- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 14 June 2019, Friday 10:06
- 4147 kez okundu
Olcay AKDENİZ
Derler ki, "Yanlış bilgiler paslı çiviler gibidir, bir kere insanın aklına girdi mi bir daha çıkarılması çok zordur"...
"Doğru" olarak kabul edilen yanlışlar ne yazık ki, girdiği gözlerden ve kulaklardan ulaştıkları beyinlerde kalıcı hasarlar oluşturuyor...
"Yanlış"ı bir kez duyan, okuyan ve "doğru" olarak kabullenen beyinler, sonrasında doğruyu asla kabul etmiyorlar, edemiyorlar. Yanlışı doğrultmak ne yazık ki çoğu zaman mümkün olamıyor.
Bu nedenle "bilgi" babında söz söyleyenlerin, yazı yazanların son derece sorumlu davranması gerekiyor. Hele sözün uçup, yazının kalıcı olduğunu düşünürsek, söylenen yanlış bir "bilgi"nin vereceği hasardan ne yazık ki "yazılmış" bir "bilgi"nin vereceği hasar çok daha büyük ve etkili oluyor... Ayrıca, sözde "doğru" diye, sözde "bilgi" diye yazılmış yazılarla, yıllar sonra o konularda araştırma yapacak kişileri yanıltmak ise çok büyük bir sorumsuzluktur.
Elimize bir gazetenin bayram eki geçti. İçinde, Milas'ın "Macar Evleri" anlatılırken "Macar ve İtalyan yapı ustaları" tarafından "19. yy'ın sonunda ve 20. yy'ın başında inşa edilmişlerdir" diye bir ifade geçiyor.
Milas'ın Macar Evleri'ni yıllarca araştırdım. Milas Ticaret Odası ve MİTSO dergilerinde bu evlerin geçmişini yazdım. Rahmetli Mimar ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Oktay Ekinci'nin davetiyle Hatay'da düzenlenen Güney İlleri Mimarlar Odaları Ortak Toplantısında ve İstanbul Üniversitesi'ndeki yıl sonu konferanslarında, Kanal B televizyonunda bu evlerin tarihlerini, mimari özelliklerini, yaşanmışlıklarıyla anlattım. Milas'ın Macar Evleri ile ilgili bilinmeyen bir şey kalmadı, diyordum ki "bayram eki"nde bu evlerin "19. yy'ın sonunda ve 20. yy'ın başında" yapıldığını okuyup öğrenmiş oldum(!)
Şimdi bu paslı çiviyi nasıl sökeceğiz? Sökmek için anlatalım bakalım, belki başarırız.
1 - Milas, Macar mimarisiyle ilk kez Madam Murat'ın eviyle tanışmıştır. 1927 yılında yapılan evin Mimarı, o yıllarda Milas'ta çalışmakta olan Macar Mimar Piyer Kubin'dir. Fakat Madam Murat'ın evi Milas'ın bilinen, literatüre girmiş olan "Macar Evleri" kapsamında sayılmaz ve bu şekilde kabul görmez.
2 - "Macar Evleri" olarak kabul gören evler ise Atatürk bulvarındaki üç evdir. Bir yazımızda "Atatürk bulvarında inci tanesi gibi dizilen..." diye söz ettiğimiz bu evlerin zaten yaptıranları da bellidir. Evlerden birisini Kaymakam Fevzi Beler kendisi için yaptırmıştır. Diğer iki evi ise Doktor Hilmi Bey ile Doktor Servet Akgün yaptırmışlardır... Bunları da yazılarımızda anlatmıştık... İstikamet Sineması yıkılmamış olsaydı, onu da Milas'taki "Macar evleri" veya "Macar mimarisi" kapsamında sayabilirdik...
3 - Kaymakam Fevzi Beler'in daveti ile Rodos'tan Milas'a gelen 4 Macar yapı ustasının Milas'ta yaptığı ilk bina İstikamet Sineması'dır ve 1931 yılında yapılmıştır. Diğer üç Macar Evi ise İstikamet Sineması'nın ardından inşa edilmişlerdir. Dolayısıyla 1931 yılında yapılan İstikamet Sineması öncesinde Macar ustaların yaptığı başka bina yoktur.
4 - Macar Evleri'nin yapımında İtalyan ustalar çalışmamışlardır. Bu evleri yapanlar, bugün adlarını bilmediğimiz 4 Macar yapı ustasıdır. İtalyan mermer ustaları 1927 yılında, sadece Madam Murat'ın evinin yapımında çalışmışlardır. Söz konusu 4 Macar usta Milas'ta başka binalar da yapmışlardır. Fakat bu binalar "Milas'ın Macar Evleri" kapsamında değerlendirilmezler.
