- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 July 2019, Monday 8:29
- 2641 kez okundu
Korkut BORATAV / sol.org.tr
Ekonomik krizin Haziran 2019’da kritik bir yol ayrımına ulaştığını düşünüyorum. Krizin aşamalarını hatırlatmakla başlayalım. Yol ayrımına böylece yaklaşalım..
Kronik kırılganlıklardan güven bunalımına
2018 ortalarında uluslararası ekonomi dingindir; Türkiye gibi yüksek dış kırılganlık taşıyan ekonomileri tedirginleştirecek bir ortam yoktur.
Dış gözlemciler, Türkiye ekonomisinin seçim konjonktürü içinde fazlaca ısındığının farkındadır. Yine de ekonominin Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında “normale” döneceği beklentisi yaygındır. Geçmişte daima böyle olmuş; her seçim sonunda finans kapitalin AKP iktidarına güveni tazelenmiştir.
Mart 2018’de ekonominin 12 aylık dış finansman gereksinimi (cari işlem açığı dahil) 237 milyar dolardır; millî gelirin yüzde 31’ine ulaşmıştır. O tarihlerde bir Türkiye raporu yayımlayan IMF uzmanları da benzer tespiti yapacak; bir dış borç krizi olasılığına dikkat çekecek; malî disiplin ve sıkı para politikası önerecektir.
Cumhurbaşkanı ise, “başka telden çalmaya” kalkıştı. Mayıs’ta (ne hikmetse) TCMB özerkliğine, sıkı para politikalarına karşı bir polemik başlattı. Aynı sert söylemi Londra’ya, doğrudan doğruya finans çevrelerine taşıdı. Bu “aşırılıklar”, ekonomiden sorumlu (eski Merrill Lynch uzmanı) Mehmet Şimşek tarafından bir süre “telafi” edildi. Ne var ki seçim sonrasında oluşan yeni kabinede Şimşek’in yerini damat Albayrak aldı.
Türkiye’nin 237 milyar dolarlık dış kaynak finansmanını üstlenecek çevrelerde AKP iktidarına karşı “güven bunalımı” böyle oluştu.
Güven bunalımından döviz krizine
2003-2015 yılları, AKP iktidarının, Türkiye ekonomisinin yapısını, işleyişini, büyüme temposunu dış kaynak hareketlerine bağladığı bir dönemdir. Bu bağlantılar, ekonomik yönetimin ana kurallarının finans kapital tarafından belirlenmesini gerektirir.
“Finans kapital” kimdir? Başta IMF olmak üzere üyesi olduğunuz uluslararası ekonomik örgütler… Dev uluslararası bankalar… Sonra (Moody’s vb.) uluslararası derecelendirme kurumları… New York’tan, Londra’dan astronomik fonları yöneten finansal şirketler… Bunların “ayak takımı” olan yatırım uzmanları…
- ekonomileri yönetenler, bu çevrede “güven bunalımı” yaratırlarsa ilk tepki dış finansman musluklarının kısılması olur. İlk aşamada sonuç, bir döviz krizidir.
Türkiye’de de böyle oldu: Ağustos-Aralık 2018’de yabancı sermaye hareketlerinde 4,5 milyar dolarlık “net çıkış”gerçekleşti. Buna “kayıt dışı ve yerli” sermaye hareketlerini ekleyin: Toplam (net) sermaye akımları eksi 10,8 milyar dolardır. Bu iki dış kaynak akımını kriz öncesi (2017’nin aynı beş aylık dönemi) ile karşılaştırın: 20 ve 18 milyar dolarlık net giriş belirleyeceksiniz.
“Artı” değer taşıyan, yani ekonomiye net giriş gösteren sermaye hareketleri “eksi”ye (“net çıkış”a) dönüşmüştür. Aradaki fark ekonomiyi sarsan dışsal şoku verir: 2017 ve 2018’in Ağustos-Aralık aylarında yukarıda verdiğim yabancı sermaye akımlarını (milyar dolar olarak) karşılaştırın: +20,0 → -4,5… Ulusal ekonomi eksi 24,5 milyar dolarlık bir dışsal şok ile yüz yüze gelmiştir.
Aynı karşılaştırmayı (yerli ve kayıt dışı hareketleri de içererek) toplam sermaye hareketleri için yapınız. +18,0 → -10,8 milyar dolar… Bu büyüklükler de Türkiye ekonomisinin 2018’in son altı ayı için eksi 28,8 milyar dolarlık bir dışsal şok ölçümü verir. 2018’in dolarlı millî gelirinin (kabaca) %3,5’ine ulaşan bir kriz etkeni…
Döviz krizi böyle oluştu.
Döviz krizi patlak verince iktidar paniğe sürüklendi. Yeni bakan Eylül’de Londra’ya gitti. Finans çevrelerince “eğitildi”. Döner dönmez IMF’nin Türkiye raporundaki önerileri içeren bir Yeni Ekonomi Politikası (YEP) belgesi yayımladı. TCMB politika faizlerini yüzde 24’e çıkardı. Cumhurbaşkanı ekonomik konularda sustu; ama YEP’in McKinsey tarafından denetlenmesini önledi.
Finans çevreleri, iktidarın TCMB’yi yönetme hevesinin son bulmasından hoşnuttur; ama programdaki kemer sıkma hedeflerinin uygulanmayacağını da bilmektedir. Albayrak, Nisan’da YEP’in “Yapısal Uyum” boyutu üzerinde Washington’da tuhaf bir sunum yaptı; ciddiye alınmadı.
Esasen geç kalınmıştır. Güven krizi, sonraki aşamalarına geçmiştir.
Döviz krizinden ekonomik krize…
Döviz fiyatlarındaki sıçrama, yüksek döviz borçlusu şirketleri bunalıma sürükledi. Net döviz pozisyonları yüksek açık veren şirketler öncelikle etkilendi. Mart 2018’de şirketlerin net döviz açığı 221 milyar dolardır; dolarlı millî gelirin yüzde 29’u civarında… Sonunda uluslararası bankalarca “döndürülmesi” gereken bir dış finansman yükü...
Ödenemediği ölçüde üretime yansıdı; daralma, inşaat sektöründe yoğunlaştı; istihdamı, GSYH’yı aşağıya çekti. İktidar bütçe dışına da taşarak kamu harcamalarını pompalamaya çalıştı; o kadar… Haziran 2019’da bu telâfi yönteminin sınırlarına ulaşıldı.
Yine de ekonominin küçülme temposu sınırlı kaldı. Altı kriz ayının (Ekim 2018-Mart 2019’un) millî gelir (GSYH) istatistiklerine bakınız: %2,8 oranında düşme gözleyeceksiniz. Bu krizin GSYH ile ölçülen boyutu, on yıl önceki (2008-2009 tarihli) bunalımın gerisindedir: O krizin ilk altı ayında GSYH yüzde 10,7 oranında küçülmüştü.
İç talep ve üretim istatistikleri 2019’un Nisan-Haziran döneminde de ekonominin daralmakta olduğunu gösteriyor. Sonrası?
Öngörülerden biri, dokuz ayını şimdiden yaşadığımız ekonomik krizin 2019’da son bulmasıdır. Daha sonrasında (belki de kalıcı olarak) durgunlaşan bir ekonomiye geçiş… OECD, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 2,6 küçüleceğini; 2020’deki büyüme hızının yüzde 1,6’da kalacağını öngörüyor.
Ekonomik krizden toplumsal bunalıma…
Kriz, millî gelirde yüzde 3’ü aşmayan bir daralma temposu ile “geçiştirilse” dahi, toplumsal sonuçları daha sert olmuştur. İşgücü piyasalarındaki gelişmeler bir toplumsal bunalım tablosu oluşturmaktadır.
TÜİK istatistiklerine bakalım. 15-64 yaş grubunu alalım; reel ekonominin bunalıma girdiği altı ayı kapsayalım. Ekim 2018-Mart 2019’un ortalamalarını on iki ay öncesiyle (Ekim 2017-Mart 2018) ile karşılaştırıyorum.
