- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 November 2016, Thursday 18:40
- 6520 kez okundu

H.Avni Kunduracıoğlu
Tarih Öncesi Kaya Resimleri için; Latmos’un emanetlerinin peşinde bir yolculukHüseyin Avni KUNDURACIOĞLU - Sırtçantamdakiler
Bir arkadaşım, İstanbul’dan gelen konuklarının ‘Latmos’taki kaya resimleri’ni görmek istediklerini ve bu konuda ona yardımcı olmamı istedi.
Bafa Gölü’nü çevreleyen ve antik ismi Latmos olan Beşparmak Dağları’nda bulunan tarih öncesi kaya resimlerinden bir-iki tanesini daha önce görmüş, ama diğer betimlemeleri de görme isteği duyuyordum. Arkadaşımın isteği, benim istemimle örtüşmüştü.
Tarih öncesi kaya resimlerinin, Latmos’un güney ve kuzey bölgelerinde yoğunlaştığı biliniyor. Güney bölgesi Milas sınırlarında olmasına karşın, kuzey bölgesi ise Söke sınırları içinde yer alıyor. Neolitik döneme, yani günümüzden 7 - 8 bin yıl öncesine ait kaya resimleri, daha çok Söke’nin Karakaya Köyü civarında yoğun olarak bulunuyor. Köyden Yaşar Beşparmak’la (ki kaya resimlerini bulan ilk kişi olarak bilinir) iletişime geçip, bize rehberlik yapmasını rica ediyorum. Sağolsun kırmıyor beni ve gün üzerinde sözleşiyoruz.
Belirlenen gün geldiğinde, yola düşüyoruz.
Bembeyaz pamuğa dönmüş Söke Ovası’nı yararak ilerleyen aracımız, önce Avşar Köyü’nü, ardından Azap Gölü ve Myus Antik Kenti’ni ardında bırakıyor. Coğrafyanın birden değiştiğine tanık olduğumuzda, Karakaya Köyü’ne ulaşmış oluyoruz. Yaşar’la köy kahvesinde buluşup bir çay içimi yarenlik yaptıktan sonra köyden ayrılıp dağın içine dalıyoruz.
Küçük ekibimizin rehberliğini yapacak olan Yaşar önde, biz arkada fıstık çamlarının arasında yol alıyoruz.
Kaya resimleri, Latmos kayalıklarına özgü niş biçimli doğal oyukların ya da mağaraların içinde bulunuyor. Bu yüzden, kaya resimleri derli toplu bir yerde değil, coğrafyanın içinde dağılmış olarak karşımıza çıkacak. Bu durum da, Latmos’un içinde ciddi bir doğa yürüyüşü gerektirecek. Bu sıcak günde, bot ve yürüyüş giysilerine bürünmemiz bu yüzden.
10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Kovanalan’a ulaşıyoruz. Öncelikle yazmalıyım ki, yörede her bölgenin hatta mağaranın ‘yakıştırılmış’ bir ismi var. Tıpkı Kovanalan gibi. Burası düz bir alan. İsimden anlaşılıyor ki, arı kovanlarının konulduğu bir bölge. Tarif edilirken kullanılan yakıştırma, zaman içinde bölgenin ismine dönüşmüş. Kovanalan’da bulunan büyükçe bir kayanın altı, niş şeklinde bir oyuğa sahip. Kaya resmi bu oyuğa çizilmiş. Nişin kenarları adeta bir çerçeve görevi görmüş. Resim, bu çerçevenin tam ortasındaki parlak yüzeye çizilmiş. Resimler daha çok kırmızı renkte. Çünkü bu resimlerin boya malzemeleri, bu dağda bulunan demir oksitten elde edilmiş.. Boya maddeleri, toz haline getirilip bir sıvıyla karıştırıldıktan sonra, parmakla ya da bir gereçle kaya duvarlarına sürülmüş.
Latmos’ta bulunan kaya resimlerinin en büyük özelliği, resimlerde daha çok ‘insan’ figürüne yer verilmiş olması. Hayvan betimlemeleri çok az olup, savaş betimlemesi ise hiç yok. Resimlerin ana konusunu daha çok ‘aile’ kavramı oluşturuyor. Grup resimlerinin çoğunluğunda kadın-erkek çiftleri birlikte görülüyor. Biraz önce Kovanalan’da gördüğümüz kaya resminin konusu da yine insandır.
Kovanalan’daki kaya resmini görmek için hafif eğilmemiz yetti. Oysa bazı mağaralarda, bazen sürünerek ilerlememiz gerekecek, bazen ise birkaç büyük kayayı çıktıktan sonra görebileceğiz.
Kovanalan’dan ayrılıp, dere yatağı olduğu belli olan patikada ilerliyoruz. Patika hafifçe yükseltiyor, sonrasında da çayır çimen bir avluya sokuyor. Kayalar çoğaldı. Taşlardan yapılmış bir tarla çitini aştığımızda, az sulu bir dere karşılıyor. Bölgenin yeşil olmasının nedeni anlaşılıyor.
Bu arada, Yaşar bildiklerini aktarmaya devam ediyor. Göktepe denilen bölgedeymişiz şu an. Derenin yani Söğütdere’nin birkaç metre yukarısında bulunan Göktepe Mağarası’nın önü genişçe bir avluya bakıyor. Göktepe’deki kaya resmi, bu kez bir grup resmi. Kadınlı erkekli 8 kişinin görüldüğü bu kaya resminde, insan figürlerini hareket halindeyken görüyoruz. Dans eder gibi görülen bu figürler bir düğün ya da bir ritüel için toplanmış olarak değerlendiriliyor.
Göktepe kaya resmi, Latmos’ta bulunan ilk kaya resmiymiş. İlk kez 1994 yılında bulunan kaya resimlerinin sayısı, şu an 170’in üzerinde. Beşparmak Dağları’ndaki tarih öncesi kaya resimlerinin, Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü arkeologlarından Dr. Anneliese Peschlow tarafından tespit edildiğini biliyoruz.
Göktepe’den sonra, civardaki bir-iki mağaraya da gidiyoruz. İlk hayvan betimlemesini bu mağaralardan birinde görüyoruz. Bir inek ya da büyükbaş betimlemesi bu.
Kaya resimlerini gördükçe, küçük ekibimizin heyecanı yükseliyor. Zira her kaya resmi, bir diğerinden farklı betimlemeyle karşımıza çıkıyor. Dağın içinde yükseldiğimizin ayırdındayız. Küçük molalar vererek, dinleniyoruz. Fıstık çamlarının ve kayaların sayısı çoğalıyor. 45 dakikalık bir yürüyüşün sonunda ‘Ballık’ denilen bölgeye ulaşıyoruz. İsminden de anlaşılacağı üzere, bal kovanlarının bulunduğu bir bölge burası. Ancak bildiğimiz kovanlarının ötesinde, büyükçe bir kayanın üstü taşla örülerek kovan konulan yere çevriliyor. Kovanlık denilen bu yüksek taşların kullanılma nedeni, balı ayılardan korumak için. Tabii Latmos’ta ayıların, ‘Anadolu Parsı’nın bulunduğu geçmiş zamanlardan söz ediyoruz. Ballık’ta yine birkaç mağarada kaya resimlerini görüyoruz. Biraz ötedeki ‘Ballıkaya’ Mağarasında bulunan kaya resmi oldukça kalabalık bir grubu sunuyor. İki ya da daha çok kişilik gruplar halinde resmedilen bu kayada 40’a yakın figür görülüyor. Bu figürler farklı farklı şekillerde yansıtılmış elbet.
Yaşar’ın aktardığına göre, çocukluğunda arılar bu kayaya doğal petek yapıp, ballarını bırakmışlar. Kayadan süzülen balı fark eden köylüler, hemen altına çanak tutarak süzülen balı almışlar. Kayanın ismi bu yüzden Ballıkaya olmuş. Yaşar’ın aktardığına tebessümle karşılık verirken, Tekerlek Tepe’yi görüyorum. Her yerden görüldüğü için ‘tekerlek’ ismini alan tepe, 1370 metrelik rakımıyla Latmas’un en yüksek tepesi yani zirvesidir.
Anneliese Peschlow’a göre, kaya resimlerinin aynı bölgede olması bir raslantı değil. Resimlerin Tekerlek Tepe’nin görüldüğü bölgelerde olmasının, tepenin Hava Tanrısı ve Yerel Dağ Tanrısı olması ile bir ilişkisi olduğunu düşünüyor.
