- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 24 September 2019, Tuesday 18:06
- 2529 kez okundu
İzzettin Önder
Barış imzacıları yargıya taşınırken unutulan ifade özgürlüğü ilkesi, her nasılsa, Öcalan’ın terör suçundan aranan kardeşinin resmi TV kanalına röportajında hatırlandı. Planlansa olamayacak kadar ilginç rastlantıyla, kimi barış imzacıları için AYM’den başkanın oyu ile çıkan “ifade özgürlüğü kapsamına girer” hükmü de, hukuk sistemimizde oluşma aşamasındaki hukuksal lekeye son anda müdahale ediverdi. Ne var ki, hırsını alamayan kimi çevreler, işin aslını anlamadan dinlemeden peş peşe sipariş bildiriler yağdırdılar. Böylesi olaylar karşısında hep şu düşünceye kapılırım. Acaba yıllar sonrasında bir sosyal antropolog bugüne baktığında, yaşadığımız olayları nasıl yorumlar, hükmü ne olur? Geleceğin araştırmacıları bugünü incelediğinde, ülkenin terörle mücadelesinde güvenlik güçlerinin yöre halkına, ülkeye aidiyet bağını zayıflatabilecek derecede oransız şiddetten kaçınmasını salık veren yüzlerce akademisyenin terörle işbirliği içinde bulunmakla suçlanmış olmasını ve birçoğunun kurumla ilişkisinin kesilmesini anlamayacaklardır.
Aynı durum kesinlikle medya mensupları ve sosyal medya üzerinden suçlanmaları nedeniyle kimi yazar-çizer açısından da geçerlidir. Böylesi karanlık çölün ortasında bazen AYM, bazen de Yargıtay yüreklere inşirah salan kararlara imza atmaktadır. Umalım hukuka saygı anlayış ve etiği birinci derece hukuk kurumlarında da tezahür eder de, anlamsız yere üst mahkemeler işgal edilmemiş olur.
ÖZELLEŞTİRMELER KARŞISINDA BİR ZAMANLAR DANIŞTAY…
Tüm sistemlerde hukuk olgusu ve yargı sistemi bir üst-yapı kurumu olup, bu nitelikleri ile sistemin ideolojini hüküm ve uygulamaları ile korumakla yükümlüdür. Türkiye’deki hukuk sistemi ve uygulamasının diğer kapitalist ülkelerdekilerle karşılaştırılmasında görülen büyük fark, sistemden değil, maalesef, siyasetten kaynaklanmaktadır. İleri kapitalist ülkelerde hukuk sistemi kapitalizmi korurken, Türkiye gibi gelişmekte olan çevresel konumlu ekonomilerde hukuk sistemi siyaseti korumakla yükümlü kılınmaktadır. Diğer bir deyişle, aynı ekonomik sistemlerde görülen farklı hukuksal yapı ve işleyiş ülkeler arasındaki ekonomik düzey farkı ve emperyalizm ilişkisi bağlamında ortaya çıkar. Bunun çok tipik örneğini özelleştirmeler karşısında bir zamanlar Danıştay’da açılmış olan iptal davalarına artık yer vermeyen zamanla değiş(tiril)en yapılanma farkıdır. Emperyalizm kıskacındaki gelişmekte olan ekonomilerde iç ekonomik sıkışıklıklar yanında, emperyalist güçlerin ülke içindeki manevralarının denetim dışı tutma endişesiyle sermayeye karşı güçsüzleşen siyasi yapı ancak araçsallaştırılan yargı ile ayakta kalmaya çalışılır. Şu hale göre bir üst-yapı kurumu olarak hukuk sistemi ve uygulamasının sistemi koruması ile siyaseti koruması arasındaki fark siyasetin başarısı ile değil, tam tersi, başarısız siyasetin de facto yönetime başat olma çabası ile açıklanır. Hal böyle olunca, siyasi kadronun yönetim anlayışı hukuk sisteminin kadrolaştırılmasından kararların oluşumuna dek tüm alanlarda olumsuz etkisini yaşama geçirir. Türkiye’de HSYK vb örgütlerde Adalet Bakanlığının etkisi kadar, bizzat atamalarda siyasilerin başat etkisi hukuk sisteminin insanî dokusu üzerinde olumsuz etki icra ederken, böylesi yapılanmaların adaletin sağlanmasında siyasi erki başat kılma tartışması abestir. Hukuk sisteminin etki ve baskı altına alındığı, araçsallaşan hukuk sisteminin hak ve hukukun değil, siyasi erkin savunucusu konumunda işlediği bir ülkede, siyasiler de dâhil, hiç kimsenin hiçbir garantisi söz konusu olamaz.
İşin ilginç yanı, hukuksal işleyişi siyasi ve adi alanlar olarak kabaca ikiye ayırdığımızda, hukukun araçsallaşması siyasi alanda geçerli olup, adi alan olağan şekilde işliyor olabilir. Halk çoğunluğu ise daha çok adi alanla ilgili olduğundan, hukukun siyasallaşmasının siyasi erkin itibarının sarsılmasında fazla etkisi olmayabilir. Siyasi alandaki hukuksuzluklardan medya yoluyla haberdar olabilen aydın vatandaşların siyasi kanaatlerinin şekillenmesi söz konusu olabilmekle beraber, bir yandan medyanın baskı altına alınması, diğer yandan da bizzat halkın duyarlılık derecesi hukuku baskı altına almayı hedefleyen siyasi erkin ekmeğine yağ sürer.
YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNİ DAHİ HAZMEDEMEYEN BİR SİYASİ YÖNETİMDE…
İfade özgürlüğü, hiç kuşkusuz, evlatlarının peşine düşen acılı anaların da hakkıdır. Ne var ki, bu hakkın istimalinde farklı nedenlerle evladının peşine düşen analar arasında ayırımı yapmada hiçbir gerekçe haklı ve meşru görülemez. Her iki gurubun evlatları da yıllar öncesinde aileden farklı sebeplerle kopmuş veya koparılmıştır. Bir gurup ananın ıstırabının ilk günden ateşlenmeye başlamış olması, diğer gurubunkinin ise, nasıl olmuşsa(!), yıllar sonra ve aniden ateşlenmiş olması aralarında fark gözetilmesinde etken olamaz. İki gurup analar da aynı ıstıraptan mustarip olduğuna göre aynı muameleye tabi olmalıdır. Devletin görevi, anaların evlatları hangi olayda, kimler tarafından ve nasıl etkilenmişse, önce sorumluları tarih huzuruna çıkarmak, saniyen böylesi olayların tekrarının önlenmesini sağlamaktır.
Teröre karşı mücadele, mikrobun çekiçle öldürülmesinin olanaklı olmadığı bilinciyle yürütülecek kapsamlı akılcı politika ve önlemlerle olanaklıdır. Terör “kelle” hesabı ile hedefe koyulamaz; terör, sebebine bağlı olarak, bir tür sosyal organizmadır ve her organizma gibi canlıdır, sebep ortadan kaldırılmadıkça, zamanla üremeye eğilimlidir. Bu mantığın geçerliliği bağlamında, Türkiye üzerinde terör estirerek siyasi ya da sair emellerine ulaşmak isteyen dış güçlerin en temel etkili olma aracının çatışma stratejisi olduğu görülmelidir. Üstelik Ortadoğu gibi bir cehennemde meselelere olabildiğince akılcı ve suhuletle yaklaşım yaparak, emniyet önlemleri kadar siyasi ve yönetsel önlemlerin de elden bırakılmaması ülkenin ve halkımızın lehinedir.
Terörün ve siyasi çalkantının ekonomi ile bağlantısı açıktır. Çok yönlü açıklar ve dış bağımlılıklar altında sürdürülen politikalar bağlamında meselelerin kısa vadeli çözümlerinden tedricen uzun vadeli çözümlerine yönelmemiz kaçınılmazdır. Maalesef, olayın düğümlendiği yer de burasıdır. Zira çözülecek kısa vadeli meseleyi siyaset, orta ve uzun vadeli meseleyi ise ekonomi olarak koyduğumuzda, karşılıklı etkileşimde çözümsüzlük karşımıza çıkmaktadır. Her şeye rağmen, sistemik adaletsizliklerin azaltılabilmesi kadar bizzat adaletsizliğin de anlatılabilmesi için hukuk sisteminin mutlaka özerkleştirilmesi, bu bağlamda olağan parlamenter ve kuvvetler ayırımı sistemine geçilip, fiili siyasetin arkasında bağımsız parlamento, yürütme organı ve yargı organı oluşturulmalıdır. Seçim yasası ile parlamentonun bir partinin ağırlığını değil, toplumu oldukça yaygın temsil eden bir sistem oluşturulmalıdır. Ne var ki, böylesi arzulanan değişim yerel yönetim seçimlerini dahi hazmedemeyen bir siyasi yönetimde kesinlikle kurulamaz. Yolumuz, kurucu meclis marifetiyle yeni anayasa ve yeni siyasi iktidarın oluşmasında aydınlanabilir.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.