- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 April 2018, Tuesday 21:39
- 3785 kez okundu
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN
Ne demişti 400 yıl öncesinden Şhekspir : “Dünya bir sahnedir, herkes oyuncu, herkes rolünü oynar ve çeker gider.” Peki 400 yıl sonra sanki ona nazire eder gibi akademik unvanı olan üstelik siyasetçi bir başkan ne demişti;
“Ne yuvarlağı , dünya düzdür , düz .Dünyanın yuvarlak olduğunu söylemek mason uydurmasıdır.”
Hemen fark ortaya çıkıyor; dünyaya ve hayata sanat gözüyle bakmanın ve ideolojik kalıplarla bakmanın farkı, birinde alabildiğine aydınlık ve özgürlük, ötekinde ise alabildiğine düzlük ve sığlık...
Onun için sanatın her türü, insana kötü bir şey vermez, tam tersi, insandaki gizli güzellikleri açığa çıkarır ...
Sanat, dünyayı ve insanı güzel görme ve gösterme biçimidir. Yine 3 yıl önce bugünlerde kaybettiğimiz sözcüklerin efendisi, Türkçenin büyülü sesi Yaşar Kemal ne demişti:
“Dünya bin bir çiçekli bahçedir, isteyen istediği dalından çiçek alabilir, ama biri ölürse, bütün renkler ölmüş olur.”
Hepimiz şu ya da bu şekilde dünyanın her hangi bir yerinde dünyaya merhaba dedik. Shekspir’e göre ilk rolümüzü oynamaya başladık, çocuk olduk, büyüdük; genç olduk, asi ve aşk yanımız bizi birey yaptı. Sonra yine büyüdük, işte iş sahibi olduk, belli makam ve mevkilere geldik; geldiğimiz yerleri unutarak, sanki şu an üreilmiş robotmuşuz gibi elimize geçirdiğimiz güç sayesinde gücümüzü başkaları üzerinde tahakküm aracı olarak kullandık. Aslında insanın doğasında iyilik vardır ama, beslenme şekillerimiz mi ne, bizi doğallığımızdan uzaklaştırdı; yanımızdakinin, bize benzeyenin acısını görmez olduk ...
Başka güçlerin ve disiplin merkezlerinin kontrolüne girdikçe, aklımızı kiraladıkça, kendimiz olmaktan, dolasıyla doğallığımızdan uzaklaştık.
Yaşımız elverdi, nerden gelip nereye gidiyoruz , farkındayız. Giden kim olacak, yoluna devam eden kim olacak, tecrübeyle baki görüyoruz. Ve zamanın saatine uymayanların sel misali gücü ne olursa olsun, geriye kumun kalacağını artık yaşımız sabit görüyoruz.
Uzatmadan açık söylemek gerekirse; daha az demokrasi, daha az özgürlük ama daha fazla otorite, daha fazla yasak sorun çözmüyor. Sadece sistem geriliyor, sistem sinir etmeye başlıyor… Eee canım, nereye kadar? Dünya bir sahneyse, herkes seyirci olmayı bırakıp rolünü oynamaya başlarsa…, alkışı kim alacak?
Ben şuna inanırım, demokrasi güzel bir rejimdir, seçimle gelenin seçimle gitmesi esastır. Ama herkes hayat sahnesindeki vatandaşlık görevlerini yerine getirirse, ‘aman sen de, ne olacak yani, böyle gelmiş böyle gider’, ‘benden ne olacak’ demez, birey olmanın, yaşıyor olmanın, özgürlüklerin farkına varırsa, demokrasi, devletin demokratikleşmesi demek olur.
Öyle diyor ya Sokrates, ta çağlar öncesinden, ya devleti yönetenler filozof olmalı, ya da herkes kendisi olmalı ki; devlet denilen gücü denetlemeli, kontrol etmeli, zayıfın, mağdurun, kimsesizin hakkı yanmasın.
Gerçi hep böyle diye diye gelmişiz.
Muhtemelen erkek-kadın, siyasetçi-bürokrat, zengin-fakir, şu bu olabiliriz, ama insan olmak, insan kalabilmek, muhtemelen üstlendiğimiz ünvanlardan daha zor gibi geliyor bana.
Demlenmiş Sözler ...
Gelin, toplanın insanlar, her nerede geziyorsanız.
Ve kabullenin çevrenizdeki sular yükseldi artık.
Eğer zamanınız sizce biraz değerli ise
Yüzmeye baslasınız iyi olur.
Yoksa bir tas gibi dibe çökeceksiniz.
Çünkü zaman değişiyor. (Bob Dylan’ın şarkı sözünden)
-
28.05.2024 Siz Hiç Siyah Kuğu Gördünüz mü ?
-
10.01.2024 Şiir başka şaire git !
-
28.12.2021 Vahşi olan doğa değil kapitalizmdir !
-
19.05.2021 DİKKAT : ORMANSIZLAŞTIRMA !
-
09.06.2020 Yasaklarla Yaşam! ve Oruç Aruoba ...
-
12.05.2020 Korona günlerinde ortaya karışık bir yazı ...
-
30.04.2020 Sürü Bağışıklığı ve Toprağın Tuzu
-
21.04.2020 Veba , kolera, kuşpalazı , boğmaca, korona filan...
-
20.04.2020 Ne şeysin sen virüs!
-
31.03.2020 Hapissek; aklımız göçebedir !
-
24.03.2020 İçi boş bir zırh : Devletler !