Tekerlek Tepe’nin gölgesinin düştüğü coğrafyada, iki saate yakın yürüyerek Karadere’ye ulaşıyoruz. Karadere’deki mağaranın etrafı çok sayıda kayalıklarla çevrili. Bu kayalıklardan biraz daha yüksekte olan mağaranın tek giriş yeri, kayaların arasındaki bir açıklık oluyor.13 insan figürünün bulunduğu Karadere’deki kaya resmi, oldukça büyüleyici. Figürlerin bazılarının T şeklinde olması, bu figürlerin kutsal insanlar olduğunu yansıtıyor. Peschlow, bu figürleri ‘Latmos Dağ Tanrıları’ olarak yorumlamakta. Mağaranın dışına çıktığımızda, Tekerlek Tepe ile göz göze geliyoruz.
25’e yakın kaya resmini gördükten sonra dönüşe geçiyoruz. Adeta büyülenmiş durumdayız.
Ancak Karakaya Köyü’nden şu ana kadar peşimizi bırakmayan bir görüntü ve sesin rahatsızlığını yaşıyoruz. Bölgedeki maden ocakları. Kamyonların, dozerlerin ürpertici sesine, Latmos’taki kayaların beyaz toza dönüşmüş görüntüsü ekleniyor. Latmos’ta tarih öncesi kaya resimlerinin çalışmaları devam ederken, bu ocaklar Latmos’un kayalarını öğütmekte. Hangi kayada ne olduğu bilinmeden hem de. 7-8 bin yıl öncesinin kültürü yok ediliyor.
Bu yüzden Latmos Milli Park olmalı.
Latmos’un yani ‘’kutsal dağın emanetleri’’ başka türlü korunamaz çünkü.
-
15.04.2025 ŞU MİLAS’IN İÇİNDE
-
14.04.2025 ŞU MİLAS’IN İÇİNDE
-
04.02.2025 BAFA’NIN SAKLI LEZZETİ ; GIVRIM
-
24.06.2024 BUTİK MURAT
-
14.11.2023 KADDAK DEVE BAYRAMI / PINARCIK KÖYÜ
-
03.10.2023 RUM MAHALLESİ’NDEKİ ‘OSMANLI ÇEŞMESİ’
-
28.07.2023 YENİ MİLÂS HALKEVİ DERGİSİ 1936-1937
-
07.07.2023 MİLAS HALKEVİ
-
04.07.2023 TİFTİK ETİ
-
20.06.2023 ESKİ MEZARLIK
-
09.06.2023 ÇAPUTCU HANI’NDA BİR ODA
-
06.06.2023 SABİHA TEYZEM
-
30.05.2023 ÇAPUTCU HANI
-
23.05.2023 SAKARYA İLKOKULU’NUN KUZEY CEPHESİ. YIL 1938
-
06.10.2022 MİLAS ‘KIZ MEKTEBİ’
-
04.10.2022 MİLAS ‘ERKEK MEKTEBİ’
-
03.10.2022 ERMENİSTAN’DAKİ PENCERE…
-
29.11.2021 KIBRIS’TA BİR MARONİT KÖYÜ ; KORUÇAM / GİRNE
-
23.10.2021 NİYAZİ YALÇINKAYA’YI UĞURLARKEN…
-
14.10.2021 YAHUDİ HALKASI
-
06.10.2021 ANADOLU’NUN SON ERMENİ KÖYÜ; VAKIFLI / ANTAKYA
-
06.08.2021 CO MEHMET, öldü.
-
28.07.2021 BAHADDİN AĞA KONAĞI’NDAN EMİN AĞA KONAĞI’NA; DUVAR RESİMLERİ
-
06.07.2021 Güneydoğu’daki ‘Süryani’ Köylerinden; HABERLİ KÖYÜ / İDİL
-
22.06.2021 ANADOLU’NUN UNUTULAN KAVMİ ‘NASTURİLER’İN PEŞİNDE; ÇUKURCA / ŞIRNAK
-
15.06.2021 YALNIZLIĞA TERK EDİLMİŞ BİR EZİDİ YERLEŞİMİ; MAĞARA KÖYÜ / İDİL
-
08.06.2021 KATO DAĞI’NIN ZİRVESİNDE BİR ‘KELDANİ ‘ KÖYÜ; CEVİZAĞACI / BEYTÜŞŞEBAP
-
23.10.2020 TARİHİ AYAKKABICILAR ARASTASI / ÇORUM
-
01.01.2020 ŞİİLİĞİN KUTSAL KENTİ ; MEŞHED
-
30.12.2019 ÖMER HAYYAM’IN NİŞABUR’U
-
24.12.2019 LUT ÇÖLÜ’NÜN GÜZEL İNSANLARI…
-
18.12.2019 İran’da Bir Dünya Yurttaşı; ALİ AMCA
