Mehmet Sarı

Mehmet SARI - Emekli İlköğretim Müfettişi

“Siyasal islamcıların birçokları, sıkıştığı zaman İslamın rasyonel savunmasını yapar ve puan alırlar. Ama iş bitince tekrar hurefe dinini yaşar, onun savunuculuğunu üstlenirler. Aldatıp sömürdüğü kitle ile münasebetlerinde de o hurefe dinini öne çıkarıp söylenenleri ileri sürerler. Ama yaptıkları tam tersidir. İşte böylece İslamiyet yanlış anlaşılır oldu” diyordu Yaşar Nuri Öztürk.

“Bir insana zorla bir şey öğretemezsiniz. Bilgi müstesna bir tanrısal ışıktır. Bunu istemeyene vermeniz mümkün değildir. Öncelikle kitlenin, islamiyetin gereğini öğrenmeyi istemesi gerekiyor.

Kuran’ı herkes günlük ibadetleri de dahil Türkçesinden okumalıdır. Böylece kolay öğrenme olmaz mı? O zaman bırakın millet kendi dilinde Kur’an okusun ve namazını kılsın. Sonra kalkıp İslamiyet öğretilmedi diyorlar. Bunun arkasında samimiyet olabilir mi?

Kuran’ı kendi dilinde asırlarca okuyamayan bir millete, islam öğretilmedi demek kadar alay edici bir şey olabilir mi? O zaman bırakın millet kendi dilinde Kur’an okusun ve zamanı da öyle kılsın. Kuran’da örtünme diye bir şey yoktur. Bu islama da çağa da aykırıdır. Türban islamın bir icabı sayılmaz. Sonra abdest uzuvlarını örtmeyi Kur’an emretmez’ diyordu Yaşar Nuri Öztürk.

“Kur’an insan öldürenleri ateistlerle değil, müşriklerle bir tutmuştur. Kur’an sahte dindarla, yani dincilerle uğraşır. Şirk işte budur” diyordu.

“Baş örtüsü kelimesinin geçmesi yetmez, ‘başı örtün’ şeklinde emir olması gerekirdi. İşte bu yok Kuran’da. Şahıs isterse gözlerini ve ağzını da örtsün. Tercih onun, ama kamusal alanda bunu yapamaz.

Ben bunları söylerken Diyanet karşı çıktı. Sonra kabul etti.

Peygamberimiz, zamanında Cuma namazını hep iki rekat kıldı. Ama bizler milletçe 16 rekat kıldırıyoruz. 15 dakikalık işi 2 saat sürdürüyoruz. Kuran’a, peygambere uymuyoruz” diyordu Din Alimimiz Yaşar Nuri Öztürk.

Yaşar Nuri Öztürk, tam bir İlim ve Din Alimiydi. Çünkü doğru bildiği yoldan ayrılmadı, cesur ve mücadeleciydi.

Diyanet’e ve dini cemaatlere çok sert eleştiriler yaptı. Kendini uyarıcı ilan etti ve onları; dini hassasiyeti yüksek çevreleri Allah’la aldatmak, Kuran’la aldatmakla itham etti. Kuran’ı anlattı. Çok insanın sahih islam ile buluşmasını sağladı. Bu buluşması, 2002 yılında CHP’den milletvekili seçilmesini sağladı.

Dindar görünerek halkın oyunu toplayan ama paraya hizmet eden din tacirlerine karşı ömür boyu mücadele etti.

Din cambazlarının sahtekarlığını üşenmeden anlattı. Bizleri var eden cumhuriyete ve onu kuranlara saygıyı her zaman yücelten muhterem bir ilahiyatçıydı.

Yaşar Nuri Öztürk, erken yaşta aramızdan ayrıldı. Geriye, topluma yol gösteren kitapları ile ışık veren düşüncelerini bıraktı.

“Ilımlı İslamcı siyaset ile batı emperyalizminin (ABD ve AB) birlikteliğinden oluşan ittifakın Türkiye özelindeki ortak vuruş hedefi, kavram ve kurum olarak laik cumhuriyet, kişi olarak Mustafa Kemal Atatürk’tür” demiştir Yaşar Nuri Öztürk.

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, İstanbul’da ilahiyat fakültesini kurdu. 39 kitap yazdı.

“Bu ülkenin insanları olarak milli duyarlılıkla Atatürk etrafında dini duyarlılıkla Hz.Muhammet etrafında birleşelim” diyordu.

“Atatürk mirasına yönelen şer ise tahribatını üç başlıkla yürüttü. Birincisi Atatürk’e, ikincisi laikliğe, üçüncüsü ise Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırmaktadır” diyor Yaşar Nuri Öztürk.

“Din maskeli Allah düşmanları bir tek Müslüman’ı bile aldatmasınlar diye mücadelemiz devam etmelidir inanç tacirleriyle” diyordu.

“Camiler müşriklerle dolup taşıyor. Emeviler’in islama yaptığı esas kötülük şirki anlatmamasıdır. Namazlı niyazlı olan da olabilir. Bugün tarikatların yaptığı bundan çok daha rezil ve akıl dışıdır” diyordu.

“Arapçası’nı oku manasına karışma diyorlar. Oysa Kuran’da diyor ki, ‘Beni telaffuz etmek, okumak değildir. Benim ne dediğimi anlayarak okuyacaksın.’ Kuran’ı anlayan biri için; insan hakkına tecavüz edenin, kamu malına tecavüz edenin dinle ilgisi biter” diyordu Yaşar Nuri Öztürk.