- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 26 April 2019, Friday 9:15
- 2992 kez okundu
MURAT SEVİNÇ
Diken.com.tr
Aşağıdaki satırlar, İBB başkanlığına seçilen İmamoğlu’nun siyaset diline ilişkin bazı gözlemlerden ibaret olacak. Bir de ufak tefek saptamalar, varsayımlar, öneriler.
Öncelikle yerel seçimin, son yıllardaki bir iki ‘oylama’ gibi demokratik seçimin temel ilkelerinden mahrum olduğunu bir an dahi unutmamak gerekiyor. Asıl savunulması/gündemde tutulması gerekenin ‘adil seçim’ olduğunu akıldan çıkarmamakta yarar var. Yaşadığımız süreç ‘seçimden’ başka her şeye benziyordu ve eğer üç büyük şehri almış olmanın rehaveti ağır basar da bu ‘felaket’ mütemadiyen gündemde tutulmazsa, yeni ve daha vahim felaketlerin yaşanması işten değil.
Bir kez daha: Seçimden, ilkeleri anayasa ve yasalarla belirlenmiş seçimi anlıyorsak (ki başka olasılık yok), yaşadığımız süreç bir seçim süreci değildi. Bundan öte dile getirilecek her değerlendirme, affedin, zırvadır. Muhalefet kazandığı her yerde ‘seçim olmayan bir seçimin’ koşullarını aşarak başardı. Üçüncü MC’nin (Milliyetçi Cephe) üslubu ise daha önce eşi görülmemiş nitelikteydi. Şaka maka seçmenin yarısına ve onların siyasi temsilcilerine, edilmedik hakaret bırakılmadı.
Fakat, hakaretler ve akıl fikir almaz arsızlıktaki ithamlar, kaçınılmaz bir biçimde ‘sözün’ ciddiye alınabilirliğini ortadan kaldırıyor bir süre sonra. Bir bakkala, otuz yıllık müşterisinin ve komşusunun ‘terörist’ olduğunu anlatamazsınız. Bir insanın, farklı partiye oy veren amca oğlunun ‘zillet’ olduğunu kabullenmesi pek mümkün değil. Türkiye’de gözle görülür bir kamplaşma var kuşkusuz. Ancak bu denli büyük baskı ve propagandaya rağmen insanların günlük yaşamda kendilerini o kadar da kaybetmemiş olmaları hâlâ büyük nimet.
Görünen o ki iktidar ve her bir aygıtının, özellikle perişan hâldeki basın-yayın organlarının durumu, artık açıkça muhalefetin elini güçlendiriyor. Okunmayan gazeteler, seyredilmeyen TV’ler, ciddiye alınmayan, alınma ihtimali olmayan TV yorumcuları…
Bir ‘dalkavuk’ aynı zamanda ‘çapsız’ olmak zorunda değil elbette. Üçüncü MC’nin talihsizliği ve çaresizliği, çevrelerindeki halenin ürkütücü bir niteliksizlikle malûl oluşu. İktidar dalkavuklarının üstün performansının, küskün muhalif seçmeni canlandırdığı açık!
Üçüncü MC’nin yarattığı seçim ortamı ve ülke koşulları, yeni şeyler söylemek isteyen bir siyaseti de mümkün ve gerekli kılan koşulları yarattı. Daha doğrusu, doğumu hızlandırdı.
O koşulların ilk filizi, kısa sürede çok büyük hayal kırıklığına dönüşen Muharrem İnce oldu. Bir umut arayışını canlandırdı, telaşlı kitleleri çevresinde topladı ve canlandırdığı hızda, hatta bir gecede her şeyi yerle bir etti. Siyasi tarihimize trajik bir siyasal figür olarak geçme ihtimali büyük.
