, ölenlerimize elbette yüreğimiz yandı. Ama içlerinde onca aydın insanlarımız böyle çarpık düzen bir otelin neyine heves edip de hem onca yüklü parayı verdiniz. Hem de güzelim canlarınızdan oldunuz. Ben şahsen sadece gözünü para hırsı bürümüş olanlara acımıyorum. İnsanların çarşı pazarda bir kilo et balık alamadıkları bir devirde kalkıp da bir geceliği 37-38 bin TL olan bir otelde ne uyurum, ne de böyle bir yere bir emeklinin 3 aylık maaşını bir gecede harcarım. Tabi bu benim şahsi görüşüm.

Bir gün Neyzen yolda giderken peşine bir ayakkabı boyacısı takılır. Tabi Neyzen’in üstü başı perişan, ayakkabısı da ona keza. Yırtık pırtık ‘boyacı ayakkabımı görmesin’ diye kaçtıkça boyacı çocuk peşini bırakmaz. Son çare Neyzen bir kenarda yüzükoyun yatar ve boyacı çocuğa der ki, ‘Haydi boya bakalım’ Çocuk şaşar ‘neyi boyayacağım’ der, Neyzen de ‘Suratımı boya’ der ve çocuk başlar Neyzen’in suratına siyah boya ile boyamaya. Sonuçta bir de güzel cila atar ve Neyzen, ‘al bakalım şu parayı’ der ve o şekilde arkadaşlarının yanına varır. Tüm arkadaşları Neyzen’in bu haline hem bir anlam veremezler hem de gülerler. Alaylı bir şekilde sorarlar: ‘Hocam, bu ne Allah aşkına’ diye. Neyzen de boyacı ile olan diyaloğunu anlatır ve sonuçta arkadaşlarına döner ve şöyle der: ‘Ben şimdi bir kalıp sabun alıp bu kara boyayı çıkarırım ama şu kalpleri kapkara olanlar insanlıktan tamamen uzaklaşarak, kul hakkı yiyerek gününü gün edenler o kapkara suratlarını nasıl ağartırlar bilemem’ der.

 

Evet sevgili dostlarım. Bir tek çocuk davulunun icadını iğneden ipliğe kuruşu kuruşuna hesap ederek Rabbim üzerime kul hakkı gelmesin diye tabiri caizse kılı kırk yaran bir dost olarak şu olup biten tüm olayları hele hele insan ölümleriyle sonuçlanan olaylara öyle çok üzülüyorum ki sormayın. İnsanları töhmet altında bırakmak istemiyorum. Ancak şu fani dünyada karınca kaderince elbette ki herkesin eğlenmeye gelip tozmaya hakkı var. Ancak bu tür yerler bizim gibi garibanların zevk sefa yapacağı yerler değil deyip umarım ülkemizde hak hukuk yerini bulur da en azından bir daha böyle tatsız olaylar yaşanmaz. Yüce Rabbim sonumuzu hayreylesin. Amin. Haydi dostlarım hoşça kalın, dostça kalın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık