- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 29 April 2019, Monday 9:03
- 2963 kez okundu
Aydın SEZER / birgun.net
Türkiye seçim gündemini henüz atlatamadan şimdi de S-400’ler üzerinden ABD ile yeni bir gerilimin eşiğine gelmiş durumda. BirGün'den Yusuf Tuna Koç, Türkiye'nin hem NATO içerisindeki pozisyonunu hem de Erdoğan’ın Suriye politikasını doğrudan etkileyen bu süreci eski Moskova Ticaret Müşaviri, Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer ile konuştu...
- S-400 meselesinin temelde yarattığı sorunun sebebini sormak istiyoruz ABD’nin bu kadar sert şekilde karşı çıkmasının ve en başta Erdoğan’ın böyle bir alışverişe yönelmesinin sebebi sizce nedir?
- Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, bu konu medyada doğru yansıtılmıyor. ABD yetkilileri, Türkiye’nin S-400 alımı ile ilgili olarak bugüne kadar doğrudan ‘alamazsınız’ gibi bir ifade kullanmadı. Onların ön plana çıkardığı mesele bir yönüyle işin teknolojik boyutu. Bu basit bir diplomatik karşılık meselesi değil. İşin teknolojik istihbarat boyutunu çok önemsiyorlar. Çünkü, bahsi geçen F-35’lerin kimi parçaları Türkiye’de üretiliyor. Dolayısıyla üretici firma, L. Martin hem S-400 ithal eden hem de kendi ürettikleri bir nevi rakip teknolojik uçakların parçalarının üretildiği bir ülkede kendi teknolojilerine ait önemli istihbaratın sızabileceği korkusu yaşıyor. ABD’nin verdiği tepkinin sebebi ilkin budur.
İkinci olarak, NATO da farklı bir sebepten ötürü itiraz ediyor, daha doğrusu kaygısını belirtiyor. Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak, S-400’lere sahip olmasının, askeri teknoloji konusunda entegrasyona zarar vereceğini, NATO’nun işleyişlerini bozabileceğini düşünüyorlar. Ortada hava sistemlerinin hacklenebilmesi ihtimali de yatıyor. Dolayısıyla NATO da "Madem Türkiye bizim üyemiz, hava askeri teknolojilerini, uçaklarını da bizden sağlasın" diyor. Bu iki mesele birbirinden farklı kaygılar. Türkiye, S-400’lerin alınma sebebi olarak yüksek irtifa hava savunma sisteminde doğan ihtiyacı gösterdi. Fakat, eğer sebep buysa ve bu konuda bir ihtiyaç varsa, bu sürecin sonunda F35 ile Patriotları alamayacağız ve daha da ciddi bir hava savunma sistemi zaafiyetimiz oluşacak. Çünkü, karşı taraf da bu sefer bize askeri ihracat anlamında ambargo uygulayacak ve bu savunma sistemlerimizi daha da zayıflatacak. Dolayısıyla gösterilen sebep, olası sonuçlarla uyuşmuyor. Kanımca burada asıl mesele iç politikaydı. Erdoğan’ın NATO’ya, ABD’ye başkaldırıyor görüntüsünün iç politikada alıcısı var. Çünkü mesele eğer zafiyet meselesi ise bu hamle çok daha ciddi bir zafiyet yaratacak. O yüzden S-400 meselesi tamamen iç politika malzemesiydi.
- Sizce S-400 restleşmesinin altında Türkiye’nin ABD ile Suriye üzerinden yaşadığı anlaşmazlığı da arayabilir miyiz?
- Doğrudur. Suriye meselesi de dahil buna. Biz Suriye iç savaşı başladığı zaman kimlerle müttefiktik ve kimle yola çıkmıştık? Biz orada ABD ile beraberdik ve ÖSO ile çalıştık, Esad’ı devirmek için. Fakat, sonrasında Rus uçağının düşürülmesi olayı bizim için durumu değiştirdi. Türkiye’nin o dönem Rusya ile gerilim içerisine girmesi bir süre için sahadan çekilmemize sebep oldu. ABD o dönem bu boşluğu Kürtlerle ittifak yaparak doldurdu. Nitekim o dönem savaşın da doğrultusu değişmişti. IŞİD ile savaş haline dönüşmüştü. ABD bölgede aktif bir güç olarak YPG ile iş birliğine girdi. Biz Rusya ile sorunumuzu çözüp tekrar sahaya indiğimizdeyse, Erdoğan ABD’ye “YPG ile ittifak kurma, biz senin doğal müttefikiniz, bizimle beraber ilerle” dedi. ABD seçimini o dönem YPG’den yana kullandı. Sonrasında Türkiye aslında iki buçuk yıl önce gerçekleşen bu meseleyi sürüncemede bıraktı ve bugüne kadar getirdi. Yani, bugün ABD ile Kürtler üzerinden karşı karşıya geliyoruz ve bir yol ayrımındayız. Türkiye ABD’ye meydan mı okuyacak yoksa işbirliğine mi gidecek? Eğer işbirliği içinde olunacaksa, Halkbank meselesinin, İran ambargosu meselesinin ve S-400’lerin masada olmaması gerekiyor, Türkiye’nin bu konularda durduğu pozisyonu değiştirmesi gerekiyor. Yani hem iş birliğine niyetli olup hem S-400 ısrarıyla olmaz. Açıkçası bu ikilem de zaten sürekli kendisini milli ve yerli addeden bir siyasi iktidar için çok ucuz bir savunma.
- Geçtiğimiz dönemde Trump’ın Erdoğan ile bir telefon görüşmesi olmuştu. O görüşmede ve sonrasında hatta Trump Suriye’den çekileceklerini duyurmuştu ve ondan sonra görece daha sakin ilerlemişti ABD-Türkiye ilişkileri. O günden bugüne ne değişti?
- Trump’ın telefonundan önce, TSK Fırat’ın doğusuna yapılacak bir operasyon için tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Fakat Trump’ın arayıp Suriye’den çekiliyoruz demesiyle beraber müdahale kararı ertelenmiş oldu. Öyle bir algı oluştu ki o dönem, onlar hemen çekilecek biz de hemen operasyona başlayacağız. Bu algı da tabii yine iç politikaya yönelik bir algıydı fakat bunun böyle olmadığı kısa süre içerisinde görüldü. O telefondan kısa süre sonra, Trump, “Kürtlere müdahale ederseniz ekonominizi mahvederiz” diye açık bir tehditte bulundu hatırlarsanız. Türkiye ise buna yönelik herhangi bir tepki veremedi. Ardından da ABD’nin Suriye’nin geleceğine ilişkin planları ortaya çıkmaya başladı. Bir tampon bölge planından söz edildi. Fakat onların bu tampon bölgeden kastı Kürtlerin korunmasına yönelikti. Burada, o tampon bölge Türkiye ile Kürtler arasında olacakmış gibi bir algı oluşturuldu. Tüm bunların üzerinden üç buçuk ay geçti şimdi. Türkiye bugüne kadar ne bir müdahalede bulundu ne de köprüleri attı. Şu an Türkiye dış politikasındaki temel sorun da bu: belirsizlik. Bu belirsizlik dışarıdan da belli oluyor zaten. Yani sadece ABD açısından değil Rusya TV’lerinde de konuşuluyor, bu gerçeklikten bahsediliyor. Orada da S-400’lerin Türkiye için bir iç politika malzemesi olduğu konuşuluyor. Şu an Türkiye’nin net bir planı yok. Ya bu S-400’leri alacağız ve geldiklerinde ona göre bir politika izlenecek ya da bu durum sürüncemede kalacak fakat işin diğer bir boyutu bu gerilimin sürmesi ekonomik sıkıntıları da büyütüyor. Yani o restleşmeyi yapabilecek ekonomik şartlarda değiliz şu an. Dolayısıyla TSK’yi güçlendirmek adına attığımız adım, böyle başlanan süreç şu an devasa ekonomik sorunlarımızın içine evrilmiş durumda.
- Suriye’nin bundan sonra nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz peki? Ve Türkiye’nin pozisyonu nasıl olacak bundan sonra?
- Türkiye bu savaşın başından bugüne kadar hem Batı güçleriyle hem Rusya ile savaşın her aşamasında yer almış ve tüm zararını da görmüş bir ülke. Yani ‘Esad gitsin’ diye çıkılan yolda şimdi ‘Esad’ı tanıyacak mıyız?’ noktasına gelindi. O noktada da “işte Kürtler ve PKK ikinizin de ortak gerilim kaynağı, Esad ile barışın” deniyor. Suriye kendine özgü bir ülke, çünkü orada çok farklı kimlik, etnik unsur olmasından dolayı süreç de farklı ilerliyor. Örneğin Türkiye şu an İdlib’de. Orada Astana sürecinden dolayı aslında Esad ile koordine halinde asker bulunduruyoruz, Rusya’dan desteğiyle. Orada bulunmamız asıl amacı HTŞ gibi terör gruplarından bölgeyi temizlemek. Bu açıdan da bir meşruiyeti var. Fakat aynı şeyi Fırat Kalkanı ve Afrin meselesi için söyleyemiyoruz. “Orada meşruiyet yok" diyorlar. Fırat’ın doğusunda rejimden (Esad) çok Kürtlerin ve ABD’nin ne söylediği daha çok öne çıkıyor. Bizim için bundan sonra verilebilecek en iyi karar da Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunabilmesi. Ama bu bütünlük hangi otorite altında sağlanacak. Esad’ın görevde kalacağı noktasında artık tüm aktörler hem fikir. Türkiye’nin bu fikirde olmaması bizim menfaatimize değil çünkü orada artık rejim ile birlikte hareket edilmesi gerekiyor. Yani savaş bittikten sonra da orada kalmanın yollarının düşünülmesi de gerekiyor. Nitekim Suriye’de bütünlük sağlanmadığı sürece oradaki yakıcı terörün hem bize hem onlara zararı devam eder.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.