İkinci filiz, Ekrem İmamoğlu oldu. Büyük ölçüde Erdoğan’ın (ve belli açılardan İnce’nin) ‘antitezi’ sayılır İmamoğlu. Adını ilk kez üç ay önce duydum. Aday yapılırken hiçbir katılımcı (taban katılımı) yol denenmedi ve parti merkezi ‘Allah’ın emriyle’ münasip gördü kendisini. Ortalama seçmen için sürpriz bir isimdi. Fakat gerek danışmanları, gerek Canan Kaftancıoğlu ve gerekse kendi çabasıyla, emeğiyle, çok kısa sürede tanındı, sevildi. Seçim süreci ve gecesinde olağanüstü başarılıydı. Sonuçların sündürülmesi ile popülaritesi daha da arttı. Son iki haftada, kolay lokma olmadığını ve olmayacağını defalarca gösterdi.
Nasıl biri İmamoğlu? Hiç karşılaşmadığım ve yalnızca üç aydır takip ettiğim bir siyasetçinin ‘kim’ olduğu hakkında iri sözler sarf etmek saçma ve gereksiz olur.
Yalnızca bir iki izlenim, his ve tahmin: Bana son derece düzgün, efendi bir ANAP’lı gibi görünüyor Ekrem İmamoğlu. Bu bir eleştiri değil, izlenim. 1980’lerin ‘ANAP söylemini’ 2019’a uyarlarsanız, büyük ölçüde böyle bir siyasetçi çıkar ortaya. Bir sözüyle Özal’ı, bir davranışıyla Adnan Kahveci’yi, bir eylemiyle Hasan Celal Güzel’i çağrıştırıyor. Hem Muhsin Yazıcıoğlu’nu hem Deniz Gezmiş’i anabilecek bir performanstan söz ediyorum. Çok başarılı, dükkanına gelecek her müşteriyi ikna edebilecek sempatiye sahip bir lokanta işletmecisi gibi.
Ama örneğin eşiyle araçta giderken, “Koy bir kaset de keyfimize bakalım” diyecek birine de benzemiyor. Ya da şıpıdık terlikle askeri kortej denetlemez! Bunlar da sanırım CHP’lilikle ilgili. Nitelikli bir ANAP’lının CHP’lilik hamurunda yoğrulmuş hali gibi.
Dolayısıyla henüz, sosyal demokrat nitelikleri mi, ANAP’lı halleri mi öne çıkacak belli değil, bunları zaman gösterir. Hâl böyleyken, aslında İmamoğlu gibi bir siyasetçinin parlıyor olmasında, CHP’nin giderek ANAP benzeri bir merkez partisine (içinde solcuların da olduğu) dönüşmesinin payı var. Tabanı değil, yönetimi kastediyorum. Şu soru üzerinde kafa yormaya değmez mi: Menderesçi yani DP’li olan Ege ve tabii İzmir, neden CHP’ye oy veriyor?
Dolayısıyla yaşam tarzına düşkün ve endişeli muhitlerde çok oy alıyor ve bu oyun, önerdiği güçlü sosyal politikalarla vs. pek ilgisi yok. İzmir, Beşiktaş, Kadıköy, Çankaya, sosyal devlet vaatlerinden çok yaşam tarzı güvencesine oy veriyor. İşte İmamoğlu pek çok özelliğiyle söz konusu gereksinime, ezcümle ‘müdahalesiz bir yaşam talebine’ denk düşen biri siyasetçi.
Yine aynı kaynaktan doğan bir diğer özelliği de, dindar oluşu kuşkusuz. İmamoğlu’nun içtenlikle ‘dindar’ olduğundan bir kuşkum yok. Ancak bu içtenlik, yalnızca iki üç ay içinde, kendisinin ‘Yasin’ de okuyabildiğini öğrenmemize engel olmadı! Oysa, örneğin son derece dindar başka siyasetçiler de var Türkiye’de ve kamuoyu bunu hiç bilmez.
İşte burada şöyle bir sorun var: Türkiye’de asgari düzeyde de olsa dindarlık, artık siyasetin olmazsa olmazı haline getirildi. Ya dindar olacaksın, ya dindar görüneceksin. Kabul, böyle bir rejimle mücadele ederken popülizmin asgarisi her eve lazım, ancak bu teslimiyet, inanç özgürlüğü ilkesinden verilen devasa ve tehlikeli bir ödün. Geçenlerde, Kılıçdaroğlu’nun parti grup toplantısında, kendisinin ne kadar Müslüman olduğunu anlatmak zorunda kaldığı/hissettiği konuşması çok trajikti. Coşkuyla alkışlanması daha da vahimdi.
Oysa siyasetçilerin önünde iki yol var: Ya, “Herkes kendi işine baksın, inancını özgürce yaşasın ve diğerini sorgulamasın” diyecekler ya da ‘ben daha dindarım’ yarışına girecekler. İki ayrı toplum ve ülke tercihidir bu. Şimdilik siyasetin çıtası, ‘hepimiz Müslümanız elhamdülillah’ seviyesine çekilmiş durumda. İslamcı siyasetin büyük başarısıdır bu!
Tabii, dindarlığın, mütedeyyin kesimi çok memnun ettiği de bir gerçek. Kişisel olarak tanığım, bizim ‘dindar kenar mahalle’ İmamoğlu’nu çok sevdi. Hatta, ‘her gelin kızın rüyası, Zetina dikiş makinası’ muamelesi gördüğünü söyleyebilirim! Hakikaten, böyle bir havası var Ekrem İmamoğlu’nun. İdeal damat adayı!
Zaten AKP’lileri en çok çileden çıkaran şeylerden biri bu oldu. Kendi seçmeni sevdi İmamoğlu’nu. Malumunuz, asıl marifet, oy vermeyenlerin sizin hakkınızda olumlu düşünmesini sağlamaktır. Ekrem İmamoğlu, CHP’ye oy vermeyenler tarafından takdir edildi. Bu çok önemli bir başarı. Ve tabii cumhurbaşkanlığı seçimi açısından büyük tehlike!!
İmamoğlu şunu başardı hakikaten ve bana kalırsa seçimin en büyük kazanımı bu oldu: Son yıllarda en aklı başında bildiğim insanlardan dahi işitmeye başladığım, “Ancak onun (Erdoğan) gibi biri kazanabilir” zırvası sona erdi. Onun gibi polemik yapan, onun gibi bağırıp çağıran, onun gibi hiç bir sözün altında kalmayan… Muharrem İnce, bu ‘varsayımın’ adayıydı biraz da.
Bu saplantının nasıl bir lüzumsuzluk olduğu görüldü. Şükürler olsun. İmamoğlu’na sırf bu yüzden dahi şükran borçluyuz. Bağırmadan, sükunetle, saygılı davranmanın ne denli önemli ve cazip olduğunu herkese göstermiş oldu. Artık bu üslup dışında bir tercihin muhalefette başarılı olamayacağı kanısındayım. Yaşasın sükûnet, direnç ve saygı…
Tabii bir de yüz yüze siyasetin, halkın arasına karışmanın nasıl belirleyici olduğunu hatırlatmakta yarar var. Yeni olan, değerli okur, yeni olan yöntem bu: Yurttaşla yakın olmak. Yüz yüze olmak. İnsanların içinde olmak. Kahvelerde olmak. Konuşmak. İletişim kurmak.
Henüz kesin kanaatler için erken. Bakalım neler olacak, İmamoğlu nasıl devam edecek.
İttifak siyaseti, CHP tabanının CHP yönetiminden ve profesyonel siyaset erbabından ne denli ileride olduğu, yeni siyaset yapma yollarının gerekliliği, İmamoğlu’nun muhtemel ‘istikbali’ ve tabii Kürt seçmenin tercihlerinin belirleyiciliği, sonraki yazıların konusu olsun.
O oy çuvallarının yanında uyuyan ve adı bilinmeyen partililere, sorumluluk sahibi az sayıda milletvekiline, Canan Kaftancıoğlu’na, Ekrem İmamoğlu’na ve şu sonuçlarda emeği geçenlere, bir ‘yurttaş’ ve ‘seçmen’ olarak teşekkür borçluyum…
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.