- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 28 May 2020, Thursday 9:42
- 2835 kez okundu
KORKUT BORATAV / sol.org.tr
IMF 2020’de Türkiye millî gelirinin yüzde 5 oranında küçüleceğini öngördü. Buna göre kişi başına millî gelir 3 veya 4 yıl boyunca gerilemektedir: Sabit TL hesabına göre 2018’den, dolar olarak 2017’den bu yana…
Bu, son yıllarda yoksullaşan bir Türkiye tablosudur. Daha da kötüsü, yoksullaşma işsizlikle birleşmiştir. Toplam istihdam korona arifesine (Şubat 2020’ye) kadar on altı ay kesintisiz daralmıştır. Türkiye kronikleşmiş bir toplumsal kriz içindedir.
Bu ekonomik tablo Mart’tan itibaren daha da ağırlaştı.
Buraya nasıl geldik?
AKP, 2015’ten beri bir meşruiyet bunalımındadır. 2019 belediye seçimleri gösterdi ki iktidar, temsilî demokrasinin Türkiye’deki lekeli sicili içinde dahi devrini doldurmuştur.
Korona şokunun ağır ekonomik yansımalarına Saray’ın tepkisi karışık oldu; yetersiz kaldı. Üstelik sorunlar, hiç yoktan yaratılan bir döviz kriziyle ağırlaştı.
Vadesi dolmuş neo-faşist iktidarlar tehlikeli, tutarsız tepkilere savrulur. Türkiye’de bu durum 2015’ten bu yana geçerlidir. İktidarı koruma endişesi, neoliberal ilkelerle çatışmaya yol açtı. Önce yakınarak; sonra adım adım çiğneyerek… 2018 ve 2020’nin döviz krizleri bu yüzden patlak verdi; ekonomi fazlasıyla zorlandı; finans kapitalin tepkileri döviz piyasalarına taşındı.
Bugün iktidar açmazdadır: Geçmişte tartışmasız benimsediği modele eksiksiz dönüşün yaratacağı siyasal maliyeti göze alamamaktadır. Neoliberal cendereden kopması ise, sınıfsal aidiyeti ile çatışır; bunun için gereken bilgi ve yüreklilikten de yoksundur.
Üç yıllık yoksullaşmanın, iki kriz dalgasının sorumlusu olan bu iktidar ekonomiyi yönetme becerisini yitirmiştir. Sonrasını tartışma zamanıdır. Gündem neoliberalizmdir ve iki stratejik alternatif söz konusudur: Yeniden uyum veya kopma…
Neoliberalizme yeniden uyum…
Bugünkü kriz ortamını neoliberalizm ile uyum içinde aşmak seçeneğini kimler savunuyor? En açık ifadeyi, Ali Babacan’dan duyduk: “2015’e kadar uygulanan çerçeveye dönüş…”. İyi Parti’den Durmuş Yılmaz 2006-2011’de TCMB Başkanlığı yapmıştı ve 2009’da Euromoney dergisi tarafından "Yılın Merkez Bankası Başkanı" seçilmişti. Demeçlerinden Ali Babacan’la aynı görüşte olduğunu çıkarıyoruz. CHP’nin etkili bir kanadı Derviş tutkunudur ve AKP’nin ondan devraldığı, 2007’ye kadar sürdürdüğü politikaları savunur.
Bu kişiler, AKP’nin yarattığı ekonomik kargaşayı “neoliberalizme yeniden uyum” yoluyla aşmak isteyen siyasal yelpazeyi de temsil etmektedir: CHP, Merkez-Sağ, ılımlı İslam’ı kapsayan bir restorasyon ittifakı… CHP yönetiminin de “restorasyon tarihi” konusunda 2015’i benimsemesi kimseyi şaşırtmamalı.
AKP muhalifi liberal iktisat çevreleri de Türkiye’yi iki döviz krizine sürükleyen Saray’ın hatalarının anatomisini yapıyor; “neoliberalizme yeniden uyumun yol haritasını” da açıklıyorlar. Özetleyeyim:
Korona salgını boyunca kamu maliyesinde kemer sıkma arka plana alınabilir. Hazine transferlerinde bütçe kısıtlarının aşılması, TCMB avanslarına başvurulması kabul edilebilir. Şu şartla ki “korona sonrası Türkiye”, malî disipline dönecek; mega yatırımların, Varlık Fonu’nun, KÖO projelerinin kamu dengesini bozan uygulamalarına son verilecektir.
