- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 June 2019, Monday 18:01
- 2920 kez okundu
Korkut BORATAV / sol.org.tr
2004’te Türkiye’den 10-15 kişilik bir grupla Hindistan’ın Mumbai kentindeki Dünya Sosyal Forumu’na katıldık. Dünyanın dört köşesinden, öncelikle Güney’den gelen ve sermayenin sınırsız tahakkümüne, “başka bir dünya mümkün” sloganıyla başkaldıran insanlarla bir araya geldik.
Forumu, Hindistan emekçilerinin, solcu partilerinin örgütleri, temsilcileri düzenlemişti. Onlarla tanıştık, görüştük, tartıştık. Yeni Delhi’deki Jawaharlal Nehru Üniversitesi’nin Marksist meslektaşlarımızın çağrısına da uyduk; seminerlerine katıldık. Bu dostlarımızı daha sonra Türkiye’de ağırladık. Bilimsel iletişimi sürdürüyoruz.
O tarihten bu yana Hindistan’ı, sol siyasetin sorunları açısından izlemeye, öğrendiklerimi okurlarımla paylaşmaya çalıştım. Bugün de faşist bir siyasetçiyi (Narendra Modi’yi) tekrar iktidara getiren seçimlere (ve evveliyatına) göz atmak istiyorum.
2004-2013: Hindistan solunun yükselişi
Mumbai’deki Dünya Sosyal Forumu Ocak 2004’te gerçekleşmişti; beş ay sonra da Hindistan’da parlamento seçimi yapıldı.
O seçim, hem Hindu köktendinciliğinin temsilcisi, hem de yabancı-yerli büyük sermayenin gözdesi olan BJP’nin beş yıllık iktidarına son verdi. Hindistan Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan Kongre, seçimden birinci parti olarak çıktı.
İki komünist partinin örgütlediği Sol Cephe de federal meclise 59 milletvekili gönderdi. Meclis başkanlığına bir komünist seçildi. Komünistler üç eyaletin (Batı Bengal, Kerala, Tripura’nın) yönetimini de kazandı.
Sol Cephe partileri, Kongre iktidarını beş yıl boyunca dışardan destekledi. 1991’de başlatılan ve BJP iktidarı altında hızlanan neo-liberal savrulma bu sayede frenlendi; bölüşüm ilişkilerinde emekçi sınıflar lehine adımlar atıldı.
2009 seçimlerini de Kongre önde bitirdi. Komünist partiler oy oranlarını korudu; ama, iki sosyalist partinin Sol Cephe’den ayrılması nedeniyle milletvekili sayıları 20’ye düştü. Kongre hükümetinin parlamento çoğunluğu, bu dönemde de komünist milletvekillerinin dışarıdan verdiği destekle sürdürüldü.
BJP’nin iktidar yıllarında filizlenen Hindu köktendinciliğin devlet aygıtına bulaşması 2004-2013 arasında önlendi.
Narendra Modi: Hindu faşizminin iktidarı
2014’te ise, BJP’nin liderliğine Hindu faşizminin militan bir temsilcisi olan Narendra Modi geçti; seçimden ezici bir üstünlükle çıktı. 542 milletvekilinden oluşan parlamentoda 282 sandalye kazanarak tek parti iktidarını başlattı.
Kongre ise, 44 milletvekili ile Hindistan siyasî tarihinin en ağır yenilgisini aldı. İki komünist parti de kayıplara uğradı.
Hint siyasetinin 2014’te “parlayan yeni yıldızı” Modi’yi kısaca hatırlatayım: Siyasette yükselmesi Gujarat Eyaleti Başkanlığı ile başlamıştır. 2002’de bu eyalette bini aşkın Müslüman’ın ölümüyle sonuçlanan kıyımdan sorumlu tutulmuş; ancak yargılanmamıştır.
Modi’nin kimliği hakkında ilginç bir tespit, klinik psikolog ve siyaset bilimci bir yazar (Ashish Nandy) tarafından yapılmış. Nandi, başbakanlığından birkaç yıl önce Modi ile yaptığı bir röportaj sonrasında izlenimlerini kaleme almış: “Kaskatı fanatizm, kısıtlı bir duygusallık, paranoid ve saplantılı bir kimlik… Hindistan’a karşı her Müslümanın potansiyel bir terörist ve hain olarak yer aldığı evrensel bir komplo teorisini çok sakin, ölçülü bir üslupla anlattı. Röportajdan sarsılarak çıktım; zira klasik ve klinik bir faşist vaka ile ilk kez karşılaşıyordum. Potansiyel bir katil, bir katliamcı da aynı kategoriye girer.”
Hindistan 2014 sonrasında beş yıl boyunca bu faşist siyasetçi tarafından yönetildi.
Hindu milliyetçiliği akımını faşist bir harekete dönüştüren örgüt RSS’dir. Hindu kimliğini (“Hindutva”yı) yabancı etkenlere karşı korumayı savunan bir ideoloji, Hindistan’ı Müslümanlardan arındırma özlemine dönüşmüştür. Ne var ki 190 milyonluk Müslüman halk, nüfusun yüzde 14’ünü oluşturmaktadır. Hindistan Anayasası’nın laik özelliği ve geçmiş iktidarlar bu köktendinci/ırkçı programı engellemiştir.
