- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 13 December 2019, Friday 8:38
- 3070 kez okundu
Bıktım artık, kaybedilmiş bir canın arkasından “acımız büyük, kaybettiğimiz kızımız için acımız çok büyük” türünden açıklamalar yapan devlet yetkililerinden.
Kardeşim, adam katil, ancak kapalı cezaevinden açık cezaevine alıyorsunuz. O da yetmiyor iyi bir iş yapmış da gelmiş gibi ödül olarak çarşı iznine gönderiyorsunuz. O da, hazır çıkmışken genç bir kızımızın canını hunharca, canice, en aşağılık duygular içinde bir geleceği, umudu, hayalleri, canı, bıçağıyla yok ediyor.
Sonra beyefendiler, ‘devlet gereğini yapıyor’ türünden üzüntülü açıklamalar yaparak görevlerini yaptıklarını sanıyorlar.
Sayın beyefendiler, on bir ayda dört yüz otuz kadın öldürüldü, haberiniz var mı? Ve siz hepsinin arkasından bu ve benzeri nutukları attınız. Ne oldu, sorunun çözümüne en ufak bir katkınız oldu mu? Cinayetler son buldu mu? İnsanların korkarak sokaklarda dolaşmalarını önleyecek bir önlem alabildiniz mi?
Ne yaptınız biliyor musunuz? Bu durumu kınayan kadınların protestosunda onlara biber gazı sıktınız, “orantılı güç” (!) uyguladınız ... Sayın bakan böyle diyor ...
Ancak kadınlarımız ölmeye devam ediyor!
Tüm bu olanlara rağmen, suç işlemiş insanların suçlarının karşılığında almış oldukları cezayı nasıl azaltırım da, onları bir an önce salıverip hapishaneleri boşaltırım arayışı içinde olan bir iktidar görüyoruz karşımızda. Bunu anlamak mümkün değil!
Öyle bir insan yaratıyoruz ki, işlediği suçtan sonra cezasını çekerken içinde bulunduğu rahatlık ve ortam, onu yeni bir suç işleme özgürlüğüne götürüyor. Öyle bir insan yaratıyoruz ki, bu insan önceki suçunun cezasını çekerken kendisine sunulan olanaklar sayesinde elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşabiliyor ve gözüne kestirdiği genç bir kızı hiç düşünmeden, sorgulamadan onu hayattan koparıp alıyor. Suçlu, öldürdüğü insanı tanımıyor, onunla hiçbir sorunu yok, bir problemi yok sırf öldürmek için öldürüyor.
Bu ve benzeri olayları yaşamaktan gerçekten bıktık. Gün geçmiyor ki bu konuda bir haber okumayalım. Ancak olayın devamında ne oluyor biliyor musunuz? Konu adliyeye yansıyor ve bazen adli kontrol şartı ile salıverme, bazen yargılamada iyi hal indirimi ile orantısız ve vicdanları rahatsız eden bir karar.
Adalet, eğer vicdanlara su serpmiyorsa adalet değildir. Bunu uzunca bir süredir bu ülke yaşamaktadır.
Ona bu fırsatı kim veriyor, sistem. Sistem kimin eseri? İktidarın …
Artık öyle bir noktaya geldik ki, Adalet Bakanı adaletten şikayetçi. İktidar birçok konuda olduğu gibi ülkeyi bu konuda da yönetemediğini, sorunların üstesinden gelemediğini bize gösterdi. Halkın parasını hesapsızca, lüks içinde harcamakla olmuyor.
Bir kadın yirmi dokuz kez devletten yardım istedim diyor ve öldürülüyor.
Tabii bu sorunun kaynağında oturan iktidarın bu konuda yıllarca ne yaptığını-yapmadığını hep birlikte kurbanlar vererek izlemekteyiz. Her olayın arkasından atılan nutuklardan sonra eski tas eski hamam hayat devam etmekte.
Ancak gözden kaçmaması gereken bir konu var ki, daha önceki iktidarlarda olmadığı kadar kadın cinayetlerini bu iktidar zamanında yaşamaktayız. Bunun da iktidarın kadına bakışı, kadını toplum içinde koyduğu ve en önemlisi okullardaki eğitim ile toplumu taşımak istediği yerle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Toplumun yönetilmesinde odağın, insan yerine din olması anlayışının da bizi götürmekte olduğu yere dair endişelerimiz her geçen gün artmakta.
Kadınlarımız ve toplumumuz bağırıyor:
“Ölüyoruz sayın iktidar, orada bizi duyan var mı?”
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.