- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 April 2019, Monday 16:45
- 3071 kez okundu
Korkut BORATAV – sol.org.tr
İttifakların ağır bastığı 31 Mart seçimleri, partiler-arası oy dağılımının hesaplanmasında güçlükler getiriyor. Önemli dağılım, bence, faşist ittifakın oy oranıdır. İktidarın bekası açısından kritik olan eşiğin yüzde 52 olduğunu önce Bahçeli, seçimi izleyen balkon konuşmasında da Cumhurbaşkanı ilan etmişti. Kesin olmayan sonuçlara göre, bu hedefin bir çentik altında kalmış görünüyorlar:Yüzde 51,6…
İttifakın bu “eşiğe” nasıl yaklaştığını herkes biliyor: Hayalî bir “beka” sorunu; devletin tüm olanaklarının seferberliği; Nazi-türü propaganda teknikleri; Cumhurbaşkanı’ndan ölçüsüz tehditler, ağır suçlamalar…
Yine de seçmenlerin yüzde 48,4’ü faşist ittifaka “hayır” dedi. Sembolik önem taşıyan tüm büyükşehirlerde; işçi sınıfının yoğunlaştığı, sanayileşmiş, eğitimli bölgelerde muhalefetin galibiyeti dikkat çekti.
1 Nisan sabahı, sıradan insanlarımızın pek çoğu rahat bir soluk aldı. “Bu karanlık, adaletsiz gidişe son vermek mümkünmüş” algılaması doğdu.
İktidar yerindedir; sınıflar-arası denge değişmemiştir; ama 31 Mart seçimleri İslamcı faşizme gidişi frenlemiştir. Bu nedenle küçümsenemez; önemlidir. İki büyük kentte belediye başkanlığını kazananların siyasî, ideolojik özellikleri güncel sorun değildir.
CHP’nin yeni belediye başkanlarını kutluyoruz; başarılar diliyoruz. Seçim başarılarına katkı yapan; seçim sonuçlarını nöbetleşe koruyan CHP örgütlerine, militanlarına, milletvekillerine de şükran borçluyuz.
CHP’nin özünde yer alan halkçı, Kemalist, devrimci, sol eğilimleri bu insanlar temsil etti; 1 Nisan’da “rahat soluklanmamızı” mümkün kıldı. Türkiye’nin geleceğine ilişkin iyimserliğimize de katkı yaptı.
“Merkez siyaset” gündemde mi?
Nisan 2017 Anayasa Referandumu da benzer (Q,2 / H,8’lik ) evet / hayır dökümü ile sonuçlanmıştı. Böylece, son yıllarda İslamcı faşizme karşı Türkiye toplumunun kabaca yarısını temsil eden bir muhalefet bloku oluşmuş görünüyor. Bu blok, Cumhuriyetçi, sosyalist, liberal akımlardan ve HDP’den oluşmuştur.
“Kendiliğinden” oluşan bir muhalefet blokudur; bu nedenle ortak bir siyasî platformdan yoksundur. Ama, faşizme karşı direnme potansiyelini de içermektedir.
İktidar bloku yüzde 52’lik kritik oy hedefine yaklaştı; yine de bir moral sarsıntısı içindedir. Siyasî yansımalar mümkündür.
Seçim arifesinde AKP içindeki gerilimleri, “ılımlı / demokrat İslamcı” (veya “muhafazakâr”) bir partiye dönüştürme tasarımından ve (Abdullah Gül, Ali Babacan gibi) “eski tüfekler”in liderliğinden söz edilmekteydi. Bu girişim, büyük bir “merkez sağ / sol ittifak” tasarımının ilk aşamasını oluşturamaz mı? Büyük, “kozmopolit” sermaye çevrelerinin ve Batı’nın Türkiye için ideal çözümü bu değil midir?
Liberal akım, muhalefet blokunu doğal olarak merkeze çekme doğrultusunda etkilidir. Siyasî İslam’da “demokrasi” arayışı, Türkiye liberalizminin kalıcı bir özelliğidir. Bu “arayış”ın, 31 Mart sonrasında siyasete yansıması, olsa olsa CHP aracılığıyla gerçekleşebilir.
