• 14 February 2019, Thursday 8:12
KonukYazar...

Konuk Yazar...

TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?

Ferhan YEDİLİOĞLU

 

İnsan yaşadığı sürece öğrenme devam ediyor. Eğer başını gömdüğün yerden kaldırıp, çevrende olup bitenlerin farkına varabilirsen…

Biz insanoğlu, yeryüzünün düşünerek hayatta kalan tek varlığıyız. Toplumdaki kuralları koyanda biziz, bunlara uymayan da… Bence insanoğlu çok kibirli… Her şeyin onun emrinde olması, onu patron yapıyor. Kendini ulaşılmaz hissettiriyor. Ön yargılıyız, öz eleştiriden mahkûmuz. Bize kolay olanı seçiyoruz. İşimize geldiği gibi konuşup, yaşıyoruz.

Güçlü zayıfı eziyor; hırs, çirkinlik, bencillik almış başını gidiyor. Kimse kendine bakmadan başkalarını eleştiriyor. Bir telaş sarmış etrafı bir telaş…

O, şu, bu derken doğuyoruz, büyüyoruz, büyüdüğümüzü zannederek ölüyoruz. Dünyayı parçalayarak dünyayı yaşanmaz hale getirerek…

Nedir paylaşamadığımız? Anlayamıyorum.

Oysaki bu hayat herkese verilmiş bir hediye. Her şeyin bir sonu olduğu gibi, hayatında bir sonu var. Sonunun olduğu bir hayatta ne kadar plansız, bencil, doyumsuz yaşıyoruz. Ölümü bilerek hayatı kirletiyoruz. Hiç ölmeyecekmiş gibi… Her şeyin kendimizin olmasını istiyoruz. Gittikçede bencilleşen bir dünyaya doğru yol alıyoruz.

Neden; önce kendimizi sorgulayıp eleştirip, sonra başkalarını eleştirmeyi denemiyoruz? Eleştiriye açık olmadığımız için, olayları kişiselleştiriyoruz.  Bizden farklı düşünen kimseleri sebepsizce düşman olarak görüyoruz.

Bizim amacımız; gelecek nesillere daha sağlıklı bir toplum bırakmak olmalı. Ne başkalarının fikir ve düşüncelerini çürütmeyi temel almalı, ne de kendi bakış açımızı değişmez doğru olarak görmeliyiz.

Birlikte farklılıklarımızla güzelleşmeyi becerebilsek,öğrenmeye aç olsak, birbirimizi sevsek, insanların içindeki o küçükte olsa iyi tarafı görmeye gayret etsek,gülümsesek, paylaşsak, aynı yolun yolcusu olduğumuzu fark etsek, birbirimizin ayıplarını araştırmasak, daha iyi nesiller için el ele versek, çevremizi güzelleştirmeye gayret etsek, bu dünyada bizden başka canlılarında yaşadığını fark etsek ve onlara kıymasak sevsek, gönlümüze göre yaşayıp tembellik etmeden üretsek, o az çalıştı ben çok çalıştım demeden sınırlarımızı zorlayıp gelecek nesiller için kıyasıya çalışsak, çalışırken de eğlensek nasıl olurdu hayat sizce?

Aslında burada en önemli şey; empatikurmak. Anladığın yerde anlaşılırsın. İşte bütün mesele bu… Ancak bu şekilde gelecek nesillere daha aydınlık yarınlar bırakabiliriz. Aksi takdirde kendi egomuzu zenginleştirmekten öteye gidemeyiz.

Evet, insanın eleştirme hakkı vardır. Ben diyorum ki; önce kendimizi eleştirelim. Başkalarına gelince de; başkalarını eleştirebiliriz ama yargılamayalım.

Eleştiri; eleştirileni güzelleştirmeye dönük olmalıdır. Yıkmaya değil...

Tek tek bireylerin bir araya gelmesinden oluşur toplum. Toplumun güçlü olması için bireylerin güçlü olması gerekir. Her fert kendini eleştirip düzeltse, düşünün bakalımhayat böyle mi olur?

Kişisel mutluluk bir yere kadardır. Kişisel mutluluk gerçek mutluluğu getirmez. Toplum olabilme bilinci, gerçek mutluluğu getirir. Kişisel farklılıklarımıza saygı duyabilmeyi öğrenirsek güzelleşiriz.Farklılıklar bizi biz yapan en önemli özelliğimizdir. Yeter ki, bundan yararlanmayı bilelim.

Bencil olmayan, paylaşan,sevgi dolu,eleştiren ama yargılamayan,farklılıklarla dolu rengârenk bir hayat umut ediyorum. Hayatınız umarım gökkuşağı tadında olur.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık