- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 16 February 2018, Friday 18:57
- 5291 kez okundu
Mehmet SARI / Emekli İlköğretim Müfettişi
Kendi hayatımda yaşadıklarımdan bahsedeyim ki, gerçekler anlaşılsın, bilinsin.
Ben, İlköğretim Müfettişi olarak 1960 yılında Bitlis ilimizin Ahlat ve Adilcevaz ilçelerinde görev yaptım. Köy okullarını teftişimde, ilkokullarda bir tane kız çocuğu göremedim. Öğretmenlerime, ‘neden okulunuzda kızlar yok’ diye sordum. Öğretmenlerim, “Buralarda Şıhlar var. Sözde din aydınlatıcılar. Kızların bizlerle ve erkek öğrencilerle okuması dinen namahremmiş. Ondan veliler de Şıhların sözünü dinleyerek, kızları okula göndermiyorlar” dediler.
Köylerde, akşamları toplayabildiğim kadar velileri toplardım okulda. Onlara doktor, öğretmen ve erkek arkadaşlarının kızlara karşı namahrem olmadığını, dinimizde Kur’anımızda böyle bir emrin bulunmadığını ki, kızlar yarın anne olacak ve çocukların ilk öğretmenleri olacaklar diye velilere anlatırdım ama netice alamadım. Kız çocukları okula gelmemeyi sürdürdüler. Bu durumu Ahlat Kaymakamına anlattım. Sonra bir gün Kaymakam, makam aracı ve şoförüyle beni aldı ve Şıh’ın köyüne gittik. Kaymakam durumu Şıh’a anlattı. Kızların okula gelmesini istedi ve ‘Evet gitsinler’ demesinden sonra ilçeye dönerken, uğradığım her köy okulunun öğretmenine durumu anlattım ve sonuçtan bana bilgi verin dedim.
İlçeye döndük, kızların bazıları 10 gün kadar okula gelmiş. Sonra yine gelmemeye başlamışlar. Durumu Kaymakama tekrar bildirdim ama Kaymakamın, ‘Müfettiş Bey daha fazla bizim yapabileceğimiz bir şey kalmadı’ demesi üzerine sorun sürdü gitti. Yani kız çocukları hiç okumadı.
Ben Bitlis’teki görevimi 4 yıl sürdürdüm. Yine Adilcevaz ilçesinin bir köyüne teftişe gittiğimde, okulda ders yoktu. Okuldaki bir öğrenci hastalanmış ve ölmüş. Öğretmen de cenaze evine gitmiş. Neyse, öğretmen geldi. Okulda dersler işlendi ve teftiş bitince ben ve öğretmen cenaze evine gittik. Herkes bir şeyler konuşuyordu. Ben ölen çocuğun babasına, ‘Çocuğun hasta imiş bir doktora gösterdiniz mi’ diye sordum. Baba bana, “Çocuğumun ölümünden ben sorumluyum. Çünkü Şıh’a vereceğim buzağıyı tam vermedim. 500 dolu almışken, 300 dolu oldu diyerek, Şıh’a hakkını vermedim. Allah da beni cezalandırdı ve çocuğumu aldı” dedi.
Babaya bunun dinen doğru olmadığını anlattım ama pek anlamak istemedi.
