- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 02 May 2019, Thursday 9:48
- 2861 kez okundu
Oğuz OYAN /sol.org.tr
Yarın 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI. Emekçilerin meydanları doldurması, taleplerini yüksek sesle dile getirmeleri bekleniyor. Hangi talepler? İşin başında, krizin yükünün kendi sırtlarına bindirilmesini şiddetle reddetmek yer alıyor. Ama bu kadarı eksik kalır; çünkü bu krizin mevcut sömürü ilişkileri üzerine eklenecek ilave yükleri olacak. Demek ki krizin yükünü taşımayı reddetmek yetmez, onun kime taşıtılması gerekeceğinin adresini de göstermek, yıllardır kasalarını/küplerini dolduranlara yıkılmasını talep etmek gerekiyor.
Gelir ve servet dağılımında sürekli kazanan taraf olanların ülke içindeki hesaplarını/hisselerini şişirmeleri, ülke dışına habire sermaye taşımaları (1989 sonrasında yasal kılıfına uydurulduğu için buna "sermaye kaçırma" bile denemiyor) yetmezmiş gibi, son zamanlarda bir yandan krizi fırsata çevirmeye çalışırken diğer yandan kriz konusunda sürekli ahkam kesen sermaye çevrelerini, emekçi kesimler iyi tespit etmeli ve tepkilerini salt savunma mevzilerinden vermemelidirler.
Kapitalist sistemin krizleri sermaye birikim krizleridir ama aynı zamanda yeni sermaye birikim fırsatlarıdır. Kuşkusuz sermaye içi sermaye/servet transferi süreçleri de çalışır; batanlar, küçülenler, daha büyükler tarafından yutulanlar yanında, süreçten iyice semirerek (ve muhtemelen faaliyet alanlarında kimi düzeltmeler yaparak) çıkanlar izleyen dönemin belirleyici güçleri olacaktır.
***
Son aylarda, özellikle de seçimden sonraki bir ayda oluşan tepkilere bakılırsa, sermayenin sesinin emekçi sınıflardan daha yüksek çıktığı görülmektedir. Aslında bunda şaşılacak birşey yoktur; sermaye, her zaman sınıf bilinci en yüksek olan kesimdir. Medya ve siyasi iktidar aracılığıyla toplumun üzerinde ekonomik/siyasi gücüne koşut (hatta onu aşan) kontrol imkanlarını da her zaman devreye sokabilir. Sermayenin sözcüleri sadece sermayedarlarla da sınırlı değildir; sermayenin organik aydınları çoğunlukla daha ateşli sermaye savunucularına dönüşürler.
Bu arada, sermayenin veya egemen ekonomik sistemin kontrolü altındaki medya yalnızca radikal dinci sermaye iktidarının güdümündekilerle de sınırlı değildir. Cumhuriyet ve Sözcü gibi gazetelerin de -birçok sol/sosyalist yazarının yazılarıyla çelişir biçimde- sermayenin sesini etkili biçimde duyurabildiği platformlar olduğunu dikkatlerden kaçırmamak gerekir. Ekonomi söyleşilerinde sermaye sözcülerini veya neoliberal iktisatçıları özel olarak seçen, sermayenin yapısal reform taleplerini kesintisiz olarak gündeme getiren Cumhuriyet'in yeni ekonomi şefi Şehriban Kıraç'ın (bkz. 22, 27, 28, 29 Nisan tarihli "ekonomi sayfaları") tercihleri belki yadırganmayabilir, bunlar gazeteye destek veren Kıraçların etkisine de bağlanabilir. Ama Gazete yönetimi, okuyucunun kafasını bu denli karıştırma, bu kadar çelişkili sayfalar hazırlama hakkına sahip olunup olunmadığı, ekonomi şefinin tercihleri üzerinde bu kadar etkisiz mi olunduğu bakımından sorgulanabilir.
Örneğin 22 Nisan'da yapılan uzun söyleşide Koç Üniversitesinden bir iktisatçı, "ülkesinin bekasını halkının refahını önemseyen bir siyasetçi, kendi inancı ne olursa olsun, IMF'ye gitmeyeceğiz dememeli" dedikten sonra "bunun için AKP'nin fabrika ayarlarına geri dönmesi lazım" diyebiliyor. Fabrika ayarları nedir sorusunu sorduktan sonra da bunu 2002-2007 arasındaki ekonomik program olarak tanımlayabiliyor. Aynı sayfanın haftada iki kez köşe yazarı olan sevgili Ergin Yıldızoğlu ise dünkü (29 Nisan) yazısında, Davutoğlu eleştirisi üzerinden, AKP'nin fabrika ayarlarına dönme konusunu, çok haklı olarak, "tam bir saçmalık" olarak değerlendiriyor. Aynı sayfada bir başka köşe yazarının, 28 Nisan'da, "Sosyal(ist) piyasa ekonomisi" başlıklı tuhaf bir yazı yazabilmesi de kafa karışıklığını yeni bir boyuta taşıyor.
