- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 31 January 2017, Tuesday 18:21
- 5139 kez okundu
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN
Belli bir noktaya geldikten sonra geri dönüş olmuyor.
Meclisteki anayasa görüşmeleri, kavga gürültü içinde açık-gizli oy tartışmalarıyla geçti.
Sonuç: Başkanlık sistemi için Nisan’da refarandum.
Sandıklar çıkacak yine meydane, konacak milli iradenin önüne.
Herkes kendi cephesinden bakacak, tartışacak, belli ki ya bağıracağız ya susacağız, dolayısıyla konuşamayacağımız için, anayasa gibi herkesi bağlayan bir üst metin üzerinde konuşamadığımız için; sorunlar sorun olarak kalmaya devam edecek.
Seçim sathı mahalline girdikçe; siyasiler meydanlara inecek, ortam hareketlenecek, toplumun saflaşması daha net belirginleşecek, tartışmalar, kavgalar, gürültüler ...
Rüzgarlar daha sert esecek, kış zaten sert geçiyor, epey poyraz yapacak galiba.
Bakıp göreceğiz, daha yumuşak, daha demokratik geçmesi siyasilerin, bizi yönetenlerin üsluplarına, hareketlerine bağlı. Ya herro ya merro, ortası yok bunun dersek toplum olarak çuvallarız.
Ben kendimle kaldığımda bazen kendimi sorgularım.
İçimin rahat olması ya da huzursuz olması buna bağlıdır.
Hayatın tüm yükünü sırtlayan vicdan dediğimiz şey, sürekli bizi sınava sokan bu vicdan dediğimiz şey; bizi yanlışlardan, kötülüklerden koruduğu gibi, bize yapılmayanın başkasına yapılmasının da doğru olmayacağını hatırlatıp duran kalbimizin adalet terazisidir.
Ölçü budur.
Terazinin ağır olan kefesinde olup olmamak değil mesele, adaletli tarafında olup olmadığımız.
İşte temiz bir vicdanın insana sunacağı iyilik budur.
Bir nevi muhasebe, hesaplaşmayı önce kendimle yaparım.
Durduğum yer sağlam mı, kayma var mı, ne bileyim konuşmalı mıyım susmalı mıyım, bütün bunların karar merci insanın vicdanıdır.
Bir noktaya gelmişsek, nerden geldik, geçmişin hataları neydi, sevapları neydi diye düşünür öyle yola devam ederim.
Her zaman hedefe varamasam bile yürünecek bir yolumun olması, yolun açık olması bile beni rahatlatır, iç huzurum artar.
Aslında farkında olmadan vicdan dediğimiz bu iç ses sadece bizi denetlemez bizim başkalarına karşı olumlu-olumsuz hareket ve edimlerimizi de denetler.
Akıl ile kalp arasında gel git yapar, köprü olur, çoğu zaman vicdanın kurduğu o denge köprüsünden geçeriz.
Her ne kadar ‘komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ dense de ben asıl vicdani sorgulamada ‘neden ben tokken o aç’ sorusunu sorarım kendime.
Şimdi mesele, evet ve hayır köprüsüne gelmişsek, toplum nerdeyse karpuz gibi ortadan ayrılma noktasına gelmişse ben ne diyeceğim.
İşte vicdan dediğimiz şey herhangi bir etki, güç, çıkar altına girmeden evet ya da hayır diyebiliyorsa temiz bir vicdandır.
Tüketim ve piyasa toplumunda insanların vicdanlarını değil cüzdanlarının sesini dinledikleri de oluyor, ama sonuç!
Derlenmiş sözler ...
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.”
Stefan Zweig
-
28.05.2024 Siz Hiç Siyah Kuğu Gördünüz mü ?
-
10.01.2024 Şiir başka şaire git !
-
28.12.2021 Vahşi olan doğa değil kapitalizmdir !
-
19.05.2021 DİKKAT : ORMANSIZLAŞTIRMA !
-
09.06.2020 Yasaklarla Yaşam! ve Oruç Aruoba ...
-
12.05.2020 Korona günlerinde ortaya karışık bir yazı ...
-
30.04.2020 Sürü Bağışıklığı ve Toprağın Tuzu
-
21.04.2020 Veba , kolera, kuşpalazı , boğmaca, korona filan...
-
20.04.2020 Ne şeysin sen virüs!
-
31.03.2020 Hapissek; aklımız göçebedir !
-
24.03.2020 İçi boş bir zırh : Devletler !
-
17.03.2020 Komşumuz Dünya !
-
10.03.2020 Haberleri Kullanma Kılavuzu !
-
03.03.2020 Ey yağmur bulutu...
-
25.02.2020 Çiçek açmış badem ağaçları ...
-
18.02.2020 Açların Gözbebekleri !
-
12.02.2020 Çaya şiir koy da içelim !
-
06.05.2019 Delikanlım iyi bak yıldızlara ...
-
16.04.2019 Bu Efsane Okullara Biz de Bir Selam Uçuralım ...
-
26.03.2019 Hepimiz o aletin kölesi olduk!
-
18.03.2019 Şiir başka şaire git...
