- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 03 May 2024, Friday 21:54
- 857 kez okundu
Öncelikle pek çok eğitimcinin ortak görüşü olarak gördüğüm ve benim ve katıldığım bir noktadan eleştiri yapmak istiyorum; programın hazırlanma süreci. Uzun bir sürede hazırlandığı söylenmesine rağmen kimlerin ne şekilde katkı sunduğu açıkça belli değil. Ayrıca programın hazırlık sürecinde yeterince paydaşın görüşü alınmış mıdır, bütün öneriler değerlendirilmiş midir bilinmemektedir. Bunun yanında programın sağlam temellere dayandığını gösteren kaynaklar da belirtilmemiştir. Bilimi önceleyen metinler kaynaksız olmaz.
Öğretim programının ortak metinler bölümünde ikinci cümlede şunu anladım ki; sade, anlaşılır ve kolay uygulanır bir model yerine kafa karıştırıcı, anlaşılmaz ve yeni şeyler ortaya koyuyormuş gibi yapılan bir metinle karşı karşıyayız. Eğitimin tanımı uzun ve ağdalı sözcüklerle anlatıldığında daha mı değerli oluyor? Eğitim, günümüzde insanın birey olma yolculuğudur. Çünkü artık eski eğitim sistemleri ve yöntemleri geçerliliğini yitirmiştir. Geleceğin dünyasını hazırlayacak bir programda az, öz ve evrensel bakış açısının varlığı elzemdir. Geçmişten geleceğe köprü olması eğitimin doğasında vardır zaten, bu nedenle programda bir amaç gibi belirlenmesine gerek yoktur. Geleceğin dünyasının bilgi temelli değil beceri temelli olacağını belirten bilim insanlarının ön görülerine ve araştırma sonuçlarına güvenmeliyiz. Geleceğin eğitimini planlayacak bir metnin çok geçmişlere takılıp kalmış olması ve bilimselliğin arka plana itilmiş olması programın verimliliği ile ilgili olumsuz görüşlerin oluşmasında etkendir.
İlk bakışta dikkatimi çeken bir konu da metnin cümle yapısıdır. Metni anlaşılmaz kılmaya mı çalışmışlar demekten kendimi alamıyorum. Kulağını tersten göstermeye çalışan birinin kulağı yerine gözüne ulaşmış elini görmekteyiz. Ne kadar anlaşılması güç olursa o kadar değerli olacağı fikri ile yazılmış olduğunu düşünüyorum. “Eğitim ve öğretim programlarıyla sürdürülen tüm çalışmalar okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim seviyeleri birbirinin tamamlayıcıdır.”(sf 6 1.2. Genel Amaçlar) Bu bir örnek ama cümleleri anlaşılmaz kılmak için mi uğraşıldı?
İyi, doğru, faydalı, güzel gibi soyut ve bir o kadar da kişiye göre değişiklik gösteren kavramlar geleceğin insanının nitelikleri olarak programda yerini almış. Medeniyetimizin üzerine inşa edildiği, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim bireyler yetiştirme amacını belirleyen metin hangi medeniyetten bahsetmektedir? Zira günümüz dünyası medeniyetlerinde ve geleceğin dünyasında öne çıkacak özellikler bunlar değildir. Medeniyetin bugünü de yarını da bilim ve bilimsel düşünce üzerine inşa edilir. Bilimin olmadığı yerde medeniyet biter.
Öğrenci profili tanımlanırken değişmezlik vurgusu yapılmış. Programın felsefesinin daimiciliğe dayandırıldığını gösteren bu terim, ahlaklı insan yetiştirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Aslında neredeyse bütün cümlelerde vurgulanan ruh, zihin, ahlak, iyiyi ve güzeli bulmak, kalbi terbiye etmek gibi ilahiyatçı terimler programın gerçeklikten uzak ruhani yönü kuvvetli, bilimsel temelleri olmayan yapısını ortaya koymaktadır. Programın felsefesinin de Daimicilik esasına dayalı olduğu görülebilmektedir. Kısaca öğretmen merkezli, öğrencinin özgürlüğünün söz konusu olmadığı, bilginin aktarıldığı, esas olanın bilgi olduğu, ahlaklı ve iyi insan yetiştirme temelinde öğrencinin ilgi ve yeteneklerinin göz ardı edildiği eğitim felsefesidir. Eğitimde uluslararası alanda ön sıralarda olmayı hedeflediğimiz programın bu özelliklerde olmaması gerekirdi.
Beden ve ruh bütünlüğünde yetkin ve erdemli insan yetiştirme hedefi ile on farklı alan belirlenmiş. Ancak alanların gerçeklikten uzak yönleri var ve bunların sadece hedef olarak belirlenmesi yeterli değildir. Bu hedeflere eğitim yoluyla ulaşmak da mümkün olmayabilir. Toplumsal ve ekonomik etkenlerin oluşturduğu koşulların dışına nasıl çıkılacak ve her çocuk bu hedeflere nasıl ulaştırılacaktır? Örneğin “sağlıklı” başlığı altında belirlenen hedefler çocuğun içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullara göre belirlenen hedeflerin başında gelir. Sağlıklı beslenme hedefi için çocuğa bu bilincin verilmesi yeterli değildir. Çocuğa sağlıklı beslenme olanakları sunulacak mıdır? Sözgelimi okullarda öğün saatlerinde sağlıklı besinlere ücretsiz ulaşabilecek midir yoksa kantinden aldığı çoğu zararlı ürünlerle beslenmeye devam mı edecektir? Zaten evde düzenli beslenme olanağı bulamayan yoksul aile çocukları yanlarında getirdikleri besleyici olmayan, sadece açlığı yatıştıracak atıştırmalık besinlerle öğün geçirmek durumundaysa nasıl bu hedefi sağlayacağız? Yine aynı maddede düzenli spor yapmaktan bahsediyor. Acaba okullarda reklam amaçlı ders öncesinde çocuklara topluca yaptırılan hareketler düzenli spor ve egzersizden mi sayılacak yoksa her okul öğrencisinin ulaşabileceği şekilde farklı spor dallarında ders içi ya da dışı egzersizler mi uygulamaya konulacak?
Ayrıca bu on madde içerisinde doğa sevgisinin “ahlaklı” başlığı altına alınması doğa ve çevre bilinci oluşturulması açısından yanlış bir seçim olmuştur. Bu on maddenin içerisinde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, cumhuriyet ve Atatürk İlkelerine hiçbir şekilde yer verilmemiş olması nedeniyle vatanseverlik başlığı da yetersiz kalmıştır. Yurttaş olma bilinci arka planda kalmıştır. En önemlisi bu ülkenin kuruluş ve kurtuluş felsefesi bu programda yer almamıştır. Köklerden geleceğe sloganı kullanan bir programın kuruluş ve kurtuluş üzerinde daha fazla durması gerekirdi.
Bütün bunlara karşın modelin açıklandığı bölümde; bireysel farklılıkların dikkate alındığı, her öğrencinin kendini keşfetmesi için özgür öğrenme ortamlarının oluşturulacağı, öğrencinin öğrenme sorumluluğunu aldığı bir sistem olarak belirtilmiş. Ayrıca üzerinde çok durulan Türkçemizin öğretiminin programın temeli, birleştirici unsuru olarak görülmesi olumlu bir yönüdür. Uygulamada bunun nasıl gerçekleştirileceği ise amaca uygun ders müfredatları ortaya koymakla mümkündür. Ayrıca disiplinler üstü bir yaklaşımla okul dışı ortamlarda gerçekleştirilecek derslerden bahsedilmektedir. Bu ortamların niteliği de önemlidir.
Erdem-değer-eylem modeli diyagramında belirtilen huzurlu aile, huzurlu insan eğitimle sağlanacak bir unsur değildir. Toplumda huzuru sağlamanın yolu maneviyatın güçlendirilmesiyle değil sosyal refahın sağlanması ile olur. Maneviyatın güçlendirilerek insanlara bütün olumsuzluklara karşı sabırlı olmayı dayatmak biat kültürünü yaygınlaştırır, sorunları görmezden gelerek her şey iyiymiş gibi yaşamayı hedefler. Toplumsal sorunları çözerek insanların refah düzeyini yükselterek huzurlu toplum oluşturulabilir. Diğer türlü dayatılan sabır ise içten içe toplumsal çatışmaları tetikler.
Programın ilk bölümü ile sonraki bölümleri arasında çelişkiler mevcuttur. Programın felsefesinde iyi ahlak, iyilik, güzel olanı yapmak gibi bilgi temelli esaslar mevcutken sonralarda öğrencinin kendini tanıması, farklılaştırılmış model gibi tanımlamalar bulunmaktadır. Asıl sorunlar kitaplar yayınlandıktan sonra belirginleşecektir. Çünkü program çok soyut ve uzun bir metindir. İncelenmesi için verilmiş süre sınırlılığı nedeniyle asıl uygulayıcılar olan öğretmenlerin incelemeyeceğini düşünüyorum. Öğretmenler programı sene başında planlama yaparken de incelemezler. Yapılan eleştiri ve yorumları duydukları kadar fikir sahibi olurlar. Burada öğretmenleri suçlamak değil amacım. Bu kadar kısa sürede incelenmesi beklenen ve zaten okul içerisinde yoğun bir çalışma içerisinde olan öğretmenlerin bir de öğrenilmiş çaresizlikleri vardır. Amaaan ben eleştirsem ne değişecek, zaten hazırlanmış bitmiş program, diye düşünürler. Haksız da sayılmazlar. Ayrıca sene aşında planlama yaparken yine sıkışık zaman nedeniyle kimse program falan incelemez. Sanal ortamda hazır planlar alınır, kullanılır. Bu nedenle programda konuların daraltılmış olması çok şey değiştirmez. Hazırlanan ders kitaplarındaki içerikler de öğretmenler için yeterli görülmemekte maalesef. Belirleyici olan kaynak kitaplardır. Kaynak kitaplar kendi müfredatını oluşturur ve öğretmen de bunu uygular. Aileler açısından da çok şey öğreten öğretmen iyidir bakışı ile sistem desteklendiği için öğrenciler açısından değişen bir şey yoktur. Yine de öğretmenler değişen programı uygularken eksiklerini fark ederler. Ancak artık geç olmuştur. Program kısa sürede yürürlüğe konduğu için uygulamada ortaya çıkabilecek eksiklikler havada kalır ve kaynak kitap sektörü zaten eğitime el koymuş durumdadır.
Gönüllerden geçen; programın paydaşlar tarafından incelenip katkıların sunulması için yeterli sürenin tanınması, pilot uygulama yapılarak eksikliklerin tespiti ve yapılan bütün eleştirilerle revize edilmesidir. Onca emek harcanan bir metnin uygulamada hak ettiği değeri görmesi için bilim insanlarının önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır.
-
10.01.2025 GÜVEN SORUNU
-
24.11.2024 24 KASIM
-
29.10.2024 CUMHURİYET NEDİR?
-
13.08.2024 BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN
-
16.01.2024 DEVLET AKLI
-
05.01.2024 EĞİTİMDE VELİNİN YERİ
-
24.12.2023 ÖĞRETİM YÖNTEMİ 'SINAV'
-
22.12.2023 SUÇLU KİM?
-
02.05.2023 ÖDEV
-
11.04.2023 SINAVLAR NEDEN?
-
27.03.2023 İLETİŞİM GÜRÜLTÜSÜ
-
01.03.2023 SARILACAK YARALAR
-
10.02.2023 BAŞARDIM, BAŞARILIYIM
-
13.01.2023 OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜ
-
26.12.2022 ÖDÜL VE CEZA
-
06.12.2022 YENİ ÇAĞIN OKULU
-
30.11.2022 ÖZGÜRLEŞMEK Mİ KÖLE KALMAK MI?
-
23.11.2022 AMAÇ NE?
-
07.11.2022 Çocukların çığlıklarını duyun artık
-
17.10.2022 AKILLI TAHTALAR GERÇEKTEN AKILLI MI?
-
13.10.2022 ÇOCUKLAR VE SORUMLULUK
-
04.08.2022 UZMAN ÖĞRETMEN BAŞÖĞRETMEN
-
10.01.2022 EĞİTİM GÜNDEMİ
-
04.01.2022 Öğretmenlik Meslek Kanunu
-
07.12.2021 Şura Sonrasında Okul Öncesi Eğitimi
-
24.08.2021 OKULLARI AÇALIM
-
10.08.2021 Bakan Ziya, Öğretmen Ziya,
-
02.08.2021 Yangınlar, Yangınlar…
-
27.07.2021 DOĞADAN ALDIKLARIMIZI GERİ ALIR
-
10.06.2021 BİR SINAV SONRASI
-
21.05.2021 Okul ve Çocuklar 3
-
20.05.2021 Okul ve Çocuklar 2
-
19.05.2021 OKUL VE ÇOCUKLAR
-
13.04.2021 SALDIM ÇAYIRA
-
30.03.2021 EĞİTİMİ BİTİRDİK
-
26.01.2021 NELERİ TELAFİ ETMELİYİZ?
-
31.12.2020 KÖTÜLÜĞÜN ANATOMİSİ OLUR MU?
-
14.12.2020 ÖZEL EĞİTİM
-
24.11.2020 YENİ EĞİTİM ANLAYIŞI
-
29.09.2020 UZAKTAN EĞİTİMİN DİYETİ
-
21.09.2020 SALGINDA KAYIPLAR VE ADİL EĞİTİM
-
16.09.2020 BAŞIMIZA İCAT ÇIKARMA
-
14.09.2020 CORONADA BİRİNCİ SINIF OKUTMAK
-
29.05.2020 NASIL BİR NORMAL?
-
04.05.2020 SALGINDA ÖĞRETMEN
-
20.04.2020 Öğretmenliğin Ödülü
-
30.03.2020 UZAKTAN EĞİTİM
-
28.02.2020 Sınıf Tekrarı
-
30.01.2020 “GÖL 1938” İnanç ve Azmin Öyküsü
-
31.12.2019 DUYGU YİTİMİ
-
25.12.2019 ULUSAL DEĞERLER
-
17.12.2019 ÖZEL OKUL VE TÜKETİM TOPLUMU
-
04.12.2019 EĞİTİMİN ANA AKTÖRÜ ÖĞRETMEN
-
01.11.2019 KURULUŞ FELSEFESİ
-
02.09.2019 OKUL MÜDÜRÜ MÜ EĞİTİM LİDERİ Mİ?
-
26.08.2019 EĞİTİM BATAKLIĞI
-
20.08.2019 Sendikacılık
-
30.07.2019 Eleme Sistemi
-
22.07.2019 Tersine Taşımalı Eğitim
-
15.07.2019 Kalkınma Planında Eğitim
-
06.07.2019 Eğitimin Yönetimi
-
03.05.2019 Yine Kadınlar Yine Çocuklar
-
22.02.2019 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
-
06.02.2019 Eğitim ve Değerler
-
21.01.2019 Küçük yaşta evlilik olmaz
-
11.01.2019 Şiddet ‘domino taşı’ gibidir
-
09.01.2019 Toplumsal yara: Şiddet
-
02.01.2019 Bu ülkede ‘Kadın’ olmak …
-
25.12.2018 Lider Öğretmen
-
17.12.2018 Değişim Öğretmenle başlar
-
30.11.2018 Öğretmenliği öğrenmek
-
20.11.2018 Okullar ve Kurumsallık
-
30.10.2018 Mesele ‘ders saatleri’ mi?
-
19.10.2018 Süresiz Nafaka
-
14.09.2018 TECAVÜZ
-
08.08.2018 Eşitlik mi Adalet mi?
-
24.07.2018 Gelişmiş ailelerin az gelişmiş çocukları!
-
05.07.2018 İstismar
-
02.06.2018 Eğitim ve Seçim / 2
-
26.05.2018 Eğitim Sistemi ve Seçim
-
23.05.2018 Sevgi
-
08.05.2018 Zorbalık
-
01.05.2018 ‘Ensest’in resmî hali …
-
14.04.2018 ‘Öğretmeni Değerlendirmek’
-
28.03.2018 “Öğretmenlere şiddeti durdurun” demek yeter mi?
-
21.03.2018 Karar verme özgürlüğü
-
09.03.2018 ‘Kadınlar Günü’
-
27.02.2018 Ne Yap(ma)malı …
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.