Öte yandan 27 Nisan tarihli Sözcü'de liberal iktisatçı Ege Cansen'in kendisiyle yapılan söyleşide, "ekonomideki kanamayı IMF durdurur" dedikten sonra, sözlerine soldan dayanak bulmak için "Prof. Dr. Korkut Boratav'ın dahi artık IMF'yi gösterdiğini"; "Korkut Hoca hiç öyle IMF'den hoşlanan insan değildir. Ama geldiği noktada pratik, pragmatik olarak Türkiye'nin IMF ile anlaşması iyi olur diyor" diyerek büyük bir çarpıtmaya başvurabiliyor ve Sözcü de buna alet oluyor. Peki Korkut Hoca gerçekte ne diyor? :"Emekçileri ezen kriz koşullarını onlar için çok daha ağırlaştıracak olan IMF türü seçeneklere karşı sadece iktidara hitap etmekle kalmamamız lazım. Türkiye'nin şu anda muhalefet sorumluluğunu üstlenmiş olanların IMF çözümüne karşı çıkması lazım. Bu nedenle sosyalistler IMF'ye teslimiyete karşı sistematik bir tavır almak zorundadır" (BirgünPazar, 21 Nisan 2019).
***
Üretim ilişkilerinin doğrudan üretici sınıfı da en az sermaye kadar sınıf bilincine sahip olmak zorundadır; aksi halde hep kaybeden taraf olacaktır. 1 MAYIS bunun için bir fırsattır. Ama, kendisi için sınıf olma bilincini kazanma süreci yılın tek bir gününe indirgenemez. 1 MAYIS yalnızca bir kıvılcımdır; üretimin ve yaşamın bütün anlarında/alanlarında o kıvılcımı canlı tutmak şarttır.
Emekçiler nasıl konumlanmalı?
-Öncelikle, düşük ücret-düşük verimlilik kıskacından kurtulmak için yüksek vasıflı-yüksek ücretli emek modelinin çalışabileceği yeni bir sınai/ekonomik kalkınma modelinin benimsenmesi gerekir.
-Düşük ücret-aşırı sömürü döngüsünden çıkılabildiğinde, yeni ilişkiler temelinde örgütlenme özgürlüğünün ve grev hakkının kısıtlanmadığı yeni bir dünyanın kurulması olduğu görülecektir. Sendikalaşmak, özel sektör söz konusu olduğunda, sermayenin ortak sınıf tepkisiyle çoğunlukla geçersiz kılınıyor. Özgürlük, demokrasi, hukuk ahkamı kesenlere öncelikle sendikalaşma özgürlüğü anımsatılmalıdır.
-Bu iktidarın katıksız bir sermaye iktidarı olduğu konusunda işçi sınıfının ve diğer emekçi kesimlerin kafasında en ufak bir tereddüt kalmaması sağlanmak zorundadır. Yani siyasi ve ideolojik mücadele olmadan sendikal mücadele yeterli olamaz.
-Ancak örgütlü bir tepkiyle krizin yükünün sermayeye, özellikle de son onyılın en fazla büyüyen sermaye kesimlerine dayatılması gündeme getirilebilir.
Peki somutta hangi talepler?
-Kayıt dışı çalıştırmak kadar sendikal örgütlenmeye işveren direnci de en ağır yaptırımlarla kırılmalıdır.
-Kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesine karşı durulmalı; kadınların istihdamdaki payı arttırılmalı ve "eşit işe eşit ücret" taleplerinde ısrarcı olunmalıdır.
-İş Kanunu'nda ve uygulamada çalışma saatleri düşürülmeli; bu, işsizliğin azaltılması için bir fırsata dönüştürülmelidir.
-Esnek çalışma biçimleri köklü olarak sınırlandırılmalı ve sermayenin bu konudaki ısrarlı baskıları püskürtülmelidir.
-Ücretlerin/asgari ücretin enflasyona karşı mutlaka korunması yanında refah payı talebi de karşılanmalıdır.
-Cinayet benzeri iş kazalarının önlenmesi için sendika temsilcilerinin mutlaka içinde yer alacağı iş ve işçi güvenliği komiteleri etkin biçimde çalıştırılmalıdır.
-Vergilerde dolaysız vergi ağırlığına yöneliş sağlanmalı; dolaysızlar içinde de ücret gelirleri üzerindeki yük azaltılmalı; bunun için daha dik bir artan oranlılık ile daha geniş vergi dilimleri içeren yeni bir Gelir Vergisi tarifesi oluşturulmalı; ücret gelirleri için üst dilimlere kadar daha yumuşatılmış bir tarife benimsenmelidir.
-Servet artışlarını, sermaye kazançlarını, kentsel rantları etkin olarak vergileyecek bir vergi yapısı oluşturulmalıdır.
-Geniş kitlelere yıkılan ve servet vergisi gibi kullanılan Emlak Vergisi ile MTV, lüks olmayan türlerde daha makul düzeylere çekilmelidir.
-Emeklilik haklarının budanmasına son verilmeli, emeklilik yaşı geriye çekilmeli, emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülmeli, Sosyal Güvenlik Yasası bu bağlamda değiştirilmelidir.
-BES'in bir zorunlu sigorta olarak kamusal emeklilik kurumu yerine geçişi engellenmelidir.
-Kıdem tazminatlarını bir fona devrederek devletin ve sermayenin ucuz kaynak havuzuna dönüştürülmesi niyetlerine son verilmeli; tam tersine mevcut kıdem tazminatının eksiksiz/istisnasız uygulanmasının önü açılmalıdır. (Önünü açmak için, kayıt dışılık ve sendikasızlıkla mücadele edilmeledir).
İşçi/emekçi sınıfın talepleri kuşkusuz burada sayılanlarla sınırlı değildir. Ayrıntıda çok sayıda mücadele alanı vardır. Ama bir yerden başlamak ve ortak sınıf taleplerinde buluşmak gerekir. 1 MAYIS 2019 bunun için yeni bir başlangıç yapılabilir.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.