2014 sonrasında ise Hindutva gericiliği, devlet aygıtına ve güncel hayata taşınmaya başlandı. Modi iktidarının bazı marifetlerini hatırlatayım:
RSS militanları ve milisler, güncel hayatta çok sayıda “Hindu duyarlılığını ihlal” vesileleri “keşfetti”; “sorumlu” Müslümanları cezalandırdı. Çok sayıda Müslümanın (çoğunlukla linç edilerek) öldürüldüğü; eylemcilerin güvenlik güçleri tarafından korunduğu haberleştirildi.
1975 Olağanüstü Hal döneminin kalıntısı olan “Terörle Mücadele Yasası” muhalif, solcu, Müslüman aydınlara karşı uygulanmaya başlatıldı.
2019 seçim kampanyasının sloganlarından biri, “Hinduyuz ve gurur duyuyoruz…” oldu. Modi’yi eleştirenlere sosyal medyada, “Pakistan’a git…” diye saldırıldı.
“Hindutva faşizmi”, Türkiye’nin “İslamcı faşizmi”ni on iki yıllık bir ara ile izlemektedir. Bu iki hareketin, liderleri, uygulamaları ve sonuçları arasındaki paralelliklere geçmişte dikkat çekmiştim.
2019 seçimleri: Faşist iktidar yerleşiyor
Hindistan’ın federal bir cumhuriyet olduğunu hatırlatalım. Yerel, etnik, dinsel farklılıklara, kastlara dayalı partiler eyaletlerde öne çıkar. Bu dağınıklık bazen parlamentoya da taşınır. Bu olasılığa karşı BJP ve Kongre, son genel seçime çok sayıda yerel partiyi içeren ittifak listeleri içinde girdi.
2014 ve 2019 seçim sonuçlarını, milletvekilliklerinin partilere dağılımı açısından karşılaştıralım:
BJP: 282 → 303… Modi’nin partisi, 542 sandalyeden oluşan parlamentodaki çoğunluğunu artırmıştır. Tek parti iktidarı beş yıl boyunca güvence alındadır; “ittifak” listesindeki partilerin desteği de gerekli değildir. Sonraki dönemlere de taşınacak BJP iktidarı öngörüsü yaygındır.
Seçim sonuçları kesinleşince Modi, İran’dan petrol alımına son vereceğini açıkladı. Mumbai borsa endeksi (SENSEX) hızla yükseldi. Borsa endeksleri, sermayenin kolektif iradesini yansıtan en güvenilir göstergedir.
Kongre: 44 → 52… Hindistan Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan Kongre’nin beş yıl içinde sekiz milletvekillik kazancı, beklentilerin çok altındadır. Nehru sülalesinin en genç temsilcisi Rahul Gandi liderliği tartışmalı hale gelmiştir.
İki komünist parti: 10 → 5… Yüzyılın başında Hindistan komünizmi, ülke siyasetinin ana eksenlerinden birini oluşturuyordu. Sendikalarda, köylü ve öğrenci örgütlerinde komünistler hâlâ etkilidir; ancak, parlamenter siyasette ve eyaletlerde marjinalleşmektedir. 2019’da komünistlerin (Sol Cephe’nin) yönettiği eyaletlerin sayısı Kerala ile sınırlı kalmıştır.
Marksist meslektaşlardan kısa yorumlar
Faşistlerin yönetimi, tek başına faşizm anlamına gelmez. Ama, uzun sürerse bu dönüşüm kaçınılmaz olabilir. Hindistan bu eşiği geçmekte midir?
Türkiye örneğini de düşünerek Jawaharlal Nehru Üniversitesi’nden iki meslektaşıma (Jayati Ghosh ve J.P. Chandrasekhar’a) bu soruyu sordum. Kısa yanıtlarını aktarıyorum:
“Durumumuz üzücüdür. Modi’nin yükselişinde, şirketlerin çok güçlü desteği ve (sürekli saldırılara direnen birkaç cesur istisnayı saymazsak) iktidara tamamen uyumlu bir medya rol oynadı.”
“BJP Hindistan tarihinin (belki de dünyanın) en zengin partisidir. Çok büyük kaynaklara el koyduklarını unutmayalım. Ayrıca, anında emirleri uygulayabilecek milislerden oluşan, davaya adanmış vurucu güçleri ve RSS vardır.”
“Ana muhalefetin ve solun da hataları oldu. Ama, bu hatalar, Modi hükümetinin kapsamlı başarısızlıkları yanında önemsizdir. Hükümetin hatalarına tepkiler, sahte bir milliyetçiliğe ve Müslüman-karşıtı nefret dalgasına yönlendirildi. Bu hataların örtbas edilmesinde ana-akım medya ile BJP’nin beslediği aşırı aktif, kalabalık sosyal medya trolleri etkili oldu.”
“Öte yandan, Hindistan’ın anlamlı bölgesel farklılıklar taşıyan çok büyük bir ülke olması, çoğunluğu kucaklama iddiası taşıyan dinsel bir gündemin hazmedilmesini güçleştirmektedir. Bu çeşitlilik, gelecek için daha iyimser olmamıza kapı aralıyor.”
Meslektaşlarımız Pankaj Mishra’nın şu teşhisine de katılıyorlar: “Modi’nin işlevi bir yandan kapkaççı bir kapitalizm ivmesini hızlandırmak, bir yandan da yılgın ve kızgın bir halkı, Müslümanlara, azınlıklara, göçmenlere, solculara, liberallere karşı kışkırtmak oldu.”
Meslektaşlarımız, Modi döneminde Hindistan’ın “ekonomik başarım cilası”nın, istatistiklerle de oynanarak abartılan sahteliğini çözümlemiş; eleştirmişlerdi.
İleride, bu ve benzeri bulguları da gözden geçirmek üzere…
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.