5 - Ortada bu kadar kesin bilgiler var iken ve bunlar da yayınlanmış iken çıkıp da Macar evlerinin "19. yy'ın sonunda" yapıldığını yazmak, hele "20.yy'ın başını" da işin içine katarak bu süreci neredeyse 40 / 50 yıllık bir sürece yaymak ve işin içine İtalyan ustaları da karıştırmak en azından "abes"tir...
Gelelim bir uydurmaya daha: "Levanten Yapılar"
Bu başlık altında da deniyor ki; "Şu anda Vergi Dairesi binası olarak kullanılan bina Levanten binasıdır........ 18. yy'ın sonunda maden ticareti için Milas'a gelen Fransız ve İtalyan tüccarlar tarafından yaptırılmıştır"...
Bu kadarına da pes doğrusu...
Milas Vergi Dairesi binasının ne zaman ve nasıl yapıldığını, sonrasında neden terk edildiğini, önerimiz üzerine Vergi Dairesi olarak yapılmak için nasıl bir girişim başlatıldığını, sonra bu girişimin nereye takıldığını, önerimizle bu takılmanın nasıl aşıldığını 2011 yılında, MİTSO dergisinin 46. sayısında ayrıntısıyla yazmıştık... Sonrasında, 2016 yılında Araştırma Görevlisi Rahşan Toptaş tarafından yazılan ve 2016 yılında Milas Belediyesi Kültür Yayınları arasında çıkan"Muğla ve Milas örneklerinde II. Abdülhamid Dönemi Hükümet Konakları (1876 - 1909)"adlı kitapta da bu konuda bilgiler var. Ortada böylesine yazılı kaynaklara dayalı bilgiler dururken eski Hükümet Konağı, yeni Vergi Dairesi binasının yapımını "Levanten"lere bağlamak tek kelimeyle "saçmalık"tır.
Şimdi bu paslı çiviyi nasıl sökebiliriz, bilmiyorum, fakat yine de deneyelim. Belki yararı olur:
1 - Levantenler, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde şöyle tanımlanıyor: "Özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan Hristiyanlara verilen ad..." Ayrıca, Batılıların küçük gördükleri levantenlerin bir özellikleri de, geldikleri kıyı şehirlerinde yerli halktan birileriyle evlenip, yerleşip kalmaları... Şimdi; "bir kıyı şehiri" olmayan Milas'a gelip yerleşen, burada evlenip kalan hiçbir Batılı yok. Bu nedenle Milas'ta "levanten" de yok. Levantenler İzmir'de yaşıyorlar. Bunlardan bazıları Milaslılardan oluşan temsilcileriyle tütün tarımı veya maden ticareti yapıyorlar. Levantenlerin Milas'taki temsilcilerinden hiç birisi "Batılı" değil. Hepsi de yerleşik Milaslı... Dolayısıyla İzmir'i mesken tutmuş levantenlerin Milas'ta yaptırdığı bir bina da yok... Sadece Milaslıların İzmir'deki levanten evlerine öykünerek, özenerek ve onlara benzeterek yaptırdığıRefika - Selahattin Menteşe evi gibibir iki ev var, o kadar. Ki, onlar da zaten Milas'ın yerlisi...
2 - Milas Vergi Dairesi'ne giden herkesin neredeyse başına çarparcasına, gözüne girercesine duran yuvarlak, madalyon şeklindeki bir yazıt var. Bu tür yazıtlar ya yaptıran padişahın tuğrasını taşırlar, ya da binanın kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığını dualı bir üslupla anlatırlar. Vergi Dairesinin giriş kapısının üstündeki yazıt da böyledir. Madalyonun ortasında Sultan II. Abdülhamit'in tuğrası ve hicri 1327 tarihi (miladi 1909) tarihi kazılıdır. Yazı ise "Yemin olsun ki, Allah içün hayır yapan zamanın efendisi hatta tebessüm eden dünyanın ağzı olur" diye yazıyor...
Şimdi; ortada bu mermere kazılı yazıt ve II. Abdülhamit'in tuğrası taş gibi dururken nasıl olup da bu binanın "18. yy'ın sonunda maden ticareti için Milas'a gelen Fransız ve İtalyan tüccarlar tarafından yaptırılmıştır" diye bir palavra atılabiliyor, anlaşılır gibi değil...
"Dergi"nin "milasrumları" başlıklı bölümünde ise Milas'taki Rum nüfusun XIX. yüzyılda Abdülaziz Ağa'nın İstanköy, Karpathos ve Kıbrıs'tan aileleri ile birlikte Rum kalfa, dülger, bahçıvan ve değirmenci getirtmiştir" diye bir giriş yapılmış. Sonrasında ise gerçek alıntı kaynağından ve kişisinden söz etmeden derme çatma bir alıntı daha eklenmiş.
Şimdi bu paslı çiviyi sökmeye çalışalım:
1 - Milas'taki Rum varlığı, Abdülaziz Ağa'nın daveti ile gelmiş olan Rum zanaatkarlarla başlamaz. A.Akarca ve T.Akarca'nın Milas kitabında Milas'ta Bizans çağında, M.Ö. 5. yüzyılda Milas'ta yaşayan Hıristiyanlardan, üçü 5'inci asırın ikinci yarısında, beşi 6'ıncı asırda yaşamış sekiz piskopostan söz ediliyor. Milas'ın 5'inci yüzyıldan sonra piskoposluk merkezi olduğu ifade ediliyor. Devamında, 5'inci yüzyılın ikinci yarısında asıl adı Eusobiaolan Azize Kseni (Yabancı) adlı bir azizenin Milas'ta yaşadığı, anlatılıyor. Azize Ksene'nin yaptırdığı kilisenin bugünkü Kartal Gazinosu'nun olduğu bina olduğunu kanıtlayan yazımızı ise taa 2002 yılındaki Ticaret Odası dergisinde yazmıştık...
2 - Selçuklular zamanından beri Anadolu'da yaşayan Hıristiyanlara "Rum" denirdi. Dolayısıyla Rumlar, 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan'da yapılan ve resmi adı "Türk ve Yunan Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme" olan protokol gereğince karşılıklı göç ettirilene kadar Milas'ta hep Rumlar vardı. Bizans döneminde de, Menteşe Beyliği Döneminde de, Menteşe'nin Osmanlı egemenliğine girmesinden sonrasında da Milas'ta Rumlar hep vardılar ve var oldular. Zaman zaman sayıları azaldı veya çoğaldı ama hep burada yaşıyorlardı.
3 - Abdülaziz Ağa davet ederek Adalardan bazı Rumları getirttiğinde de Milas'ta Rumlar vardı. Kaldı ki, A.Akarca ve T. Akarca'nın Milas kitaplarındaki "Milas'taki Rumlar" başlıklı bölümde 19. asırda Milas'taki zengin toprak sahiplerinin adalardan bazı zanaatkarları davet ettikleri anlatılırken cümlenin devamında 1737 yılında Pococke adlı gezginin Milas'ı ziyareti sırasında karşılaştığı 30 kadar Rum aileden söz ettiği yazılıyor.
Üstelik, Dr. Nuri Adıyeke de "XIX. Yüzyılda Milas Kazası" adlı değerli kitabında açıkça "Milas'taki Rum nüfusun tümünün, Batı Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi, XIX. yüzyılda Adalardan gelen Rumlardan oluştuğunu söylemek kanımızca yanlıştır" diye açık açık ifade ediyor...
Demek ki, ne imiş? Milas'ta Abdülaziz Ağa ve diğer bazı ağaların daveti öncesinde de Rumlar varmış...
Bayram ekinin "milasmusevileri" başlıklı bölümü ise oradan buradan kopyalayıp ekleme ile yapılmış, doğruluğu kuşkulu ifadelerin yer aldığı, bütünlükten uzak bir anlatım karmaşası içeriyor. Hele "Milaslı kadınlar ve erkekler terziliği onlardan öğrenmişlerdir. Yetiştirdikleri esnaf ve sanatkârlara; işini sevmeyi, işine sahip çıkmayı ve iş disiplinini onlar öğretmişlerdir. Yerli halk ticaret yapmayı da büyük ölçüde onlardan öğrenmişlerdir." diye bir ifade ise tamamen eziklik kompleksi içindeki "Batı" hayranı Tanzimat aydını kafasıyla yazılmış... Bu ifade en hafifinden yaklaşık bin yıllık Ahilik geleneğini yok saymaktır ve Ahilik gelenekleri ile esnaflık ve zanaatkarlık yapmakta olan Türk ve Müslüman ahaliye büyük bir haksızlıktır. Yazının bölüm girişindeki "Yahudilerin 18. ve 19. yüzyılda Milas'ta yaşadıkları bilinmesine rağmen Yahudilerin geçmişi daha eskilere uzanır" şeklindeki bozuk ifadeden çıkarsama yaparsak; 18. ve 19. yüzyıl ve öncesi Ahilik geleneklerinin tamamen yaygın olduğu bir düzen ve disiplin içinde tüm Anadolu ve Rumeli'de olduğu gibi Milas'ta da güçlü bir kültüre dayalı esnaflık geleneği sürmekteydi... Hele kadınların ve erkeklerin terziliği "onlardan öğrenmeleri" iddiası ise gülünçtür. Yazının girişindeki 18. ve 19. yüzyılı temel alsak bile o yüzyılda ilmek ilmek Milas halısı dokuyacak kadar, evlerini çeşit çeşit iğne oyaları, danteller, gergef işleri ile süsleyecek kadar beceri sahibi olan Türk kadınlarının terziliği bilmediğini ileri sürmek ve bu işi Yahudilerden öğrendiğini savlamak ise tam anlamıyla saçma bir uydurmadır.
İç içe yaşayan farklı toplumlarda karşılıklı etkileşim ve kültür alışverişi son derece doğaldır. Fakat bunu tek taraflı olarak "onlardan öğrendiler" seviyesine indirgemek de yersizdir. Hele tek tek örneklerden yola çıkarak genelleme yapmak da yanlıştır.
Yazının "HALICILIK" bölümü ise kulaktan dolma ve yetersiz bilgiyle üstünkörü yazılmış. "Anadolu'nun Doğusundan başlayan halıcılığın, Batı bölgelerine doğru gelişerek devam ettiği bilinmektedir" diye kurulan cümle de bir başka "paslı çivi"dir. Keşke Milas halılarıyla ilgili bu bölümü yazarken taa 1997 ve daha sonra 2003 yıllarında Milas Ticaret Odası dergisinde yazdığımız "Asya'dan Anadolu'ya, Batı Anadolu'dan Milas'a Halıcılığımız" başlıklı yazılarımızı bir okusaydınız... Gelelim bu konudaki "paslı çivi"ye:
"Anadolu'nun Doğusunda başlayan halıcılığın..." diye bir ifade tamamen yanlıştır. Çünkü Türk halıcılığı "Anadolu'nun Doğusunda" başlamamıştır. Geleneksel bir Türk el sanatı olan halıcılığın tarihi Orta Asya'ya dayanır. Bilinen en eski Türk halısını da 1947 / 1949 yıllarında Orta Asya'da, Altay Dağlarında, Bisk Kenti yakınlarındaki Pazırık yöresinde kazı yapan Rus Arkeolog S. Rudenkobulmuştur. Halıcılık literatürüne "Pazırık Halısı" olarak giren bu halı, S.Rudenko'ya göre M.Ö. 5. yüzyılda dokunmuştur. Demek ki, Türklerde halıcılık geleneği, Pazırık Halısından da çok daha eskilere gitmektedir... Türk halıcılığı, Orta Asya'dan dağılan Türklerle birlikte, onların gittiği her yere yayılmıştır. Güney Batı Anadolu'ya ise Menteşeliler, veya daha öncesinde "münferit" olarak gelen Türkmenler tarafından getirilmiştir...
Sonuç olarak;
1- Bilmediğiniz konularda biliyormuş gibi yapıp "uzman"mış gibi davranarak yazı yazmaya kalkışmak ayıptır.
2 - Yazdığınız yazılarda verdiğiniz bilgiler, tezler, görüşler, yorumlar tamamen size ait, özgün bilgiler ise daha sonra bu konuyla ilgili yazılarınızda kendinizi "kaynak" gösterebilirsiniz... Ancak yazdığınız bir yazıdaki bilgiler, tezler, görüşler, yorumlar bir başka kitapta, dergide, ansiklopedide, makalede yayınlanmış veya konferanslarda bir konuşmacı tarafından dile getirilmiş bilgiler ise ve siz o bilgilerden, görüşlerden, tezlerden alıntılar yaparak bir makale yazmış olsanız bile, bir sonraki yazınızda, kendi yazınızı kaynak olarak gösteremezsiniz. Önceki yazınızda, hangi başka kaynaklardan yararlanmış iseniz o asıl kaynakları "kaynak" olarak göstermek zorundasınızdır. Yazmanın etiği de budur.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.