- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 August 2019, Tuesday 9:27
- 3156 kez okundu
Haluk AKBATUR
Karadam, Karacahisar.... adında kara geçen her ismin değiştirilmesini istiyorum.
Kara kelimesini duymak istemiyorum. Nerden çıktı bu şimdi diyeceksiniz. Uzun hikaye ama bir kaç örnekle “Kara” kelimesine neden düşman olduğumu anlatayım. Aslında ilk önce “Kara Elmas” tabirine takmıştım. Elmas çok kıymetli güzel bir takıdır, hele iyi ustaların elinde ustaca işlendiğinde cazibesi, çekiciliği inanılmaz olur. Topkapı Sarayı’nda sergilenen 86 karatlık kaşık şeklinde ki elmas ustasının elinde yontulup 49 pırlanta ile de çevrelenince, hakkında yüzyıllar boyunca efsanelerin yaratıldığı, merak edilen, görülmek istenilen bir obje olur ve en değerli parçalar arasında müzelerde sergilenir. Kendisini bulan köylüden, karşılığında bir kaşık verilerek alındığı, köylünün yoksul bir kaşıkçı olduğu gibi...pek çok efsanesi vardır.
Peki, aynı ana maddenin bir diğer şekli olan kara kömüre neden Kara Elmas yakıştırması yapılmıştır. Ben hiçbir kimsenin kara kömürden bir ziynet eşyası taktığını takıştırdığını görmedim. Hiçbir müzede de toprağın altından çıkarılan kömürün yine toprağın altından çıkarılan diğer antik eserlerle birlikte sergilendiğini de görmedim. Ancak kaşıkçı elması gibi kıymetli olmalı ki onu toprağın altından çıkarmak için zeytin ağaçlarımız, çamlarımız kesilip içinde binbir yaşayanı ile ormanlarımız, ormanlarımızın beslediği su kaynaklarımız, Muğla’yı cennet yapan ekosistemimiz yok ediliyor. Hepsini bir yana bırakın, çalışanları ve çevresinde yaşayanlar içinden pek çok can feda ediliyor. Boş verin hepsini, kara elmas bu, içinde bizler de olmak üzere doğamızı yok etme pahasına, tüm yaşamlara can veren toprağın altını üstüne getirerek bir kez oradan çıkarıldı mı, seni, beni değil ama bazı zaten zengin olan insanların servetine servet katıyor, kara elmas bu!!!
Doğaya yaptığı tahribat öylesine büyük ki anlatmakla bitmez, ama artık uzayda gözümüz var, bir baksak görürüz. Kara elmas için haritaların nasıl değiştirilmesi gerektiği ortada.
İlk yuttuğu köylerden biri Karaağaç, köy evleri hala duruyor aslında ama tarlası, tapanı kalmamış, bir de içinde hiçbir canlının yaşamadığı, haritalarda yer almayan zehirli sulardan bir göl peydahlanmış güney yamaçlarında, şimdilik adı olmayan!!! Bu köyün adını değiştirsek ne yapardık? Kara kısmını silip ağaçköy desek, ağacı da kalmamış ki, hepsini çiğneyip yutmuş iş makinaları. Kömürün çıkarıldığı çukurda biriken sularla oluşup haritalarda yer almayı bekleyen cansız Göle verilecek ad ise belli Kara elmas gölü.
Karadam köyü bir zamanlar her nedense Işıkdere köyü ile birleştirilip İkiz köy adını almış. İçinde kara geçiyor ya; Kara elmas bu köye de el atmış, Işıkdere mahallesi’nin ormanları bitmiş, zeytinlikleri yok ediliyor, köy çoktan boşaltılmış, işçilikleri mükemmel ata yadigarı taş evler boş kalmış, canavar makinaların gelip kendilerini yutmasını bekliyor. Karadam mahallesinde oturanlar ise ellerine tutuşturulan istimlak kararlarına bakıp karşı çıkıyorlar, ‘ikiz köyümüz’ün parçası Işıkdereli’ler gibi olmayacağız’ diyorlar. Karadam ismi daha önce değiştirilip ikiz köy yapılmış ama kara kaderleri, kara elmas yüzünden değişmeyeceğe benziyor.
Sırada Karacahisar var, eğer hemen bir isim değişikliği yapar, kara kısmını atar Cahisar dersek, köyümüzü kara elmas belasından kurtarabilir miyiz acaba? Ama bitmiyor ki karalı isimler Muğla’da, sırada Kocaçay kaynaklarının menşeii Karayer köyü, hemen sonra Karadağ var. Acele edip hemen bu Kara’ları değiştirmemiz lazım, belki o zaman kömür belası, bu yerlere ulaşmaz!.
Kömür belasından başını kurtaramayan bir yerleşke de Lagina’dır. Yatağan ilçesi, Turgut beldesinde yeralan bu antik kent, sayıları bir kaçı geçmeyen Hekate tapınıklarından birine ev sahipliği yapmakta idi. Selene ayaydın geceleri simgelerse, Hekate de kara gecelerin tanrıçası. Kara gecelerde yolculara yol gösteren, koruyan tanrıça. İşte adının hiç bir yerinde kara geçmemesine rağmen, kömür belası, binlerce yıl kara gecelerin ecesine tapınılan bu yere bulaşmış, kara elmas uğruna çöken kara bulutlar, geçen sadece otuz yılda binlerce can almış, almaya da devam edecek. Lagina’yı da nekropollerinden başlayarak yutmaya devam etmekte. 1891 yılında Osman Hamdi Bey’in yürüttüğü kazı çalışmaları Prof. Dr. Ahmet Tırpan başkanlığında yürütülmekte ve çıkan eserlerin bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Yüzotuz yıldır yapılan kazı çalışmaları toprağın altındaki hazineleri çıkarmaya yetmemiş, tapınağın yüzde yetmişe yakın kısmı, sağlam olarak toprak altında yeryüzüne çıkarılmayı bekliyor. Osmanlının ilk arkeolojik kazı yapmaya başladığı Anadolu’lu Tanrıça Hekate’nin bu kentine sahip çıkılmalı ve Ahmet Hoca’nın emeklerine saygı duyulup, kömür çalışmaları burada da durdurulmalıdır.
Kömür belasının açtığı çukurlar cennet Muğla’mızı, doğal sit, arkeolojik sit demeden, cehennem haline getirmeye devam etmektedir. “Şeytan şimşek gibi yeryuzüzüne fırlatılır ve açtığı çukur cehennem haline gelir” (Sahir Erman) Mevcut kömür yataklarının, kapalı yöntemlerle çıkarmak için yeterli derinlikte olmadığı söylenmekte, bu yüzden de üzerindeki tarıma elverişli topraklar, ağaçlar, ormanlar yok edilerek cehennem çukurları oluşturulmakta. Yine söylentiler, kaliteli kömür katmanlarının sadece bir kaç metre kalınlıkta olduğu yönünde. Üzerindeki milyonlarca metreküp toprağı kaldırmak için yığınla iş makinası, kamyon durmadan çalışarak mazot tüketmekte, tozu dumana katıp dokunulmamış çamların üzerini kaplamakta. Elbette fizibilite çalışmaları yapılmış, ormanlarımızı, zeytinlerimizi feda ederek sağlanacak enerjinin karlı bir yöntem olduğu düşünülmüştür. Peki o zaman bu şirketler niye vergilerimizden ayrılan paralarla desteklenmek zorunda kalıyorlar, neden İtalyan bankasından kredi kullanmak zorunda kalıyorlar? Verilmiş olan beşyüz milyon dolar gibi bir kredi çiftçilere destek olarak verilip, termik santralin bacasının tüttürülmesi engellenerek eski zeytin rekoltelerimize ulaşşak, modern tesislerde üretilen zeytinyağımızı dünyanın dörtbiryanına göndersek, çok daha karlı bir yatırım yapılmış olmaz mı? Eğer yetkililer illa kara işlerle uğraşmak istiyorlarsa zeytini biraz bekletsinler o da kararır.
İçinde kara geçen her ismi değiştirmezsek, kara talihimizi değiştiremeyecek, kara kömür belasından kurtulamayıp kap kara karanlıklara gömüleceğiz. Birkaç zengin de boğaza hakim yalılarında oturmuş kadeh tokuştururken, eskiden böyle miydi, bakın bizim termik santrallerimizin ürettiği enerji sayesinde tüm İstanbul pırıl pırıl ışıldıyor, kara gecemiz gündüz gibi aydınlanıyor diye övünecekler. Ne yazık ki hiçbir zaman samanyolunu, titrek titrek ışıldıyan yıldızları, yarattıkları ışık kirliliğinden ötürü göremeyecekler.
Her bir AVM, sırayla bir saat aydınlatmalarının yarısını kapatsalar acaba ne kadar enerji tasarrufu sağlanır? Yeniköy termik santralinin kapatılarak, olgunlaşmamış kömür madeni çıkarma çalışmalarının durdurulmasına yeter mi acaba?
Alnımızın kara yazısını değiştirmek için Muğla’daki kara lekelerin büyümesini durdurmamız lazım. Hekate üç gövdeli bir heykel olarak imgelenir, sanki cehennemin kıyısında ölüm fermanı imzalanmış kesilmeyi bekleyen Üç Çatal çam’da yeniden biçimlenmiştir. Gelin birlik olalım, üçlek Hekate’nin kentini, Üç Çatal çamımızı, üç köyümüzü kurtaralım.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.