- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 March 2018, Tuesday 19:25
- 4132 kez okundu
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN
İnek reklamlı Çiftlik Bank’ın sonu değil ama toplum olarak bizim sonumuz epey tartışma götürüyor. O tombik yüzlü inek kellesine tıklayıp şu kadar para kazanacaksınız türü sanal para hayali yine bir hayalle sonuçlandı . Birden kazanma , bir verip yüz alma hayali o kadar güçlü ki bizde bir türlü bu altadılmış insan hallerinin sonu gelmiyor . Gelmediği gibi bu tür insanların zayıf yanlarıını kullanıp ele geçirdikleri çeşitli araçlarla halkın birikmişini elinden alıp , soyulmuş tavuk gibi ortada bırakanların ilginç hikayelerinden ortalık geçilmiyor.
Yaşlı kadın , “halacığım bu paranı neye güvenerek buraya havale ettin” diyen muhabire :
“Ne bileyim oğlum benden önce 80 bin kişi aynı işi yapmış , bunların hepsinin aptal olabileceğini düşünmedim. Onun için ben de aynı aptallığı yaptım” diyor.
Haberler , sosyal paylaşım ağları, tombik yüzlü inekle mlleti söğüşleyen yine tombik yüzlü Çiftlik Bank’ın 27 yaşındaki İmam Hatip mezunu Mehmet Aydın ‘la ilgili traji-komik diyeceğimiz yorum ve yazılarla dolu.
Benim üniversite yıllarıma denk gelen bir Banker Kastelli olayı vardı. Bizi epey oyalamış, vay be dedirtmiş, insan söğüşlemenin ne kadar kolay olduğu üzerine geyik muhabettleri yaparken, o zamanlar belki 60 yaşlarında olan Hasan Pulur şöyle yazıvermiş ve farklı bakış sunmuştu:
“Efendim devleti ve halkı soymak için 3 şey gereklidir. Pilav yapmak için de 3 şey gereklidir : su –pirinç-yağ… Peki halkı soymak için yine 3 şey : Siyasetçi-bürokrat ve ticaret adamı, iş adamı falan filan…”
Uzatmadan, “hiçbir soygun, hiçbir büyük tertip bu yukarda saydıklarım olmadan olmaz” demişti.
Yani şimdi ‘bizim halk bu kadar aptal, çalışmadan kazanma hırslısı’ gibi yorumlar biraz aşırı kaçan, işin siyasal ve sınıfsal önemini gizleyen örtüler gibi geliyor bana.
Bilirsiniz Banker Kastelli, zamanında devlet erkanında büyük itibar görmüş, tanıtım reklamlarında üstelik batma tartışmalarının yapıldığı dönemlerde bir çok ünlü sanatçı reklam filmlerinde boy göstermişti. Hatta hiç unutmam reklamların kulak tırmalayıcı boktan bir müziği vardı.
“Banker kastelliiii . banker kasteliii” diye başlayan, sonra vatandaşlar görünüp ‘’paramı kastelliiye yatırdım , artık icim rahat , tasam yok !” diye devam eden..
O zamanların meşhur artistleri Fikret Hakan , İzzat Günay , Hulusi Kentmen reklam filmlerinde Kastelli övgüsü yaparlardı.
Çiftlik Bank’ın sahibi hangi ünlüler ve siyasetçilerle reklamlarda boy gösterdi, sonra da göstere göstere milletin tombik inek kellesine yatırdığı paraları sövüşleyip, doğrudan inek ve tarım ürünleri ithal ettiğimiz Uruguay ‘a rucu etti. Ordan da halktan sövüşlediği kutu kutu paraları sosyal medya hesabından millete gösteriyor, “paralarınız bende ! meeeeeeee” der gibi.
Babam, ‘oğlum dünya iki kulplu kazan, tut bir kulpundan sen de kazan’ derdi, yani ‘emek harca, emeksiz yemek olmaz’ gibi bir şeyler derdi. Ama böyle hırsla, hileyle, bilmem ne yardımıyla o kadar insanın birikmişini çalmak, böyle bizde uluorta yaygınsa ve önüne geçillemiyorsa, bunun bir çok sebebi vardır, ama esasında devlet dediğimiz yapının bu işlere bakışı, olanak verişi, daha açık yazamayacağım her şeyiyle ilgilidir.