-
17.03.2020 Komşumuz Dünya !
-
10.03.2020 Haberleri Kullanma Kılavuzu !
-
03.03.2020 Ey yağmur bulutu...
-
25.02.2020 Çiçek açmış badem ağaçları ...
-
18.02.2020 Açların Gözbebekleri !
-
12.02.2020 Çaya şiir koy da içelim !
-
06.05.2019 Delikanlım iyi bak yıldızlara ...
-
16.04.2019 Bu Efsane Okullara Biz de Bir Selam Uçuralım ...
-
26.03.2019 Hepimiz o aletin kölesi olduk!
-
18.03.2019 Şiir başka şaire git...
-
12.03.2019 Öğrenmenin özgürlüğü !
-
25.02.2019 Okumuş bir işçi gibi soralım!
-
29.01.2019 Makyavelist Siyaset !
-
15.01.2019 Seçim mi geçim mi ?
-
18.12.2018 Hatıralar benim hallerimdir...
-
11.12.2018 Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !
-
04.12.2018 Nasıl gitmek bu !
-
05.06.2018 Memleket toprağındadır kökü
-
08.05.2018 “O mahur beste çalar ‘müjgan’la ben ağlaşırız!”
-
01.05.2018 Hangi sistem demokrasiye uygun: Başkanlık mı,Parlamenter sistem mi?
-
10.04.2018 Nereden geliyorsun?
-
20.03.2018 Banker Kastelli’den İnek Bank’a aldatılmış olmak !
-
06.03.2018 Hayatı şiirle sevmek!
-
27.02.2018 “Beyaz adam; beyaz betonun yenmeyeceğini ne zaman anlayacaksın!”
-
20.02.2018 Kendi çağında yaşa, ama onun tutsağı olma!
-
14.02.2018 ‘İhtiyaçlar’ sıralamamızı kim belirliyor!
-
30.01.2018 Ey Yağmur Bulutu, ‘Onlara sen anlat, savaş kötüdür!’ de
-
23.01.2018 En doğru ben değilim!
-
16.01.2018 Sen ne fena çocuksun !
-
09.01.2018 Devrimci geçmişlerimiz için!
-
26.12.2017 Değişirken değişmemek!
-
12.12.2017 Bir Şiirdir Şehr-i Kudüs!
-
28.11.2017 Serkan Öğretmen’in Kitap Listesi!..
-
21.11.2017 Yazı bir işe yaramalı!
-
14.11.2017 Yazsan ne yazacaksın?
-
07.11.2017 “TEOG MEOG”, bu işin sonu yok!
-
31.10.2017 Dün, Takvimde Biter
-
17.10.2017 Ahlat ağacının kokusu ...
-
10.10.2017 İnsan vefasızdır!
-
03.10.2017 Ne olacak bu çocukların hali?
-
25.04.2017 İnsan Hafızası Biriktirir!
-
04.04.2017 Seçilme yaşı 18’e inecek mi bilmem ama !...
-
28.03.2017 Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!
-
21.03.2017 Referanduma giderken
-
14.03.2017 Kederliyim!
-
07.03.2017 Günler geçiyor ama aynı değil!
-
28.02.2017 Kalbiniz acır işte!
-
21.02.2017 ‘’Bozuk Adalet!”
-
14.02.2017 Sen ne diyorsun!
-
07.02.2017 Trump Gelir Trump Gider!
-
31.01.2017 İnsanın Adalet Terazisi!
-
24.01.2017 Hayat alabildiğine aydınlık!
-
17.01.2017 Kırbaç! *
-
10.01.2017 İnsan ve Robotlaşan insan !
-
03.01.2017 Kötülük bu!
-
27.12.2016 Şiir ‘kötülüğü’ yensin!!
-
20.12.2016 Haberler ne haber !
-
06.12.2016 Çocukları koruyamıyorsan kendinden söz etme!
-
29.11.2016 Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!
-
22.11.2016 ‘Dostyevskinin köpeği’!
-
15.11.2016 Ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!
-
08.11.2016 Öğrenmenin özgürlüğü!
-
25.10.2016 Özal’dan bugüne başkanlık tartışmaları!
-
18.10.2016 Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?
-
11.10.2016 Kalbimi elime alıp üzüm gibi ezesim geliyor !
-
04.10.2016 “Her şey naylondandı o kadar!”
-
27.09.2016 “Çöl kimseyi sevmiyordu!” (Milas Lisesi mezunu bir yazardan ...)
-
20.09.2016 Şöhret dünyasının politik yakışıklısına veda!
-
06.09.2016 Ruhumuza yapışan kirler!
-
12.07.2016 Suriyeli Göçmenler ve Irkçılık sorunu!
-
28.06.2016 Sıcaklarda, sıcak politika!
-
21.06.2016 Liseli Gençleri anlamak!
-
14.06.2016 Muşlu Ezgi’nin TEOG başarısı!
-
07.06.2016 Bilim Gereksizdir (!)
-
31.05.2016 Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?
-
24.05.2016 Yalnızlık çoğaltıyor beni!
-
17.05.2016 Nerde kaldı bu demokrasi?
-
10.05.2016 Mor Kındıralar Solmuş! *
-
03.05.2016 Aşil’in Topuğu ve Kanlı Pazar!
-
26.04.2016 Kitap mı Tablet mi?
-
19.04.2016 17 Nisan Gurbet Bayramı!
-
12.04.2016 Eleştirel düşünme(me)k!
-
05.04.2016 Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali
-
29.03.2016 Ömür çoğaltmak!
-
22.03.2016 “Memleket isterim”!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.