- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 15 July 2019, Monday 8:59
- 2745 kez okundu
Korkut BORATAV / sol.org.tr
“Faiz takıntısı”, TCMB Başkanı’nın görevden alınmasıyla sonuçlandı. Arka planda uluslararası finans çevreleriyle anlaşmazlık var.
Bu çevrelerin Türkiye değerlendirmelerini kredi derecelendirme kuruluşlarından da izleyebiliyoruz. En başta üç uluslararası şirket var: Moody’s, Fitch, Standard & Poors… Uğraşı alanlarının (“piyasanın”) yüzde 95’i onların denetiminde. Bu şirketleri, ayrım yapmadan “Üçlü Çete” diye adlandıralım.
Üçlü Çete, son iki yılda Türkiye’nin puanını üst üste kırdı. Nedenlerine, bizimkilerin tepkilerine göz atalım.
“Kerameti kendinden menkul” kuruluşlar…
Kredi derecelendirme kuruluşları, yani Üçlü Çete, uluslararası piyasalardan kredi arayan devletleri (ülkeleri), şirketleri, kurumları, bankaları izler. Bunlara verilen puanlar, olası borçlunun güvenilirliğini ölçer.
Borçlunun temerrüt riski arttıkça düşen bir puan… Düştükçe, kredinin maliyeti yükselir; koşulları ağırlaşır. Aşağılarda, “yatırım yapılamaz”, hatta “çöp” eşiklerinin aşamaları yer alır.
Bu puanları, sadece kredi veren, tahvilleri pazarlayan uluslararası bankalar izlemez. Menkul kıymetler piyasalarına dönük fonları, plasmanları yönlendiren finansal şirketler de dikkate alır. “Müşteriler” kim? Finans kapitalin, “kupon keserek, kâğıt satarak yaşayan”, rantiye, asalak, spekülatör kesimi…
Finans kapitalin yükseldiği, şiştiği bir dönemin “ucubeleri”nden söz ediyorum. Sıradan insanların gönenci bakımından fuzulî, asalak; kapitalizmin bugünkü aşamasında işlevsel, gerekli organizmalar…
“İşlevsel”, ama, “tahripkâr” da olabiliyor: Üçlü Çete’nin “kerameti kendinden menkul” kuruluşlar olduğu 2008 krizinde ortaya çıktı. Yüksek puan verdikleri astronomik borç senetleri battı; emekçiler konutlarını yitirdi; finansal kriz tetiklendi. Hesap sorulmadı; marifetlerini sürdürdüler.
Türkiye’ye karşı “dış komplo” mu?
Üçlü Çete, birkaç yıldan beri AKP iktidarını tedirgin etmektedir: Önce, Türkiye’nin kredi puanını “yatırım yapılamaz” eşiğine indirdiler. Niçin?
2013’te FED parasal daralma kararı aldı. Yükselen piyasa ekonomilerinden para çekilmesi başlayacaktı. “Hangileri çok riskli?” sorusu gündeme geldi. Üçlü Çete, “bu ülkeye daha fazla açılırken dikkat edin…” anlamına gelen “yatırım yapılamaz” puanını Türkiye’ye de yakıştırdı. Hızla bozulan dış kırılganlık göstergelerini dikkate alarak…
Üçlü Çete, 2017 sonrasında da Türkiye’nin “gidişatını” beğenmedi; TL’li tahvil ve hisse senetlerine para bağlayan yatırımcıları uyardı: Türkiye’nin kredi puanını üst üste düşürdü; “çöp” düzeyinin alt aşamalarına çekti. Moody’s son darbeyi 18 Haziran’da vurdu: 18 Türk bankasını kredi puanlarını birer çentik daha indirdi.
- çevrelerine göre, güçlenen Türkiye’ye karşı dış komplo… “Bunlara inat kendi derecelendirme şirketimizi kuracağız…” türü gayri ciddi niyetler de ortaya atıldı.
Düşen puanların gerekçeleri
“Üçlü Çete” son iki yılda Türkiye’nin kredi puanlarını niçin düşürdü? Türkiye raporlarında, notlarında yer alan gerekçelere göz atalım.
Önce, Türkiye ekonomisinin dış kırılganlık göstergeleri üzerinde yoğunlaşıyorlar: Yüksek cari işlem açığı, dış kaynak akımlarına aşırı bağımlılık, şirketlerin dış borçlarının, bankaların kısa dönemli dış finansman gereksinimlerinin yüksekliği, döviz rezervlerinin zayıflığı… Bu gruptaki gözlemler, IMF gibi uluslararası ekonomik örgütlerin Türkiye tespitleriyle uyumludur.
Bu tür dış kırılganlıklar 2017 sonrasında artmıştır ve iktisat politikalarında hatalardan kaynaklanmıştır. İddiaları sıralayalım:
2017’deki kamu destekli kredi pompalaması ekonomiyi aşırı ısıtmış, sert bir inişi kaçınılmaz kılmıştır.
Siyasî iktidar, merkez bankasını baskı altında tutmuş; özerkliğini tehdit etmiştir. Bu yöneliş, hukuk devleti ve yolsuzluklarla ilgili uluslararası karşılaştırmalarla birleştiriliyor. Sonuç, ekonominin yönetiminde kurumsal zafiyet…
Para politikasında enflasyon hedeflemesi ilkeleri çiğnenmektedir: TCMB’nin politika faizi, enflasyonun altında tutulmuş; dalgalı döviz kuru ilkesinden sapılmış; merkez bankası rezervleri döviz fiyatlarını frenlemek için eritilmiştir.
Kamu maliyesinin saydamlığı aşınmakta, malî disiplin zayıflamakta, bütçe açıkları tırmanmaktadır.
