- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 05 July 2021, Monday 12:21
- 1916 kez okundu
OĞUZ OYAN / sol.org.tr
Bu yazının birinci bölümünde, 1999-2002 arasındaki 3,5 yıllık son koalisyon döneminde çifte kriz (kamu maliyesi krizi ve finansal kriz) yaşanırken, derin 2001 krizinden çıkışın bedelleri bu son koalisyon hükümeti tarafından ödenirken, 2003 sonrasına görece az bedel ama çok olanak bırakıldığınıvurgulamıştık.
Dünya sermaye piyasaları yüksek getiriye ve düşük varlık fiyatlarına koşarken AKP bol kaynak denizinde yüzmenin rehavetine kapılmıştı. Özelleştirmeler de dolu dizgindi zaten.
Ama doğrudan sermaye girişleri bile sıfırdan yatırımlara gelmekten çok şirket satın almalara yöneliyordu. Ülkeye kaynak giriyordu girmesine ama ülkenin üretken kapasitesine fazla bir ilave olduğu yoktu. Yatırımdan çok tüketimi destekleyen, bankaların kredi portföylerinin hacmini mevduatlarının üzerine taşıyan bir eğilimdi bu. Hanehalkı borçlanması, GSYH'ya oranla, yüzde 4'den yüzde 20'nin üzerine çıkmıştı yani beş katının üzerine çıkmıştı. Borçlanma üzerinden gelir artışı yaşayanlar çok çaba sarfetmeden kazanılmış bir sahte refah algısına gömülmüşlerdi. AKP açısından kestirmeden pembe ekonomik tablo yaratmanın bütün koşulları oluşmuştu ama kitleler ve şirketler yüksek mali yükümlülükler altına sokulmuşlardı. 2009 krizi bunu frenlemek yerine, iktidarın günü kurtarma politikaları nedeniyle (reel sektöre daha kolay döviz cinsinden borçlanma imkanının getirilmesiyle) daha da azdıracaktı.
Hakan Özyıldız'ın yaptığı hesaplamaya göre, kamu kesimi (Hazine, KİT'ler, belediyeler) ile özel kesimin (reel sektör, bankalar, hanehalkı) iç ve dış borçları toplamı 2017'de 4,3 trilyon TL'den 2021 I. Çeyrek sonunda 8,2 trilyon TL'ye çıkmaktadır. Dört yılda toplam borçluluk düzeyi ikiye katlanmaktadır. Borcun 2,2 trilyon TL'si kamunun, 6,1 trilyon TL'si özelindir. Toplam borçların milli gelire (GSYH'ya) oranı da yüzde 154'e çıkarak rekor kırmaktadır. 2020 yılı, borçlardaki en yüksek sıçramaların olduğu yıl olarak göze çarpmaktadır. AKP iktidarının, halkı gelir desteği yerine borçlanmaya mahkum etmesinin beklenen sonucudur. Bu arada işsizlik tavan yaparken, iktidarın İSF kaynaklarını kamu borçlanmasına tahsis etmekten vazgeçmeyip KÇÖ'ni bile bu ay sonunda sonlandıracak olması ibretlik bir durumdur.
AKP'nin ikinci onyılında kamu kesimi büyük mali yükler altına sokulmuştur. Ama yukarıda hesapta, gelecek bütçeleri ve nesilleri de bağlayacak döviz garantili Yap-İşlet-Devret yatırımları yüklerinin dikkate alınmadığını da belirtelim.
***
Bütün bu süreç, aynı zamanda sanayisizleşme eğiliminin de vurgulanmasına yol açmaktaydı. Sayılan nedenlerle Türkiye, Morgan Stanley'in 2013 sonrasında sınıflamasını yaptığı "kırılgan beşlilerin" değişmez müdavimi olacaktı. Ama AKP ekonomi yönetimi, bundan sonraki süreçte, ekonomiyi daha da kırılgan yapmanın peşinde koşacaktı adeta.
Yurtiçi tasarruflar yerinde sayıyordu ve kolay bulunan dış kaynaklara bağımlılık bunu daha da pekiştiriyordu. Öyle ki, yüksek döviz girişlerine rağmen, ekonomik büyüme ancak dış tasarruflarla (yani dış borçlanmaya dayalı yüksek cari açıklarla) finanse edilebiliyordu. Artık ekonomik küçülme yıllarında bile cari açık verilir duruma gelinmişti. Sıcak paraya bağımlılık, spekülatif ataklara karşı savunmasızlık da demekti.
Başlangıçtaki yüksek değerli TL, giderek mecburen tersine dönecekti. Bu, sıcak paranın talep ettiği şey değildi; bu nedenle daha fazla faiz/kâr getirisi talebi de artacaktı. Bu talepler dikkate alınmaktaydı; zira kolay giren sermaye, kolay da çıkabilecekti. TL'nin artık değer yitirdiği bir süreç başlamıştı. Bu da dolarizasyona yönelimi hızlandıracaktı.
2018'den itibaren nükseden ve tekrarlanan döviz krizlerinin yolu ardına kadar açılmıştı. Faizi bir iktisat politikası aracı olarak kullanmak istemediğinizi peşinen beyan ettiyseniz, o zaman tüm rezervlerinizi eritmeniz bile yerli paranın değer kaybını önlemeye yetmeyecekti. AKP ekonomi yönetimi ve her şeyi bilen genel başkanı bunu 1994'ten ders almayarak Haziran 2018'de yeniden tecrübe ettikten sonra, 2020 sonbaharında ve etkileri bugün bile sürecek şekilde 2021 ilkbaharında bıkmadan sınamıştır. Hâlâ da öğrenmediğini Erdoğan'ın çeşitli beyanlarından anlıyoruz. Bugünkü yüksek faiz koşullarında, faizleri arttırmanın da artık hem bir sınırı vardır hem de başka sorunların kaynağıdır; ekonomi bir faiz-kur kıskacına girdiğinde her türlü olumsuzluğa kapılar açık demektir.
Yüksek kurlar, enflasyonu da yukarı itmekte
İthalat bağımlılığı yüksek olan bir ülkede, kur artışları ara malları üzerinden hızla iç fiyatları etkilemektedir. Kaldı ki emtia ve ara malları fiyatlarında dünya çapındaki artış eğilimi de kurdan bağımsız olarak Yİ-ÜFE (yurtiçi üretici fiyatları endeksi) üzerinde etkili olmaktadır. Nitekim Yİ-ÜFE'nin TÜFE'nin 2,5 katına yakın bir düzeye yükselmesi hayra alamet değildir. Üstelik, Kovid-19 dönemi sonrasında dünyada ve Türkiye'de talep artışlarına bağlı olarak fiyatlar yeniden yükselebilir.
Son Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, tütün ve alkollü içkilere uygulanan Özel Tüketim Vergisi'ne 2021 Temmuz-Aralık döneminde ÜFE'de son 6 ayda meydana gelen enflasyon zammının uygulanmaması kararının da, iktidarın birdenbire sosyal devleti hatırlamasıyla bir ilgisi yoktur. Bir yandan yüksek ÜFE'nin fiyatlara bindirilmesinin enflasyonu azdırıcı, toplum tepkisini yükseltici ve merdiven altı üretimi/kaçak ticareti yeniden kışkırtmasından çekinilmesi vardır. Diğer yandan, Aziz Konukman hocanın da dikkat çektiği gibi, ücretlere/emeklilik maaşlarına benzer zam taleplerine haklılık kazandırmamak için vergi gelirlerinden vazgeçmeyi bile göze alma sinikliği vardır.
Bu arada ABD'de ve ona bağlı olarak AB'de enflasyonun artıyor olmasıyla birlikte bu ülkelerde likidite genişlemesinin tersine çevrilmesi, faizlerin yukarı gitmesi yolunun açılmasıyla birlikte çevreden merkeze sermaye göçü hızlanabilecektir. FED'in bundan böyle faizleri yükseltme olasılığı bile çevre ülkelerde ve bilhassa Türkiye'de fırtına etkisi yapmaktadır veya yapmaya adaydır. Bütün bunlar bir ödemeler dengesi krizinin de yabana atılmaması gereken bir olasılık olarak dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır.
AKP'nin tükeniş döneminin bilançosu bunlarla sınırlı değildir. Ekonomik büyüme temposu son üç yılda yerlerde süründüğü gibi inanılmaz bir istikrarsızlığa konu olmaktadır. İşsizliğin artışı emek rejimini daha da olumsuz bir yapıya sürüklemekte, prekaryanın payı artmaktadır. Nüfusta yoksulluk oranı sadece iki yıl içinde 2018'de %8,5'ten 2020'de ,2'ye çıkmakta; göreli yoksulluktan mutlak yoksulluğa geçişler artık arızi olmaktan çıkmakta; ücret ödemelerinin GSYH içindeki payı çifte kriz yılı olan 2020'de hızla gerilemekte; çevrimiçi/evden çalışma gibi yeni üretim ilişkilerinin doğurduğu yeni sömürü biçimleri ve yeni sorunlar (tam yalıtlanmışlık, örgütsüzlük, vs.) peydahlanmaktadır.
AKP iktidarı bu sorunların bir bölümünü, tıpkı sermaye gibi, sorundan saymamakta, hatta sömürü ilişkilerini sürdürmenin kaçınılmaz bir uzantısı olarak görmektedir. Sorundan saymak zorunda olduklarıyla başetme kapasitesini yitirdiği ölçüde ise devletin zorba yüzünü daha fazla ortaya çıkarmaktadır. Ancak yaşam düzeyleri arasında büyüyen uçurum ve iktidar edenlerin küstahlığa varan düzeylerdeki gelir ve harcama kalıpları, artık din sömürüsü veya sosyal zorlamalar üzerinden telafi edilememektedir.
Biriken bu sorunların AKP tarzı yaklaşımların terk edilmesiyle kolayca hallolacağına dair kestirme çözüm beklentilerinin temeli bulunmamaktadır. Meclis içi muhalefetin ufku ne yazık ki bununla sınırlıdır.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.