- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 October 2017, Tuesday 2:34
- 2601 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Kuran’ı Kerim’deki Zümer Suresi 9’uncu ayette “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” deniyor. Diyanet’e göre; bu cümleyle genel olarak, hangi konuda olursa olsun, ilmin (doğru bilginin) Allah katında mutlak bir değer olduğu anlatılmak isteniyor. Kuran’da gerek dinsel gerekse din dışı konularda ilim sözcüğü ve türevlerinin 750 kez geçmesi, bilginin, bilmenin önemine işaret ediyor. Öte yandan; Yûsuf Suresi 2. Ayet (“Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik”), Zuhrûf Suresi’ndeki “Kesinlikle biz onu Arapça bir Kur’an olarak meydana getirdik ki; aklınızı kullanarak değerlendiresiniz”, İbrahim Suresi’nin “Biz her peygamberi, kendi milletinin lisanı ile gönderdik, ta ki onlara hakikatleri iyice açıklasın” ayetleri; Kuran’ın dilinin niçin Arapça olduğunu, anlaşılmasının ve doğru anlatılmasının önemine (anlayarak okunup üzerinde düşünülmesi gerektiğine) vurgu yapar.
Bu durumda; Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkçe ibadete, Kuran’ın Türkçe’ye çevrilmesine niye bu denli önem verdiği de açıktır. Gericilerin, yobazların, Atatürk’e yönelik, “Dinsiz, din düşmanı” gibi suçlamaları, kötü niyetli iftiralardan başka bir şey değildir. Bölücü, gerici, bağnaz kesimlerin ve vatan hainlerinin ortak düşmanılarıdır çünkü Atatürk, aydınlanma, ilericilik, bilim, özgürlükler..
Kuran’ın kendisine vahiy olarak indiği Peygamber’in ve içinde yaşadığı toplumun dili Arapça’ydı. Hz. Muhammed’e Kuran başka bir dilde inseydi, elbette onu anlayamayacaktı. Tebliğ ve teybinle (açıklamakla) görevli olan peygamberin, anlamadığı bir kitabı başkasına tebliğ ve açıklaması mümkün olabilir miydi? “Eğer biz Kurân’ı yabancı bir dille gönderseydik derlerdi ki: ‘Neden, onun âyetleri açıkça beyan edilmedi? Dil yabancı, muhatap Arap! Olur mu böyle şey?’ ” (Fussilet, 41/44) mealindeki ayetler bu gerçeğe dikkat çekmiştir.
Demek ki; doğru bilgiye ve bilgilenmeye önem veren, bunu ibadet sayan İslam Dini, Kuran’ı da anlayarak okumayı; dinini, kendini, Yaradan’ı bilmeyi emretmektedir. Şeriat; Kuran’ın hükümlerine göre yaşamak, ibadet etmek ise, onun Türkçe meal / tevsir şeklindeki çevirisinin yapılmasını, okunmasını başta dindarlar, müslümanlar istemelidir. (Hukuk dilinde tefsir; yasadaki bir kuralın, yasanın bütünlüğündeki ruh ve ilkelere uygun olarak, en iyi ve doğru anlamını ortaya çıkarmak demektir. Sözcük, köken olarak Arapça olmasına karşılık, Türkçe karşılığı ‘Yorum’ anlamına gelmektedir.)
Öte yandan; Kuran-ı Kerim’in Arapça ve tecvit kurallarına uymak kaydıyla makamla okunması övülür. Çünkü dünyanın yaratılışındaki uyum ve müzik, Kuran’ın kendisinde de vardır. Metafizik, parapsikoloji, Tasavvuf ile ilgilenenler, dünyanın belli bir notayla döndüğünü, her çakranın (canlı varlıklardaki enerji çarklarının), belli notalarla titreştiğini bilirler. Bu da meselenin tinsel (ruhsal) boyutu... Bu bağlamda, ülkemizdeki bazı sözde akademisyen ve din adamlarının müziği ve kadın sesini günah sayan açıklamalarını da yeriyorum.
Bu gidişle hadisler
Kuran’ı geçersiz kılacak
Birkaç hafta önce televizyon kanalları arasında gezinirken, TRT Diyanet’te Türkçe ibadet konusunun tartışıldığını farkedince, orada kaldım ve izlemeye başladım: Konuşmacı, Mehmet Akif Ersoy’un, “Türkçe Kur’an mı var be hey şaşkın!” sözleriyle, Türkçe Kuran’a itiraz ettiğini açıklarken, masadaki diğer konuklar da kafa sallayarak gülüyorlardı. Programın amacının, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Türkçe ibadet ve Kuran’ın halk tarafından anlaşılabilmesi için Türkçe’ye çevrilmesi yönündeki çabaları eleştirmek olduğu açıktı. Gerçekten Mehmet Akif Ersoy böyle bir şey söylemiş olabilir miydi? Konuyu araştırdım:
Tarihçi Mustafa Armağan, Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı Derin Tarih Dergisi’nin 4 Eylül 2014 tarihli sayısında Mehmet Akif Ersoy ve Elmalılı Hamdi Yazır’ın ‘Türkçe Kuran’ teşebbüslerine verdiği tepkiyi yazmış; “Türkçe Kur’an mı var be hey şaşkın!” diye başlık atmış. Armağan, yazısında özetle; latin harflerine geçişin, aslında dini ve Kuran’ı bozmaya yönelik olduğunu, latin abecesine geçiş gibi, Türkçe ibadet ve Kuran’ın Türkçe’ye çevrilmesinin yanlış olduğunu anlatmaya çalışmış. Bu yazıya göre; Mehmet Akif ve Elmalılı, vicdan ve iman sahibi olduğundan, bu çalışmalardan endişe duymuşlar. Hatta Elmalılı, ilk bakılan cildin başına, “Dinde reformculara tokat mahiyetinde bir cümle koymuş.” O da şuymuş: “Bazılarını da duyuyoruz ki ‘Kur’ân tercümesi’ demekle iktifa etmiyor da ‘Türkçe Kurân’ demeye kadar gidiyor, Türkçe Kurân mı var be hey şaşkın!” (Oysa TRT Diyanet’teki programda bu sözün Mehmet Akif’e ait olduğu öne sürülüyordu.)
Tabii Kurân’ın bu baskısı elimde bulunmadığından; bu sözü de ilk kez duyduğum ve okuduğum için, bana inandırıcı gelmeyen, doğru saymadığım bir bilgi bu. Ayrıca, Yeni Şafak’ta da yazarlık yapmış Mustafa Armağan’ın sicili, artık herkesçe biliniyor: Atatürk düşmanlığıyla tanınan Mustafa Armağan’ın yıllarca FETÖ’nün gazetesinde çalıştığı (1995 - 1915), Fetullah Gülen’i öven kitaplar yazdığı ortaya çıktı. Mustafa Armağan, Fetullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yayın bölümü yöneticisiydi. Gülen’i öven, “Medya Aynasında Fethullah Gülen (Kozadan Kelebeğe)” ve “Diyaloğa Adanmış Hayat” kitaplarını yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cemaate ‘Haşhaşiler’ dediğinde; “Hizmet hareketine haşhaşi demek hakkaniyetle bağdaşmaz” diye FETÖ’yü savundu. Ayrıca internette, Mustafa Armağan’ın Rize’deki Atatürk heykeli kaldırıldığında da “Bize bu şan yeter” dediği ve bu davranışı öven twetler attığı yazıyor.
Peki devletin kanalı TRT’de bu Atatürk düşmanı FETÖ’cü vatan haininin, yazıları ve görüşleriyle örtüşen bir programın yayımlanmasını nasıl anlamalıyız? Eğer bu Arapçacılar, Türkçe yazıp konuşmasalardı, söylemek istediklerini hedef kitlelerine nasıl anlatacaklardı? O zaman onlar da Türkçe yerine Arapça yazıp, televizyon programlarında Arapça konuşsalardı... Söylediklerini kaç kişi anlayacaktı acaba?
Ünvanı Din Adamı, İlahiyatçı olsun olmasın, bazı siyasilerin, sözde tarihçi, yazar ve akademisyenlerin, Türkçe ibadete, Kuran’ın Türkçe çevirisinin (Tevsirinin / Mealinin) yapılmasına ve okunmasına neden karşı olduklarını hiç düşündünüz mü? Çünkü, yıllardır Peygamber torunlarını katledenlerin benimsediği, vazgeçmek istemediği yobaz Arap töresinin, halka din, islamiyet, şeriat diye yutturulmaya çalışıldığını anlamayın diye!
Yoksa, doğruluğu tartışmalı, bir kısmı uydurma hadisleri, Kuran hükümlerinin önüne nasıl geçirecekler?!
(1 Ekim 2017 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.