- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 October 2019, Friday 17:08
- 2411 kez okundu
Korkut BORATAV / sol.org.tr
Emperyalizmi eleştiren bir araştırma enstitüsünden söz ederek başlayayım: Tricontinental… Haber bültenleri, Güney coğrafyasının sınıf mücadelelerini de yakından izlemektedir.
Sömürü oranı hesabı
Tricontinental’in son araştırması, iPhone’da Sömürü Oranı başlığı taşıyor. Arkadaşımız Ahmet Tonak tarafından yürütüldü; İngilizce ve (sendika.org’da) Türkçe yayımlandı.
Kapitalist üretim ilişkisi içinde oluşan kârların (artık değerin) ücretlere (değişir sermayeye) oranı, sömürü oranı olarak tanımlanır. Tricontinental bu hesabı, ABD şirketi Apple’in gözde ürünü olan iPhone üzerinden yapıyor.
Apple, üretimini ABD’de yoğunlaştırsaydı, piyasa fiyatları ile yapılan hesaplama güçlük taşımazdı. Üretim süreci içinde tüketilen ara-mal, girdi, sabit tesislerin aşınma payı nihaî fiyattan düşürülür; katma değere ulaşılırdı.
ABD millî gelirine de giren katma değer, (brüt olarak) iki ana öğeden oluşurdu: Katma değer = Ücret + Kâr… İsterseniz sömürü (kâr / ücret) oranını; isterseniz, katma değer içinde ücret ve kâr paylarını hesaplarsınız.
Ne var ki Apple, üretimini hemen hemen tümüyle ABD dışına, çeşitli ülkelere yaymıştır. Sömürü de bunların arasında dağılır.
Sömürünün değer zincirlerine dağıtılması
Emperyalizmin çağdaş gelişiminde Batı’nın dev sanayi şirketleri, uluslararası değer zincirleri içinde örgütlendi.Üretim süreci metropol dışına taşındı; düşük ücretleri izleyerek “Güney” ülkeleri arasında dağıtıldı. Ülke tercihlerinde nitelikli ve disiplinli (uysal) işçiler yeğlendi.
Tricontinental araştırması belirliyor ki, iPhone üretimi de bu türden bir değer zinciri içinde örgütlenmiştir. Kullanılan Afrika ve Latin Amerika kaynaklı minerallerin sayısı onu aşkındır. Bunları içeren cihaz parçalarını, az sayıda Batı Avrupa ve Japon şirketi üretir. Emek-yoğun aşamalar ise tümüyle “Güney” coğrafyasında yoğunlaşır.
Apple, iPhone üretiminin önemli bölümlerini ve nihaî aşamasını Çin’e taşıdı. Taşeronluğunu bu ülkede 1,3 milyon işçi çalıştıran Taiwan’lı Foxconn şirketi üstlendi.
Çok küçük kâr marjları ile çalışan bu şirket, düşük ücretleri ve çok ağır üretim koşulları ile ünlüdür. Fabrika yatakhanelerinden atlayarak intihar eden işçi haberleri, suçlamalara yol açmaktadır.
iPhone üretiminde sömürü
Tricontinental, Apple’daki sömürü oranı hesabını, iPhone X modelinin 2019’da ABD’de 999 dolarlık nihaî satış fiyatını ayrıştırarak yapıyor. Nihaî üretim aşamasına kadar izlenen girdi, ara-mal, amortisman bedelleri 371 dolara ulaşıyor. Bu bedel, ABD piyasasında iPhone’un nihai piyasa değerinden çıkarılınca katma değere ulaşılır: $999 - $371 = $628…
Çin’deki fabrikalarla başlayıp ABD’de son bulan halkada birim iPhone’a düşen ücret toplamı $25 olarak belirleniyor; geri kalan bölüm ($603) brüt kâr toplamıdır. Böylece birim iPhone’un (dolar cinsinden) katma değeri,628 = 25 + 603 öğelerine ayrışmış oluyor.
Bu eşitliğe göre, iPhone işçilerinin yüzde olarak sömürü oranı 603/25=$12; katma değerde ücret payı 25/628 = % 4’tür. Artık-değerin (vergiler, finans ve ticaret sermayesi arasındaki) paylaşımı, ayrı bir hesaplama gerektirir.
Böylece, Apple şirketinin iPhone üretiminin nihaî aşamasında yer alan (özellikle Çinli) işçi sınıfı üzerinde çok yüksek bir sömürü oranı belirleniyor.
Araştırmanın kuramsal çerçevesi sağlamdır. Yöntem ve veriler açısından elbette tartışılacak şeyler var; ama bu yazıda değil…
Küçük çiftçi nasıl sömürülür?
Tricontinental’in iPhone’da sömürü oranları hesaplamasından kırk iki yıl geriye gidelim. Dev sermaye gruplarının denetimindeki uluslararası ticarete göre uzmanlaşmış Üçüncü Dünya çiftçilerinin sömürülmesine göz atalım.
1977’te UNCTAD verilerini kullanarak muz ve tütün üretiminde ve ihracatı sonunda oluşan sömürü oranlarını hesaplamıştım. İngilizce yayımlanan ilk metnin Türkçesi,İktisat Politikaları ve Bölüşüm Sorunları (Belge Yayınları, 1983) başlıklı kitapta yer alıyor.
Kuramsal çerçeve Tricontinental’in araştırmasıyla aynıdır. Kavramsal açıdan önemli bir fark var: Muz ve tütün üretiminde sömürü artık değer biçiminde gerçekleşmiyor. Zira, muz ve tütün üreticileri plantasyon işçileri değil; aile emeği ve kendi üretim araçları ile piyasa için üretim yapan köylülerdir. Sömürü ilişkisi ise,köylünün yarattığı artık-ürüne, ticaret, sanayi ve finans sermayesinin farklı yöntemlerle el koyması biçimini alıyor.
Sömürü oranının hesaplanması, Tricontinental’inkinden kolaydır. Üretim ile nihaî piyasa arasında muz, sadece, taşıma, depolama, olgunlaştırma ve pazarlama aşamalarından geçer. Tütün ise, nihaî piyasalara sigara biçiminde ulaşır. Tütünden sigaraya dönüşme, (muzda yer almayan) sınaî üretim aşamasıdır.
Muz ve tütün üretiminde sömürü oranları
Hesaplama, muz ve tütün üretiminde birim ürün için çiftçinin eline geçen fiyat ile başlar. Bu fiyattan, geriye dönük piyasa ilişkileri içinde çiftçinin ödediği, tüm girdi bedelleri, mümkünse faiz yükü düşürülür; net üretici geliri böyle elde edilir. Bu üretim ilişkisinde net üretici geliri, kapitalist üretimde ücretin benzeridir.
Bir sonraki sömürü öğesi, birim ihraç fiyatı ile çiftçinin eline geçen fiyat arasındaki makastır. Tarımsal katma değere eklenecektir. Dış ticaretin sonraki aşamalarında, muza ve tütüne eklenen tarım-dışı katma değer öğeleri (taşıma, depolama, sigara üretimi) ayıklanır.
Nihaî piyasada tüketicinin birim ürüne ödediği fiyat içinde tütün veya muza atfedilen katma değer toplamına böyle ulaşılır. Katma değer eksi net üretici geliri ise artık-üründür.
Bu hesaplamalar sonunda muz üretiminde gerçekleşen katma değerde net üretici (köylü) payı ,6 olarak belirleniyor. Sermayenin farklı (ticarî, finansal, sınaî) katmanlarının el koyduğu sömürü oranı ise F7’dir.
Tütün üreticisinin sömürü oranı çok daha yüksektir. Nihaî piyasada (sigarada) gerçekleşen ve tütün üretimine atfedilen katma değer içinde net üretici (köylü) payı ise % 5,9 olarak hesaplanıyor. Sömürü oranı ise yüzde 1596’dır.
Tricontinental’in iPhone için 2019’da hesapladığı sömürü oranının ($12’nin) kırk küsur yıl önce Üçüncü Dünya muz ve tütün üreticilerinin karşılaştığı sömürüden çok daha yoğun olduğu ortaya çıkıyor.
Kırk yılda emekçilerin kaderi nasıl değişti?
1970’li yıllarda Üçüncü Dünya’nın muz ve tütün çiftçileri; 2019’da iPhone fabrikalarının işçileri…
Kırk küsur yıl geçmiş; ama kaderleri benzemektedir: Metropol sermayesi tarafından yoğun sömürü…
Kırk yıl önce Üçüncü Dünya devletleri Birleşmiş Milletler’de 77’ler grubu içinde Batı bloku ile “Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen” görüşmeleri başlatmıştı. Tarımsal hammadde ihracatçısı ülkelerin zorlamasıyla uluslararası fiyat hareketlerini düzenleyecek bir Ortak Fon anlaşması gündemdeydi.
- karşı devrim, bu çalışmalara son verdi. Dahası, “Güney” köylüleri uluslararası piyasalara teslim edildi. Devlet desteklerine, korumaya son verildi. Çeşitli sübvansiyonlarla semiren Batı tarımının rekabeti altında ezildi. Haiti’de pirinç, Batı Afrika’da pamuk, Meksika’da mısır çiftçileri üretimden koparıldı. Batı sınırlarına yığılan göçmenlere dönüştüler.
Kırk yıl önce Üçüncü Dünya’da genç sanayi tesisleri gümrük duvarları, ithal kotaları ile korunuyordu. Planlama ve stratejik sektörlerde devlet işletmeciliği ulusal sanayileşmeyi destekliyordu.
Sonraki kırk yılda ithal ikamesi ve planlama önlendi; devlet işletmeleri özelleştirildi. Üçüncü Dünya sınırsız sermaye hareketlerine, spekülatif finans kapitale açıldı. Apple, Adidas, Ford gibi dev şirketler, üretimlerini değer zincirleri içinde örgütsüz, ucuz emeğin yığıldığı “Güney” coğrafyasına taşıdı.
Kırk yıl içindeki değişiklikleri bu yazıda muz, tütün, iPhone üretimindeki sömürü oranlarına bakarak gözden geçirdim. Nicel bulguları karşılaştırmak elbette yanlıştır. Sektörler, ülke koşulları, karşılaştıkları sermaye grupları farklıdır.
Yine de, bu zaman dilimi içinde dünya emekçilerinin kaderindeki değişimi sömürü oranlarına göz atarak değerlendirelim: Kırk yıl önce gözlediğimiz emekçilerin katma değerden aldıkları pay yüzde 6 ile yüzde 18 arasında seyretmekteymiş. Bugünkü emekçilerin payı yüzde 4’e gerilemiş. Sömürü oranları ise (en az) yarı yarıya artmış.
Hesap yanıltıcı; ama gözlem geçerli…
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.