CHP’nin egemen siyaset dilinin “Kemalizm”den arındırılıp “sosyal demokrasi”ye dönüştürülmesi liberal akımın etkisini yansıtıyor. Bu dönüşümün doğal bir uzantısı siyasî İslam ile uzlaşma, mümkünse ittifak arayışlarıdır. Örnekler çoktur. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun CHP adaylığı için Abdullah Gül’ü ikna çabalarını hatırlatmakla yetinelim.
Bu türden bir “merkez siyaset” arayışı, 31 Mart seçimlerinde Ankara ve İstanbul’da belediye başkan adaylarının seçiminde uygun ve yararlı olmuştur. Ancak, Türkiye siyasetine taşınırsa iki konuda farklı sorunlar içerecektir.
Birinci güçlük, “ılımlı siyasî İslam” ile CHP tabanının sola dönük, özünde Kemalist olan eğilimleri arasında laiklik konusundaki kan uyuşmazlığı ile ilgilidir.
İkinci güçlük, “merkez siyaset”in ekonomik krize karşı neo-liberal reçetelere teslimiyet tehlikesi ile ilgilidir.
Laiklik, CHP liderliği ve sosyalistler
Hukuk devletine ve parlamenter rejime dönüş, merkez siyasetin “ılımlı İslam” kanadı ile de uyumlu talepler olabilir. Ancak, 2019 Türkiye’si koşullarında merkez-sol, AKP rejimine “İslamcı faşizm” teşhisini koymazsa demokratikleşme gündemi eksik kalır. CHP liderliği ise, AKP rejimine “İslamcı” teşhisini koymamakta ısrarlıdır; zira, (onlara göre) “Türkiye’de laiklik tehditte değildir.”
Referandum sonrasında AKP’nin İslamcı rejime geçiş stratejisinde bir değişiklik olduğunu düşünüyorum. Rejim değişikliğinin küçük, iddiasız adımlarla (adeta “çaktırmadan”) gerçekleşmesi daha güvenli görülmüş gibidir. Müftülere nikah yetkisi, okullara mescit, yeni eğitim müfredatı, Cuma namazına uyarlanan mesai, kadınlara ayrı otobüs gibi kimi uygulamalar örnektir.
Bunlara resmî çevreler tarafından açıkça sahiplenilmeyen sembolik (heykel kırma, Ramazan yasakları, “dekolte” kadınları taciz gibi) saldırılar eklenmelidir. İktidar ile “muteber” cemaat / tarikat çevreleri arasında örtülü-açık işbölümü, eşgüdüm akla geliyor.
Mevzuatta, yargının içtihat ve uygulamalarında küçük revizyonlar, hukuk sistemini fiilen şeriata yaklaştıracaktır. Sokaklardaki yobaz baskıları, insanlarımızı “belâya bulaşmamak” için İslâmî hayat tarzına sürükleyecektir.
Bunları iki-üç yıl sonrasına taşıyın; İslamcı düzene yumuşak (“çaktırmadan”) geçiş kendiliğinden gerçekleşmiş olacaktır. Yeni bir anayasaya gerek kalmayacaktır.
Laiklik gündemi ve mücadelesi, böylece, sadece dinî kuralların devletten, kamu yönetiminden, eğitimden uzak tutmayı kapsamaz. Günlük yaşamdaki özgürlük alanlarımızı, dinsel yobazlığa karşı korumayı da içerir. CHP tüm seçmen ve üye tabanı ile bu gereksinimlerin farkındadır. Ama bu farkındalık lider kadrosu tarafından siyasete taşınmamaktadır.
Buna karşılık, Haziran 2013 kalkışmasından bu yana Türkiye’de aydınlanmacı, cumhuriyetçi değerleri, kazanımları savunan ana akım Türkiye sosyalizmi oldu. Laiklik konusundaki somut mücadelelerin öncülüğünü de sosyalistler üstlendi. Dört yıl önce bilimsel-laik eğitim boykotu ve kampanyasının Birleşik Haziran Hareketi ve Eğitim-Sen tarafından örgütlendiğini; Halkevlerinin katkılarının da büyük önem taşıdığını hatırlatalım.
Siyasetin merkezindeki aymazlık sürdükçe, İslamcı düzene “yumuşak geçiş”i teşhir etmek, frenlemek de büyük ölçüde sosyalistlere düşecektir.
Krizde emeğin savunulması kime düşecek?
Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye, “krize karşı ortak çalışma” önerdiğini biliyoruz. Ancak, CHP’nin yayımladığıTürkiye’nin Krizi belgesi, AKP’nin ekonomik krize katkı yapan hatalarının doğru bir dökümünü yapmakta; çözüm önerileri ise, kriz konjonktürünü kapsamamaktadır.
Bu belirsizlik, neo-liberal şablonun iktisadî sağduyu önlemleri biçiminde sunulması ile sonuçlanabilir: Merkez Bankası bağımsızlığı, sıkı para - maliye politikaları ve yapısal reformlar… Geleneksel bir IMF programının da ana öğeleri…
Türkiye’yi bu tür bir programa yönlendirmek için “finans kapitalin ayak takımı” (çeşitli “yatırım uzmanları” kimlikleri ile) devreye girmiştir. Seçimi izleyen üç-dört gün içinde bu kampanyadan derlediğim bazı örnekleri (“tetikçi uzmanlar” yerine şirketlerinin adları ile) aşağıya alıyorum:
Rabobank: “Türkiye yöneticileri yerel seçimlerden hemen önce döviz piyasasının çalışmasını önlemeye ve böylece TL’nin istikrarını sağlamaya kalkıştılar. Maliyetine değer miydi?”
ABN Ambro: “Bugünkü hükümet reform heveslisi görünmüyor; ekonomiyi daha fazla ucuz krediye boğmak gibi numaralara yönelecektir.”
Blue Bay Assets: “Hükümet hızla güven tazeleyen kapsamlı bir program sunmalıdır; aksi halde işler kötüleşecek ve başları derde girecek.”
Commerzbank: “Bu seçim Cumhurbaşkanı için bir güvenoyu olarak görüldü; ama Erdoğan’ın politikalarına anlamlı bir değişiklik getireceğini sanmıyorum.”
TS Lombard: “Arjantin de finansal güçlüklere sürüklendi; ama IMF’yi çağırdı. Bu sayede verileri herkese açıldı; zira IMF saydamlık getirir. Tamamen zıt bir durum yaşadığı için bugünkü Türkiye’ye yatırım yapılamaz.”
Oxford Economics: “Küresel finansa ihtiyacın varsa, onun kurallarına göre oynayacaksın. Türkler, bu kuralları çok hafife aldı; Türk-usulü iktisadın uygulanabileceğini zannetti. Yeniden itibar kazanmak için çok zaman gerekecek.”
Türkiye’nin bu tür “uzmanlara” muhatap hale gelmesi utanç vericidir.
IMF, finans kapital tarafından yaratılan bir bunalımın maliyetini sert kemer sıkma ve yapısal uyum reçeteleri ile emekçilere yıkar. Reddedilmelidir; çünkü finansal krizlerin yükü, borçlulara (yoksullara) değil, riskleri peşinen kredi maliyetlerine yüklemiş olan alacaklılara yansıtılmalıdır. Bu tür sağlıklı tepkilerin (sermaye hareketlerini sınırlayarak gerçekleşen) yöntemleri yıllardan beri geliştirilmiş; uygulanmıştır.
Şu anda Arjantin, bir IMF programını, krizi daha da derinleştirerek yaşamaktadır. CHP’nin “merkez siyaset” güzergâhı ise Arjantin’e yönelir.
Türkiye’nin finans kapitale, IMF’ye teslimiyet eğilimlerine karşı direnmesi için de sosyalistlerin, solcuların devreye girmesi gerekecektir.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.