En sınırlı (“dar”) işsizlik tanımını kullanıyorum. Altı ayın ortalama işsizlik oranı artmıştır: ,6 → ,8. İşsizliğin geniş tanımlı boyutuna, ayrıntılı dökümüne girmiyorum. DİSK-AR’ın Mayıs 2019 İstihdam ve İşsizlik Raporuhepsini kapsıyor. Gençlerin, üniversite diplomalıların güvencesiz işsizliği… Bu umarsız kâbusu yaşayanlar, tanık olanlar bilir.
Mutlak sayılara bakalım. İşsizlerin son altı aylık ortalama sayısındaki bir milyonun üstünde (1.018.000 kişilik) sıçrama gözleniyor. Trajik bir bulgu….
İstihdam artarken işsiz sayısının yükselmesi elbette üzücüdür; ama tek başına ekonomik bunalım anlamına gelmeyebilir: Örneğin 2016-2018’de ekonomi ortalama yüzde 4,7 oranında büyümüş; istihdam artmıştır; ama yıllık ortalama işsizlik oranı ,5’ten ,2’ye çıkmıştır. Zira, bu büyüme temposu dahi yetersiz kalmış; işgücüne yeni katılan gençlerin bir bölümüne istihdam sağlayamamıştır.
Türkiye’nin son durumu bu açıdan daha da ağır bir toplumsal bunalımdır. Zira, istihdam düşmektedir; işsizlik çalışan işçi sınıfına da yansımıştır: Ekim 2018-Mart 2019’da Türkiye’de ortalama istihdam, neredeyse yarım milyon (495.000 kişi) daralmıştır.
Bugünkü kriz, OECD’nin öngördüğü gibi Türkiye’yi yüzde 1,6’lık bir durağan büyüme patikasına taşımaktaysa, Türkiye’nin toplumsal krizinin kronikleşmesi değil, ağırlaşması gündemdedir: Var olan istihdam düzeyinin dahi sürdürülemeyeceği; işten çıkarmaların yaygınlaşacağı bir Türkiye…
Dış borç krizi gündemde mi?
Döviz krizini reel ekonomiye taşıyan şirketlerin döviz yükümlülükleri hafifleyebildi mi? Yabancılara dönük yükümlülüklerin karşılanamaması bir dış borç krizi anlamına gelir. Gündemde midir?
Bu soruyu, uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s “evet” diye yanıtlıyor. Nedenleri, 14 Haziran’da Türkiye’nin, 18 Haziran’da on sekiz Türk bankasının kredi puanlarını açıklayan gerekçelerde yer alıyor.
Bu gerekçeleri tartışmayı ileriye bırakıyorum. Mart 2018-Haziran 2019 arasında Türkiye’nin dış kırılganlık göstergelerinin seyrini de aynı çerçevede incelemeyi düşünüyorum.
Şimdilik kısa bir tespitle yetineceğim: İktidar, bu konuda hareketsizdir. İç borç krizini hafifletmesi beklenen enerji ve gayrimenkul fonları (bildiğim kadarıyla) oluşmamıştır; en azından işlememektedir .
Bankalar, takipteki ve sorunlu alacaklarını büyük ölçüde kendi başlarına çözmeye çalışmaktadır. Şirketlerin döviz risklerinin önemli bölümlerinin yerli bankalara aktarıldığını gösteren veriler var. Geçmişte, uluslararası banka kredilerini Türkiye’deki şirketlere devretmiş olan bankalarımız, bugünlerde bu kredilerin yenilenmesi, ödenebilmesi çabası içindedir.
Moody’s’in 18 Haziran tarihli Türkiye notu da bu olguyu vurgulamaktadır.
Bu tür riskler çözülemezse, Türkiye ekonomisinin yukarıda tartıştığım döviz krizi → ekonomik kriz → toplumsal bunalım → durgunlaşma aşamalarını içeren 2018-2020 güzergâhı aksayacaktır: Dördüncü halkaya dış borç krizi eklenecek; bunalım derinleşecektir.
Sonrası? Ben bilemem; ama iktidara göre “Allah kerim…”
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.