- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 February 2018, Tuesday 18:58
- 3822 kez okundu
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN
Bizi yönlendiren, öyle değil de böyle düşünmemizi isteyen “güçlerin” ne kadar farkında olarak yaşıyoruz.
Bize sunulan ‘gerçeğin’ ne kadar gerçek olduğunu biliyoruz. Hani, ‘gerçeğin donunu giyene kadar yalanın altı kez turladığı dünyada’ biz gerçeği nasıl görünür kılacağız. Yani aklın, gözün gördüğünü diğer akıllar, gözler ne zaman görecek. Yoksa böyle gelmiş böyle gitsin mi, ne yapsak değiştiremeyiz mi diyeceğiz?
Kurtarıcı mı bekleyeceğiz, mutlaka biri bir gün çıkar mı diyeceğiz, ama hayat boşluk tanımıyor!
Yaşadığım mekanlara ve bulunduğum değişik ortamlara bakarım, insanların içine bakarım, ne konuştuklarına, güncel olana nasıl yaklaştıklarına hep dikkat ederim. O söylediklerini ne kadar kendi akli denetiminden geçirip geçirmediğine, süzme bilgiler mi, hazır bilgiler mi olduklarına bakarım.
Aslında biz kendimizi özgür sanırken, söylediklerimizin doğru olduğunu sanırken, “şartların ve çevrenin bizi kuşattığını” unuturuz ve neden olması gerektiği gibi değil de “merkez güçlerin” istediği gibi düşünüp olduğumuz yerde döner durarız.
Birey olarak içinde yaşadığımız çevrenin kültürel kodlanışı bizi de kodlar. Ve bu hazır bir çevredir, birikmiş olandır. Bizim davranışımız, tepkimiz, fikrimiz içerden ya da dışardan gelen uyarıcılar sayesinde işleyen bir mekanizmadır. Onun için insan ancak yaşadığı toplum düzeni içinde birlikte özgür olabilir. Yani biz içinde yaşadığımız düzene uymuyorsak elbette karşı çıkarız ama bu, olanla olması gereken arsındaki ilişkidir. İnsan kendinden ve onu çevreleyen tabii ortamdan kurtulamaz ama onunla birlikte özgürleşme süreci yaşar. Nasıl ve hangi güçlerin bizi kontrol ettiğini ve yine hangi güçler sayesinde özgürleşeceğimizin farkına varırsak, zaten özgürlük başlamıştır.
İnsan kimliğinin içinde bulunduğu koşulların eseri olması ve esas bunun farkında olmaması bireyi daraltan körlüktür. Yani kendimiz baksak, bizi bize bıraksalar gördüğümüzden daha geniş görürüz. Ama öyle değil işte, zamanla aklımız bir denetim mekanizmasına takıldıktan sonra, iç irademiz birilerinin eline geçtikten sonra neyi ne kadar göreceğimiz, neye karşı çıkacağımız bizim karar yetkimizin dışına çıkıyor.
Biz “otoritenin-yönetenlerin” istediği gibi olursak, onların istediği gibi düşünürsek, yer-içer-ürersek bir sorun yok. Ne yapalım, böyle gelmiş böyle gitsin dersek bir sorun yok aslında... Ama bir sorun var ve bunun çözülmesi gereken bir sorun olduğunu görenler var, tarihte vardı şimdi de var.
Hayat bir değişim üzerine kuruludur. Her değişim yeni değişimleri beraberinde getirir. Bizim içindeyken yaşadığımız değişimi kabul edip ondan sonra başka değişimler olmayacağını söylemek ya da içinde bulunduğumuz koşulları ebedileştirmek, bizim ne kadar kendi aklımızı kullandığımızla ilgilidir.
“Tabii ki kendi çağımızda yaşayacağız ama onun tutsağı olmayacağız.”
Demlenmiş Sözler ...
İp der ki ipin ucuna:
İpin ucunu sakın kaçırma,
uçurtmadan sorumluyuz!
Uçurtma der ki kuyruğuna
Havaya kuyruk sallama
Çocuklardan sorumluyuz!
(Özdemir Asaf)
-
28.05.2024 Siz Hiç Siyah Kuğu Gördünüz mü ?
-
10.01.2024 Şiir başka şaire git !
-
28.12.2021 Vahşi olan doğa değil kapitalizmdir !
-
19.05.2021 DİKKAT : ORMANSIZLAŞTIRMA !
-
09.06.2020 Yasaklarla Yaşam! ve Oruç Aruoba ...
-
12.05.2020 Korona günlerinde ortaya karışık bir yazı ...
-
30.04.2020 Sürü Bağışıklığı ve Toprağın Tuzu
-
21.04.2020 Veba , kolera, kuşpalazı , boğmaca, korona filan...
-
20.04.2020 Ne şeysin sen virüs!
-
31.03.2020 Hapissek; aklımız göçebedir !
-
24.03.2020 İçi boş bir zırh : Devletler !
-
17.03.2020 Komşumuz Dünya !
-
10.03.2020 Haberleri Kullanma Kılavuzu !
-
03.03.2020 Ey yağmur bulutu...
-
25.02.2020 Çiçek açmış badem ağaçları ...
-
18.02.2020 Açların Gözbebekleri !
-
12.02.2020 Çaya şiir koy da içelim !
