• 13 March 2025, Thursday 14:34
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

OLMADI SAYIN TOPUZ, OLMADI

Duyduklarım meğer doğruymuş. Emin kaynaklardan teyit ettirdim. Sayın Topuz, beşli çetelerden sayılan Limak- İçtaş ortaklığında faaliyet gösteren Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin çalışmasından yana taraf olmuş ve kendisini ziyaret eden Sendikacılara “ Meslek yaşamıma termik santrallerde çalışarak başladım. Enerji en yüce değerdir. Siyasi yaşamımda her zaman işçinin ve çalışanların yanında oldum. Madenler de bizim, santraller de bizim, çamlar da bizim. İşçilerin haklı taleplerini ve mücadelelerini destekliyorum. Sizler müsterih olun. Sizlerin emeğini kimsenin almasına izin vermeyiz. Alınacak olan kararlar çıkar çevrelerinin menfaati için değil işçilerin menfaatine yönelik olacaktır. Her zaman çalışanın ve emeğin yanındayım. İş konusunda kaygı duyan enerji ve maden işçilerinin sonuna kadar arkasındayım” demiş.

Bu sözlerin nezaketen söylenmiş olduğuna inanmak istiyorum. Sayın Topuz’un doğanın enerjiden daha kıymetli olduğunu bilmediğini sanmıyorum. İnsan, enerji olmadan yaşayabiliyor ama havasız, susuz ve mekânsız, asla. Enerjinin insan hayatından daha önemli olduğu kabul edilemez. Kaldı ki doğaya, havaya ve suya zarar vermeden enerji elde etmek mümkünken, illa da kömürle enerji elde etmek için havaya sülfirik asit pompalamaya devam etmek akıl kârı mıdır? Yatağan Termik santrali faaliyete geçtikten sonra Yatağan’da kanser ve KOAH hasta sayılarının on kat arttığı, bu güne kadar 60 binden fazla insanımızın genç yaşlarda bu dünyadan göç ettiği söylenmektedir. Belki de bu nedenle, 1996 yılında Aydın Bölge İdare Mahkemesi,  İlimizde faaliyet gösteren üç fabrikanın da kapatılmasına karar vermiştir. Sayın Topuz bilmiyor olamaz. Bu Mahkemenin almış olduğu kapatma kararı hem Danıştay hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince onaylanmıştır. Ne yazıktır ki bu kararlar zamanın hükümeti tarafından uygulanmamış, hâlâ uygulanmamaktadır. Bu mahkemeler işçilerin iş ve aşını neden hesaba almamıştır dersiniz?

İşçiler, başka iş yerlerinde istihdam edilebilirler. Nitekim, özelleştirilmeden önceki işçileri devlet başka kurumlarında işe başlatmıştır. YK Enerji Şirketi de bu işçilerini başka kurumlarında çalıştırabilirler.

Sendika ağaları, işçilerin iş ve aşını düşündüklerinden değil, ağalıkları zarar göreceğinden endişelidirler. Şirketin patronları bile onlar kadar tedirgin değiller. Bir de kamulaştırma konusunda ahkâm kesiyorlar. Zeytinlerin, fabrikaların açılmasından sonra dikildiklerini bilirkişilere söyletip, 3573 sayılı Zeytincilik kanununun arkasından dolanmaya çalışmaktadırlar. Bir de doğayı talan ve tahrip ettikten sonra yeterli kömür bulunamadığı için taa 300 km. öteden (Soma) her gün binlerce kamyon kömür taşımakta ve daracık Milas Ören yolunda trafiği allak bullak etmektedir. Yani taşıma suyla değirmen döndürmektedirler. Nerde bizim ekonomistlerimiz?

Olmadı Sayın Topuz olmadı. Sendika ağalarını belki sevindirdiniz ama doğa ve yaşam savunucularını menfaatçi çıkar çevreleri olarak değerlendirmeniz hiç de yakışık almadı. 11.03.2025


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık