- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 July 2018, Friday 20:52
- 3324 kez okundu
Konuk Yazar / Korkut BORATAV
AKP iktidarı, yeni yönetime ağır ekonomik sorunlar devretmektedir.
“Hangi yeni yönetim?” sorusuna kısa yanıt şudur: Anayasa değişikliği ile 24 Haziran sonuçları, parlamenter düzeni tarihe karıştırmıştır. Cumhuriyet kurumlarını topluca dönüştürmeyi hedefleyen bir rejim değişikliği sürecindeyiz. Bazıları, “otoriter, popülist yönetim” terimlerini kullanıyorlar. Bana göre, İslamcı faşizm en doğrusudur.
Yeni rejime ekonomik köstekler
Hedeflenen dönüşümün önünde halâ önemli engeller var. Yeni iktidarın kurumlaşması, yerleşmesi gerek. Bu güçlüklere iktisadî engeller de eklenmektedir: Küçülmeye başlayan bir ekonomi ve sert bir finansal kriz olasılığı…
Bu ekonomik güçlüklere belirleyici katkı yapmış olan Cumhurbaşkanı bugün ciddi bir açmazla karşı karşıyadır: Ülke üzerindeki iktidarını paylaşmamak için Mart 2019 belediye seçimlerini de kazanmalıdır. Bu nedenle ve mümkünse ekonomik küçülme ertelenmeli; o tarihe kadar finansal kriz patlak vermemelidir.
Küçülen bir ekonominin yarattığı siyasî güçlükleri, Cumhurbaşkanı bizzat yaşadı: Türkiye ekonomisi 2008’in sonlarında uluslararası bunalımın etkisi altında küçülmeye başladı. Finansal bir kriz patlak vermedi, ama milli gelir Ocak-Mart 2009’de yüzde 14,7 oranında düştü.Mart 2009 yerel seçimlerinde de AKP’nin Türkiye oy toplamı yüzde 38’e düştü.Küçülen ekonominin siyasî maliyeti, 2007 genel seçimlerine göre 4 puanlık oy kaybı oldu.
On yıl sonra Mart 2019’da benzer bir kayıp göze alınamaz.
Ekonominin küçülme eğilimi bir yana, Türkiye’nin bir finansal kriz olasılığıyla karşı karşıya olduğu yerli-yabancı iktisatçılar tarafından vurgulanmaktadır.
Bu olasılık daha da korkutucudur. Zira Cumhurbaşkanı, kendisine iktidar kapısını aralayan bir başka finansal krizi (2001 bunalımını) hatırlamalıdır. O ağır krizin tetiklediği seçmen tepkileri, TBMM’deki üç koalisyon partisini (ve bunların bir benzeri olan DYP’yi) 2002’de parlamento dışına atmıştı. Parlamento dışındaki iki partiden biri olan CHP de IMF programını açıkça benimsemiş; programın mimarı Kemal Derviş’i partisine almıştı.Halk muhalefetini temsil etmeyi üstlenen AKP’ye tek parti iktidarı böylece armağan edilmişti.
Cumhurbaşkanı, finansal krizlerin iktidarlara yansıyan ağır siyasî maliyetini bilmektedir.
Ekonomik küçülme ve finansal krizin ön-belirtileri… Gözden geçirelim.
Ekonomik küçülme işaretleri
Türkiye ekonomisi 2018’e büyüme ivmesi içinde girdi.Ocak-Mart 2018’de milli gelir yüzde 7’yi, sanayi üretimi yüzde 9’u, toplam istihdam yüzde 4’ü aşan tempolarda büyüdü; işsizlik oranı on iki ay öncesine göre 2 puan (% 12,7 → % 10,7) düştü.
Bu olumlu gelişmelerin “kendiliğinden” değil, iktidar politikalarından kaynaklandığını da biliyoruz. Hükümet, 2017’de tipik bir seçim ekonomisine girdi; darbe girişiminin ekonomiyi daraltıcı etkilerini; kamu harcamalarını, teşvikleri, vergi indirimlerini ve KGF destekli banka kredileri pompalayarak aşmaya çalıştı ve (istatistiklerin gösterdiği gibi) başarılı da oldu.
Peki, küçülme nerede?Yanıt, ekonominin büyüme sınırları ile ilgilidir.Üretim kapasitesinin zorlanması, ekonominin yapısal dengesizliklerini fazlasıyla bozmuş; büyüme ivmesini tıkamıştır.Dahası, Nisan’dan itibaren bazı sektörlerde üretim gerilemesi başlamıştır.
Bir gösterge aktarayım: Londra kökenli bir kuruluş (IHS Markit), çeşitli ülkelerde imalat sanayi kolunun büyüme / daralma eğilimini gösteren bir endeks inşa ediyor. PMI (“purchasing manager index”) adı verilen bu endeks Türkiye’de İstanbul Sanayi Odası ile ortaklaşa hesaplanmaktadır. Hesaplama, işletmelerin, üretim, sipariş, işçi sayısı, stok hareketleri gibi verilere dayanmakta; ülke endeksi 50’nin üzerinde ise sanayide büyüme, daha düşük değerler ise küçülme eğiliminin geçerli olduğu belirlenmektedir.
Ocak-Mart Türkiye PMI ortalaması 54,4’tür.Yani, 2018’in ilk üç ayında sanayi büyüme eğilimi içindedir.Bu bilgi aktardığım diğer istatistiklerle uyumludur. Bu ortalamayı, Nisan ve Mayıs PMI değerleriyle karşılaştıralım: 54,4→ 48,9 → 46,4… Buna göre, sanayi Nisan ve Mayıs’ta daralma eğilimine girmiştir; “iniş” ivmesi de hızlanmaktadır.
Sanayi, ileri ve geri bağlantıları ile ekonominin ve millî gelirin sürükleyici sektörüdür.Sektördeki daralmanın tüm ekonomiye yansıması kaçınılmazdır.Yakında TÜİK’in istatistiklerinde de gözleyeceğiz.
Nisan ve Mayıs’ta hükümetin seçim ekonomisini yeni teşvik, af, vergi indirimleri ve transferlerle sürdürdüğünü biliyoruz. Nisan-Mayıs PMI endeksleri bu önlemlerin sanayi üretimine yansımadığını ortaya koyuyor.Büyüme sınırlarına toslayan malî/parasal genişleme nereye yansır? Hızlanan enflasyona (Mayıs’ta %12,2’ye), büyüyen cari açığa (Nisan’da 12 ay toplamı olarak 57,1 milyar dolara) …
Dışsal kırılganlıklar ağırlaşıyor
Türkiye’nin bazı dışsal kırılganlıklarının 2016 ile 2018 arasındaki seyri tabloda özetleniyor.Bu dönemde tablodaki göstergeler kesintisiz olarak bozulmuştur.Artan kırılganlıkların algılanması, uluslararası ortamdaki olumsuzluklar ile birleşince, Türkiye’ye dönük sermaye akımları yavaşlamakta; döviz fiyatları, tahvil faizleri tırmanmaktadır.
Finansal kriz olasılığı bu olguların sonunda doğmuştur.
Tabloda ortaya çıkan durumu özetleyelim:
•Türkiye’nin cari işlem açığı büyük “yükselen piyasa ekonomileri” içinde rekor düzeydedir.
•Dış borç stokunun millî gelire oranı kritik yüzde 50 eşiğini aşmıştır.
•Borçların bileşiminde özel sektörün (bankaların, şirketlerin) ve kısa vadeli dış borçların payı tırmanmaktadır.
•Şirketlerin döviz varlıkları ile döviz yükümlülükleri arasındaki makas kesintisiz açılmaktadır.
•Bir kriz ortamında ülkenin dış yükümlülüklerini karşılayacak ana güvence olan TCMB döviz rezervleri kısa vadeli borçların altındadır ve bu yetersizlik (kısa vadeli borç /rezerv oranı) giderek ağırlaşmıştır.
•12 ayın dış finansman gereksinimi, mutlak ve göreli olarak ağırlaşmaktadır.
•Kamu dengesi de bozulmaktadır; ama dış dengelerdeki bozulma öne çıkmaktadır.
Tabloda yer almayan bir bilgiyi de ekleyeyim: TCMB’nin brüt döviz rezervleri, Ocak 2018 ile 15 Haziran 2018 arasında 11,1 milyar dolar erimiş; 78,9 milyar dolara inmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası beş buçuk ayda net rezervlerinin üçte birini piyasaya sürerek döviz fiyatlarını frenlemeye; seçim arifesinde iktidara destek vermeye çalışmıştır.
Bu bilgiler ve benzerleri, Türkiye ekonomisinin dış yükümlülüklerinde tıkanma olasılığını finans çevrelerinin gündemine getirmiştir.Mayıs’ta Cumhurbaşkanı’nın Londra konuşmaları kötümser öngörüleri daha da ağırlaştırmıştır.
Saray’ın güç ekonomik seçenekleri
Kamu açıkları artmaktadır; ama esas sorun özel sektörün artan dış yükümlülüklerinden gelmektedir. Bu durumu ağırlaştıran bir bağımlılık olgusu daha var: Ekonomi, (2008-2009’da gözlendiği gibi), küçülürken dahi cari açık vermektedir.
Finans çevrelerinin reçetesi çeşitli kanallardan (örneğin IMF’nin Nisan Türkiye Raporu’ndan) iktidara iletilmiştir: Sert bir iç talep daraltma operasyonu ile cari işlem açığı aşağı (giderek sıfıra) çekilmelidir. Özel talep, faiz oranları yukarı çekilerek; kamu sektörü talebi ise malî kemer sıkma ile gerçekleşir.
Enflasyon yapay olarak bastırılmıştır; Temmuz’da yüzde 20 eşiğini geçmesi beklenir.TCMB’nin politika faizi bu eşiği aşmalıdır. Politika faizi → mevduat faizi → kredi faizi halkaları işleyecek; kredi faiz oranları (diyelim yüzde 35’lere) sıçrayacaktır.
Devlet harcamalarında milli gelirin yüzde 2’si oranında daralma öneriliyor.Bu daralma, millî gelire çok daha sert bir boyutta yansıyacaktır.“Malî disiplin” reçetesinin bölüşüm yükü emek gelirlerine yansıyacaktır. Dahası da var: Cumhurbaşkanı için hayatî öncelik taşıyan kamu-özel ortaklığı (KÖO) yatırımlarının finansman biçiminin kamu maliyesine yasıma boyutları da mercek altındadır. Bu konuda tespit ve uyarılar IMF Raporu’nda ve doğrudan doğruya mega-projeleri hedef gösteren 7 Haziran tarihli bir Financial Times makalesinde yer alıyor.
Döviz kurları dalgalanmaya bırakılacak; ekonomi yeni bir dengeye ulaşacaktır. Bu “yeni denge”nin, Türkiye ekonomisinin 2018’in son çeyreğini ve 2019’un tümünü kapsayan bir küçülme süreci sonunda yerleşmesi beklenir. Artan işsizlik, düşen ücretler, zincirleme iflaslar doğal uzantılardır.
Bu uyum sürecinin bir IMF programı ile gerçekleşmesi yeğlenir.Küçülen ekonominin cari açığı eritmesi beklenir. O zaman programın çeşitli aşamalarına bağlanan IMF kredi dilimleri, ekonominin dış yükümlülüklerinin (banka alacaklarının) karşılanmasına tahsis edilir. Batık şirketlerin dış bankalara borçları da devletin borçlarına (IMF kredilerine) dönüşmüş olur.
Saray, bu tür bir programı Mart 2019 seçimlerinden önce sineye çeker mi?Direnme, hızlı sermaye çıkışlarını tetikleyecek; döviz borçlusu şirketler batacak; yerli bankaları sürükleyecek; finansal kriz hızla, sert boyutta patlak verecektir.
Saray, hükümete Mehmet Şimşek’i alırsa finans kapitale teslimiyet sinyali verilmiş olur.Geçici iyimserliğin kalıcı olması için IMF programı yararlıdır. O zaman finansal kriz içermeden küçülen bir ekonominin seçimlere yansıma riski göze alınmış olacaktır.
Belki de göze alınabilir.OHAL ortamı, kayyum yönetimine devredilen belediye örnekleriyle doludur.İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin muhalefete geçmesi gibi bir “yamukluk” dahi, aynı yöntemlerle niçin düzeltilemesin?Finans sermayesi demokrasi tutkunu değildir.
Mega-projeler askıya alınacak mı? Müteahhit-inşaatçı sermayeyi ihya eden yatırımlar, düzenekler frenlenebilecek mi? Türkiye gibi bir ekonominin yaratabileceği servet rantlarının, vurgun-avanta düzeninin sınırına gelindiği (“bu kadarına da şükür” denilerek) algılanacak mı?Sınırsız rant hırsı frenlenebilecek mi?
İslamcı faşizmin emperyalizme teslimiyeti kaçınılmazdır.
İşin özüne de gelelim: Patlak veren bunalım, emperyalizm-finans kapital-kapkaççı Türkiye burjuvazisi ve AKP iktidarının ittifakının ürünüdür. Faiz lobisi gibi sahte söylemler, ittifaktan kopma anlamına gelmez; işbirliği çeşitli biçimlerde devam edecektir.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.