Fikret Çoban

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması ve İsrail devletinin başkenti olarak Kudüs’ü tanıması tam bir felaket ama neden şimdi?

Kimseye hayır getirmeyeceği biline biline neden durduk yerde Trump böyle bir karar aldı? Ortadoğu zaten ateş çemberi iken, ateşe benzin dökmekle elde edilecek ne var? Belli ki iç siyasetteki sıkışıklığı, başarısızlığını böyle bir hamleyle açmak istiyor Trump.

Ortadoğu’daki çatışma hallerini, savaşları sürekli kılarak hem kendini hem de en yakın müttefiki İsrail devletini rahatlatmak ve siyonist politikacılara alan açmak istiyor.

Ama bir gerçeği göz ardı ediyor. Bölgedeki Müslüman devletler bu sayede kendi aralarındaki çatışma hallerini, gerginlikleri uzlaşmaya, giderek barışa çevirerek sürpriz yapabilirler. Böl yönet politikasının, mezhepsel çatışmaların, etnik çatışmaların kendi halklarına, geleceklerine zarar verdiğini görebilirler. Daha akılcı ve barışçı çözümlere yaklaşırlar. Halkların zaten talebi barış! Devletlerin gündemine de barış, uzlaşma bu vesileyle girebilir. Ortadoğu halklarının kaderinin bu olmadığı gerçeği Kudüs’ün kudsiyeti üzerinden daha iyi görülür diyorum.

Trump iki yıl önce de ani bir kararla, müslümanların ABD’ye girişinin yasaklanması adımı atmıştı.

Müslümanlığı başlı başına suç sayan faşist bir karardı bu. Ama neyse ki ABD’nin 17 Eyalet mahkemesi Trump’un bu kararanın uygulamasını durdurmuştu. Hemen, dünyanın birçok yerinde ABD Başkanı Trump’a karşı sokak gösterileri başlamış, ‘faşist Trump’a karşı hepimiz Müslümanız’ şeklinde dövizler bile taşınmıştı. Beni en çok memnun eden, İngiliz İşçi Partisi’nin yeni seçilen sosyalist lideri Corbeyn’in açıklamalarıydı. Londra’nın müslüman belediye başkanıyla birlikte, Trump’un faşist kararına karşı sokaklarda halkla birlikte yürümüştü Corbeyn.

Kudüs dinler şehri. 3 dinin doğduğu yer. Müslümanların ilk kıblesi kabul edilen ve Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği yer Mecsid-i Aksa. Türkçesi ‘uzak yer’ anlamına geliyor. ‘Mekke şehrine uzak’ anlamında.

Trump’un, Kudüs’ü başkent olarak tanımasının tarihi de çok ilginçtir. Kudüs 9 Aralık 1917 tarihine kadar Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeydi. O tarihten sonra İngiliz egemenliğine geçer, sonra da bugünkü halini alır.

Filistinli Ozan Mahmut Derviş’in arkadaşı Nizar Kabbani’nin şiiriyle veda edeyim.

Deniz Gezmişler 1967 Arap - İsrail savaşında Filistin halkının yanında yer almak için gittikleri Filistin topraklarında:

‘’Arap aleminde özgürlük zincirlenmiştir, mahpustur şiirlerimle onu kurtarmaya geldim’’ diyen ozan Nizar Kabbani ile karşılaşmışlardır belki ...

 

*          *          *

Kudüs Ey Kudüs !

Ağladım... Göz yaşım tükeninceye kadar

Yakardım… Mumlar sönünceye kadar

Diz büktüm önünde… Usanıncaya kadar

Sende Muhammed’i ve İsa’yı sordum

Ey Kudüs, ey peygamber fışkıran şehir

Ey yer ve gök arasındaki en kısa yol

Ey Kudüs, ey dinlerin minaresi

Ey parmakları yanmış güzel çocuk

Hüzün doludur gözlerin ey iffet şehri

Ey Rasûlün uğradığı gölgeli vâha

Caddelerdeki taşlar hüzünlüdür

Camilerdeki minareler mahzundur

Ey Kudüs, ey siyaha bürünmüş güzel

Kıyamet kilisesinde çanları kim çalıyor?

Noel’de çocuklara oyuncakları kim taşıyor?

Ey Kudüs, ey hüzün dolu olan şehir

Kim durduracak sana düşmanlığı?

Duvar taşlarındaki kanları kim arıtacak?

İncili kim kurtaracak?

Kur’ân’ı kim kurtaracak?

Kim kurtaracak İsa’yı, İsa’yı öldürenlerden

İnsanı kim kurtaracak?

Ey Kudüs.. Ey şehr-i yârim

Ey Kudüs.. Ey sevgilim

Yarın… Yarın Limonlar çiçek açacak

Yeşil sümbüller ve zeytin sevinecek

Gözler gülecek!

Dönecek göçmen kuşlar tâhir çatılara

Ve çocuklar da oyunlarına

Kavuşacak evlâtlar babalarına

Ey memleketim, ey barış ve zeytin şehri

 

Demlenmiş Sözler ...

Benim burada durduğuma bakmayın, burada değilim ben. Ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu!

Enis BATUR