Türkiye’nin kritik sorunu, salgın dönemindeki ek harcamaların yol açacağı cari açığın ve kısa dönemli döviz yükümlülüklerin finansmanıdır.
Geleneksel neoliberal reçeteye dönüş gerekiyor: Serbest sermaye hareketleri korunacak; TCMB yeniden özerkleşecek; politika faizini enflasyonun üstünde tutacaktır. Döviz kuru ise (kısa dönemli dalgalanmalar dışında) piyasa mekanizmasına bırakılacak; rezervleri artırmak öncelik taşıyacaktır.
Artırılan rezervler, cari açığın finansmanı, kısa dönemli dış borçların karşılanması âcil dış kaynak gerektirir. Uygun adres IMF’dir. Bu kuruluşun yeni oluşturduğu kısa vadeli kredi desteği, “güçlü makro-ekonomik gösteri olan” ülkelere açıktır. Türkiye (AKP sayesinde) peşinen dışlanmıştır. Bu nedenle IMF ile bir stand-by anlaşması uygun seçenektir. Para politikası, kamu dengeleri, yapısal reformlarla ilgili hedefler belirlenir; kredi taksitleri bunların gerçekleşme oranlarına göre ödenir.
Kısa vadeli dış kaynak gereksinimini böylece karşılanır; parasal-malî daralma en azından bir yıl daha ekonomiyi küçültebilir. Piyasa dengelerine dönüş karşılığında göze alınabilir bir maliyet…
Neoliberalizme yeniden uyum döviz krizine son verecektir; ama 21’nci yüzyıl Türkiyesi’ni biçimlendiren özelliklere dönerek… Bunları hatırlatayım:
Uluslararası finans kapitale bağımlı; yabancı sermaye giriş-çıkışlarını izleyerek canlanan, yavaşlayan, bazen krizlere sürüklenen; yüksek oranlı işsizliği kronikleştiren durgun bir ekonomi… Emek karşıtı bölüşüm ilişkileri, borçlanarak gerçekleşen tüketim artışlarıyla telafi edilecek… Bütçe kısıtları sosyal devletin, kamu yatırımlarının aşınmasını kalıcı kılacak; değerlenen TL sanayileşmeyi frenleyecek…
“Kopma”: Sermaye hareketlerinin denetlenmesi…
Neoliberalizmden kopmanın ön-koşulu sermaye hareketlerinin Merkez Bankası aracılığıyla siyasal iktidar tarafından denetlenmesidir. Bu adımın 2020’deki döviz krizi koşullarındaki öğelerini vurgulayalım:
Sermaye hareketlerinin denetlenmesi, TCMB’nin hem faiz oranını, hem döviz kurunu belirleme seçeneğini mümkün kılar. Bugünkü ortamda bu iki değişkenin geçmiş enflasyona endekslenmesi uygundur. Döviz kuru günlük, mevduat faizi aylık ayarlanır. Kredi faizleri ayrıca tartışılmalıdır.
Bu uygulama enflasyonu kronikleştirebilir; emekçi sınıfların korunmasını gerektirir. Çözüm, tüm emek gelirlerinin mümkün mertebe geçmiş enflasyona uyum sağlamasıdır. Memur, emekli maaşları, asgari ücretler aylık enflasyona göre ayarlanır. Çiftçiye dönük tüm fiyat desteklemeleri de girdi maliyetlerine göre endekslenmeli; ihraç ürünlerinde döviz kuru hareketlerinden oluşan TL getirileri ihracatçıdan çiftçilere yansıtılmalıdır.
Sermaye hareketlerinde kısıtlamalar, yabancılar ve yerliler (“yerleşikler”) için farklı yöntemlerle uygulanır. En basit bir önlem, yabancıların TL alacakları için döviz tahsisine son vermektir. Bu kural TL ile alınan hisse senedi, tahviller ve kredi anlaşmaları için uygulanır. Kriz sonrasında yabancıların portföy girişlerinin temelli önlenmesi de hedeflenebilir. Borsanın “risk iştahı”na, spekülatörlere açık kumarhane işlevine son verilmelidir. Doğrudan yatırımların dövizle kâr transferlerine izin verilir.
Şirketlerin ve özel bankaların dış borçlarına siyasi iktidar (Hazine) muhatap olmamalıdır. Borçlu-alacak ilişkileri taraflar arasında düzenlenir; uluslararası icra-iflas kuralları uygulanır.
Ticari krediler dışında banka-dışı şirketlerin yurt dışından ve dövizle borçlanmasına, yenilenmesine; dış borçlarının yerli bankalara, Hazine’ye, Varlık Fonu’na devredilmesine son verilmelidir. Bankalar ise dış kredilerini döndürmek zorundadır; ödenemeyen faizler, kredi dilimleri, tahviller vb özel hukuk kurallarına tabidir. Ancak, finansal istikrar için bazı bankalara kamu desteği gündeme gelebilir.
Bunalım ortamı geçtikten sonra özel bankaların dış kredileri denetlenmelidir. Örneğin dolarla borçlanıp TL kredilerine dönüştürme ile oluşan arbitraj getirileri önlenmelidir.
Türkiye burjuvazisi, orta sınıfları da sermaye hareketlerinin denetimine muhatap olacaktır. Yurt dışına servet aktarımı önlenmeli; döviz hesaplarından transferler denetlenmeli; topluca TL’ye çevrilme yerine “yumuşak” ara-seçenekler yeğlenmelidir. Dövizin bir “yatırım” aracı olması giderek son bulmalıdır.
Devletin ve kamu bankalarının dövizli dış borç yükünün döndürülmesi bir süre öncelik taşımalı. Korona ortamında geniş çaplı borç yapılandırma seçenekleri gündemdedir. Bu fırsat gerekirse kullanılır.
Sınıfsal tepkiler ve iktidar sorunu…
Bu türden bir operasyon, uluslararası finans kapitalin Türkiye ekonomisine net kaynak aktarımına son verir. Sorun şudur: Dış ticaret dengesi içinde işsizliği aşağı çekecek bir büyüme temposu nasıl gerçekleşebilir?
Dış kaynak aktarımı sıfırlanırken büyüme temposunu yükseltecek sermaye birikimi, başlangıçta tüketim düzeyi bastırılmadan gerçekleşemez. Bu “fazla” burjuvazinin tüketiminden sağlanamaz.
AKP’li yılların emekçilere “armağanı” da unutulmamalı: Ücretlerde, emek gelirlerindeki aşınmaları telafi eden; borçlanmanın mümkün kıldığı tüketim artışları… Bu ortama alışmış beyaz ve mavi yakalı işçiler, çiftçiler, orta sınıflar, yatırımlardaki artışın yıllara taşınabilecek fedakârlığını sineye çekecek mi?
Dikkat edin: Sermaye hareketlerini denetleme önerileri, aslında kapitalizmle uzlaşmaktadır; kapitalizmin sadece neoliberal biçimini reddetmektedir. Emperyalizm ve finans kapital, bu türden bir “kopuş” karşısında hareketsiz kalacak mıdır?
Türkiye için bu öneriler, bir anlamda 1960-1980 arası Türkiyesi’nin sınıf dengelerine dönüşü hedefliyor. Geçmişte o dönemle barışık olan burjuvazi bugün sert muhalefete geçecektir; beyaz yakalı emekçileri, orta sınıfları da peşinden sürükleyerek…
Bu gözlemler neoliberal düzenden kopmanın dahi devrimci bir dönüşümü gerektirdiğini gösteriyor. “2015 restorasyonu” hedefi etrafında birleşebilecek tutucu burjuva muhalefet blokunu aşar.
Bu iş olsa olsa sosyalistlerden (hâlâ varlarsa) anarşistlere kadar uzanan devrimci muhalefetlere düşer: Hem Türkiye’nin demokratikleşme kavgasını (“2015 restorasyonu yetmez” diyerek) hem de neoliberalizmden, giderek kapitalizmden kopma mücadelesini üstlenecek başkaları olmadığı için…
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.