- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 31 December 2019, Tuesday 7:55
- 5080 kez okundu
Bu terimle karşılaştığım ve üzerine düşünmeme/yazmama neden olan kitaptan alıntı ile başlamak istiyorum.
“...Çocuğun parmakları donmuştur ve doktor elindeki pensle, kangren olan parmak uçlarını keser. Tiksinti, dehşet, acıma: Bu olayı izleyen bir tutuklu artık böyle şeyleri hissetmez. Duyguları körelmiş ve izlediği şeyden etkilenmez olmuştur.”
Viktor E. Frankl “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında değiniyor bu konuya. İnsanlık dışı olayların yaşandığı Auschwitz kampında hayatını geçirdiği dönemdeki olaylar üzerinden insanın nasıl duygu yitimine uğradığını anlatmış.
Günümüzde kanıksamak, duyarsızlaşmak olarak da tanımladığımız bir durum. Alışmakla başlıyor her şey aslında. Oysaki bir alışkanlığı edinmenin de bırakmanın da zor olduğunu düşünürüz. Meğer öyle değilmiş, insan her şeye çok kolayca alışıyormuş. Her duruma adapte oluyor ve ondan sonra da duyarsızlaşma dönemi başlıyor. En tehlikeli dönem, çünkü tepkisizlik baş gösteriyor.
Ağır savaş koşullarında kullanılan bu yöntem bilinerek mi uygulanıyordu yoksa uygulamalar daha sonra incelenerek mi bu durum tespiti yapıldı bilmiyorum ama kitleleri kontrol etmenin ve onları çaresizlik içinde kendine mahkûm etmenin etkili bir yolu olduğunu anlamış bulunuyorum.
Kamptaki kötü koşullara önce direnen tutsaklar zamanla durumu kabullenmeye başlıyorlar. Bir süre sonra da kötünün iyisine razı olmaya hatta kötünün iyisinden hoşnut olmaya başlıyorlar. İşte bu döneme geçiş duygu yitimi ile oluyor.
Aynı şeyleri görmek, aynı olaylara tanık olmak insanı tepkisiz olmaya doğru itiyor. Durumu kanıksamaya, duruma alışmaya başlıyor. Ne kadar kötü olursa olsun duyarsız ve tepkisizce izliyor. Belki de çaresizlikten.
Duygu yitimi bencilce görünebilir ama insanın kendini korumasının bir yolu. Çaresiz ve baş edilmez bir duruma karşı savunma olarak duygularını köreltiyor ve kendini korumaya alıyor. Doğru mu değil mi diye tartışmak istemiyorum. Sadece var olan bir durum tespiti.
Tartışmak istediğim toplumsal bir duygu yitimi mi yaşadığımız.
Basın ve sosyal medya aracılığı ile duyduğumuz ve normal şartlarda çok tepki verilecek durumlara karşı genel olarak tepkisiz kalınması bana toplum olarak duygu yitimi yaşadığımızı düşündürdü.
Gün geçmiyor ki bir çocuk taciz ve tecavüzü olayı duymayalım. Herhangi bir şahıs tarafından ya da herhangi bir kurumda emanet olan çocuklara karşı kurum çalışanları tarafından yapıldığını duyduğumuz bu olaylara karşı toplumun bir kesiminden tepki gelirken bir başka kesiminden ses gelmemesi. Taraftar bilinci ile görmezden gelindiğini düşünüyordum ama artık bir duygu yitimi yaşadığımızı düşünüyorum. Başka türlü bir açıklama bulamıyorum çünkü. Bunu da benim duygu yitimim olarak kabul edebiliriz.
Yine her gün gelen kadına şiddet olayları ve kadın cinayetleri ile ilgili de aynı şekilde bir duygu yitimi yaşandığını düşünüyorum.
Başka nasıl açıklayabilirim ki?
Küçücük çocukları, geleceğimiz, her şeyimiz dediğimiz göz bebeklerimizi emanet ettiklerimiz ve emanetçilerin onlara yaptıkları…
Müslüman emanete hıyanet etmez değil mi? O zaman bunu yapanlar Müslüman değil!
Müslüman haksızlığa karşı sessiz kalmaz değil mi? Sessiz kalanlar da Müslüman değil!
Son günlerde duygu yitimi yapamayan kaç çocuk öldü biliyor musunuz?
Sayı önemli değil. Bir tane bile yetmeli örnek almaya. Duygu yitimi yapamadığı için yaşadıklarına duyarsızlaşamayan, acılarına katlanamayan bir çocuğun ölümü bile toplumu yaşadığı duygu yitimi durumundan çıkarmıyorsa toplum zaten ölmüş demektir…
-
10.01.2025 GÜVEN SORUNU
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
03.05.2024 YENİ PROGRAM ÜZERİNE
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.