- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 October 2016, Tuesday 19:29
- 4068 kez okundu
Hayata Dair / Fikret ÇOBAN
Bizde başkanlık sistemi tartışmaları Turgut Özal zamanından bu tarafa süregelir. Özal’ın başkanlık sistemini gündeme getirmesinin sebebi Kenan Evren’in MGK’da sağlanan sınırsız yetkileriydi.. O zamanları olduğu gibi gerçekçi tartışmak biraz zor ama, bilincimin beni yanıltmayacağı düşüncesiyle yazıyorum.
Özal zamanlarında ben üniversite öğrencisiydim . Siyaseti, dünyanın halini az çok edindiğim analiz yöntemleriyle çözümleyebiliyordum.
12 Eylül sonrası yapılan anayasa refarandumu ile Kenan Evren ve şürekasına parlamenter rejim üzerinde güçlü Cumhurbaşkanlığı sistemi yetkileri konulmuştu.
Darbe sonrasının ilk başbakanı Özal’ın da kendi yetkileri üzerinde oluşan bu engeli aşmak için kendisini başbakan değil de ABD tipi başkan yapacak bir sistem üzerinde kurmayları ile çalıştığını o zamanlardan çok iyi biliyorum.
Başkanlık sistemini bugünkü gibi yine en iyi savunan Mehmet Barlas’tı. Çünkü Kenan Evren’in ve MGK’nın sağladığı olağanüstü darbe yetkileriyle Özal’ın üzerinde fiili durum yarattıkları az çok belliydi. Özal ve ekibi Kenan Evren ve MGK’nın Parlamenter sistem üzerinde bir vesayet tehditi oluşturduğunu biliyordu ve başbakanı “başkan” yapacak bir sistem önererek asker cumhurbaşkanlarının parlamento üzerindeki vesayetini böyle aşmak istiyordu.
Ancak bugün istenen başkanlık sistemi o günkünden çok farklı gibi duruyor. Cumhurbaşkanımız, şimdiye kadar Kenan Evren dahil hiç bir cumhurbaşkanının kullanmadığı anayasal yetkilerinin tamamını kullandığı gibi kendi ifadesiyle “fiili durum” üzerinden başbakanın ve parlamentonun uhdesindeki bir kısım yetkileri de elinde toplayarak fiilen bir başkan konumundadır. Dolayısıyla cumhurbaşkanı ve siyasi iktidar bu fiili duruma uygun hukuki anayasal düzenleme talep etmektedir. Bundan dolayıdır ki; başkanlık tartışmaları tekrar hız kazanmış yeni anayasal düzenleme için Nisan-Mayıs gibi referandum olabilir görüşü yetkili ağızlardan dillendirilmektedir.
O zaman bize, eksikleriyle bile olsa parlamenter rejimi savunmak düşer.
Çünkü bir kurula, bir heyete dayanır, sonuçta bir insan topluğuna dayanır. Ve partisi, dini, çıkarı aynı olsa bile sonuçta bu meclisi oluşturan insanlar farklı insanlardır, en azından bireydirler. E bizim demokrasimiz, siyaset kültürümüz aynı partiden insanları tek tip otoman yapmışsa o zaman hangi sistem olursa olsun, bir faydası olmaz. Yani seçtiğimiz bu insan kitlesi yanlışlar karşısında birbirleri üzerinde bir denetim sağlayamıyorsa, o zaman ne yapalım!
‘Başkanlık’ dediğimiz sistem kişi ağırlıklı sistemdir.
Tek yetkili ve ağırlık merkezi başkandır.
Parlementonun fiilen ve hukuken en yetkili makam olması bile başkanlık sisteminde bir işe yaramaz.
Kısacası, başkanlık sisteminde parlemento bir dekor görevi görür.
O zaman uzatmadan gerçeğin farkında olan her birey, örgüt, kurum, siyaset merkezleri bence, 29 Ekim’in yaklaştığı bu günlerde Cumhuriyetin armağanı olan TBMM’ye, başkanlık sistemine karşı sahip çıkmalı ve demokratik bir şekilde bizi yönetecek en üst yetkili organ olarak TBMM’de ısrarcı olmalıdır.
Demlenmiş sözler ...
Demokratik bir toplum olmanın gerçek göstergesi zor kullanmadan sorunları çözebilmektir.
M. Skousen
-
28.05.2024 Siz Hiç Siyah Kuğu Gördünüz mü ?
-
10.01.2024 Şiir başka şaire git !
-
28.12.2021 Vahşi olan doğa değil kapitalizmdir !
-
19.05.2021 DİKKAT : ORMANSIZLAŞTIRMA !
-
09.06.2020 Yasaklarla Yaşam! ve Oruç Aruoba ...
-
12.05.2020 Korona günlerinde ortaya karışık bir yazı ...
-
30.04.2020 Sürü Bağışıklığı ve Toprağın Tuzu
-
21.04.2020 Veba , kolera, kuşpalazı , boğmaca, korona filan...
-
20.04.2020 Ne şeysin sen virüs!
-
31.03.2020 Hapissek; aklımız göçebedir !
-
24.03.2020 İçi boş bir zırh : Devletler !
-
17.03.2020 Komşumuz Dünya !
-
10.03.2020 Haberleri Kullanma Kılavuzu !
-
03.03.2020 Ey yağmur bulutu...
-
25.02.2020 Çiçek açmış badem ağaçları ...
