- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 24 July 2019, Wednesday 8:54
- 2696 kez okundu
Hazırlayan: Vedia Maral
NAİM TİRALİ
İki Şalom Arasında
(Gezi Notları)
MİLAS’A ŞALOM
Nezih Okuş’un Manevi Varislerine..
I-
Gazetelerde, gezi yazıları, röportajları yayınlanan Naim Tirali’nin edebi metinleri de vardır. Uzun sure once yazılan öyküleri hâlâ okunanlar listesindedir. Öyküleri, basın yazıları ‘temiz bir dilin’ yanısıra sadece ve pürüzsüzdür. Sade söyleyiş/yazış basitliğe kapı açar diye düşünülür. Duru yazım, en karmaşık duygu ve düşünceleri sıradan sözcüklerle aktarabilmektir. İyi anlatım sağlanması halinde konuya derinlik katması olasıdır. Usta işi bu değil midir? Yazarın kafasında var olan mevcudu okuyucuya iletmesinin en hayırlısı, bu biçimdir. Tam bu noktada Nobel edebiyat ödülü alan G.G.Marquez’in konuya ilişkin, ‘okuru bir cümleyi baştan okumak zorunda bırakamayız’ sözü önemlidir.Bu sözün en güzel yanı, bunu söyleyen Marquez’in ‘büyülü gerçeklik’ türünün ağır toplarından olmasıdır. Bu da sözün önemini daha bir artırmaktadır.
Milaslı hocamız Şair Nahit Ulvi Akgün, O’nun için şöyle diyor: “Naim, zekasının ışığını, ruhumuzun derinliklerinde gezdimesini biliyor”.
Naim Tirali, 50’li yılların sonuna doğru bir yazısından dolayı, gazetecilerin başına şimdilerde sık sık gelen, cezaeviyle tanışır. En şerefli basın nişanı böylece kendisine layık görülmüştür.
Ve kendisi hem edebiyat hem basın tarihinde yerini alır.
II-
‘İki Şalom Arasında’ kitabında, bugün değşen bakış açıları, çıkmayan öngörüler var. Fakat üzerinden 50 küsur yıl geçmesine ragmen şaşırtıcı derecede ‘tazeler’. O yıllarda yazılanların bir çoğu okunamaz hale gelirken, Naim Tirali’nin genç kalan satırları, genç arkadaşlar tarafından rahatlıkla okunabilir.
‘İki Şalom Arasında’ kitabının alt başlığından –gezi notları- anlaşıldığınca, ikisi yurt dışı, ikisi yurt içi olmak üzere yapılan gezilerin yazımıdır. İlk İsrail gezisinin ismi, kitabın ismiyle bağıntılıdır.
III-
Şalom, İbranice günaydın, merhaba, tünaydın, eyvallah yerine geçiyor. Yazar Naim Tirali, “Şalom Arapça ‘selam’ sözcüğüyle eş anlamlıydı ve barış demekti” diyor. Şalom sözcüğünü tekrar etmesi, barışa hasret orta-doğu’ya barışı çağırmak gibi, belki de..
Yahudilerin, dünyanın herhangi bir ülkesindeki siyasi çalkıntı ile İsrail’e göç arasındaki ilişki tesbitini, istatistiki rakamlar doğruluyor. Anti-semitizmin yükseldiği ülkelerden kaçışta önemli nüfus İsrail’e gidiyor.
1947’de kurulan İsrail devletinin anayasası yok. Arapça ve İbranice resmi dil ilan edilmiş. Parlamentodaki Arap milletvekilleri konuşmalarını Arapça yapabiliyorlar. Trafik levhaları Arapça ve İbranice. Mahkemelerde arapça konuşulabiliyor.Arap çocukları kendi ana dillerinde eğitim yapabiliyor. Yukardaki bilgilerin hepsi bugün de geçerli. Bugün, Arap Partisi üçüncü büyük parti.
İsrail’de seçim sisteminde baraj yok. Partiler 120 sandalyeli meclis için 120 aday belirliyor, ülke genelinde en çok oy alandan aşağıya doğru adaylar sıralanıyor, meclis oluşuyor. Ve sonuçta bütün partiler temsil edilme olanağı buluyor. Şimdilerde yalnız +araj konmuş.
İsrail ekonomisine gelecek olursak, İsrail ekonomisinin büyümesindeki dinamiklerin başında insana verilen önem ve yatırımdır. Zor coğrafi şartlarda, yani çöl ortamında tarım yapmak, çölü tarımsal ortama dönüştürmek, ‘çölü yenmek’, kaliteli insan varlığıyla mümkün. Yoksa at tohumu bekle kafa yapısı bunu mümkün kılmaz. Sonuçta bugünkü (2019) iktisadi yapıya ulaşılamazdı. Üç biçimde köye sahipler. Kibutzlar, kazanç, çalışma, mülkiyet ortaklığıyla üretim yapan köy tipi. Moşava, herkesin kendi tarlasını işlediği köy tipi. Moşava’da üretim araçları köye ait. Alımlar satımlar kooperatif aracılığı ile yapılıyor. Bir üçüncü köy tipi daha mevcut.
Çölde su sorunu “1- Nehirler, göller, kaynaklar, 2-Yer altı suları, 3- Yağmur suları, 4- Deniz suyu ile çözülmüş.”
Okur iken İsrail insanının özellikleri, Japon insanının özelliklerini çağrıştırdı. Kendince ahlaki değerleri önemli ve oldukça yüksek.
Avrupa Gezisi:
NATO hakkında bilgilendirilmek üzere gazeteciler 30 Kasım 1958’de Fransa’ya, sonrasında Almanya’ya giderler. Fransa ve Almanya’da gezilen NATO üslerinde ilk gözlem, Amerikan havasının başat ve her şeyin o hava içinde yer aldığı belirtilir. Kısaca NATO üslerinde patron USA’dır.
NATO üslerindeki toplantılarda, NATO’nun kuruluş amacının Rusya (Doğrusu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği – SSCB / sosyalist blok) olduğu ekibe anlatılır. Bunun böyle olmadığını günümüzde rahatlıkla söyleyebiliriz.
SSCB/Sosyalist blok yok olmasına ragmen NATO varlığını devam ettirmektedir. NATO askeri birliktir, ama bir askeri beraberlikten daha fazlasıdır. 2. Dünya Savaşı’nda ABD’nin ekonomisinin askerileşmesi sonucu, silah üretiminin pazar sorununu çözmek yönü es geçilmiştir. Bu sebepten dolayı da NATO hâlâ mevcuttur. SSCB/sosyalist blok tehdidi bahanedir, hikayedir.
NATO ile başlayan yazı bitene kadar NATO şöyle, NATO böyle, aşağı NATO, yukarı NATO, sağım NATO, solum pışşşt.
Almanya Gezisi:
CHP Genel Başkanı sıfatıyla Bülent Ecevit, 11 Mart 1975 tarihinde Almanya’ya davetli. (SPD, Alman Sosyal-Demokrat Parti) gezisi ve temaslar ele alınmaktadır.
Depremden Sonra Ege
1957’de Fethiye merkezli depremin merkez ve civardaki etkisini tesbit etmeye giden ekipte yer verilen Naim Tirali, yerinde gördüklerini anlatıyor. 14 Mayıs 1959, Karaköy’den yolculuk başlar. Uçakla İzmir’e inilir. Kafile halindeki gezi ekibi, Fethiye’ye gitmek üzere Aydın istikametine yönelir. Asfaltlanmayan yol kısımlarında Tirali grubu en sondaki otomobilde olmaları itibari ile epeyce toz yutarlar. Ancak Aydın’a yaklaştıklarında toz bahsi atlatılmıştır. Aydın’da kısa moladan sonra Muğla’ya varmak için dar ve dönemeçli yollardan geçilerek, aynı gün Muğla’ya varılır. Ve gece burada konaklanır. Ertesi gün Fethiye’ye ulaşmadan Dalyan’da kısa mola verilir. Depremden dolayı hasar tesbitinin akabinde yola konulur. Dalyan, Fethiye’de görüleceklerin alıştırmasıdır.
Depremin merkezi üssü Fethiye’dir ve tahribat Dalyan’ın yanında çok büyüktür. Asfaltta yarıklar açılmış, tabandaki bazı yerler denize kaymış, körfezdeki antik eski şehir, yeni şehri adeta yanına çağırmakta. Hasarın boyutuna karşın, ölü sayısı 17 kişi ile sınırlı kalmış. (Merkez nüfus 5500).
“1926 yılında da büyük bir deprem felaketi geçiren Fethiye (….) uzun yıllardır bu kadar şiddetli, bu kadar korkunç depremle karşılaşmamış.
“Şiddet ve tahrip kudreti bakımından 1939 Erzincan depreminden de baskın olduğu söylenen 1957 Fethiye depreminde can kaybının mucize sayılabilecek bir şekilde az olması büyük bir şans eseri olduğu gibi” görev düşkünlüğünün eseridir. Akşam saati9-10 sırasındaki hafif deprem uyarı işareti olmuştur. Fethiye’nin genç Kaymakamı Nezih Okuş, Fethiyelileri evlerinden uzak tutmayı başarabilmiştir.
Felaket yaşanalı 3 hafta geçmiştir. Yaşananlar deprem öncesi yaşamdan hala uzaktır. ‘Eski Çarşı Caddesi’ndeki’ dükkanlar kısmen açık. Çadırların bulunduğu kamplarda herkes çadır hayatına alışmış, uzun süredir burada yaşanırcasına çamaşırlar yıkanmakta, yemekler pişirilmekte.
Dönüşte Muğla’da gece konaklanıp ertesi gün 2500 nüfuslu Marmaris’e gidilir. Marmaris’in şimdiki ünü sanı yoktur. Yalnız sünger avcıları ün salmıştır. Tahribat Fethiye’ye göre yok gibi. Öğleyin Muğla’da verilen moladan sonra Milas istikametine doğru yola çıkılır. Güzergahtaki Eski Hisar’da depremin etkisi görülmekte. Şimdiki depremlerde karşılaştığımız hep devlet binalarını vuran deprem, o zamanda her nedense gene devlet binalarını vurmuş. Tabi son söylediğmiiz ironi taşımakta, sağlam yapılan binaya deprem ne yapabilir ki? Yani yandaş kayırmanın (1957) izini başarı ile sürdürmekteyiz. Kayırma varken can nedir(!)?
“MİLAS
Eskihisar’da fazla oyalanmadan Milas yolunu tuttuk. Milas sahilde değil, ama sahile pek yakın. İskelesi: Güllük. Deniz seviyesinden de pek yüksek olmamalı ki, dağdan ovaya indiğimiz zaman hava ısınır gibi geldi bizlere. Şehrin bir girişi var ki harika: Ortası palmiyeli asfalt bir cadde.(*) Aman, Milas Muğla’yı da, Fethiye’yi de bastırdı demeye kalmadan, bütün o modern ve güzel görüşün yalnız şehrin girişindeki bir iki yüz metrelik cadde boyundan ibaret olduğunu anlayarak hayal kırıklığına uğradık.
Nüfusu 10.000’in üstünde olan Milas’ta deprem bütün şiddetiyle duyulmakla beraber, öbür taralardaki kadar hasar yapmamış. Daha çok Hoca Bedrettin ve Hacı İlyas mahalleleride görülen hasar, gayri resmi olarak şu rakamlarla ifade ediliyor: Yıkılan ev miktarı: 14. Ağır hasara uğrayan ev: 65. Hafif hasar gören ev sayısı: 243.
Milas’tan ayrılmadan once, Muğla Valisi iki gün içinde gezdiğimiz yerler hakkında kısa bir konuşma yaparak, fen heyetlerinin tesbit edebildikleri resmi rakamları verdi.
Vakit bir hayli gecikmiş, hava kararmaya yüz tutmuştu. Hemen yola çıktık. Yatağan’a vardığımızda otomobillerimiz durdu. İki gündür deprem bölgesini bizimle birlikte dolaşmak zahmetine katlanan Muğla Valisiyle vedalaştık. Onlar Muğla’ya döndüler, biz de tehlikeli dönemecleri bir an once geçelim diye, hiç duraklamadan Aydın istikametinde yola koyulduk.”
Milas sonrası Yatağan-Aydın üzerinden Söke’ye, buradan civarda bulunan Milet, Balat, Didim Mabedi gezilir, en sonunda İzmir’e varılır.
Gezi sonrası Naim Tirali için haritadaki Muğla, Fethiye, Marmaris, Milas, isim olmaktan çıkmıştır.
Okuyanlara şalom..
(*) Bu palmiyeli yol, Madam Murat’ın evinden başlayıp havuzlu dönerin olduğu yerde biten Atatürk Bulvarı’ndaydı. Belediye Başkanı Bekir Sami döneminde kesilmiştir. Emniyet önündeki bulvardaki palmiyeler daha sonradır.
Kitap: İki Şalom Arasında – Gezi Notları-
Yazan: Naim Tirali
Sayfa: 176
Basım Tariha: İlk basım 1992
Yayınevi: Cem Yayınları
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.