Oradaki Şıhlar bir sömürü düzeni kurmuş ve kul hakkı yiyorlar dedim içimden…
İşte din yanlış anlaşılıyor ve yanlış uygulanıyor maalesef… Ayrıca kızlar 10 - 12 yaşına gelince başlık parasına çok evli, paralı erkeklere satılıyor aileleri tarafından. Bu da dinin emri imiş gibi anlatılıyor Şıhlarca…
Bu başlık parasına satılan kızlardan bazıları 18 - 20 yaşına gelince baba evine kaçıyor. Kız ailesine döndüğü için, “ya başlık paramı ya da kızı verin” diyor kocası …
Aile kendi aralarında toplanıyor, kıza ‘kocana git’ diyorlar ama kız gitmiyor. Bu sefer aile, ailenin en küçük erkek çocuğuna ablasını öldürtüyor. Buna da ‘töre cinayeti’ diyorlar oralarda…
Ayrıca evliliklerde İmam Nikahı yapılıyor. Resmi Nikah yok… Böylece o bölgelerde kızlar, miras hakkından mahrum bırakılıyor. Yani kızlara miras hakkı verilmiyor. Din böyle istiyor deniliyor. Böylece din yanlış uygulanıyor maalesef…
İşte dinin böyle böyle yanlış uygulanmasından, güzel İslam dini gerçek yerini alamıyor insanların hayatında. Örneğin Muska ve üfürükçülüğün dinde yeri yokken, Türk ve İslam ülkelerinde yaygın uygulanıyor. Bir yanlış uygulama da şu: Ailelerde gelinlerin büyükleriyle konuşması yasaklanıyor, yani konuşamıyorlar. Böylece kadına manevi şiddet uygulanıyor. İşte bu anlayış şu anda da kadınlara aşırı şiddet ve ölümleri yaşatıyor maalesef günümüzde, ama İslam dini ‘Cennet anaların ayağının altındadır. O ayağını kaldırırsa siz cennete girebilirsiniz’ diyor. Analar, dinimizce çok kıymetlidir. Bizleri dünyaya getiren anadır. Yani kadının kıymeti hep bilinmeli ve değer verilmelidir.
İşte kadına değer vermeyen toplumlar, geri kalmış toplumlardır. Ayrıca, ilk öğretmen annelerdir.
Ülkemizde insanları yanlışlara götüren çok tarikatlar vardır. Örneğin, bir akrabam bir tarikata girdi. Evinde kurban kesmez ama kurban parasını tarikata gönderirdi. Hatta namazını da evinin bahçesinde beslediği 10 koyun için yaptığı koyun ağılında kılmaya başladı. Yani namazını, koyunların pisliği ve gübrelerin içinde kılıyordu.
Sonra sağlığı bozuldu, ailesi ile arası açıldı. Hep bunlar tarikata katılmasından sonra oldu. Demek ki tarikat, doğru yolu göstermemiş bu gencimize! Hep yanlış işleri din diye yutturmuşlar ona ...
Bu genç akrabam sağlıklı ve dengeli değil. İşte bu durma düşmesi, dini yanlış anlama ve yanlış uygulamasından ileri geliyor.
Ne yazık ki ülkemizde tarikat ve cemaatler çok sayıda bulunmaktadır. Bunlar şimdi FETÖ’nün yerini almaya çalışmaktalar. Devletimiz bu konuda uyanık olmalıdır. Ayrıca dinimizde FETÖ diye bir mezhep, bir tarikat yoktur ama 40 - 50 yıldır Işık Evleriyle, kurduğu okullarıyla ülkemizin anasını ağlattı. Ülkemde ihtilal yapmaya kalktı. Parlamentomuzu bombaladı, yüzlerce vatandaşımızı öldürttü. Halâ devletimiz ülkemizde, onların taraftarlarını temizlemek için çalışıyor. Bir de, birçok İslam ülkesinde mezhep ayrılıkları yüzünden savaşlar çıkıyor, insanlar ölüyor ki Kur’an’da ‘bir kişiyi öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir’ denmektedir.
İslamiyet, yalan söylemeyi, haram yemeyi, kul hakkı yemeyi yasaklamıştır ama nedense bugünlerde bunlar hep yapılır oldu maalesef. Dinimizi öğrenmek gereklidir ama yanlış anlamamak ve uygulamamak şarttır. İşte bugün okullarımızda din bilgisi verilmekte ve öğretilmektedir. Sonra din için kitaplar basılmış ve Kur’an mealleri yayınlanmış durumdadır. İsteyen bunları da okuyup, bilgilerini arttırabilirler. Yani şu anda ülkemizde gerçek İslamiyet’i bilme ve tanıma fırsatı var. Esas mesele dürüst insanlar olmaktır.
Benim ilk öğretmenlik yıllarımda bazı kişiler Said-i Nursi taraftarları olarak Milas’ta faaliyet gösteriyorlardı. Milas’ın gençlerini Mısır’daki dini okula gönderdiklerine tanık oldum. Bu gençler Mısır’da okuduktan sonra Türkiye’ye gelip din yönünde Said-i Nursi taraftarlarını çoğaltmaya çalışıyorlardı. Ben, Muğla’da ilköğretim Müfettişi iken bu çalışmalara tanık oluyordum. Said-i Nursi taraftarları Risale-i Nur denen kitapları okuyorlardı ve ben müfettiş olarak bunlara karşı çıkıyordum. Yollarının yanlış olduğunu belirtiyordum. Çünkü ben Bitlis’in Hizan ilçesi teftişinde Nur Köyü’ne gitmiş ve Said-i Nursi’nin kim olduğunu, Cumhuriyet düşmanı birisi olduğunu az çok öğrenmiştim. İşte bu bakımdan devletimiz, bu tarikat ve cemaat konusunda dikkatli ve uyanık olmalı, bunların çoğalmasını önlemelidir.
Atatürk Türkiye’sinin baş düşmanı bunlardır. Ülkemizin geri kalmasında baş nedenlerdir. İşte, son yıllarda Milli eğitimimiz laiklikten, akıl ve bilim yolundan uzaklaştırıldı. Eğitim dinselleştirilmeye çalışılıyor. Bu çalışmalara üniversitelerimiz, öğretmen dernek ve sendikaları ile TBMM kuvvetli bir şekilde karşı çıkmalıdır. Buna karşı partilerimiz yeni ve çağdaş bir eğitim sistemi oluşturmak ve uygulanmasına çalışmalıdır.
Ülkemizin geleceğinin aydınlığı iyi bir eğitim sistemine ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç ilgililerce hemen yerine getirilmelidir. Eğitim her başarının, kalkınmanın baş enerjisi ve başlangıcıdır.
Bir ülkede eğitim iyi olursa, o ülke iyiye gider; kötü ise ülke kötüye gider.
İşte bugün işsizlik, yoksulluk artıyorsa, geri kalmışlık çoğalıyorsa sebebi eğitimimizin kötü olmasındandır. Bir de öğretmenlere yeterli değerin verilmemesindendir.
Atatürk şöyle demiş: “Ulusları kurtaracak ve kalkındıracak yalnız ve ancak öğretmenler ve eğitimdir.”
-
19.11.2020 Ah şu ihtiyarlık, yaşamın en kötü dönemi imiş..
-
30.11.2019 MİTSO’YA TEŞEKKÜR..
-
15.10.2019 Zeytin Hasat Şenliği Yapılacakmış Milas’ımızda…
-
12.10.2019 Milas’ta okullarımızın ilk dersi ağaç dikme imiş!
-
09.09.2019 30 Ağustos’ta Atatürk’ü anmayan din adamları Kuran’a da uymuyorlar!
-
29.06.2019 Manevi Babam İsmail Hakkı Tonguç’u Rahmetle Yad Ediyorum!
-
26.06.2019 Devrimci ve geleceğe ufuk açan Denizli Bozkurt Belediyesi’ne Bravo!..
-
01.10.2018 ÜLKEMİZDE TARİKATLARIN KÖTÜLÜĞÜ SÜRÜYOR
-
24.09.2018 CHP örgütü, görevini yap!..
-
21.09.2018 CHP’de Delege Yarışı Haliyle Olacak!
-
14.09.2018 Tekrar Kurtuluş Savaşı Vermeliyiz! Böylece Karanlıktan Kurtulmalıyız
-
12.09.2018 HAYATTA BAŞARILI OLABİLMEK İÇİN
-
11.09.2018 ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE OYUMUZU ARTTIRMAK İÇİN ÖNERİLERİM
-
08.09.2018 87 YAŞINDAKİ ÖĞRETMENİ ŞAŞIRTAN GENÇ
-
31.08.2018 Çocuk Dünyaya Geldiğinde…
-
28.08.2018 Ormanların sağladığı faydalar…
-
03.08.2018 CHP parti tüzüğüne uyulmalı, CHP’de gençler ve kadınlar daha etkili olmalı!
-
31.07.2018 CHP, 1973 Seçim Bildirgesi’nden hareketle yeniden ‘Ak Günler’ demeli …
-
24.07.2018 Allah ile aldatmak …
-
20.07.2018 Osmanlının son dönemini yaşar gibiyiz!..
-
18.07.2018 Bu durumlara çok üzülüyorum …
-
16.07.2018 Karanlıktan kurtulmak için ...
-
16.07.2018 Karanlıktan kurtulmak için ...
-
11.07.2018 Enerji politikamız, seçimler ve OHAL
-
02.07.2018 CHP’de yenileşmeye ve değişime ihtiyaç var
-
30.06.2018 Ülkemde soğan, piyasanın önderi …
-
09.06.2018 Karanlıktan kurtulmalıyız ...
-
01.06.2018 Kırcağız Köyü’ndeki öğrencilerimden isteğim …
-
30.05.2018 Enerji politikamız çok yanlış!
-
26.05.2018 ‘Tamam’ diyebilmem için …
-
22.05.2018 Sayın Muharrem İnce, ülkemin dertlerine ilaç olacak, hastalıkları bitirecek!
-
18.05.2018 ‘Öğretmen Cumhurbaşkanı’ ile Atatürk’e dönüyoruz
-
12.05.2018 78. kuruluş yıldönümünde Köy Enstitülerini anlamak!
-
09.05.2018 ‘Baskın Seçim’
-
24.03.2018 ‘Toprak Reformu’, Cumhuriyet’in en önemli projesiydi
-
14.03.2018 Muhalefet partileri de ittifak yapmalıdır bence …
-
14.02.2018 Ekonomik kriz, tarımsal üretim, dengeli beslenme …
-
10.02.2018 Köy Enstitü günlerim ve sonrası …
-
03.02.2018 Türk milleti Uğur Mumcu’yu unutamaz …
-
24.01.2018 Halkım, artık gör gerçekleri …
-
12.01.2018 Ne oluyor bu beylere, kadınlara ve Diyanet’e?
-
02.01.2018 Atatürk yolu …
-
30.10.2017 Yaşasın CUMHURİYET!
-
25.10.2017 Eğitimde dünyada hep geride olmamıza yazık değil mi?
-
21.10.2017 Milas’ta ‘laik-bilimsel eğitim’ paneli yapıldı …
-
04.10.2017 Eğitimimiz dökülüyor!..
-
15.09.2017 CHP Eğitim Çalıştayı önemli …
-
12.09.2017 Günümüzde, ‘Allah ile aldatma’ çoğaldı …
-
11.09.2017 Şaşılacak işler oluyor …
-
02.08.2017 Müfredattan Atatürk’ü çıkarıp ‘cihat’ı koydular!
-
29.07.2017 Işık Öğretmenim Necmettin, sen ölmedin asla!
-
14.07.2017 İyiliğe doğru yürüyoruz!...
-
24.05.2017 Partilerde ve ülkemde demokrasi!
-
23.05.2017 İslamiyet neden yanlış anlaşıldı / 2
-
15.05.2017 İslamiyet neden yanlış anlaşıldı? / 1
-
27.04.2017 Sakin olalım
-
24.04.2017 Atatürküm üzülmüş!..
-
15.04.2017 Ey Türk milleti ayağa kalk artık!
-
13.04.2017 Geleceğin için Hayır!..
-
11.04.2017 Allah ile aldatıyorlar günümüzde …
-
08.04.2017 Geleceğin için 16 Nisan’da oyunu kullan!..
-
03.04.2017 Sizleri seviyorum yoldaşlarım!
-
01.04.2017 Referanduma doğru giderken …
-
29.03.2017 17 Nisan’da Bayram yapacağız!
-
28.03.2017 Ege İhracatçılar Birliği’ne Çağrı
-
27.03.2017 Gelin, ‘Tek Adam’a HAYIR diyelim!
-
23.03.2017 Geriletilen tarımla, Sanayi toplumu olunamaz!
-
18.03.2017 ‘Kadının Değeri’ yok maalesef!
-
17.03.2017 Beni çok sevindiren haber!
-
16.03.2017 Bulutlar muhtacız damlalarınıza
-
25.01.2017 İyiyi, doğruyu, güzeli görebilmek, seçebilmek …
-
21.01.2017 Bunlar milletin vekili olamaz!
-
14.01.2017 ‘Aile Okulları’ açılmalıdır
-
13.01.2017 Yeni yıla akıl ve bilim dışında başladık!
-
07.01.2017 Çözüm: ‘Kooperatifçilik’te …
-
31.12.2016 Milas Kent Konseyi genel kurulunun ardından …
-
22.12.2016 Gazeteci ve gazeteler susturulmamalıdır!
-
15.12.2016 ‘Emir Kulu’ teröristleri lanetliyorum!
-
14.12.2016 ‘Bağımsızlık Bilinci’ geliyor!...
-
10.12.2016 Önce sağlık!
-
06.12.2016 İdam, suçu-suçluyu azaltmıyor!
-
03.12.2016 “Çocukken sanki deliymişim”
-
29.11.2016 Neden sesinizi çıkarmıyorsunuz?
-
26.11.2016 Atam, milletinde yaşıyorsun!..
-
19.11.2016 ABD’nin başkanlık seçimlerinden yola çıkıp …
-
18.11.2016 ‘Zeytin Hasat Şenliği’nden önce!..
-
14.11.2016 Suriye ile Irak için yanlış politikalarımız…
-
12.11.2016 Ülkemize bu kötülüğü yapmayalım, yapmayın!..
-
07.11.2016 FETÖ için önemli bir tanık daha!..
-
05.11.2016 Ülkeme şifa olan Cumhuriyet!..
-
04.11.2016 Köy Aydınlatıcısı Fakir Baykurt’u unutmayacağız!
-
29.10.2016 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı!..
-
22.10.2016 “Tarikatların suçlusu Cumhuriyetmiş”!? ...
-
18.10.2016 Umut var, çünkü Atatürkçüler var!
-
17.10.2016 Ülkemin ağlanacak halleri ...
-
08.10.2016 Başbakan Binali Yıldırım’a açık mektup
-
05.10.2016 Neden Sevr’den bahsetmiyor da !..
-
01.10.2016 Açık Dilekçe
-
24.09.2016 Ayrıştırmalar zehir olmuş
-
16.09.2016 Diyanet İşleri Başkanlığı’na ‘açık dilekçe’
-
07.09.2016 30 Ağustos Zafer Bayramı
-
30.08.2016 Siyasette örgütler önemlidir!..
-
27.08.2016 FETÖ’nün örgüt düzeni …
-
19.08.2016 Harp Okullarından FETÖ zulmüyle atılan öğrencileri dinlerken ...
-
16.08.2016 Neden 15 Temmuz’u yaşadık?
-
13.08.2016 ‘Demokrasi Nöbeti’ bitti mi?
-
11.08.2016 Milas Belediye Başkanlığımızdan isteklerim
-
06.08.2016 31 Mart ayaklanması ve 15 Temmuz darbe girişimi
-
04.08.2016 ‘İyi insan’ olmak için …
-
30.07.2016 Siyasilerimize önerilerim ...
-
21.07.2016 Ülkemiz darbecilerden temizlenirken …
-
17.07.2016 İstikamet ‘daha da demokrasi dışına’ mı?
-
11.07.2016 Dış Politikada ‘U Dönüşleri’ sürüyor!..
-
09.07.2016 Atatürk Havalimanı’na terör saldırısı ...
-
02.07.2016 Çare; eğitim, kültür ve toprak reformlarıdır
-
30.06.2016 Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e saygıyla ...
-
25.06.2016 Bodrum susuzluk yaşıyormuş ...
-
04.06.2016 27 Mayıs 1960’a doğru ...
-
14.05.2016 Artık, her bakımdan üretime yönelelim ...
-
01.05.2016 Laiklik, en başta akılcılıktır
-
26.04.2016 Milas Fatih İlkokulu’nun 23 Nisan Bayram töreni
-
23.04.2016 23 Nisan öyle bir gündür ki!
-
21.04.2016 TGB’nin Milas toplantısı üzerine
-
10.04.2016 Bir aşkım da dünyam
-
02.04.2016 Terör, ruh sağlığımızı da bozdu
-
29.03.2016 Bitsin artık bu terör!
-
23.03.2016 En Yüce Değer: Üretim ve Kooperatifçiliktir!
-
19.03.2016 Hep dalgalan bayrağım
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.