Mehmet Oğultürk

Bugün Sayın İmamoğlu’nun gözaltına alındığı haberiyle uyandık. Meğer şu İmamoğlu denilen şahıs suç makinesi imiş. Yapmadığı sahtekârlık, düzenbazlık işlemediği suç kalmamış. Önüne gelene hakaret etmiş, terör örgütüne yardım ve yataklıktan tutun da, ihaleye fesat karıştırma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, çıkar amaçlı suç örgütü kurma, ortada fol yok yumurta yokken Cumhurbaşkanlığına soyunma suçlarının hepsini işlemiş. Bizim haberimiz olmamış. Çok şükür Adalet Bakanımız, savcılarımız ve emniyetimiz görev başındalar. Sabaha karşı O’nu suçüstü yakalamışlar. Dört gün sedirin üstünde yatsın da aklı başına gelsin!

Sayın Özgür Özel seçim zaferini, yumuşama ve normalleşme ile taçlandırırken kiminle dans ettiğinin farkına varmadı. Turpun büyüğü heybededir sözünü ciddiye almadı. Acaba turpun büyüğü Sayın İmamoğlu muydu? Yoksa heybede başka turplar da var mı? Turpun en büyüğü heybede mi duruyor? Hiç merak etmiyor, çenesine kuvvet konuşuyor da konuşuyor. Ortada seçim meçim yokken Sayın İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etme becerisini gösteriyor. Üç ay sonrasını göremiyor. İkide bir Anayasadan bahsedip Sine-i Millete dönme ve Parlamentodan çekilmenin mümkün olmadığını ileri sürüyor. Gündemlerinde böyle bir şeyin olmadığını açıkça ifade ediyor. İktidarın uymadığı ve hesaba almadığı Anayasayı yürürlükte sanıyor.

CHP sarı öküzü, mühürsüz oyların geçerli sayıldığı gün vermiştir. Aynı zarf içinde bulunan üç seçim pusulası geçerli sayılıp, hiçbir şey olmadıysa da bir şeyler olmuştur denilerek sadece Büyük Şehir Belediye Başkanı seçiminin geçersiz sayıldığında tepkisini gösterip seçimi boykot edemiyor.

İktidarın hiçbir sözüne güvenilemeyeceğini, en büyük meziyetlerinin dün söylediklerinin bugün tam tersini söyleme, halkın büyük bir kısmını buna inandırma yeteneklerinin farkına varamamışlardır. Sonuç; önce ilçe Belediye Başkanları ve muhalif gazeteciler, bir siyasi Parti Genel Başkanı gözaltına alınıp tutuklanmış, sıra büyük şehirlerinkilere gelmiştir. En büyük turp CHP’nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel olmasın sakın. O da çıkar amaçlı suç örgütü kurmakla suçlanarak görevden alınıp yerine Kayyum mu atanacaktır?  Göreceğiz. Adam yıllar önce “bu Demokrasi amaç mı olacak araç mı olacak. Bize göre demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz” demiştir. Bunu ciddiye almayanların bugün bu muameleye maruz kalması çok doğaldır. Adım adım kaos ve belirsizlik kendini göstermektedir. Korkarım ülkeyi bir iç savaşla karşı karşıya bırakmazlar. Karpuz gibi ortadan bölünmüş iki toplum yaratılmıştır. İstedikleri tam da budur. Buna engel olabilmek için yalnız CHP değil tüm muhalefet partileri CHP’nin etrafında toplanmalı, Sine-i Millet dahil her yolu denemelidir. Ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkarmalıdır. Yoksa bir SURİYE olmaktan kurtulamayacağız. 19.03.2025