-
16.12.2019 İRAN’DA BİR EMANETÇİ
-
23.09.2019 KROMNİ VADİSİ / GÜMÜŞHANE
-
21.09.2019 SANTA / GÜMÜŞHANE
-
16.09.2019 SARIÇİÇEK KÖY ODALARI / GÜMÜŞHANE
-
09.09.2019 EKMEĞİN PEŞİNDEN - 4 KÜRTÜN HARÇ EKMEĞİ / GÜMÜŞHANE
-
02.09.2019 15 AĞUSTOS MERYEM ANA PANAYIRI / GÖKÇEADA
-
27.08.2019 GÖKÇEADA’NIN (ESKİ) RUM KÖYLERİ…
-
14.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
12.06.2019 AĞLAYAN GELİN ( TERS LALE) / HAKKARİ
-
22.01.2019 Güllük’ün Geçmişinde Kalan Bir Kültür; GECE PAZARI
-
16.08.2018 Açılışı gerçekleşen Milas Uzunyuva’dan ilk izlenimler …
-
12.07.2018 Keçiborlu’nun Kuyucak Köyünde Lavanta Zamanı
-
06.07.2018 Zampara Altını
-
28.02.2018 Noussa Karnavalı (İskeçe / Yunanistan)
-
18.12.2017 Hikâyesi Olan Şeyler Dükkânı / 2 - ‘Devrim Yüzüğü’
-
12.12.2017 Ekmeğin Peşinden – 3 / Taban Gevreği (Gölcük / ÖDEMİŞ)
-
23.11.2017 Hikâyesi Olan Şeyler / 1 - Zeytin Jetonları
-
15.11.2017 Ulu Cami’nin güney cephesi
-
24.10.2017 Kentin ileri gelen zevatı, 30 Ağustos’ta …
-
19.10.2017 Bazen... / fotoğrafların peşinden ...
-
06.10.2017 ‘Vitrindeki Kaplan’ın peşinden Samos’a …
-
12.09.2017 Terzizadelerin Evi’nin balkonundan Sakarya İlkokulu
-
06.09.2017 Ekmeğin Peşinden -2- / İslamköy Ekmeği / Isparta
-
29.08.2017 Karahöyük Ekmeği / Acıpayam
-
06.05.2017 6 Mayıs ve Anneler ...
-
19.04.2017 Menderes Yolu’nda 3 gün …
-
07.03.2017 Bodrum’un geçmişinde kalan bir yerleşim: Girelbelen Köyü
-
28.02.2017 “Ütopya Hayallerin Prensesidir”
-
12.01.2017 Allahuekber Dağı’nda Üç Gün / Sarıkamış - Kars
-
10.01.2017 Milas’ın geçmişinde kalan şerbet: Sübye
-
02.12.2016 Kuruyunca içini gözler önüne seren Mumcular Barajı
-
24.11.2016 Manolya ve Nail Şaylan
-
16.11.2016 Bakkal Cavit
-
11.11.2016 Belen Camii ile Bütünleşmiş Bir Müezzin: Yılmaz Hoca (SİDAL)
-
09.11.2016 Terkedilmiş Tarihi Bir Mekân: ‘Eğirdir Garı’
-
28.10.2016 Phaselis Antik Kenti (Antalya)
-
20.10.2016 Geçmişten Geleceğe uzanan 800 yıllık Kültür: Pınar Pazarı
-
18.10.2016 Gelidonya Feneri’nde bir gece
-
23.09.2016 Bir ritüelin peşinden: Eren Günü (Sandras Dağı)
-
09.09.2016 Salda Gölü’nde zaman / Burdur
-
18.08.2016 Sırtçantamdakiler / H. Avni KUNDURACIOĞLU
-
08.06.2016 ‘Milas Arastası’nın 70’li yıllarına güzellemeler / 2 - Tüccar Terzi Hasan Budakoğlu
-
27.05.2016 Tarih 15 Nisan 1933; Milas’ın ‘Umumi Kuşbakışı Manzaralı’ Fotokartı
-
12.05.2016 2. Latmos Doğa Şenliği’nden izlenimler …
-
28.04.2016 İncirliin Mağarası ve Yarasalar
-
19.04.2016 Şefik Seren’in ‘Fotoğrafla Milâs’ının gölgesinde; BARDAK
-
31.03.2016 ‘Bodrum Leleg Yolu’ açılırken …
-
28.03.2016 PTT Memuru mührü basar: MİLÂS 26 EYLÜL 1967
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.