Üçlü Çete’ye göre, Berat Albayrak’ın sunduğu ekonomi programları ciddiye alınamaz. Kâğıt üstünde kalan; ayrıntıdan yoksun, yetersiz iktisat politikası belgeleri…
Moody’s’in 14 Haziran 2018 tarihli notunda bir dış siyaset riski de yer alıyor: “ABD’nin olası yaptırımları Türkiye’nin bir IMF programına erişimini de güçleştirebilir.”
Bu eleştiriler, TCMB Başkanı’nın görevden alınması öncesindedir. Hemen sonrasında yatırım uzmanları ( “finans kapitalin ayak takımı”) eleştiri bombardımanına başladı.
Neo-liberalizmin makro-ekonomik programı
“Üçlü Çete”nin 2017’den sonra iktidara yönelttiği bu eleştirilerin arka planında neo-liberal makro-ekonomik programın ilkeleri yer alıyor. Bunlardan sapma yakından izleniyor.
Bu ilkeleri sıralayalım:
Sermaye hareketlerinin serbestliği esastır; güvence altına alınmalıdır.
Merkez bankaları siyasî iktidara karşı bağımsız, özerk olmalıdır.
Para politikası enflasyon hedeflemesine dayanmalı; merkez bankalarının politika faizleri enflasyonu aşmalı; döviz fiyatları piyasalara bırakılmalıdır.
Malî disiplin: Bütçe açıkları ve kamu borçları belli eşikleri aşmamalıdır.
Serbest sermaye hareketleri ilkesi, finans kapitalin tüm dünyaya sınırsız yayılmasını öngörmektedir.
Merkez bankalarının özerkliği, ulusal para politikasının siyasî iktidarların değil, uluslararası finans kapitalin denetimi altına girmesini hedefler. Ekonomi politikalarının bir bölümü, yurttaşların denetleyemeyeceği, kimliği belirsiz bir dış otoriteye bağlanır.
Enflasyon hedeflemesi, serbest sermaye hareketleri ortamında siyasî iktidarların aktif döviz kuru politikalarını imkânsız kılar. Ulusal ekonomiyi koruyacak, rekabet gücünü destekleyecek bir politika aracını böylece felce uğrar.
Malî disiplin, kamu maliyesinin kalkınmacı ve konjonktürel (Keynes’gil) amaçlarla kullanılmasını frenler.
Bu ilkeler, sermayenin sınırsız tahakküm programı olan neo-liberalizmin öğeleridir. Defalarca tartıştım; eleştirdim; tekrarını gerekli görmüyorum.
AKP’nin neo-liberal sicili
Bu ilkeleri çiğnediği için bugün Üçlü Çete ve diğerlerince eleştirilen AKP iktidarının siciline bu açıdan göz atalım.
2002’de IMF-Dünya Bankası anlaşmaları içinde uygulanan kapsamlı neo-liberal programın, AKP iktidarı tarafından aynen devralındığını hatırlatarak başlayalım.
Sonrasında bu programın stratejik, yapısal öğeleri kesintisiz sürdürüldü; genişletildi: Kapsamlı özelleştirmeler, kamu hizmetlerinin piyasalaşması, işgücü piyasalarında emek örgütlerini eriten esnekleşme, altyapı yatırımlarında kapkaççı müteahhitleri ihya eden kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeli vd…
Neo-liberal makro-ekonomik programa gelelim: AKP iktidarı yabancı sermaye hareketlerinin daralmaya başladığı 2015’e kadar bu ilkeleri tümüyle uyguladı. Tek tek hatırlatayım:
989’da başlatılan sermaye hareketlerinin serbestliği, istisnasız uygulandı; her kritik aşamada teyit edildi.
TCMB’nin özerkliği, 2001’de yasalaşmıştı. Önce AKP iktidarı tarafından sineye çekildi. Erdoğan, 2018’de bu ilkeye açıkça karşı çıktı; son adımı geçen hafta attı. Yasayı çiğneyerek Başkan’ı görevden aldı; özerkliğe son verdi.
Enflasyon hedeflemesi ise, AKP iktidarınca 2015’e kadar tümüyle benimsendi. Sonuçlarından uzun süre hoşnut kaldı. Bol sermaye girişinin yaşandığı 2003-2007 ve 2010-2014’te ekonominin canlılığı ve yoğunlaşan dış bağımlılığı bu uygulamanın ürünüdür. Erdoğan “faiz lobisi”ne saldırırken dahi AKP’nin Orta Vadeli Program metinleri enflasyon hedeflemesi ilkesini açıkça benimsemekteydi.
Kim haklı: İktidar mı? Üçlü çete mi?
Kim haklı? Ekonomik önceliklerini hayata geçirmek iddiasındaki AKP iktidarı mı? “İktisadî sağduyu” olduğu ileri sürülen politikaları telkin etmek isteyen finans kapital mi?
Türkiye’ye ve benzer ülkelere 1980 sonrasında uygulatılan kapsamlı neo-liberal model temelden yanlıştır; AKP ise on üç yıl sonra, bu programın sadece bir bölümüne itiraza kalkıştığı için sadece gecikmemiştir; aynı zamanda çaresizdir.
Ekonomiyi, finans kapitale öylesine bağımlı hale getirdiler ki, hareket alanları da kısıldı: Serbest sermaye hareketleri ortamında faizleri fazlaca indirirlerse yabancı sermaye kaçacak; önce döviz fiyatları, sonra enflasyon sıçrayacaktır.
Ekonomiye deli gömleği giydirdiniz. Neo-liberal programa kenarından, ucundan karşı çıkarak sadece kargaşa yaratırsınız.
Geç kaldınız; geçmiş ola…
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.