- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 02 July 2020, Thursday 9:39
- 12913 kez okundu
Günümüz Türkçesinde, İslam dinine mensup, Müslüman, dindar olmak, Allah’ın varlığına, birliğine inanmak anlamında “İnançlı” sözcüğü kullanılıyor. İnanç sözcüğü, çok daha geniş anlamlarıyla da kullanılır; bir davaya, kişiye güvenmek, bel bağlamak gibi... Kendimizi ve başkasını “İnançlı” diye nitelendirdiğimizde, “Ne kadar?”, “Gerçekten mi?” sorularını da sormamız şart. Gerçi, “Parayla imanın kimde olduğunu Allah bilir”…
Yaşamımız boyunca, inancımızın sınandığı ve sarsıldığı, durumlar, olaylar, ilişkiler deneyimleriz. Hep vurgularım: Körü körüne inanmak ve reddetmek tehlikelidir. Ben kendimi “Dindar” anlamında inançlı sayarım. Ama, hâlâ bazı şeyleri sorgular, akıl ve vicdan süzgecimden geçirir dururum. 30’lu yaşlarımın başında, yaşamımın zor bir döneminde, bazı şeylerden, endişe ve kaygının ötesinde korkarken, Reiki eğitmenlerimden biri, “Senin inancın tam değil” deyince irkildim. Nasıl?.. Benim gibi yıllardır namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, günah işlemekten kaçınan; Kuran’ı Kerim’in Türkçe açıklamasını defalarca okuyup, anlamaya, yorumlamaya çalışan birinin inancı tam değilse… Bana, “Sen istemeden ve izin vermeden sana bir şey zarar verebilir mi? Allah buna razı olur mu?” gibi şeyler söyledi. O zaman anladım; başıma gelen “İyi” ya da “Kötü” her şey aslında benim tekamülüm; gelişip, olgunlaşmam için deneyimlediğim sınavlardı. Tevekkül etmek; elinden geleni yapıp, gerisini Allah’a bırakmaktı. Ben niye bunu yapamamış; iç huzurumu yitirmiştim? Bilerek, isteyerek yaptığım yanlışlık, kötülük yoktu ki; niye korkuyordum? O zaman Tanrı’nın sürekli bizleri gözleyip gözettiği, koruyup kolladığı usuma geldi. Bunun ayırdında olmak, dünyanın öbür ucunda bile kendimi güvenli ve huzurlu duyumsamamı sağladı.
İntikam hissi
Kanımca “Korku” dışında; inancımızın sınandığı ikinci önemli duygu “İntikam”dır. İtiraf etmeliyim; kinci ve intikamcı biriyim. (Belki yükseleni Akrep olan bir Yengeç burcu kişisi olduğumdandır.) Bana ve sevdiklerime, hatta başkalarına yapılan haksızlıklar beni çileden çıkarır. Kişisel olaylarda, intikam almak, o kişiye haddini bildirmek için elimden geleni yaparım. Geneli ilgilendiren konularda ise, aydın bir yurttaş, gazeteci, demokratik kitle örgütü yöneticisi ya da üyesi olarak haklıyı desteklerim. İntikam alamasam da yapılan bir kötülüğü de iyiliği de asla unutmam. Son yıllarda, aslında beni çok yıpratan bu özelliğimi bir ölçüde törpüleyebildim. “Allah’a havale ediyorum…” (Şu sıralar okuduğum, Nil Gün’ün “Geçmişin Gölgeleri” kitabının da bu yönde olumlu etkisi var.)
İntikamcılık da inanç eksikliğinin; Allah’ın “Öc Alıcı” sıfatını üstlenmenin bir göstergesidir. Tanrı’nın adaletine; o kötülüğü yapanı; günah işleyeni; hak yiyeni; cana kıyanı; hırsızlık yapanı; şiddet uygulayanı; ırza geçeni; iftira atanı; yalan söyleyeni; ahlaksızı; aç gözlüyü; cimriyi; doğaya zarar vereni; rüşvetçiyi cezalandırmayacağına mı inanıyoruz? Kuşkusuz Yaratan da intikam almak için başka kişileri, olayları, kurumları aracı ve araç kılar. Kuran’da; Allah’ın daha şiddetli cezalandırmak için, bazı kullarının günah işlemeyi sürdürmelerine zaman ve fırsat tanıdığından söz edilir.
Haksızlıklar, adaletsizlik, hukuksuzluk karşısında inançlı kimseler, Yaratan’a sığınırlar; ilahi adaletin tecellisini beklerler ya da birtakım eylemlere başvururlar. Elbette haksızlıklar, bize, sevdiklerimize yönelik suçlar karşısında, meşru ve hukuksal yollara başvurmalıyız. Yargıç ve infazcı rolüne soyunamayız. Ancak, özellikle son 10-15 yıldır Allah ve din adına o kadar büyük günahlar ve suçlar işlendiğine tanık oluyoruz ki; Yargı’nın, hukuk sistemimizin yıprandığı ve güvenirliğini yitirdiği bugünlerde “Neredesin Tanrım! Göstersene ilahi adaletini!...” diye haykırmak geliyor içimizden.
Haksızlığa uğrayan kimselerin yüreğine su serpilmesi, mağduriyetlerin giderilmesi, “Hakkın yerini bulması” için; suçluların cezasını bulduğunu görmek istiyoruz. İnancımızı pekiştirmek için de buna ihtiyacımız var. Ayrıca, suçlunun / günahkârın cezasını çekmesi, onun başkalarına kötülük etmesini engelleme, onu ıslah etme, amacını da güder.
Vicdanı sorgulamak
İnancı, siyasi görüşü, dini, milliyeti, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun; herkesin vicdanını sorgulaması gerektiği dönemlerden geçiyoruz. “Önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batır” sözü her zaman geçerli.
Öte yandan; kendine dürüst olmayan, vicdanını sorgulamayan kimse, başkalarına dürüst olamaz, kimseye önem ve değer vermez, empati kuramaz, yanlışlarıyla yüzleşip, kendini düzeltemez, başkalarını da (içten içe kendisini de) affedemez. Dolayısıyla, iyi ve olgun bir insan olma, vicdanını rahatlatma olanağına kavuşamaz. Hıristiyanlıktaki “Günah çıkarma” olgusunun özü bununla ilintilidir.
Vicdanı sorgulamak, vicdanın sesine kulak kabartmak, kendine dürüst olup, kendinle yüzleşmek ve hoşgörmek, affedebilmek; cesaret isteyen, zor, acılı, yıpratıcı; ama sonrasında, onurlu, kutlu, güçlendirici, sevindirici, mutluluğa ve sevgiye ulaştırıcı bir süreçtir. (Bu bağlamda; Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını okumayı da kendim ve sizler için not düşüyorum.)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.