Herkes bu toplumda, bu Türkiye koşullarında kolay kazanmanın, biri bin yapmanın peşinde. Bunu şans oyunları, yarışmalar, ucuz iş gücü çalıştırma, güvencesiz çalıştırma, karın tokluğuna çalıştırma gibi ortamlar her şeyi elverişli hale getiriyor.
Mandıra Filozofu adlı sinema filmini severek izlemiştik. Babasından kalma bir bağ evinde yaşarken, denizin kıymetinden dolayı yaşadığı yer kıymetlenir ve etrafındaki arazilerin çoğu satılır. Mandıra Filozofu’nun da akrabaları miras olan bu yeri satmak isterler. Bir gün büyük ,gösterişli teknesiyle bir karı-koca gelir ve tarlaya doğru yürürler. Yürürlerken de kadın inek bokunun üstüne basar, kendince iğrenir; mandıra filozofu da o boku alır bahçesine atar. Neyse uzatmayım…
Adamlar durumu açıklar: “Biz bu yeri almak istiyoruz , ne istersen vereceğiz”. “Ne yapcaksanız” der, “şu kadar para verceğiz”.. “Napcam ben parayı para yenmez ki.. Aha bu dometesler, hıyarlar böyle göstere göstere çatır çatır yenir, ama para yenmez ki, ben paraya karşıyım. Hem neden burayı almak için bu kadar hırslısınız ki, ne işe yarayacak yaptığınız binalar, siz ölmeyecek misiniz?” der.
Yani hayatın vurucu yanları bunlar, ne bu insanlardaki çalma-çırpma, ‘hep benim olsun’ huyu?.
Hangi iklimde, kültürde, siyasal ortamda yetişiyor bunlar. İnsanların birikmişlerine, emeklerine göz koyan bu insanlar hangi tarlada yetişti, gdo’lu besinler mi bozdu bunları?
Demlenmiş Sözler ...
Bu dünyadan namazıyla niyazıyla göçen ‘dini bütün‘ olur, kimi de can baba gibi göçer şarap-tütün ‘şiiri bütün ‘ olur .
Haydar Ergülen
-
28.05.2024 Siz Hiç Siyah Kuğu Gördünüz mü ?
-
10.01.2024 Şiir başka şaire git !
-
28.12.2021 Vahşi olan doğa değil kapitalizmdir !
-
19.05.2021 DİKKAT : ORMANSIZLAŞTIRMA !
-
09.06.2020 Yasaklarla Yaşam! ve Oruç Aruoba ...
-
12.05.2020 Korona günlerinde ortaya karışık bir yazı ...
-
30.04.2020 Sürü Bağışıklığı ve Toprağın Tuzu
-
21.04.2020 Veba , kolera, kuşpalazı , boğmaca, korona filan...
-
20.04.2020 Ne şeysin sen virüs!
-
31.03.2020 Hapissek; aklımız göçebedir !
-
24.03.2020 İçi boş bir zırh : Devletler !
-
17.03.2020 Komşumuz Dünya !
-
10.03.2020 Haberleri Kullanma Kılavuzu !
-
03.03.2020 Ey yağmur bulutu...
-
25.02.2020 Çiçek açmış badem ağaçları ...
-
18.02.2020 Açların Gözbebekleri !
-
12.02.2020 Çaya şiir koy da içelim !
-
06.05.2019 Delikanlım iyi bak yıldızlara ...
-
16.04.2019 Bu Efsane Okullara Biz de Bir Selam Uçuralım ...
-
26.03.2019 Hepimiz o aletin kölesi olduk!
-
18.03.2019 Şiir başka şaire git...
-
12.03.2019 Öğrenmenin özgürlüğü !
-
25.02.2019 Okumuş bir işçi gibi soralım!
-
29.01.2019 Makyavelist Siyaset !
-
15.01.2019 Seçim mi geçim mi ?
-
18.12.2018 Hatıralar benim hallerimdir...
-
11.12.2018 Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !
-
04.12.2018 Nasıl gitmek bu !
-
05.06.2018 Memleket toprağındadır kökü
-
08.05.2018 “O mahur beste çalar ‘müjgan’la ben ağlaşırız!”
-
01.05.2018 Hangi sistem demokrasiye uygun: Başkanlık mı,Parlamenter sistem mi?
-
10.04.2018 Nereden geliyorsun?
-
03.04.2018 Dünya bir sahnedir !
-
06.03.2018 Hayatı şiirle sevmek!
-
27.02.2018 “Beyaz adam; beyaz betonun yenmeyeceğini ne zaman anlayacaksın!”
-
20.02.2018 Kendi çağında yaşa, ama onun tutsağı olma!
-
14.02.2018 ‘İhtiyaçlar’ sıralamamızı kim belirliyor!
-
30.01.2018 Ey Yağmur Bulutu, ‘Onlara sen anlat, savaş kötüdür!’ de
-
23.01.2018 En doğru ben değilim!
-
16.01.2018 Sen ne fena çocuksun !
-
09.01.2018 Devrimci geçmişlerimiz için!
-
26.12.2017 Değişirken değişmemek!
-
12.12.2017 Bir Şiirdir Şehr-i Kudüs!
-
28.11.2017 Serkan Öğretmen’in Kitap Listesi!..
-
21.11.2017 Yazı bir işe yaramalı!
-
14.11.2017 Yazsan ne yazacaksın?
-
07.11.2017 “TEOG MEOG”, bu işin sonu yok!
-
31.10.2017 Dün, Takvimde Biter
-
17.10.2017 Ahlat ağacının kokusu ...
-
10.10.2017 İnsan vefasızdır!
-
03.10.2017 Ne olacak bu çocukların hali?
-
25.04.2017 İnsan Hafızası Biriktirir!
-
04.04.2017 Seçilme yaşı 18’e inecek mi bilmem ama !...
-
28.03.2017 Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!
-
21.03.2017 Referanduma giderken
-
14.03.2017 Kederliyim!
-
07.03.2017 Günler geçiyor ama aynı değil!
-
28.02.2017 Kalbiniz acır işte!
-
21.02.2017 ‘’Bozuk Adalet!”
-
14.02.2017 Sen ne diyorsun!
-
07.02.2017 Trump Gelir Trump Gider!
-
31.01.2017 İnsanın Adalet Terazisi!
-
24.01.2017 Hayat alabildiğine aydınlık!
-
17.01.2017 Kırbaç! *
-
10.01.2017 İnsan ve Robotlaşan insan !
-
03.01.2017 Kötülük bu!
-
27.12.2016 Şiir ‘kötülüğü’ yensin!!
-
20.12.2016 Haberler ne haber !
-
06.12.2016 Çocukları koruyamıyorsan kendinden söz etme!
-
29.11.2016 Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!
-
22.11.2016 ‘Dostyevskinin köpeği’!
-
15.11.2016 Ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!
-
08.11.2016 Öğrenmenin özgürlüğü!
-
25.10.2016 Özal’dan bugüne başkanlık tartışmaları!
-
18.10.2016 Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?
-
11.10.2016 Kalbimi elime alıp üzüm gibi ezesim geliyor !
-
04.10.2016 “Her şey naylondandı o kadar!”
-
27.09.2016 “Çöl kimseyi sevmiyordu!” (Milas Lisesi mezunu bir yazardan ...)
-
20.09.2016 Şöhret dünyasının politik yakışıklısına veda!
-
06.09.2016 Ruhumuza yapışan kirler!
-
12.07.2016 Suriyeli Göçmenler ve Irkçılık sorunu!
-
28.06.2016 Sıcaklarda, sıcak politika!
-
21.06.2016 Liseli Gençleri anlamak!
-
14.06.2016 Muşlu Ezgi’nin TEOG başarısı!
-
07.06.2016 Bilim Gereksizdir (!)
-
31.05.2016 Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?
-
24.05.2016 Yalnızlık çoğaltıyor beni!
-
17.05.2016 Nerde kaldı bu demokrasi?
-
10.05.2016 Mor Kındıralar Solmuş! *
-
03.05.2016 Aşil’in Topuğu ve Kanlı Pazar!
-
26.04.2016 Kitap mı Tablet mi?
-
19.04.2016 17 Nisan Gurbet Bayramı!
-
12.04.2016 Eleştirel düşünme(me)k!
-
05.04.2016 Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali
-
29.03.2016 Ömür çoğaltmak!
-
22.03.2016 “Memleket isterim”!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.