-
06.05.2019 Delikanlım iyi bak yıldızlara ...
-
16.04.2019 Bu Efsane Okullara Biz de Bir Selam Uçuralım ...
-
26.03.2019 Hepimiz o aletin kölesi olduk!
-
18.03.2019 Şiir başka şaire git...
-
12.03.2019 Öğrenmenin özgürlüğü !
-
25.02.2019 Okumuş bir işçi gibi soralım!
-
29.01.2019 Makyavelist Siyaset !
-
15.01.2019 Seçim mi geçim mi ?
-
18.12.2018 Hatıralar benim hallerimdir...
-
11.12.2018 Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !
-
04.12.2018 Nasıl gitmek bu !
-
05.06.2018 Memleket toprağındadır kökü
-
08.05.2018 “O mahur beste çalar ‘müjgan’la ben ağlaşırız!”
-
01.05.2018 Hangi sistem demokrasiye uygun: Başkanlık mı,Parlamenter sistem mi?
-
10.04.2018 Nereden geliyorsun?
-
03.04.2018 Dünya bir sahnedir !
-
20.03.2018 Banker Kastelli’den İnek Bank’a aldatılmış olmak !
-
06.03.2018 Hayatı şiirle sevmek!
-
27.02.2018 “Beyaz adam; beyaz betonun yenmeyeceğini ne zaman anlayacaksın!”
-
14.02.2018 ‘İhtiyaçlar’ sıralamamızı kim belirliyor!
-
30.01.2018 Ey Yağmur Bulutu, ‘Onlara sen anlat, savaş kötüdür!’ de
-
23.01.2018 En doğru ben değilim!
-
16.01.2018 Sen ne fena çocuksun !
-
09.01.2018 Devrimci geçmişlerimiz için!
-
26.12.2017 Değişirken değişmemek!
-
12.12.2017 Bir Şiirdir Şehr-i Kudüs!
-
28.11.2017 Serkan Öğretmen’in Kitap Listesi!..
-
21.11.2017 Yazı bir işe yaramalı!
-
14.11.2017 Yazsan ne yazacaksın?
-
07.11.2017 “TEOG MEOG”, bu işin sonu yok!
-
31.10.2017 Dün, Takvimde Biter
-
17.10.2017 Ahlat ağacının kokusu ...
-
10.10.2017 İnsan vefasızdır!
-
03.10.2017 Ne olacak bu çocukların hali?
-
25.04.2017 İnsan Hafızası Biriktirir!
-
04.04.2017 Seçilme yaşı 18’e inecek mi bilmem ama !...
-
28.03.2017 Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!
-
21.03.2017 Referanduma giderken
-
14.03.2017 Kederliyim!
-
07.03.2017 Günler geçiyor ama aynı değil!
-
28.02.2017 Kalbiniz acır işte!
-
21.02.2017 ‘’Bozuk Adalet!”
-
14.02.2017 Sen ne diyorsun!
-
07.02.2017 Trump Gelir Trump Gider!
-
31.01.2017 İnsanın Adalet Terazisi!
-
24.01.2017 Hayat alabildiğine aydınlık!
-
17.01.2017 Kırbaç! *
-
10.01.2017 İnsan ve Robotlaşan insan !
-
03.01.2017 Kötülük bu!
-
27.12.2016 Şiir ‘kötülüğü’ yensin!!
-
20.12.2016 Haberler ne haber !
-
06.12.2016 Çocukları koruyamıyorsan kendinden söz etme!
-
29.11.2016 Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!
-
22.11.2016 ‘Dostyevskinin köpeği’!
-
15.11.2016 Ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!
-
08.11.2016 Öğrenmenin özgürlüğü!
-
25.10.2016 Özal’dan bugüne başkanlık tartışmaları!
-
18.10.2016 Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?
-
11.10.2016 Kalbimi elime alıp üzüm gibi ezesim geliyor !
-
04.10.2016 “Her şey naylondandı o kadar!”
-
27.09.2016 “Çöl kimseyi sevmiyordu!” (Milas Lisesi mezunu bir yazardan ...)
-
20.09.2016 Şöhret dünyasının politik yakışıklısına veda!
-
06.09.2016 Ruhumuza yapışan kirler!
-
12.07.2016 Suriyeli Göçmenler ve Irkçılık sorunu!
-
28.06.2016 Sıcaklarda, sıcak politika!
-
21.06.2016 Liseli Gençleri anlamak!
-
14.06.2016 Muşlu Ezgi’nin TEOG başarısı!
-
07.06.2016 Bilim Gereksizdir (!)
-
31.05.2016 Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?
-
24.05.2016 Yalnızlık çoğaltıyor beni!
-
17.05.2016 Nerde kaldı bu demokrasi?
-
10.05.2016 Mor Kındıralar Solmuş! *
-
03.05.2016 Aşil’in Topuğu ve Kanlı Pazar!
-
26.04.2016 Kitap mı Tablet mi?
-
19.04.2016 17 Nisan Gurbet Bayramı!
-
12.04.2016 Eleştirel düşünme(me)k!
-
05.04.2016 Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali
-
29.03.2016 Ömür çoğaltmak!
-
22.03.2016 “Memleket isterim”!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.