-
12.03.2019 Öğrenmenin özgürlüğü !
-
25.02.2019 Okumuş bir işçi gibi soralım!
-
29.01.2019 Makyavelist Siyaset !
-
15.01.2019 Seçim mi geçim mi ?
-
18.12.2018 Hatıralar benim hallerimdir...
-
11.12.2018 Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !
-
04.12.2018 Nasıl gitmek bu !
-
05.06.2018 Memleket toprağındadır kökü
-
08.05.2018 “O mahur beste çalar ‘müjgan’la ben ağlaşırız!”
-
01.05.2018 Hangi sistem demokrasiye uygun: Başkanlık mı,Parlamenter sistem mi?
-
10.04.2018 Nereden geliyorsun?
-
03.04.2018 Dünya bir sahnedir !
-
20.03.2018 Banker Kastelli’den İnek Bank’a aldatılmış olmak !
-
06.03.2018 Hayatı şiirle sevmek!
-
27.02.2018 “Beyaz adam; beyaz betonun yenmeyeceğini ne zaman anlayacaksın!”
-
20.02.2018 Kendi çağında yaşa, ama onun tutsağı olma!
-
14.02.2018 ‘İhtiyaçlar’ sıralamamızı kim belirliyor!
-
30.01.2018 Ey Yağmur Bulutu, ‘Onlara sen anlat, savaş kötüdür!’ de
-
23.01.2018 En doğru ben değilim!
-
16.01.2018 Sen ne fena çocuksun !
-
09.01.2018 Devrimci geçmişlerimiz için!
-
26.12.2017 Değişirken değişmemek!
-
12.12.2017 Bir Şiirdir Şehr-i Kudüs!
-
28.11.2017 Serkan Öğretmen’in Kitap Listesi!..
-
21.11.2017 Yazı bir işe yaramalı!
-
14.11.2017 Yazsan ne yazacaksın?
-
07.11.2017 “TEOG MEOG”, bu işin sonu yok!
-
31.10.2017 Dün, Takvimde Biter
-
17.10.2017 Ahlat ağacının kokusu ...
-
10.10.2017 İnsan vefasızdır!
-
03.10.2017 Ne olacak bu çocukların hali?
-
25.04.2017 İnsan Hafızası Biriktirir!
-
04.04.2017 Seçilme yaşı 18’e inecek mi bilmem ama !...
-
28.03.2017 Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!
-
21.03.2017 Referanduma giderken
-
14.03.2017 Kederliyim!
-
07.03.2017 Günler geçiyor ama aynı değil!
-
28.02.2017 Kalbiniz acır işte!
-
21.02.2017 ‘’Bozuk Adalet!”
-
14.02.2017 Sen ne diyorsun!
-
07.02.2017 Trump Gelir Trump Gider!
-
24.01.2017 Hayat alabildiğine aydınlık!
-
17.01.2017 Kırbaç! *
-
10.01.2017 İnsan ve Robotlaşan insan !
-
03.01.2017 Kötülük bu!
-
27.12.2016 Şiir ‘kötülüğü’ yensin!!
-
20.12.2016 Haberler ne haber !
-
06.12.2016 Çocukları koruyamıyorsan kendinden söz etme!
-
29.11.2016 Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!
-
22.11.2016 ‘Dostyevskinin köpeği’!
-
15.11.2016 Ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!
-
08.11.2016 Öğrenmenin özgürlüğü!
-
25.10.2016 Özal’dan bugüne başkanlık tartışmaları!
-
18.10.2016 Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?
-
11.10.2016 Kalbimi elime alıp üzüm gibi ezesim geliyor !
-
04.10.2016 “Her şey naylondandı o kadar!”
-
27.09.2016 “Çöl kimseyi sevmiyordu!” (Milas Lisesi mezunu bir yazardan ...)
-
20.09.2016 Şöhret dünyasının politik yakışıklısına veda!
-
06.09.2016 Ruhumuza yapışan kirler!
-
12.07.2016 Suriyeli Göçmenler ve Irkçılık sorunu!
-
28.06.2016 Sıcaklarda, sıcak politika!
-
21.06.2016 Liseli Gençleri anlamak!
-
14.06.2016 Muşlu Ezgi’nin TEOG başarısı!
-
07.06.2016 Bilim Gereksizdir (!)
-
31.05.2016 Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?
-
24.05.2016 Yalnızlık çoğaltıyor beni!
-
17.05.2016 Nerde kaldı bu demokrasi?
-
10.05.2016 Mor Kındıralar Solmuş! *
-
03.05.2016 Aşil’in Topuğu ve Kanlı Pazar!
-
26.04.2016 Kitap mı Tablet mi?
-
19.04.2016 17 Nisan Gurbet Bayramı!
-
12.04.2016 Eleştirel düşünme(me)k!
-
05.04.2016 Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali
-
29.03.2016 Ömür çoğaltmak!
-
22.03.2016 “Memleket isterim”!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.