-
18.02.2020 Açların Gözbebekleri !
-
12.02.2020 Çaya şiir koy da içelim !
-
06.05.2019 Delikanlım iyi bak yıldızlara ...
-
16.04.2019 Bu Efsane Okullara Biz de Bir Selam Uçuralım ...
-
26.03.2019 Hepimiz o aletin kölesi olduk!
-
18.03.2019 Şiir başka şaire git...
-
12.03.2019 Öğrenmenin özgürlüğü !
-
25.02.2019 Okumuş bir işçi gibi soralım!
-
29.01.2019 Makyavelist Siyaset !
-
15.01.2019 Seçim mi geçim mi ?
-
18.12.2018 Hatıralar benim hallerimdir...
-
11.12.2018 Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !
-
04.12.2018 Nasıl gitmek bu !
-
05.06.2018 Memleket toprağındadır kökü
-
08.05.2018 “O mahur beste çalar ‘müjgan’la ben ağlaşırız!”
-
01.05.2018 Hangi sistem demokrasiye uygun: Başkanlık mı,Parlamenter sistem mi?
-
10.04.2018 Nereden geliyorsun?
-
03.04.2018 Dünya bir sahnedir !
-
20.03.2018 Banker Kastelli’den İnek Bank’a aldatılmış olmak !
-
06.03.2018 Hayatı şiirle sevmek!
-
27.02.2018 “Beyaz adam; beyaz betonun yenmeyeceğini ne zaman anlayacaksın!”
-
20.02.2018 Kendi çağında yaşa, ama onun tutsağı olma!
-
14.02.2018 ‘İhtiyaçlar’ sıralamamızı kim belirliyor!
-
30.01.2018 Ey Yağmur Bulutu, ‘Onlara sen anlat, savaş kötüdür!’ de
-
23.01.2018 En doğru ben değilim!
-
16.01.2018 Sen ne fena çocuksun !
-
09.01.2018 Devrimci geçmişlerimiz için!
-
26.12.2017 Değişirken değişmemek!
-
12.12.2017 Bir Şiirdir Şehr-i Kudüs!
-
28.11.2017 Serkan Öğretmen’in Kitap Listesi!..
-
21.11.2017 Yazı bir işe yaramalı!
-
14.11.2017 Yazsan ne yazacaksın?
-
07.11.2017 “TEOG MEOG”, bu işin sonu yok!
-
31.10.2017 Dün, Takvimde Biter
-
17.10.2017 Ahlat ağacının kokusu ...
-
10.10.2017 İnsan vefasızdır!
-
03.10.2017 Ne olacak bu çocukların hali?
-
25.04.2017 İnsan Hafızası Biriktirir!
-
04.04.2017 Seçilme yaşı 18’e inecek mi bilmem ama !...
-
28.03.2017 Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!
-
21.03.2017 Referanduma giderken
-
14.03.2017 Kederliyim!
-
07.03.2017 Günler geçiyor ama aynı değil!
-
28.02.2017 Kalbiniz acır işte!
-
21.02.2017 ‘’Bozuk Adalet!”
-
14.02.2017 Sen ne diyorsun!
-
07.02.2017 Trump Gelir Trump Gider!
-
31.01.2017 İnsanın Adalet Terazisi!
-
24.01.2017 Hayat alabildiğine aydınlık!
-
17.01.2017 Kırbaç! *
-
10.01.2017 İnsan ve Robotlaşan insan !
-
03.01.2017 Kötülük bu!
-
27.12.2016 Şiir ‘kötülüğü’ yensin!!
-
20.12.2016 Haberler ne haber !
-
06.12.2016 Çocukları koruyamıyorsan kendinden söz etme!
-
29.11.2016 Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!
-
22.11.2016 ‘Dostyevskinin köpeği’!
-
15.11.2016 Ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!
-
08.11.2016 Öğrenmenin özgürlüğü!
-
18.10.2016 Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?
-
11.10.2016 Kalbimi elime alıp üzüm gibi ezesim geliyor !
-
04.10.2016 “Her şey naylondandı o kadar!”
-
27.09.2016 “Çöl kimseyi sevmiyordu!” (Milas Lisesi mezunu bir yazardan ...)
-
20.09.2016 Şöhret dünyasının politik yakışıklısına veda!
-
06.09.2016 Ruhumuza yapışan kirler!
-
12.07.2016 Suriyeli Göçmenler ve Irkçılık sorunu!
-
28.06.2016 Sıcaklarda, sıcak politika!
-
21.06.2016 Liseli Gençleri anlamak!
-
14.06.2016 Muşlu Ezgi’nin TEOG başarısı!
-
07.06.2016 Bilim Gereksizdir (!)
-
31.05.2016 Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?
-
24.05.2016 Yalnızlık çoğaltıyor beni!
-
17.05.2016 Nerde kaldı bu demokrasi?
-
10.05.2016 Mor Kındıralar Solmuş! *
-
03.05.2016 Aşil’in Topuğu ve Kanlı Pazar!
-
26.04.2016 Kitap mı Tablet mi?
-
19.04.2016 17 Nisan Gurbet Bayramı!
-
12.04.2016 Eleştirel düşünme(me)k!
-
05.04.2016 Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali
-
29.03.2016 Ömür çoğaltmak!
-
22.03.2016 “Memleket isterim”!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.