• 21 February 2025, Friday 8:37
MehmetOğultürk

Mehmet Oğultürk

SENDİKA AĞALARININ DERDİNE BAK

Sendikalar, işçilerin işverenle ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak çıkarlarını korumak amacıyla 7 işçinin bir araya gelerek oluşturdukları birer tüzel kişiliktir.  Görevleri işvereni korumak ve savunmak değildir. Eğer böyle bir durum var ise, o gerçek anlamda bir sendika değil, işverenler tarafından kurdurulmuş Sarı Sendikalardır. İşçilerden alınan aidatlarla saltanat sürerler. Tes-İş Yatağan Şubesi de bu sendikalardan biri olmalı ki, İktidar ve Ana Muhalefet Partilerin İl Başkanlıklarına sundukları bir rapor, bunu doğrular niteliktedir.

Bu raporda öyle çok konuda tespitlerde bulunmuşlar ki maşallah bilim adamlarına taş çıkartmışlar. Her konuda bilgili olduklarını kanıtlamışlar.                                                                                                                        1-Yıllık enerji üretimi ve tedariki,                                                                                                2- Doğal gaz ithalatının cari açığa etkisi,                                                                                      3-İstihdam ve bölgesel ekonomiye katkısı,                                                                                4-Kömür tedariki sorunları ve dışa bağımlılık,                                                                                                                                          5- Yasal kısıtlamalar ve çözüm önerileri,                                                                               konularında tıpkı bir bilim adamı gibi irdelemede bulunmuşlardır. Arkeoloji, Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılanması hakkındaki kanundan tutun da Acele Kamulaştırma, ÇED iptal davaları, EÜAŞ ile ikili anlaşma düzenlemeleri, Ülkenin elektrik şebekeleri ve arz güvenliği, bölgesel elektrik ihtiyacı gibi her konuda ahkâm kesmişler. Yüksek maliyetlerden, enerji nakil mesafelerinin kısaltılmasından, Baz yük santralleri ve ani talep artışına destekten, frekans ve gerilim dengesinden, yerli kaynak kullanımından, yenilenebilir enerji kaynaklarından, arz ve talep dengesinden dem vurmuşlardır. Kaldı ki onları ilgilendiren tek husus istihdamdır.

Öyle anlaşılıyor ki, Şirket böyle bir raporu bir akademisyene hazırlatmış, tıpkı işe aldıkları mahalle Muhtarları gibi sendika ağalarının ellerine tutuşturmuş ve “bu raporu kamuoyuna ve siyasi Parti İl Başkanlıklarına sunmazsanız fabrikayı kapatır ve sizi kapının önüne koruz” demiştir.

Fosil yakıtla çalıştırılan fabrikaların, doğaya, havaya, suya ve tüm canlılara maliyetini hesaba katmamışlar. Yörede yaşayan halkın, yaşam sürelerini kısalttığı, devletin sağlık maliyetini yedi kat arttırdığı, halkı yersiz yurtsuz bırakıp başka köylere, kentlere göçe zorladığı, su kaynaklarını tükettiği, bazı köyleri coğrafyadan sildiği, doğal hayatı sona erdirdiği, bölgedeki kömür madenlerinin yetersiz ve kalitesinin düşük olduğu, 300 km. uzaktan her gün 3000 ağır tonajlı kamyon ile kömür taşındığı dikkate alınmamıştır. Sadece Yeniköy Termik santrali tüm Milas halkının bir yılda tükettiği suyu tüketmekte ve su kaynaklarını kirletmektedir. Maliyetinin, elde edilen enerjinin değerinden kat be kat üstünde olduğu değerlendirilmemiştir.

Şu asla unutulmamalıdır ki, elektriksiz yaşamak mümkündür ama havasız susuz ve yersiz yurtsuz yaşamak asla mümkün değildir. Daha düne kadar hiçbir köyde elektrik yoktu.

Gelelim istihdam konusuna. Üç santralin istihdam ettiği işçi sayısı onların hesabına göre 4670 tir. Bu yörede yaşayan ve istihdam edilen kişilerin sayısı mevcut işçilerin yüzde üçü bile değildir. İşe alınmak için ya muhtar olacaksınız ya da iktidar partisine kaydolup 300 TL giriş aidatı yatıracaksınız. Şirketin işi sadece bu üç santral mıdır? Bu işçileri başka yerlerdeki işyerlerinde istihdam edemezler mi?.

Bir de yenilenebilen enerjiden söz ediyorlar. Elin adamı tüm kara yollarının ve otoyollarının üstüne güneş panelleri döşeyerek bir şehrin ya da beldenin enerji ihtiyacını karşılıyor. Böylece doğayı, tarım alanlarını, havayı, suyu,  yok etmeden enerji sorunlarını çözüyor.  Keşke, devlet, Şirkete verdiği teşvik bedelinin onda birini, kendi enerjisini kendisinin üretmesi için vatandaşa verse.

Şirketin karşısındaki en büyük engel zeytincilik kanunu gibi görünüyor. Onun için değiştirilmesini öneriyorlar. Ayrıca, acele kamulaştırma yapılmasını ve yurttaşların elindeki topraklarını, yaşam alanlarını zorla ellerinden alıp sürgüne gönderilmelerini, yerinden yurdundan edilmelerini de hatırlatıyorlar. Sendika ağalarının derdi, üyelerinin derdini dert edinmek olmalıdır. Ekmek parası deyip duygu sömürüsü yapmasınlar. 21 Şubat 2025


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık